Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1288 E. 2018/1425 K. 29.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1288
KARAR NO : 2018/1425
KARAR TARİHİ: 29/11/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2018
NUMARASI : 2017/1145- 2018/251 E.K
DAVANIN KONUSU : Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilin 05/05/2011 tarihinden 20/04/2012 tarihine kadar davalıya ait işyerinde dışarıdan şirket müdürü olarak çalıştığını, işverenin 20/04/2012 de hiçbir sebep göstermeksizin iş akdini doğrudan doğruya tek taraflı olarak feshettiğini, müvekkilin çalıştığı dönemde davalı şirket tarafından kendisine vadedilen aylık 7.500,00 TL maaşı ve aylık 500,00TL temsil ve ağırlama masraflarını çalıştığı sürece kendisine hiçbir zaman ödenmediğini, davalı şirket müvekkilin 12 aylık alması gereken maaş ücreti alacağını fazla mesai ücret alacaklarını ödemediğini, bu nedenlerle sözleşmenin haksız feshinden doğan gerçek maaşı üzerinden 12 aylık maaş alacağının fazlaya dair tüm hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00TL maaş alacağı, 1.000,00TL temsil ve ağırlama giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi birlikte davalı şirketten tahsiline, sözleşmenin haksız feshinden doğan, gerçek maaşı üzerinden ihbar tazminatının fazlaya dair tüm hak ve alacakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00TL ihbar tazminatını, hafta tatili, resmi tatillerde bayram tatillerinde çalışmasına karşılık tatil alacağının şimdilik 10,00TL’lik kısmının dava tarihinen itibaen işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili 20.05 2016 tarihli ıslah dilekçesiyle neticei talebini artırarak, toplam 95.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilemesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının, davalı şirketin dışırıdan atanan müdürü olduğundan limited şirket müdürlerinin alacaklırana ilişkin davalarda görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, 30/04/2012 tarihli ticaret sicil gazetesinde istifa ederek işten ayrıldığı tescil ve ilan edilmesine rağmen tescil tarihinden günümüze kadar herhangi bir itiraz ileri sürülmediğini, zaten davacının şirketlerinden davaya konu alacağı olmadığı gibi hiçbir hak ve alacağı da bulunmadığını, belirtilen tarihlede başka bir yerde sigortalı olduğunu ve 7.235,00 TL ücret aldığını beyan ettiğini, talep eilen ücretin gerçek dışı olduğunu, davacının şirketten istifasından sora gerçekleşen 01/08/2013 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilan edildiği üzere, müdürler kurulu üyelerine ücret verilme yetkisinin aylık 5.000,00 TL’yi geçmemek kaydıyla alınacak genel kurul kararıyla ortakların onayına bırakılması kararlaştırılmasına rağmen, afaki ücret talebinin gerçek dışı olduğunu belirterek, dosyanın görevli Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davanın ilk olarak açıldığı İstanbul 16. İş Mahkemesinin 2016/611 E- 2017/147 K sayılı, 09.03.2017 tarihli kararıyla, davaya bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosya İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmiş ve istinafa konu iş bu karar görevli mahkemece verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verdiği istinafa konu kararında; davacının şirket müdürü olup işçi sayılamayacağı, bu nedenle münhasıran işçiye tanınan ve İş Kanunu’nda düzenlenen kıdem ve ihbar tazminatı gibi kalemleri talep hakkının bulunmadığı, temsil ve ağırlama gideri talep hakkının varlığının kanıtlanmadığı, davacının sadece ücret talep edebileceği, İş Mahkemesince alınan rapordaki tespitlerin ve hesaplamanın benimsendiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 57.000,00 TL ücret alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;
İlk derece mahkemesinin gerekli araştırmayı yapmadan hüküm verdiğini, davanın başlangıçta iş mahkemesinde açıldığını, orada tanıklar dinlendikten ve bilirkişi raporu alındıktan sonra görevsizlik kararı verilerek dosyanın asliye ticaret mahkemesine gönderildiğini, görevli mahkemenin delilleri toplamadan ve inceleme yapmadan, iş mahkemesinin yaptığı tahkikatla yetinerek karar verdiğini,
Tanık beyanlarının hükme esas alınamaz nitelikte olduğunu,
İlk derece mahkemesinin davacının talep edebileceği ücret konusunda yaptığı emsal araştırmasını dikkate almadığını,
Davacının SGK kayıtlarıyla da ispat edildiği üzere, aynı dönem içinde, davalının içinde yer aldığı gurup şirketlerde çalıştığını ve oradan maaş aldığını, o çalışmaları için açtığı iş davaları bulunduğunu, davacının buna rağmen müdürlük görevi nedeniyle ücret istemesinin mümkün olmadığını, aynı dönemde davacının, grup şirketlerden Metro Turizm firmasında sigortalı işçi olarak çalıştığını, yine 2008 yılından itibaren Atlas Emlak…A.Ş.’de sigortalı olarak çalıştığının görüldüğünü, davacının müdürlük görevini aktif olarak yapmadığını, yasa gereği müdür olarak atandığını, ancak bu konuda hiçbir faaliyetinin olmadığını, aktif hizmet vermeyen davacının müdür sıfatıyla ücret talep hakkının bulunmadığını,
İş mahkemesinde yapılan tahkikatın iş mevzuatına göre yapıldığını, ticari dava olan davanın uzmanlık gerektiren bir konu olup ticaret mahkemesince ayrıca tahkikat yapılması gerektiğini, davacının müdür sıfatıyla maaş istemesinin mümkün olmadığını, çünkü aynı tarihte grup şirketlerde işçi olarak çalıştığını, hem işçi hem işveren olmasının mümkün olmadığını,
TTK’nın 394.maddesi gereğince müdürlere ücret ödenmesi konusunda karar verme yetkisinin şirket genel kuruluna ait olduğunu, genel kurulca alınmış böyle bir karar bulunmadığını, bu nedenle davacının müdür sıfatıyla ücret isteme hakkının bulunmadığını,
Bu gerekçelerle ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle, şirket müdürü olan davacının davalı şirketten ücret alacağının ve ferilerinin tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır.
Dava başlangıçta iş mahkemesinde açılmış, iş mahkemesince, davacının şirket müdürü sıfatıyla talepte bulunduğu, bu durumda işçi sayılamayacağı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği ve istinafa konu iş bu kararın verildiği anlaşılmaktadır.
İş mahkemesince görevsizlik kararı verilmeden önce bir kısım deliller toplanmış, SGK kayıtları celp edilmiş, tanıklar dinlenip iş mevzuatı kapsamında bilirkişiden hesap raporu alınmış, daha sonra görevsizlik kararı verilmiştir.
Dosya görevli mahkemeye geldikten sonra, görevli mahkemece tensip ara kararında, getirtilmesi gereken belge ve dosyaların celbi için ilgili yerlere yazı yazılmasına karar verilmiş ve bu kapsamda savunmada adı geçen iş dava dosyasının tutanak örnekleri dosyaya sunulmuş, bunun dışında görevli mahkemece hiçbir ilave tahkikat yapılmadan yargılamaya son verilerek istinaf incelemesine konu hüküm verilmiştir.
İş mahkemesince yapılan yargılama iş mevzuatı ve işçi hakları kapsamında olup deliller bu bağlamda toplanmış, bilirkişi tarafından değerlendirme iş mevzuatı kapsamında yapılmıştır. Oysa davaya konu alacağın iş mevzuatıyla ilgisi bulunmamaktadır. Uyuşmazlık şirket müdürü ile şirket arasındaki alacak iddiasına ilişkin olup mutlak ticari davadır. Bu durumda ticari davanın teknik özelliklerine göre tahkikatın yapılması gerekir.
Davacı, davalı şirketin müdürü olarak ücret istediğine göre, savunmada ileri sürülen hususlar dikkate alınarak, TTK hükümlerine göre davacı müdürün ücret talep hakkının doğup doğmadığının asliye ticaret mahkemesince ilgili mevzuat bağlamında araştırılması ve gerekçelendirilmesi zorunludur.
Bu bağlamda öncelikle davalı şirketin ticaret sicil dosyasının eksiksiz bir örneği celp edilerek, TTK hükümlerine göre limited şirket müdürü olan davacının ücret talep hakkının bulunup bulunmadığı, bu konuda alınmış bir genel kurul kararının olup olmadığı; davalı şirketin ticari defter ve kayıtları da TTK’nın 83. maddesi uyarınca ibrazı emredilerek incelenmek suretiyle, davacı müdüre görev yaptığı dönemde hiç ücret ödenip ödenmediği, ödendiyse miktarının ne olduğu, temsil ve ağırlama ödemesi yapılıp yapılmadığı, varsa miktarının ne olduğu konuları araştırılmalı ve denetlenebilir bir şekilde dosyaya yansıtılmalıdır.
Görevli ilk derece mahkemesince hiçbir değerlendirme yapılmadan ve eksik tahkikat işlemleri tamamlanmadan ve gerekçede davalının savunma sebepleri ve bu bağlamda davacının aynı dönem için başka grup firmalarda sigortalı olarak maaş aldığına ilişkin savunmaları üzerinde durulmadan, sadece iş mahkemesince yapılan tahkikat işlemleri esas alınarak karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Davanın mevcut durumu itibariyle, ilk derece mahkemesi gerekli delilleri toplamadan ve savunmada ileri sürülen hususları hiç tartışmadan karar vermiş olduğundan, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Açıklanan bu gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,
2-Yukarıdaki açıklamalar ışığında davanın yeniden görülmesi için dosyasının, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davalı tarafça yatırılan istinaf harcının talep halinde iadesine,
4-Davalı tarafça yapılan kanun yolu giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine dair;
HMK’nın 353/1a. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 29.11.2018
KANUN YOLU : HMK 353/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.