Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1213
KARAR NO : 2019/833
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2018
NUMARASI : 2017/634E 2018/274K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı her davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından 2013 yılında davalı bankadan 160.000,00 TL bedelli kredi kullanıldığını, taksitlerin eksiksiz şekilde ödendiğini, müvekkilinin taşınmazını ipotek olarak verdiğini, borcun bitmesine rağmen ipoteğin kaldırılmadığı gibi müvekili hesabından alınmaması gereken bedelleri tahsil edildiğinin görüldüğünü, 24.11.2014 tarihli ihtar keşide edildiğini, ihtarın bankaya 26.12.2014 tarihinde teslim edildiğini, davalının bir süre sonra ipoteği kaldırmasına rağmen haksız şekilde tahsil edilen 3.965,00 TL masrafı iade etmediğini ileri sürerek, 3.965,00TL’nin 26.12.2014 tarihinden itibaren değişen oranlarla avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava olunmuştur. Davalı vekili savunmasında özetle; söz konusu kredinin ticari bir kredi olması nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu, TTK’nın 18. maddesi gereğince basiretli bir tacir olan davalının sözleşme kapsamında alınan ücretlerin istirdadını isteyemeyeceğini, sözleşmenin çekincesiz imzalandığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Dava, banka tarafından genel kredi sözleşmesi kapsamında davacıdan tahsil edilen 500,00-TL ekspertiz ücreti, 1.575,00-TL dosya masrafı, 210,00-TL ipotek fek ücreti, 1.575,00-TL komisyon ve 179,00-TL sigorta prim alacağının istirdatı istemine ilişkindir. Genel kredi sözleşmesi uyarınca düzenlenen emekli hayat sigortası tahsilatı olan 179.99-TL’nin sigorta şirketi yararına yapılan prim tahsilatı olması nedeni ile davacının bu kaleme yönelik istemi yerinde değildir. Diğer istek kalemleri yönünden yapılan incelemede; davacı hesabından alınan 210.00,TL ipotek fek ücretinin, 1.000,00-TL ekspertiz ücretinin (kredi tahsis ücreti) alındığı, TTK.’nın 20. Maddesine uygun olduğu anlaşılmıştır. Diğer istek kalemleri yönünden ise yapılan kesintinin taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olduğu gibi T.C.Merkez Bankasının 2006/1 sayılı tebliğine de uygun bulunduğu bunun yanı sıra TTK.20 maddesi gereğince tacir olan bankanın vermiş olduğu iş nedeni ile uygun bir ücret ve yaptığı giderleri talep edebileceği anlaşılmıştır. Davacı tarafından sözleşmede bulunan şartın genel işlem koşulu olduğu ileri sürülmemiş olup, mahkememizce sözleşmenin taraflar arasında serbest irade müzakere edilerek imzalandığı, taraflara yüklenen hükümlülükler dikkate alındığında sözleşmede genel işlem şartlarınında bulunmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; İlk derece mahkemesince, krediyi kullanan tarafın tüzel kişi olduğu gerekçesiyle, haksız kesilen dosya paralarının istenemeyeceği kanaatina varılarak eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini, ilk derece mahkemesinin olaya yeterli açıklama getirmeyen ve somut olaya uygun olmayan bilirkişi raporu esas alınarak verilen kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında 21/10/2013 tarihinde akdedilen genel kredi sözleşmesi ve aynı tarihte akdedilen sabit faizli konut finansmanı kredi sözleşmesi, genel kredi sözleşmesi bilgilendirme formu ve 21/10/2013 tarihli ticari kart sözleşmesi kapsamında alınmış bulunan ticari limit tahsis ücreti, ekspertiz ücreti, ipotek ücreti ve dosya masrafının istirdadı talebine ilişkindir.İlk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.TBK’nın 221/2. maddesi uyarınca, sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır. Somut olayda; genel kredi sözleşmesinin ”komisyon ve ücretler” başlıklı 2.08. maddesi, ” sigorta ” başlıklı 5.06. maddesi ile sabit faizli konut finansmanı sözleşme öncesi bilgi formunun ” diğer giderler ücret ve masraflar ”başlıklı 9. ve ” sigorta ile ilgili hükümler ” başlıklı 13. maddesine dair sözleşme hükümlerinin sözleşmenin niteliğine aykırı olduğundan söz edilemez. Zira tüm bankalar tarafından benzer kesintiler yapılmakta olup, davacı bu hususu bilmediğini ileri süremez.Genel işlem koşulları TBK’nın 20 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. TBK yürürlüğe girdikten sonraki dönemde imzalanan sözleşmeler yönünden; yasal düzenlemeye göre, genel işlem koşulu içeren sözleşmeler yapılması hukuken mümkündür. Bir hükmün salt genel işlem koşulu niteliğinde olması, onun geçersiz olması sonucunu doğurmaz. TBK’nın 25. maddesi uyarınca, “Genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz”. Yani, genel işlem koşulu niteliğindeki sözleşme maddesinin geçersiz sayılması için, hükmün dürüstlük kuralına aykırı olması gerekir. Somut olayda, bankanın, yapılan işlemler nedeniyle masraf alacağına dair sözleşme hükümlerinin haksız işlem şartı olduğundan söz edilemez.Bu tür uyuşmazlıklarda, davalı banka ile diğer bankaların uygulaması araştırılarak bu tür işlemlere kredi grupları bakımından uygulanan komisyon, masraf, erken kapama ücreti vb. ad altında kesilen masraf miktar ya da oranları sorulup karşılaştırılarak, davacıdan talep edilebilecek ortalama miktar konusunda bilirkişi heyetinden rapor alınarak, alınan masraflar konusunda 5411 Bankacılık Kanunu 144. maddesinin vermiş olduğu yetkiye istinaden, Bakanlar Kurulunun 16.10.2006 tarih ve 2006/11188 sayılı kararına istinaden Merkez Bankasının çıkarmış olduğu 09.12.2006 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 2006/1 sayılı tebliğin 4. maddesi hükmü de dikkate alınmak suretiyle davalı banka tarafından yapılan kesinti miktarının uygun olup olmadığı veya ne miktarda olduğu, dürüstlük kuralına aykırı olup olmadığı davacıya iadesi gereken miktar bulunup bulunmadığı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar vermek gerekmektedir ( Yargıtay 11.HD’nin 26/06/2018 tarih, 2016/11653 E. 2018/4811 K. ve 2017/276 E. 2018/5662 K. sayılı ilamları). Somut uyuşmazlıkta, ek raporda; tahsil edilen masraf ve komisyonların emsal banka azami masraf ve oranları ile karşılaştırılmasının yapılmış olduğu ve bankaca alınan masraf ve komisyonların makul düzeyde olduğuna yönelik değerlendirme yapılmış olduğu anlaşılmaktadır. Her iki tarafın da tacir olduğu dikkate alındığında; tarafların serbest iradeleriyle sözleşme akdetmiş oldukları, davacıdan alınan masraf ve komisyonların sözleşmede kararlaştırılan hususlara uygun olduğu, ayrıca davalı bankanın davacıya verdiği krediyi temin ederken belli bir maliyete katlandığı dikkate alındığında, bankanın almış olduğu masraf ve komisyonların almasının dürüstlük kuralına aykırı olduğu söylenemez. İlk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında; uyuşmazlığa konu genel kredi sözleşmesi, sabit faizli konut finansmanı sözleşmesi, ticari kart sözleşmesi doğrultusunda emsal banka araştırmaları yapılarak hazırlandığı görülmüştür. Bu sebeplerle ilk derece mahkemesince alınan raporlar gerekçeli ve denetime elverişlidir. Kaldı ki ek raporda sonuç kısmının 1 nolu bendinde banka tarafından tahsil edilen masraf miktar ve oranların asgari ve azami haddinin davaya konu sözleşmede açıkça belirlenmemiş olduğundan ötürü TMK’nın 2. maddeye aykırı bir durumun oluştuğu yönünde bir değerlendirme yapılmış, ancak ilk derece mahkemesi hakimi tüm dosya kapsamını göz önünde bulundurarak bilirkişi ek raporunun aksi şekilde yukarıda bahsedilen gerekçelerle isabetli şekilde davanın reddi yoluna gitmiştir. Açıklanan bu gerekçelerle, davacı tarafın ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.13/06/2019