Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1249 E. 2019/1248 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1249
KARAR NO : 2019/1248
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/03/2018
NUMARASI : 2017/225 E. 2018/212K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın usulden reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı/borçlu ile yapmış olduğu ticaret kapsamında davalıya/borçluya ticari mallar sattığını, ancak davalının satın aldığı malların parasını ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalının borcu olmadığından bahisle haksız şekilde itiraz ettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak üzere, şimdilik 6.421,37 TL’lik kısım için itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkili şirket tarafından, icra takibine dayanak fatura bedellerinin davadan önce keşide edilen bir adet çek ile ödendiğini, bu nedenle müvekkilinden talep edilebilecek herhangi bir alacağın mevcut olmadığını, dolayısıyla müvekkilinin davacıya hiç borcu bulunmadığını belirterek davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere icra tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile; davalı şirket tarafından müvekkili şirkete 03.02.2017 tarihinde, yani icra takibinden sonra 9.000,00 TL bedelli ve vade tarihi 30.06.2017 olan bir adet çek keşide edilip verildiğini, öte yandan verilen çekin vadesinde ödenip-ödenmeyeceğinin de ayrı bir konu olduğunu, böyle bir durumda alacak halen tahsil edilmediğinden icra takibinin haklı ve yerinde olarak başlatıldığını, davanın haklı olduğunu belirtmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Dava konusu alacak mahkememize dava açılmadan önce ödenmiş olduğu anlaşıldığından, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaması sebebiyle… ” davanın usulden reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;Hiçbir bilirkişi incelemesi yapılmaksızın (halbuki gerekçeli kararda bilirkişi incelemesi yapıldığından bahsedilmiştir) davanın reddine karar verildiğini, icra takibinin 02.02.2017 tarihinde yapıldığını, çekin ise 03.02.2017 tarihinde, yani takipten sonra verildiğini, bununla birlikte davalı tarafla anlaşma gereğince işbu çekten artan 2.578,63 TL’nin davalının borçlu olduğu davacı müvekkilin kardeş/grup firma olan ….San.ve Tic.A.Ş.’nin alacağına mahsup edildiğini, buna rağmen açılmış icra dosyasına ait vekalet ücreti, faiz ve masraflardan herhangi bir kesinti yapılmadığını, bunların ayrıca taraflarına ödeneceğinin kararlaştırıldığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının özellikle icra vekalet ücreti, faiz, harç ve masraflar yönünden istinaf incelemesi sonunda kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın bu belirtilen alacaklar yönünden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticari satımdan kaynaklanan faturalı alacağın tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, borcun davadan önce ödendiği gerekçesiyle, hukuki yarara ilişkin dava şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle, davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından, yukarıda gösterilen gerekçelerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Somut uyuşmazlıkta davalının tarafın takip çıktısındaki yazılı meblağdan daha fazla bir ödemeyi çek yoluyla yaptığı anlaşılmaktadır. Yapılan fazla ödeme davacı iddiasına göre taraflar arasındaki anlaşma uyarınca davacı ile kardeş firma olan …. LTD. ŞTİ.’nin davalıdan olan alacağına mahsup edilmiştir. Davalı ise ortada davacının ileri sürdüğü gibi herhangi bir anlaşma bulunmadığını, davacı vekilinin kendilerini aradığını ve fazla ödemeyi … Ltd. Şti.’nin davalıdan olan alacağından mahsup ettiklerini şifahen bildirdiğini, buna rağmen … LTD. ŞTİ.’nin kendilerine karşı icra takibi başlattığını söylemektedir. Çek bir ödeme aracıdır. Borcun sona ermesi için çekin alacaklı tarafından tahsil edilmesi gerekmektedir. Eldeki davanın 07/03/2017 tarihinde açılmış olduğu, uyuşmazlık konusu çekin 30/06/2017 tarihinde takas odası aracılığıyla elektronik ortamda bankaya ibraz edilerek ödemesinin yapıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda davaya esas icra takibi 02/02/2017 tarihlidir. O halde açılmış bulunan itirazın iptali davasından sonra davalı tarafından çeke dayanılarak davacıya ödeme yapıldığı tartışmasızdır. Bu durumda, ilk derece mahkemesince, yapılan ödemenin öncelikle faiz ve icra takip giderlerine mahsubu yapılarak, davacının diğer iddiaları da değerlendirilmek suretiyle bakiye alacak kalıp kalmadığının belirlenmesi, bakiye alacak kalmışsa bu kısım için itirazın iptaline karar verilmesi, alacak kalmadı ise konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilmesi gerekirken, hatalı değerlendirmeyle hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Diğer yandan HMK’nın 331. maddesinin birinci fıkrası; “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder” hükmünü amirdir. Anılan madde doğrultusunda davanın konusuz kalması halinde davanın açıldığı tarihte haksız olduğu tespit edilen taraf yargılama giderini ödemekle yükümlü olacaktır. Bu nedenle yargılama gideri hakkında hüküm kurulabilmesi için mahkemece davanın açıldığı tarihte haksız olan tarafın tespit edilmesi, bu amaçla delillerin toplanıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Şu halde somut uyuşmazlıkta davadaki haklılık durumu tespit edilerek buna göre vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken bu yönler gözetilmeden ve toplanan deliller değerlendirilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de doğru olmamıştır.Açıklanan bu gerekçelerle, ilk derece mahkemesince hukuki yarara ilişkin dava şartı yanlış değerlendirilerek karar verilmiş olduğundan, HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Davanın, usulüne uygun şekilde yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde davacıya iadesine, istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan harç ve giderlerin, esas hükümle birlikte, ilk derece mahkemesi tarafından, yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.4. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02/10/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.