Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1281 E. 2019/1408 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1281
KARAR NO : 2019/1408
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/04/2018
NUMARASI : 2017/410E – 2018/507 K.,
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen tazminat davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin olarak verilen verilen hükme karşı davalılar vekilleri tarafından, ayrı ayrı istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı aracı … Tic. Ltd. Şti. ünvanlı iş yerinden sıfır olarak 110.000,00 TL karşılığında satın aldığını, aracı satın aldıktan kısa zaman sonra motor kısmından ses gelmesi üzerine aracı servise getirdiğini, servis kontrolünde araçtaki sesin kısmen giderildiği ifade edilerek aracın teslim edildiğini, araçın motor kısmından gelen sesin değişmemesi üzerine aracın 4-5 kez daha servise götürüldüğünü, araçta gizli ayıp niteliğinde fabrikasyon hatası olduğunu belirterek, aracın iadesi ile birlikte satım bedeli olarak davalıya ödenmiş olan 110.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı …. A.Ş. vekili savunmasında özetle; dava konusu aracın 30.06.2014 tarihinde trafiğe çıktığını, 26.08.2015 tarihli son servis kaydına göre 23.304 km yol kat ettiğini, 06.03.2015 tarihinde ve araç 4.203 km’de iken şikayet üzerine parçaların garanti kapsamında değiştirildiğini, davacının daha sonra aynı şikayetle herhangi bir servis başvurusu bulunmadığını, 08.04.2015 ve 17.06.2015 tarihli şikayetler ile servis girişi yapıldığını, ancak her iki seferde de teknik müdahale gerektirecek bir bulguya rastlanmadığını, sürgülü kapı yapısal değişikliğinin ürüne ait olmadığını, sonradan davacı tarafından yaptırıldığından müdahale edilemediğini, 29.07.2015 tarihinde ve araç 19.593 km’de iken “20.000 km Bakım” talebi ile servise gelindiğini ve bakım uygulandığını, 26.08.2015 tarihinde ve araç 23,304 km’de iken garanti kapsamında ön amortisörlerin değiştirildiğini, bahsedilen “ses” şikayetinin, güç aktarma işlevine herhangi bir olumsuz etkisi bulunmadığından herhangi bir onarım ihtiyacı doğurmadığını, araçta tekrarlayan / giderilemeyen ve araçtan faydalanmayı ortadan kaldıran bir kusur / ayıp / gizli ayıp veya üretim hatası bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiş, davanın kabulü cihetine gidilmesi halinde, kullanım bedelinin araç bedelinden mahsubunu, araçta varsa gerçek değer kaybı miktarının tesbitini, davanın kabulü ile aracın davalı şirkete iadesi söz konusu olur ise dava konusu araç üzerinde bulunan/sonradan ortaya çıkabilecek ve yükümlüsünün davacı olduğunu, rehin, haciz, vergi borcu ve sair tahditlerin davacı tarafça kaldırılması ve iade edilmesi hususuna hükümde ver verilmesi gerektiğini belirterek, davanın esastan reddine, savunmaları doğrultusunda değerlendirme yapılmasını ve yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı …. A.Ş. vekili savunmasında özetle ; müvekkili davalıya yöneltilen işbu davanın görevsizlik sebebi ile reddi gerektiğini, gerek müvekkili şirketin adresi gerek diğer davalı şirketin adresi dikkate alındığında mahkemenin yetkisiz olduğunu, müvekkilinin de diğer davalı … adlı şirketten bu aracı satın alan tüketici konumunda olduğunu, dava konusu edilen ve ispatlanmaya muhtaç ayıbın mevcudiyetinden sorumlu olmadığını, müvekkiline yöneltilen bu davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, davanın esasına girildiği takdirde yapılacak incelemelerle davacının iddialarının mesnetsizliğinin ortaya çıkacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda verilen istinafa konu kararda; “…Celp olunan ticaret sicili kayıtlarından davacının ve davalı tarafın tacir, dava konusu aracın ticari araç , taraflar arasındaki ilişkinin ticari satım olduğu anlaşılmakla TTK’nun 23/c md gereğince ayıpbın açıkça belli olmaması halinde alıcı teslimden itibaren 8 gün içinde inceleme veya incelet- tirmek , bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğunun tespiti halinde bu durumu (aynı süre içinde ) satıcıya bildirme yükümlülüğü olduğu, TTK 18/3 md gereğince de bu bildirimin noter aracılıyla veya tahhütlü mektupla,telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı e-posta sistemi ile yapmısı gerektiği tartışmasızdır.Her ne kadar yargılamaya konu olayda davacının yazılı bir ayıp ihbarı bulunmasa da aracın 16/01/2015 tarihinde davacı adına tescil edildiği ve 06/03/2015 tarihinde araç henüz 4203 km’de iken “Vites geçişlerinde tırlama sesi geliyor” şikayeti ile yetkili servise başvurulduğu, sonrasında garanti süresi içinde yaklaşık 1 -1,5 ay süreyle benzer şikayetlerle 5-6 defa servise gelindiği, garanti kapsamında araca müdahale edilmesine rağmen araçtaki sorunun giderilemediği, servis başvuruları ile yasal süre içinde bildirimde bulunan davacının ayıplı mal nedeniyle sözleşmeden dönme, ayıplı ürün ile ürün bedelinin iadesine ilişkin talebinin yerinde ve haklı olduğu anlaşılmıştır.Davalıların sorumluluğuna gelince; davalılardan …nin Türkiye distrübütorü olduğu dava konusu aracın diğer davalı …tarafından davacıya satıldığı ve satış bedelinin 110.000,00 TL olduğu hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmadığına göre, davacı talebinin karşılanmasından davalıların müteselsilen ve müştereken sorumlu oldukları da gözetilerek …” davanın kabulüne, taraflar arasındaki … marka 2014 model şeker beyaz renkli … Şase nolu, … motor nolu … plakalı aracın satışına dair sözleşmeden dönme nedeniyle, dava konusu aracın davalı tarafa iadesi koşuluyla, davacı tarafca ödenen 110.000,00 TL tutarındaki satış bedelinin müteselsilen ve müştereken davalılardan tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalılar vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı …. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Uygulamalı olarak yapılan bilirkişi incelemesinde söz konusu ayıbın imalat hatasına dayalı bir arıza olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketin üretim sürecindeki safhalara hiç müdahale imkanı olmadığını, müvekkilinin ortaya çıkan gizli ayıpta kusuru ve sorumluluğu bulunmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı …. A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde, önceki beyanlarını tekrarla; uyuşmazlık konusu aracın, … marka minibüs olduğundan ticari araç kategorisinde bulunduğunu, huzurdaki davanın, 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamı dışında olması sebebiyle uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğunu, davanın öncelikle görevsizlik nedeniyle usulden reddi gerektiğini, Somut uyuşmazlıkta, tüketicinin seçimlilik haklarını kullama koşullarının gerçekleşmediğini,Bilirkişi raporunda yer alan hiçbir aleyhe tespit ve değerlendirmenin müvekkilince kabul edilmediğini,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesine konu edilen aracın ayıplı olması nedeniyle satımın fespi ve satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davacı alıcı, ancak araç üzerindeki rehin hakkı sahibinin açık muvafakatinin bulunması şartıyla satın alınan araçtaki ayıp nedeniyle dava açarak yasal haklarını kullanabilecektir. Böyle bir muvafakat bulunmadan davacının talep hakkı yoktur. O halde ilk derece mahkemesince, rehin hakkı sahibinin açılan davaya muvafakati veya icazeti olduğuna dair gerekli belgeyi sunması için davacı tarafa süre verilmesi ve bu usulü eksiklik tamamlandığı takdirde işin esasına girilmesi gerekir. Somut olayda davacının aktif taraf sıfatının (husumet) varlığına ilişkin olan ve mahkemece re’sen göz önünde bulundurulması gereken bu husus hakkında usuli eksiklik tamamlanmadan karar verilmiştir. Diğer taraftan, davalılardan …Tic. A.Ş. distirübütör olup somut uyuşmazlıktaki sorumluluğunun kaynağı garanti belgesidir. Ne var ki dosya kapsamında garanti belgesine rastlanmamıştır. Ayrıca, kısa kararda, infazda tereddüt oluşacak şekilde, dava dilekçesinde talep edilenin dışında başka bir plaka hakkında hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu konuda gerekli açıklamanın gerekçede yapılmadığı görülmektedir. İlk derece mahkemesince verilen karar, önemli usuli eksiklikler içermekte olup, tamamlanmış bir ilk derece yargılamasının mevcudiyetinden söz edilemez. Açıklanan bu nedenlerle, HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, tarafların esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, istinafa konu kararın kaldırılarak, davaların yeniden görülmesi için dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Davanın yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Taraflarca yatırılan istinaf peşin harçlarının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,4-Taraflarca istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 07/11/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.