Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1289 E. 2019/1281 K. 10.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1289
KARAR NO : 2019/1281
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/07/2018
NUMARASI : 2018/72E. 2018/786K.
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Taraflar arasında görülen zayi belgesi verilmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …Sitesinde merkezi bulunan bir firma olduğunu, müvekkili şirketin işyerinin bulunduğu … Sitesinin malikleri ve … Firması arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, 06 Ocak 2018 tarihinde gece yarısı İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait yıkım ekipleri ve araçlarının, bildirim ve ilan olmaksızın geldiklerini, maliklerin itirazına rağmen bölgede işyerleri bulunan firmaların taşınmazları tahliye etmesine ve önemli belge ve evrakları almalarına imkan vermeksizin taşınmazların yıkımına başlandığını, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne … sicil numarası ile kayıtlı Davutpaşa vergi dairesine … vergi numarası ile kayıtlı … unvanlı şirketin 2007-2016 Yıllarına ait Yevmiye Defteri, Defteri Kebir, Envanter Defteri, alış satış faturaları ve boş faturlar ile müşteri fatura yevmiyesinin zayi olduğuna dair belge verilmesini, yıkılmakta olan bölgede delillerin kaybolmaması amacıyla en kısa sürede keşif yapılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen ve istinaf başvurusuna konu edilen kararında; ”… Kentsel dönüşüm projesi kapsamında binanın yıkımının maddede sayılan afet olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığı gibi, davacının iş yerinin bulunduğu alanın riskli alan bölgesi olarak tespit edildiği önceden belirlenmiş olup, yıkım tarihinin belirlenmesi idari bir işlem niteliğindedir, Binanın boşaltılma tarihi belirlenmiş olduğundan davacının yıkım tarihine kadar basiretli bir tacir olarak ticari defterlerini yıkım alanından tahliye etmesi gerekirken tacirden beklenen gerekli özen ve dikkati göstermediği, yıkım kararına rağmen yıkım tarihine kadar defterlerini adreste bırakmış olması göz önüne alındığında… ”, yasal koşulları bulunmayan talebin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; TTK m.68/4 hükmünün “Açılış bilançosu ve Yıl sonu Finansal Tabloları” na ilişkin düzenlemeleri içeren hüküm olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından gerekçeli karara esas alınması gereken hükmün, TTK’nın “Belgelerin saklanması ve saklama süresi” ne ilişkin düzenlemeleri içeren 82. maddesinin 7. fıkrası olduğunu, Afet Riskli Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun gereğince yıkılan bir taşınmazın TTK m.82 f.7 hükmünde sayılan afet olarak değerlendirilmesinin mümkün olmamasının hukuk ve mantık çerçevesinde izah edilemeyeceğini, Dava konusu işyerinin bulunduğu alanın imar planı değişikliği ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığınca bir ay süreyle askıya çıkarılmış olması sebebi ile bildirimin gerçekleştirildiğinin kabulünün mümkün olmadığını, 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’un “Tahliye ve Yıktırma başlıklı 5. maddesi gereğince iş bu dava konusu taşınmaz maliklerine kanunen verilmesi gereken süre verilmediği gibi yıkım tarihine ilişkin tebligat çıkarılmadığını,Bakırköy Asliye Ticaret mahkemeleri huzurunda ve özellikle aynı ilk derece mahkemesi olan Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından da aynı konuda açılan davaların kabul edildiğini,İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararının bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, TTK’nın 82/7.maddesi uyarınca, ticari defter ve kayıtlar için zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince talebin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı, Nakliyeciler Sitesinin bulunduğu adreste gerçekleştirilen Kentsel Dönüşüm Projesi nedeniyle 06/01/2018 tarihinde iş yerinin yıkıldığını, dava dilekçesinde talepte bulunduğu defter, belge ve faturaların yıkım altında kalarak zayi olduğunu ileri sürerek bunlar için zayi belgesi verilmesini talep etmiştir.Türk Ticaret Kanunu’nun 82/7. maddesi uyarınca, bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kâğıtlar hırsızlık veya yangın, su baskını, yer sarsıntısı gibi bir afet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziya uğrarsa, tacir ziyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir. Mahkeme, lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır. Somut uyuşmazlıkta talebin, TTK’nın 82/7. maddesinde öngörülen hakdüşürücü süre içinde yapıldığı anlaşılmaktadır. TTK’nın 82/7. maddesinde, zayi belgesi verilmesini gerektirecek zayi olma durumları sınırlı olarak sayılmamış ise de tacirin zayi belgesi isteyebilmesi için, defterlerin zayi olmasında kusur ve sorumluluğunun bulunmaması, tedbirli bir tacir gibi davranmasına rağmen zayi olayına engel olamamış durumda olması gerekir.Somut olayda, kentsel dönüşüm projesi kapsamında binanın yıkımının, maddede sayılan bir afet veya davacının önleyemeyeceği bir sebep olarak değerlendirilmesi mümkün görülmemektedir. Tedbirli bir tacir, faaliyet gösterdiği sitenin yıkım kararını bilmediğini ileri süremez. İlk derece mahkemesinin karar gerekçesi bu nedenlerle isabetlidir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10/10/2019