Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1267 E. 2019/799 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1267
KARAR NO : 2019/799
KARAR TARİHİ: 29/05/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/04/2018
NUMARASI : 2014/635- 2018/399 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili şirkete ait caustic soda, 22 ton, 14 kap, 1500 kg yükün Taşkent/ÖZBEKİSTAN ‘da bulunan alıcısına teslimi konusunda davalılar … A.Ş. ve … Ltd. Şti. ile anlaşıldığını, buna göre davalılardan … A.Ş. ile 12.08.2013 tarihli Türkiye/Özbekistan Komple Yük Nakliyat Anlaşması imzalandığını, bu sözleşme kapsamında diğer davalı … Ltd. Şti. tarafından 16.08.2013 tarihli Hamule Senedi düzenlenerek imzalandığını, davalı … A.Ş.’ye sözleşme gereğince toplam navlun bedelinin %60’ı olan 5.8S0 USD karşılığı 11.359,57 TL ödendiğini, müvekkili şirketin edimini yerine getirmesine karşın davalıların müvekkile ait yükün teslimini sağlayamadıklarını, bu yüzden müvekkilinin yükün alıcısına yeni bir sevkıyat yapmak durumunda kalarak zarara uğradığını, davalı …A.Ş.’ne ödenen 5.880 Usd’nin müvekkiline iade edilmediğini, 8.400 Usd bedelli yükün teslimi davalıların sorumluluğunda olmasına karşın yükün alıcısına ulaştırılamaması nedeniyle mal bedeli olan 8.400 Usd ile sigorta bedeli 35 Usd toplamı 8.435 Usd’den her iki davalının sorumlu olduğunu, bu bedel dışında ayrıca davalı … A.Ş.’ne peşin ödenen 5.880 Usd’den sadece bu davalının sorumlu olduğunu, bu doğrultuda alacağın tahsili için davalılar aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili, davacıya ait yükün Derince Gümrük Bölgesinden alınarak Taşkent/Özbekistan’da bulunan alıcısına taşınması konusunda diğer davalı … firması ile anlaşmaya varıldığını, bu davalının yükü eksiksiz teslim aldığını ve Hamule Senedi düzenlediğini, ürün nakliyesi esnasında araç sürücüsünün Türkmenistan giriş kapısında tutuklandığını, aracın üzerindeki yük ile birlikte gümrüklü sahaya alındığını, aracın seferine devam etmesine veya yükün başka araca yüklenilmesine izin verilmediğini, emtianın ancak alıcısına teslim edilebileceğinin Türkmenistan makamları tarafından bildirildiğini, bu durumun davacı firma yetkilileri ile paylaşıldığını, ancak davacının hiçbir girişimde bulunmadığını,ürünlerin yüklenen araçta sağlam ve kullanılabilir şekilde durduğunu, davacının malları teslim alabilecek iken teslim almayarak resmi makamların talebi doğrultusunda işlem yapmadığını, bu nedenle taşımanın tamamlanması ve ürünlerin alıcısına teslinminde kusurlu davrandığını, müvekkilinin ürünün alıcısına tesliminde hatalı ve kusurlu olmadığını, malların nakliyesinden diğer davalı … firmasının sorumlu olduğunu, davacının Türk Lirası olarak havale ettiği parayı Amerikan Doları olarak isteyemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı …Ltd. Şti. vekili, müvekkil şirketin taşıyıcı olmadığını, sadece aracılık yaptığını, uluslararası hamule senedinde taşıyıcının dava dışı …Ltd. Şti. olduğunu, davacıyla aralarında bir sözleşme olmadığını, yükün kaybolmadığını, dava dışı … firmasının sürücüsünün tutuklanmasını müteakip girişimde bulunduğunu, alıcının başvurması yada onay vermesi halinde başka sürücüyle yada yükün başka araca transferi ile taşımaya izin verebileceğinin bildirilmesi üzerine bu durumun davacıya, alıcıya ve davalı …A.Ş.’ye sözlü ve bilahare yazılı olarak bildirildiğini, ortada kayıp veya hasar bulunmadığını, davacının keyfi olarak ikinci kez mal gönderdiğini, davacıya ait yükün taşıyıcı … şirketinin yedinde tam ve sağlam olarak muhafaza edildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİİlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve toplanan deliller doğrultusunda, davacı şirkete ait emtianın Özbekistan’da bulunan dava dışı alıcıya teslimi için taşınması konusunda davalı ….A.Ş. ile anlaştığı, bu şirketin taşıma işini davalı …Ltd. Şti.’ne devrettiği, davalı …Ltd. Şti.’nin de fiili taşımayı dava dışı … Tic. Ltd. Şirketine yaptırdığı, davalı …Ltd. Şti.’nce ilk hamule senedinin düzenlendiği, CMR 34. maddesinin açık hükmü karşısında her iki davalının taşımadan kaynaklı sorumluluğunun bulunduğu, fiili taşıyıcı dava dışı … Tic. Ltd. Şti. tarafından davalı … şirketine noter vasıtasıyla ihtaren, araç şoförlerinin Türkmenistan’da yargılanıp 4 yıl ceza aldığı, araç ve malların Türkmenistan’da gümrükte bulunduğu, Özbekistan’daki mal sahibinin en geç 21 gün içinde sınır kapısına gelip malın kendisine ait olduğunu bildirmesi gerektiği hususu bildirilmiş ise de davacıya gönderilen e-mail içeriğini CMR 14. maddesinde öngörüldüğü suretle bir talimat talebini içermediği, davalı tarafça ihtaren bildirilen tutuklama ve emtianın ancak alıcısına teslim edilmesine müsaade edildiğine, 21 gün içinde alınmadığı taktirde, emtiaya el konulacağına dair dosyaya herhangi bir kayıt sunulmadığı, dolayısıyla davalılarca, sonradan ortaya çıkan taşıma engeli teşkil eden hususta CMR 14. maddesi hükümlerine uygun bir ihbar da bulunmadıkları ve öngörüldüğü üzere davacıdan talimat istemedikleri anlaşılmış olmakla müteselsilen sorumlu oldukları, davalı tarafça emtianın akıbeti konusunda CMR 18/1.maddesine uygun olarak bir kayıt sunulmamış olmakla emtianın zayi olduğu kanaatine varıldığı, navlun bedeli yönünden davalı TLS şirketinin, emtia ve sigorta bedeli yönünden her iki davalı şirketin müteselsilen sorumlu olduğu, talep olunan tutarın taşınan brüt kg başına ilgili SDR tutarına da aşmadığı, ayrıca CMR 27. maddesi gözetildiği gerekçesiyle davanın kabulüne davalıların takibe itirazlarının iptali ile takibin asıl alacaklara %5’i geçmemek üzere uygulanacak faizi ile birlikte aynen devamına, 6.284,56 TL icra inkar tazminatının ( davalı Baytur Şirketi yönünden yalnızca 3.703,13 TL ile sınırlı olmak üzere) davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ A-Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf dilekçesinde özetle;-Dosya içerisine sunulan e-mail yazışmaları ile keşide edilen ihtarname içerikleri kapsamında, yükün akıbeti ile ilgili olarak her aşamada, davacı tarafa bilgi verilerek, usulüne uygun ihbarda bulunarak davacı taraftan talimat talep edildiğini, kaldı ki bu süreçten davacının bilgisinin olduğunu, yükü bulunduğu yerden almak gibi bir zorunluluğunun bulunmadığı yönünde savunmada bulunduğunu, CMR madde 14. düzenlemesi kapsamında yapılacak olan bildirimlerin ve yük üzerinde tasarruf hakkı bulunan kişiden alınacak talimatın noter vasıtasıyla yapılacak olmasına ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığını,-Müvekkili firmanın nakliye işleri komisyoncusu olarak davacı firmanın yükünün taşınması için davalı alt nakliyeci Baytur firması ile anlaştığını, bu davalının gerekli özen ve titizlik göstererek seçmesi gereken alt nakliyeci ve yardımcı kişilerin tüm fiillerinden sorumlu olduğunu, fiili taşımacı dava dışı … firmasının sürücü seçimindeki özensizliği bu zarara yol açtığını, bu firmanın ağır kusurunun müvekkili firmanın sorumluluğunu ortadan kaldırdığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.B-Davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf dilekçesinde özetle;-Davacı ile müvekkili arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığını, CMR.md.36 gereğince, ilk ve son taşımacıya bu davanın yöneltilmesi gerekmektiğini, müvekkilinin aracılık yaptığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini,-Davacı göndericinin dava konusu ilk yükün zayi sayılmadığı bir zaman diliminde ikinci yükü alıcısına gönderdiğini, müvekkilinin akdi ilişkide kendisi yönünden gönderen olan davalı … firmasına ihbarda bulunarak ihbar yükümlülüğünün yerine getirdiğini, davacının fiili taşıyıcı ve müvekkil firmanın gönderdiği ihtarnamelerden haberdar olduğunu, gönderici veya alıcının yükün başka bir araç veya sürücü ile nakli konusunda beyanname vermeleri gerektiği hususunu bildiklerini, talimat verme yükümlülüklerini yerine getirmediklerini, aradan geçen zamana rağmen mallar tam ve eksiksiz olarak fiili taşıyıcı tarafından muhafaza edildiğini,-Eğer CMR.m.14 anlamında ihbar yükümlülüğü yerine getirilmemiş sayılacak ise silsile halinde yapılan ihbar külfetinin davalı … firmasında kesildiği, basiretli bir tacir ve taşıyıcı olarak hareket etmediğinden tek başına sorumlu saymak gerektiğini, sorumlu olmamakla birlikte, sadece taşınan mal bedelinden sorumlu tutulmaları karşısında mal bedelinin likit olmaması nedeniyle aleyhimize icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını, ayrıca yargılama giderinde haklılık oranının ne olduğu belirtilmeden infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının da doğru olmadığını,Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, CMR hükümlerine tabi uluslararası taşıma esnasında emtianın zayi olduğu iddiasına dayalı olarak ortaya çıkan zararın ve kısmi navlun ödemesinin tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Somut olayda; davacı satıcı/gönderici şirketin caustic soda cinsi emtianın Taşkent/Özbekistan’da bulunan alıcısına teslimi konusunda davalılardan … A.Ş. ile 12.08.2013 tarihinde anlaşmaya vardığı, bu davalının da diğer davalı … Ltd. Şti. ile anlaştığı, nihayetinde davalı … Ltd. Şti.’nce anlaşmaya varılan dava dışı …Ltd. Şti. tarafından fiili taşımanın üstlenildiği, ancak taşımaya konu emtianın alıcısına teslim edilmediği dosya kapsamıyla sabittir.Davalılar, emtianın alıcısına teslim edilememesinin gerekçesi olarak, fiili taşımayı gerçekleştiren firmanın sürücüsünün şahsi suçundan dolayı Özbekistan makamlarınca tutuklandığını, taşınan emtianın araç ile birlikte gümrükte bekletildiğini, bu durumdan davacının haberdar edilerek alıcının yükün başka bir araç veya sürücü ile nakli konusunda müracaatta bulunması gerektiği hususunu bildirdiklerini, ancak buna rağmen davacının talimat verme yükümlülüğünü yerine getirmedigini iddia etmiş, buna dayanak olarak taraflar arasındaki ihtarname ve e-mailler gösterilmiştir.Somut olaya uygulanması gereken CMR madde 14; “Yük teslim yerine varmadan önce mukaveleleri sevk mektubunda öngörülen koşullara göre uygulamak herhangi bir neden ile imkansız hale gelirse, taşımacı 12.madde gereğince yüke tasarruf etme hakkına, sahip olan kişiden talimat isteyecektir.” hükmüne havidir. CMR madd 12.1 maddesinde ise, “Gönderici, özellik ile taşımayı durdurmasını, teslimin yapılacağı yer değiştirmesini veya sevk mektubunda gösterilen alıcıdan başkasına teslim etmesini istemek sureti ile yüke tasarruf etme hakkına sahiptir.” denilmiştir. Dosya kapsamında CIP Satış” (Carriage and Insurance Paid To..) yani “taşıma ve sigorta bedeli ödenmiş satış” niteliğinde olduğu, bu durumda, davacı satıcının mal bedelini aldığının kural olarak kabulü mümkün olmayıp, mal bedelini henüz almadığı gibi aksinin de iddia edilmediğinden yük üzerinde hak sahibi olanının CMR 12.1. maddesince davacı olduğu kabul edilmiştir.Dosyaya sunulan 18.09.2013 tarihli elektronik postadaki ifadelerde “…araç sürücüsünün Türkmenistan’da şahsı ile ilgili bir konu sebebiyle ifadesi alınmakta olup, araç gümrüklü sahada beklemektedir. Aracın bir an önce seferine devam etmesi veya başka bir araca aktarılarak teslim adresine yola çıkması ihtimalleri araştırılmakta olup konuyla ilgili gelişmeler tarafınızla paylaşılacaktır.” denilmektedir. Bu durumda, açıkça davacıdan bir talimat talebi mevcut olmayıp sadece bir bilgi paylaşımı söz konusu olduğu gibi, olayın gerçek boyutları, sürücünün tutuklandığı, malların ancak sahibine teslim edilebileceğini içeren resmi makamlardan alınmış yazılı bir bilgi de dosyada bulunmadığından ilk derece mahkemesinin bu yöndeki değerlendirmesi yerindedir.CMR Konvansiyonu 34. maddesi gereğince; “Tek bir mukaveleyle düzenlenen taşıma, karayolu taşımacıları tarafından ortaklaşa yapıldığında, tüm taşımanın yapılmasından her biri sorumludur. İkinci taşımacı ile onu takip eden taşımacılar, malları ve sevk mektubunu kabul etmiş olmaları dolayısıyla ve sevk mektubundaki koşullar altında anlaşmaya katılmış olurlar.” şeklindedir. Dolayısıyla somut olayda zarardan her iki davalı da müteselsilen sorumludurlar.CMR’nin 17.2 maddesi, “Taşımacının taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtları, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahut çalışanlarının hata veya ihmallerinden sorumludur.” hükmüne havi olup, o halde davalı akdi taşıyıcı …..A.Ş. ve alt taşıyıcı diğer davalı ….Ltd. Şti. nakliyecilerin ve çalışanlarının kusur ve ihmallerinden sorumludurlar.Davacının alacağı likit olduğundan, davacı yararına somut olayda İİK’nın 67/2.maddesindeki koşulları oluşan icra inkar tazminatına hükmedilmesinde de isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalılar vekillleri tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye1.627,69 TL nispi istinaf harcının davalılardan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,4-Davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine,7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 29/05/2019