Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1238 E. 2019/1249 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1238
KARAR NO : 2019/1249
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/02/2018
NUMARASI : 2017/630E. 2018/167K.
DAVANIN KONUSU:Genel Kurul Kararının İptali, Şirkete Özel Denetçi ve Kayyım Atanması
Taraflar arasında görülen davanın ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin demir, çelik, hasır ve diğer metal mamüllerin, köprülerin, kulelerin, konstrüksiyon elemanlarının ve diğer yapıların toptan ticareti, emlak alım satımı, akaryakıt istasyonları ile oto servis yıkama, yağlama istasyonlarının kurulumu, petrol, petrokimya ve kimyevi maddelerin imalatı ve satımı başta olmak üzere pek çok alanda faaliyet gösterdiğini, şirketin sermayesinin 24.000.000,00 TL olduğunu, 5.000,00 TL değerinde 4.800,00 paya ayrıldığını, müvekkillerinin %32 paya sahip azlık pay sahibi olduğunu, davalı şirketin ortaklarının yakın akraba olduğunu, akrabaların ortak olduğu … Sanayi ve Ticaret A.Ş., … A.Ş., … Ticaret Ltd. Şti., … San. Ltd. Şti.’nin olduğu, … Grubun yönetim kurulu üyeleri ve müdürleri … ve …. olduğunu, azınlığı oluşturan müvekkillerinin şirket içine sokulmadığını, talep edilen bilgi ve belgelerin kendilerine verilmediğini, şirketin ekonomik durumu hakkında bilgi verilmediğini, şirketin şahsi menfaatleri doğrultusunda yönetildiğini ve Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/159 E, 2015/160 E, 2015/161 E, 2015/162 E ve 2015/163 E sayılı dosyaların derdest olduğunu ve bu dosyalara gelen banka kayıtlarından şirketin özel denetim ile açıklığa kavuşturulması gerektiğini, davalı şirkette özel denetim yapılması taleplerinin 08/06/2017 tarihli genel kurul toplantısında reddedildiğini belirterek, davalı şirketin 08/06/2017 tarihli genel kurulunda müvekkillerinin özel denetim taleplerinin reddine dair alınan kararın iptali ile dava dilekçesinde belirtilen hususlarda inceleme yapılması için özel denetçi atanmasına, davalı şirkete kayyım yada kayyım heyeti atanmasına, masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava etmişlerdir.Davalı vekili savunmasında özetle; davacıların özel denetim talebi 2015-2016 yılına ait genel kurulda gündeme gelmesine rağmen davacıların şirketin tüm faaliyet yıllarına ilişkin özel denetim talep etmiş olduklarını, davacıların şirketin içinin boşaltıldığına ilişkin iddialarının gerçek dışı olduğunu…. San. Tic. A.Ş. üzerinden satışlar yapılmış olmakla birlikte işbu şirketin satışlardan gelen çek ve nakiti davalı müvekkilinin şirkete aktardığını, müvekkili şirkette gerçekleşen kar artışının sebebinin çelik hasır, yapışkanlı kağıt, ahşap, yapı grubu malzemelerinin yüksek kârlılığı olduğunu, huzurdaki dava kapsamında davalı şirket ile iddia olunan Dubai merkezli şirket arasında para transferi ve sair bir bağ bulunmadığını, dava dışı … A.Ş. lehine kullanılan krediye davacıların ortak oldukları şirketlerin kefaletinin alınmasının yanında dava dışı … da şahsen kefil olduğunu, işbu kefaletlerin Bankaların uygulamada yarattığı zorunlu kefaletler olup müvekkili şirket ve diğer şirketlerin zarara uğratılması gibi bir amaç taşımadığını belirterek, davacıların özel denetim taleplerinin reddine, kayyım atanması taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda: ”…Dava dilekçesinde 29/11/2016 tarihli genel kurulun 8. maddesinde özel denetçi tayini gündeme alınması talebinin reddine ilişkin kararının da iptali talep edilmiştir. Ancak TTK’nun 438/2. fıkrasına göre genel kurulda özel denetçi atanması talebinin reddi halinde şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bir özel denetçi atanması talep edilebileceğinden genel kurulun ilgili maddesinin iptalinde davacıların hukuki yarar yoktur (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 30/04/2015 tarih, 2014/9049 E. ve 2015/6177 K. Sayılı). Bu nedenle genel kurul kararının iptali istemi bakımından davacıların HMK’nın 114/1-h maddesinde düzenlenen dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından HMK’nın 115/2. maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir.Dava dilekçesinde davalı şirkete kayyım tayini de talep edilmiştir. HMK’nın 389. maddesi gereğince ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Dava ve uyuşmazlığı konusu TTK’nın 439. maddesi uyarınca özel denetçi atanması ve genel kurulun şirkete özel denetçi atanmasının gündeme alınması talebinin reddine ilişkin kararının iptali olup temelde özel denetçi atanmasıdır. Bu haliyle davacıların mal varlığı haklarına veya şirketin yönetim kurulunun görevinin sona ermesine ilişkin bir talep ve dava bulunmadığından HMK’nın 389. maddesi gereğince uyuşmazlık konusu dışında kalan kayyım atanması isteminin reddine… ” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, ilk derece mahkemesinde davalı şirket hakkında aynı taleplere ve aynı olaylara ilişkin olarak 2015 yılı hesap dönemine ilişkin açılan 2017/165 Esas sayılı dosyasında aldırılan bilirkişi raporunda davalı şirkette müvekkillerin iddialarını destekler nitelikte çok sayıda usulsüz ve keyfi işlemlere rastlanıldığını, dolayısıyla görülmekte olan 2017/630 Esas sayılı dosya içerisine de konulan bu bilirkişi raporunun davacı iddialarını doğruladığını, 2017/165 E. sayılı dosyasında aynı Mahkeme tarafından davanın kabulüne karar verildiğini, eldeki dava dosyasından sonra görülen diğer dava dosyalarının da (2017/706 E. ve 2017/629 E.) delil listesi ve olayları birebir aynı olmasına rağmen ilk derece mahkemesinin reddetmeyerek talep üzerine bilirkişi incelemesine gönderdiğini, müvekkilleri tarafından genel kurul öncesinde bilgi alma hakları öncelikle kullanıldığını, ilk derece mahkemesince Beşiktaş …. Noterliğinin 10/06/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi haricinde bir ihtarname olmadığını gerekçesinde belirtmişse de müvekkillerin bilgi alma taleplerini Beşiktaş …. Noterliğinin 22.09.2016 tarih, … yevmiye nolu ihtarnamesi ile tekrar bildirdiklerini, bu ihtarnameye de davalı yanca cevap verilmemesi üzerine bu defa Beşiktaş …. Noterliğinin 18.11.2016 tarih, …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile talep ettiğini, ancak davalı yanın müvekkillerin hiçbir talebine cevap vermediğini, mevcut bilirkişi raporuna rağmen davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.02.2018 tarih, 2017/630 Esas ve 2018/167 Karar sayılı usul ve yasaya aykırı kararının istinaf incelemesi neticesinde ortadan kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, 08/06/2017 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında alınan özel denetçi tayin isteminin reddine dair genel kurul kararının iptali ile şirkete özel denetçi ve kayyum atanması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesi, davacının özel denetçi tayin isteminin genel kurulca reddine dair kararın iptaline yönelik talebin ve özel denetçi atanması ve kayyım talebinin reddine karar vermiştir.TTK’nın 438. Maddesi uyarınca, ”Her pay sahibi, pay sahipliği haklarını kullanılabilmesi için gerekli olduğu taktirde bilgi alma veya inceleme hakkı daha önce kullanılmışsa, belirli olayların özel bir denetimle açıklığa kavuşturulmasını, gündemde yer almasa bile genel kuruldan isteyebilir. ”TTK’nın 439/1. Maddesi uyarınca, ”Genel kurulun özel denetim istemini reddetmesi halinde, sermayenin en az onda birini, halka açık anonim şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sahipleri üç ay içinde şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden özel denetçi atanmasını talep edebilirler.” Aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca, “Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra karar verir. Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzman görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir.”08/06/2017 tarihli genel kurulda davacı özel denetçi atanmasını talep etmiş, davacının talebi genel kurulca reddedilmiştir. TTK’nın 440/2. maddesi gereğince özel denetçi atanması talebi yönünde ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararlar kesindir. Bu sebeple hükmün üçüncü bendi yönünden davacının istinaf başvurusunun kesin hüküm olması sebebiyle reddi gerekmektedir.Davacı, özel denetçi atanması talebinin reddine dair genel kurul kararının iptalini de talep etmiştir. Özel denetçi tayini talebi genel kurulca reddedildikten sonra ilgililer mahkemeye başvurmak suretiyle özel denetçi seçimini talep edebilir. Bu sebeple, özel denetçi seçimi talebinin reddine ilişkin genel kurul kararının iptali isteminde hukuki yarar yoktur. Kanun koyucu, istemin reddi halinde iptal yolunu değil, özel denetçi seçiminin mahkeme kanalıyla sağlanması hükmünü getirmiştir. Bu gerekçeyle ilk derece mahkemesince genel kurul kararının iptali isteminin reddine dair karar yerinde olup davacının bu konudaki istinaf başvurusunun da esastan reddi gerekmektedir. Davacının kayyum ataması talebine ilişkin olarak ise; davanın konusu özel denetçi atanmasına ilişkindir. Şirketin organsızlığı söz konusu değildir. Şirkete, gerek tedbir amaçlı gerekse esas yönünden kayyım atanmasını gerektirecek bir olgu bulunmamaktadır. Bu nedenle, ilk derece mahkemesince, kayyım atanması talebinin reddine karar verilmiş olması isabetlidir Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-TTK’nın 440/2. maddesi gereğince özel denetçi atanması talebi yönünde ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar kesin olduğundan, özel denetçi atanması talebiyle ilgili istinaf başvurusunun HMK’nın 346 ve 352/1.b maddeleri uyarınca usulden reddine,2-Genel kurul kararının iptali ve kayyım atanmasına ilişkin talepler yönünden, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,6-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 02/10/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.