Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1229
KARAR NO : 2018/850
KARAR TARİHİ: 20/09/2018
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2018
NUMARASI : 2018/37 Esas-2018/387 Karar
DAVANIN KONUSU : Tapu İptali ve Tescil (Muvazaaya Dayalı)
Taraflar arasındaki tapu iptali tescil olmadığı takdirde sorumluluk davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalıların … Ltd. Şti.’nin 1/3 oranında kurucu ortakları olup aynı zamanda şirket müdürü olduklarını, müvekkilinin müdürler kurulu başkanlığı ve imza yetkisinin 12.10.2017 tarihli ortaklar kurulu kararı ile usulsüz olarak elinden alındığını, bu işlemlerle ilgili olarak müdürlük yetkisinin kaldırılmasına ilişkin İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/968 E. sayılı dosyasında, ortaklar kurulu kararının iptali için ise İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1057 E. sayılı dosyasında davaların açıldığını, şirketin kurucu ortaklarından davalı …’nun hissesini diğer davalıya devrettiğini, davalıların sahte fatura düzenlemek suretiyle şirketinin içini boşalttıklarını, bu nedenle davalılar aleyhine İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1024 E. sayılı dosyasında sorumluluk davasının açıldığını, en son olarak müvekkili tarafından haklı nedenle şirketin feshi olmadığı takdirde ortaklıktan çıkma talepli davanın ikame edildiğini, anılan davalar üzerine davalı … . tarafından alelacele şirkete ait olan dava konusu 3 adet taşınmazın diğer davalı eski ortak …’na 22.12.2017 tarihinde devredildiğini, muvazaalı satışın yasanın açık düzenlemesi karşısında batıl olduğunu, taşınmazların gerçek değerinin altında satış işlemi yapıldığı gibi karşılığında gerçekte şirkete herhangi bir bedel ödenmediğini ileri sürerek muvazaa nedeni ile dava konusu taşınmazın tapu iptali ve şirket adına tesciline, olmadığı takdirde davalıların şirkete vermiş oldukları zarardan dolayı devir bedeli ile taşınmazların gerçek değeri arasındaki farkın şimdilik 10.000 TL’sinin muvazaalı işlem tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile şirkete ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, muvazaa iddiasının gerçeği yansıtmadığını, ispata yönelik delilin de bulunmadığını, davacı hakkında şirketin müdürler kurulu başkanlığı görevini yaptığı sırada kusurlu eylemleri nedeniyle şirketi zarara uğrattığından ve rekabet yasağına aykırılıktan dolayı davalar açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince, davanın özü itibariyle şirket yöneticisinin sorumluluğu davası olup, hem tapu iptali olmadığı takdirde sorumluluk çerçevesinde zararın tahsili isteminden ibaret olduğu, terditli taleplerden tapu iptali ve tesciline konu taşınmazların Üsküdar ilçesinde olup mahkemenin yetkisi dahilinde olduğu sabit ise de, ortakların birbirine karşı açmış oldukları sorumluluk ve zararın tahsiline ilişkin davada HMK.’nın 14. maddesi çerçevesinde bu davalar için kesin yetkili mahkemenin şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin olduğu, bu bağlamda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi ile taraflara ilişkin kesin yetki kurallarının çatıştığı, ancak davanın esas itibariyle sorumluluk davası olması nedeniyle taraflara ilişkin kesin yetki kuralının uygulandığı gerekçesiyle davanın usulden reddine, dosyanın süresi içinde talep halinde yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; her ne kadar davacı ve davalılar şirket ortağı olsa da dava konusu taşınmazın aynından kaynaklandığı, taşınmazlar Üsküdar ilçesi sınırları dahilinde yer aldığından HMK.’nın 12. maddesi gereğince yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, yetkisizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Davacı, ortağı olduğu dava dışı şirketin dava konusu taşınmazlarının şirket müdürü davalı … . tarafından eski şirket ortağı olan davalı …’na gerçek değerinin altında, kötüniyetli ve muvazaalı olarak satıldığı iddiasına dayalı olarak tapu kaydının iptali ile taşınmazın yeniden şirket adına tescili, bu istemin kabul edilmemesi halinde ise şirket zararının tespiti ile şirkete ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçe doğrultusunda yetkisizlik kararı verilmiştir.
Eldeki davada, esasen muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunulmuş bu talep yerinde görülmediği takdirde terditli talep olarak taşınmazların devir bedeli ile gerçek değeri arasındaki farkın şirkete ödenmesi talep edilmiştir. Dosya kapsamından davalı …’nun davaya konu taşınmazların tapuda satış ve devirlerinin gerçekleştiği tarihten önce şirketteki hisselerini noter hisse devir sözleşmesi ile devrettiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK 561. maddesi uyarınca “Sorumlular aleyhinde şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde dava açılabilir”. Anılan yasal düzenlemeye göre sorumluluk davasında şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin yetkisi kesin yetki olarak düzenlenmemiştir. Kanunda özel yetki kuralı bulunduğu hallerde genel yetki niteliğindeki 6100 sayılı HMK 14. maddesine gidilemez (Yargıtay 11 HD, 13.12.2016 tarih, 2016/6937 Esas-2016/9537 Karar sayılı ilamı).
Ancak davada, taşınmazların davalı … adına olan tapu kayıtlarının iptali ile şirket adına tescilinin talep edilmesine göre, artık yetkili mahkeme HMK 12. maddesine göre belirlenmelidir. Nitekim dava, HMK 12. maddesi hükümleri göz önünde bulundurularak açılmıştır. Bu halde mahkemece taşınmazın aynına ilişkin işbu davada işin esasının incelenmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeye dayalı yazılı şekilde yetkisizlik kararı velilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan Dairemizin 19.06.2018 tarihli 2018/662 -578 E.K sayılı kararı ile ilk derece mahkemesinin davaya konu taşınmazların satış ve devrinin önlenmesine ilişkin tedbir kararına yapılan itirazın reddine dair ara kararının istinaf incelemesi sonucunda, itirazın reddi gerekçesinin bulunmadığından dolayı 07.03.2018 tarihli ihtiyat tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına karar verildiğinden, davalılar vekilinin tedbirin kaldırılması talebinin tedbire itiraz mahiyetinde ilk derece mahkemesince gerekçeli olarak karara bağlanması gerektiğinden bu taleple ilgili bu hususa değinilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan olgular gözetilerek, yetki itirazının reddedilip işin esasının incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; bu hususlar üzerinde durulmadan, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, incelenen yetkisizlik kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmadığı anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’.nın 353/1-a.3. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; HMK.’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/04/2018 tarihli 2018/37 Esas, 2018/387 karar sayılı sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf kanun yolu harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, ilk derece mahkemesi tarafından, esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
4- Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine dair;
HMK.’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/09/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK. 353/1.a.maddesi uyarınca karar kesindir.