Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1280 E. 2020/951 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1280
KARAR NO: 2020/951
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/05/2018
NUMARASI: 2016/793 Esas – 2018/517 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketten tanesi 14.750,00 TL’den 4 tane beton harç karma makinesi satın aldıklarını, makinelerin dördünün de ayıplı çıktığını, davalı satıcı şirkete durumun bildirildiğini, makinelerdeki aksaklıkların giderilmediğini, makinelerin iadesi konusunda davalı şirketle anlaştıklarını, ancak davalının anlaşmaya uymaması üzerine sözleşmeyi feshettiklerini, makineleri iade etmeye hazır olduklarını davalı tarafa bildirdiklerini, makinelerin satış bedeli olan 59.000,00 TL’nin de taraflarına ödenmesini talep ettiklerini, makinelerde yaşanan sorunların tespiti için Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016 / 40 D. İş sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını, davalının kendilerine bildirilen arızaları çözmek üzere servis ekibi gönderdiğini, ancak bu servis ekibinin de sorunları çözemediğini, makinelerin iadesi konusunda anlaştıklarını, bu anlaşmaya karşın makinelerin geri alınmayıp parasının da ödenmediğini, ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme haklarını kullandıklarını belirterek, makinelerin satış bedeli olan 59.000,00 TL’nin, makinelerdeki ayıbın tespiti için yaptıkları nakliye masrafı olan 5.811,50 TL’nin, tespit dosyasına yapılan 802,90 TL masrafın ve 171,28 TL ihtarname masrafının 30.04.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili savunmasında özetle; dava konusu makinelerin davacının verdiği özel sipariş üzerine yapıldığını, iki yıllık garantisi olduğunu, arıza bildirimi üzerine üç kişilik bir ekibin makinelerin bulunduğu yere giderek incelemede bulunduğunu, arıza olarak bildirilen durumların kullanım hatasından kaynaklandığının anlaşıldığını, ayıp iddiasının doğru olmadığını davacının 4 adet betoniyeri müvekkilinin şirketinden satın almış olduğunu ve kendisine teslimat yapıldığını, bedelinin de tahsil edildiğini, davacının makineleri başka yerden kiralama imkanı doğmuş olduğundan iade talebinde bulunduğunu, ancak iade alınmayınca gerçeğe aykırı şekilde ayıp iddiasını öne sürdüğünü, davacının yaptırmış olduğu tespit neticesi hazırlanan bilirkişi raporunun da kabul edilemeyeceğini, çünkü tespit esnasında söz konusu makinenin bilirkişice doğru çalıştırılmadığının tespit edildiğini, aynı zamanda davacı çalışanlarının da dava konusu makinenin nasıl kullanılacağını bilmediklerini, davanın haksız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER Davacı taraf, Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016 / 40 D. İş sayılı dosyasını, Bursa … Noterliğinin 20.04.2016 tarih ve .. sayılı ihtarnamesini, makinelerin nakliyesine ilişkin faturaları, makine bedellerinin ödendiğine ilişkin banka dekontlarını, tanık beyanlarını, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; makinelerde genel olarak tasarım yetersiz olmakla birlikte dikkatli kullanımla görevini yaptığı ayrıca taraflar arasında bir sözleşme ve teknik şartnamenin söz konusu olmadığı, tasarım eksikliklerinin de bu nedenle ayıp olarak kabul edilmesinin mümkün olamayacağı, öngörülen fiyat dikkate alındığında davacının teknik özelliklerden önce fiyat nedeniyle bu makineleri satın aldığının kabulü gerektiği, yaklaşık 300 doz olarak üretilen test betonunda karışımın yeterli homojenlikte olduğu, kova içinde malzeme birikmesinin söz konusu olmayıp dava konusu makinelerin üretim hızı, beton karışım kalitesi ve beton üretim sürecindeki fonksiyonellik açısından amaca uygun niteliklere sahip olduğu hususlarının tespit edildiği, yerinde yapılan keşif ve makinelerin bilfiil çalıştırılması suretiyle tanzim edilen son bilirkişi kurulu raporunun da davalı savunmalarını doğrular nitelikte olduğu, makinelerde ayıp bulunmadığı, açıklanan bu sebeplerle davacı yanın makineler için ödenen miktarların iadesine ilişkin isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı vekili tarafından, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; Dosya içerisinde kendileri lehine hazırlanmış iki bilirkişi raporu varken 12.02.2018 tarihli raporun hükme esas alındığını, bu raporda bile makinelerin tasarımının yetersiz olduğunun tespit edildiğini, Taraflar arasında yazılı sözleşme ve teknik şartname olmamasının tasarımdaki yetersizliklerin ayıp olarak kabulüne engel olamayacağını, makinelerdeki arızaların üretim kaynaklı olduğunu, kendisinden beklenen faydayı vermediğini, Davanın reddine karar verilmesi nedeniyle kendilerine iadesine karar verilmesi gereken harcın yine kendilerinden tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesinin de yasaya aykırı olduğunu, Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacı şirketin davalı şirketten satın aldığı dört adet beton karma makinesinin ayıplı olduğu iddiasıyla. TBK’nın 227/1. Maddesi uyarınca satımdan dönme ve satış bedelinin ve diğer masrafların tahsili talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derecedeki yargılama süresince üç tane bilirkişi raporu alınmıştır. Bu raporlardan birincisi davacının Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016 / 40 D. İş sayılı dosyasında yaptırdığı tespit raporudur. Bu raporda davaya konu her bir betoniyer makine operatör eşliğinde çalıştırılmıştır. Sonuç olarak ayrı ayrı değerlendirmeye konu edilmeksizin tüm makinelerin asıl işlevi olan harç karma görevini yerine getirmedikleri, makinelerin bu kusurunun gizli ayıp niteliğinde olduğu, bu ayıbın makinenin satın alınmasından sonra ancak çalıştırılması esnasında ortaya çıkabileceğine ilişkin değerlendirme yapılmış olduğu görülmektedir. Hazırlanan ikinci rapor yargılamanın esasının görüldüğü İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesine yazdığı talimat üzerine hazırlanmıştır. Makinelerin bulunduğu yerde yapılan keşif yapılarak hazırlanan 05.06.2017 tarihli raporda, dava konusu dört makinenin dördü de incelenmiş ve her bir makine için şase numaraları belirtilerek tespit edilen hususlar ayrı ayrı belirtilmiştir. Sonuç olarak makinelerde üretimden kaynaklı olarak ayıp olduğu tespit edilmiş, ancak ayıbın gizli ayıp niteliğinde olup olmadığı konusunda değerlendirme yapılmamıştır. 12.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda ise tarafların mutabık kaldıkları bir makine iki defa çalıştırılarak değerlendirmeye esas alınmıştır. Dava konusu makine üretim hızı, beton karışım kalitesi ve beton üretim sürecindeki fonksiyonellik açısından ele alındığında inşaat mühendisliği açısından amaca uygun niteliklere sahip olduğuna ilişkin değerlendirme yapıldığı, makine mühendisliği açısından ise dava konusu makinelerde tasarım eksikliği bulunduğu, ancak taraflar arasında herhangi bir sözleşme bulunmaması nedeniyle bu tasarım eksikliğinin ayıp olarak kabulünün mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. İlk derece mahkemesince mahallinde keşfen ve makinelerin bilfiil çalıştırılması suretiyle tanzim edilen 12.02.2018 tarihli son bilirkişi kurulu raporunun davalı savunmalarını doğrular nitelikte olduğu gerekçesiyle bu rapor hükme esas alınarak sözleşme ve teknik şartname bulunmadığından, davanın reddi yoluna gidilmiştir. Ancak dosya kapsamındaki tespit raporuna ve 05.06.2017 tarihli rapora neden itibar edilmediği hususuna gerekçede yer verilmemiştir. Nitekim tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda dava konusu makinelerin asıl işlevini yerine getirmediği , makinelerdeki ayıbın ancak kullanımla ortaya çıkacak nitelikte gizli ayıp olduğu yönünde değerlendirme yapılmıştır, 05.06.2017 tarihli bilirkişi raporu da makinede tespit raporunu destekler niteliktedir. Ancak hükme esas alınan 12.02.2018 tarihli bilirkişi raporunda makinelerde tasarım hatası bulunduğu açıkça tespit edilmiş olmasına rağmen taraflar arasında sözleşme bulunmadığı için belirtilen niteliklerdeki tasarım hatasının ayıp olarak kabul edilmesinin mümkün olamayacağı sonucuna varılmıştır. Dava dilekçesinde davacı satıma konu makinelerin temel işlevini yani beton, harç karma işlevini yerine getirmediği iddiasında bulunmaktadır. O halde ihtilaf konusu, makinelerin mevcut teknik düzenlemesinin araçtan beklenen faydayı azaltıp azaltmadığı ve bunun üretim ayıbı olarak kabul edilmesinin mümkün olup olmadığıdır. Piyasada benzer nitelikteki herhangi bir harç-beton karma makinesi ile mukayeseli olarak yapılacak değerlendirme ile sonuca ulaşılmalıdır. İlk derece aşamasında alınan raporlar arasında çelişki mevcut olup bu çelişkinin giderilmesi gerekmiştir. Ayrıca, bilirkişi raporu neticesi makinelerin ayıplı olarak imal edildiğinin anlaşılması halinde ise ayıbın gizli ya da açık ayıp olduğu ve BK’nın 359. maddesinde gösterilen sürelerde ayıp ihbarında bulunup bulunulmadığı değerlendirilerek sonuca varılması gerekmektedir. Bahsi geçen sebeplerle, ilk derece mahkemesince yapılan tahkikat işlemlerinin yeterl olmadığı, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi ve uyuşmazlık noktalarının açıklığa kavuşturulması için yeniden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Dairemizce oluşturulan 11.11.2019 tarihli ara kararla duruşmalı inceleme yapılmasına ve yeni bir heyetten bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, oluşturulan bilirkişi kurulundan 13.01.2020 tarihli rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda, teknik gerekçeleri de gösterilmek suretiyle sonuçta, dava konusu kepçeli betoniyer makinelerinin oldukça basit, ilkel makineler olup temel işlevi olan beton üretme (harç yapma) işlevini yerine getirdiği, makinelerde açık yada gizli ayıp bulunmadığı belirtilmiştir. Tüm dosya kapsamına ve Dairemizce alınan bilirkişi raporundaki tespitlere göre, ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair hükmünün sonucu itibariyle doğru olduğu, esasa ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, sadece kararın harçla ilgili kısmında ilk derece mahkemesinin maddi hata yaptığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri yerinde görülmemekle birlikte Dairemizce bilirkişi incelemesi yapılmış olup yeniden delil değerlendirilmesi yapılması gerektiğinden, HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda; 1-Davanın reddine, 2-Alınması gerekli 54,40 TL harcın peşin olarak yatırılan 1.123,46 TL’den mahsubu ile artan 1.069,06 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, 3-Ayrıntısı UYAP Sisteminde kayıtlı olduğu üzere davalı vekilince harcanan 2.029,80 TL yargılama giderinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İlk derece yargılaması için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 9.352,14 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 6-İstinaf aşamasındaki yargılama giderleri yönünden; a-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf peşin karar harcının, talep halinde davacıya iadesine, b-Davacı tarafından harcanan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, c-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve birden fazla duruşma icra edildiğinden, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, d-Artan gider avansının, karar kesinleştiğinde iadesine, 7-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı vekilinin yokluğunda, 23/09/2020 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
KANUN YOLU: Dava konusunun değerine göre, HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca karar kesindir.