Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1287 E. 2019/253 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1287
KARAR NO : 2019/253
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2018
NUMARASI : 2018/628 Esas- 2018/719 Karar
DAVANIN KONUSU: Zayi Belgesi Verilmesi
Davacı tarafından açılan zayi belgesi verilmesi talebinin ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin Beşiktaş ilçesinde faaliyet gösterdiğini, şirkete ait ticari defter ve kayıtlara ilişkin tüm arşivin 21/06/2018 tarihinde fatura karşılığında hizmet alınan taşıma şirketi aracılığıyla Gebze ilçesinde bulunan başka bir adrese nakledildiğini, yapılan taşıma işleminin ardından nakil adresinde yapılan sayım ve tasnifte Beşiktaş … Noterliği tarafından 28/12/2012 tarihinde … yevmiye numarasıyla onaylanmış olan karar defterinin kaybolduğunun anlaşıldığını, tüm aramalara rağmen bulunamadığını belirterek, karar defterinin kaybolması nedeniyle gerekli işlemlerin yapılarak ilgili defter için zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; TTK’nın 82. maddesine göre, bir tacirin tutmakla zorunlu olduğu ticari defterlerin tabii afetler ya da hırsızlık gibi nedenlerle zayi olması durumunda ilgili mahkemede, zayi olduğuna ilişkin belge verilmesi için hasımsız dava açılabileceği, ancak bunun için tacirin defterlerin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması ve ziyaa uğramanın onun iradesi dışında meydana gelmiş olmasının gerekeceği, dava konusu olayda ise ilgili Kanun maddesinde sayılan hallerin bulunmadığı, tacirin TTK’nın 18/2. maddesi kapsamında basiretli bir iş adamı gibi davranmaması ve ihmalinden kaynaklı meydana geldiğinin sabit olması nedeniyle, talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Zayi belgesi verilmesi talebinin TTK’nın 82. maddesi yanında 2012 yılında yayınlanan Ticari Defterlere İlişkin Tebliğ’in, 2013 yılında yeniden düzenlenen 13. maddesinin 6. bendi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, çünkü bu hüküm uyarınca zayi belgesi alınmaksızın noterden yeni bir karar defteri onaylatmalarının mümkün olmadığını, bu nedenle ilk derece mahkemesince verilen ret kararı nedeniyle müvekkilinin karar alamaz duruma geldiğini, Kaybolan defterin şirkete ait defterlerden sadece biri olup karar defteri olduğunu, üçüncü şahısları ilgilendiren kayıtlar bulunmadığını, tacirin taşınması sırasında defterini kaybetmiş olmasının basiretsiz davranış olarak görülemeyeceğini, İlk derece mahkemesinin hiçbir delil değerlendirmesi yapmadan ve talebin kaynağı olan ihtiyaçları araştırmadan karar vermesinin usule aykırı olduğunu, Kanun maddesinde sayılan afet veya hırsızlık gibi sebeplerin sınırlı olmadığını, taşınma sırasında kaybolma halinin de zayi belgesi talep edebilmek için yeterli olduğunu, Bu nedenlerle istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 82. maddesi uyarınca zayi belgesi verilmesi isteğine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın açılmasını müteakip, dosya üzerinden yapılan değerlendirme sonucunda davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı vekili, müvekkili şirketin karar defterinin taşınma sırasında kaybolduğunu ileri sürerek zayi belgesi verilmesini istemiştir. Yargıtay 11.H.D.’nin 2015/13799 E. – 2016/5206 K.sayılı 09.05.2016 tarihli, emsal nitelikli kararına göre:”…dava dosyası içindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, Dairemizin yerleşik kararlarına göre defter ve belgelerin ziyaının tacirin iradesi dışında, elinde olmayan bir sebeple meydana gelmiş olması hali 6102 sayılı TTK.82/7. maddesi kapsamında kaldığından, mahkemece belgelerin doğal afetler veya hırsızlık sebebiyle kaybolması gerektiğine dair gerekçesi yerinde değilse de…” denilmiştir. Yüce Dairenin diğer emsal kararları da bu yöndedir. İlk derece mahkemesinin, davanın açılmasını müteakip duruşma açmaksızın ve herhangi bir araştırma yapmaksızın dosya üzerinden talebin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Talep, çekişmesiz yargı işine ilişkin olup, HMK’nın 385. maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabidir. HMK’nın 320/1. maddesi uyarınca, basit yargılama usulüne tabi davalarda dosya üzerinden karar verilmesi mümkün ise de bunun için tüm delillerin toplanmış ve davanın karar verilecek duruma gelmiş olması gerekir. Diğer taraftan, gerek TTK’nın 82/7. maddesindeki düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olması gerekse HMK’nın 385/2. maddesi uyarınca çekişmesiz yargı işlerinin resen araştırmaya tabi olması nedeniyle, ilk derece mahkemesinin, davacının ileri sürdüğü iddiaları araştırması gerekir. Hukuki dinlenilme hakkının bir gereği olarak somut olayda duruşma açılmasının zorunlu olduğu anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesinin duruşma açmadan ve HMK’nın 31. maddesinde hakime yüklenen davayı aydınlatma ödevi yerine getirilmeden karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu hukuki tespitlere göre ilk derece mahkemesince yapılması gereken iş, usulünce duruşma açmak, davacının özen yükümlülüğüne uygun davranıp davranmadığı, zayi olayının davacının iradesi dışında meydana gelip gelmediği konularında davacının gösterdiği delilleri toplamak, TTK’nın 82/7. maddesinin son cümlesi uyarınca resen gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emrederek, davanın esası hakkında bir karar vermekten ibarettir.HMK’nın 353/1.a.6. maddesindeki düzenlemeye göre, ilk derece mahkemesince, davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen delillerin hiç biri toplanmadan ve gerekli resen araştırmalar hiç yapılmadan ve deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması nedeniyle, ilk dece mahkemesinin kararı kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf harçlarının ilk derece mahkemesince, talep halinde iadesine,4-Davacı tarafından istinaf kanun yolu aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle İlk Derece Mahkemesi tarafından, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.6. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/02/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.