Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1197
KARAR NO : 2019/831
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/04/2018
NUMARASI : 2016/834 E.2018/376K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … A.Ş. tarafından … nolu Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi ile sigortalanmış olan kumaş emtiasının sigortalı … tarafından, Bangladeş’te yerleşik firmaya satıldığını, söz konusu kumaş emtiasının davalıya tam ve sağlam bir şekilde teslim edildiğini, sigortalı emtianın davalı tarafından 07.03.2015 tarih ve … nolu … ile TK712-30 sefer sayılı uçağa yüklendiğini, nakliye sırasında konu emtialardan 105 rulonun kaybolduğunu, durumun derhal davalı firmaya iletildiğini, araştırmalar sonucunda kaybolan ürünlerin Bangladeş Havaalanı’nda bulunduğunu, ancak bulunan bu ürünlerin ıslanmak suretiyle kullanılamaz hale geldiğinin tespit edildiğini, yapılan ekspertiz incelemeleri neticesinde 4.427,80 USD tutarında hasar olduğunun belirlendiğini, müvekkilinin sigortalısına işbu hasar nedeniyle 13.10.2015 tarihinde 4.427,80 USD ödediğini, müvekkili tarafından sigortalısına yapılan ödemenin 01.12.2015 tarihli ihtar ile davalıdan talep edildiğini, davalının herhangi bir ödeme yapmaması üzerine TTK’nın 1301. maddesi gereğince müvekkili şirketin sigortalısının haklarına halef olduğundan davalı aleyhine Küçükçekmece….. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasıyla icra takibine başlandığını, davalının haksız ve dayanaksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; davacı sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin geçerli bir sigorta ilişkisinin varlığına dayanıp dayanmadığı, menfaat yokluğu ex gratia (lütuf ödemesi) niteliği taşıyıp taşımadığı ve bu sebeple de halefiyetin söz konusu olup olmadığının davacı sigorta şirketi tarafından sunulan delillerden anlaşılamadığını, müvekkili şirketin, dava konusu taşımada hukuken taşıyan sıfatı bulunmadığını, söz konusu taşımaya ilişkin davacı tarafından sunulan 235-0032 7305 numaralı konşimento incelendiğinde hem konşimentoyu düzenleyen hem de fiili taşımayı gerçekleştiren şirketin TK721-30 sayılı sefer numarası ile …. olduğunun görüleceğini, müvekkilinin işbu konşimentoda sadece acente sıfatını haiz olduğunu, acentelere doğrudan değil, ancak acenteliğini yaptığı şirkete izafeten dava açılabileceğini, davanın husumetten reddi gerektiğini, iddia olunan hasarın taşımanın hangi aşamasında ve kimin kusuru neticesinde meydana geldiğinin belli olmadığını, bu davanın ….’na ihbar edilmesi gerektiğini, usulüne uygun hasar bildirimi yapıldığına dair mahkemeye sunulmuş bir delil bulunmadığını, davacı tarafından hasarın varlığına ilişkin yalnızca eksper raporu sunulduğunu, Montreal Konvansiyonu’nun 22/3. maddesi uyarınca müvekkili şirketin sınırlı sorumluluk hükümlerinden yararlanması gerektiğini, sınırı aşan miktardan sorumlu olmadığını belirterek, davanın öncelikle aktif ve pasif husumet yönünden reddine, fiili taşıyan … ihbar edilmesine, bu talepleri kabul görmez ise haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın esastan ve delil yetersizliğinden reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Davacı ile dava dışı … numaralı nakliyat emtia sigorta poliçesi bulunduğu, dava konusu edilen hasarın poliçenin kapsamında olduğu ve geçerli olduğu süre içerisinde meydana geldiği, bu haliyle davacının rücu davası açma hakkının bulunduğu anlaşılmıştır. “Sigortalıya ait eşyanın Türkiyeden Bangladeş’e havayoluyla taşıması nedeniyle Montreal Konvansiyonunun uygulanacağı açıktır. Konvansiyonun 18. Maddesinde havayoluyla taşıma sırasında emtianın zarar görmesi nedeniyle sorumluluk hususu düzenlenmiştir. Dava konusu olayda hasara ilişkin davacı sigorta şirketi tarafından 07/09/2015 tarihli ekspertiz incelemesi yapılmıştır. Ancak ekspertiz incelemesinin emtia görülmeden düzenlendiği anlaşılmaktadır. Ekspertiz raporunun sonuç ve rücu isimli yedinci maddesinde ‘Konu Hasar durumunu gösteren herhangi bir tutanak ve/veya havalimanı raporu yoktur. Ancak bu hasarın ne şekilde ve nasıl oluştuğu nakliyeci firma ile yapılan yazışmalardan belgelenmektedir. Bilgilerinize..’ şeklinde not düşüldüğü, eksper incelemesinin somut bir tutanak ve rapora dayanmadığı, zarar gördüğü iddia edilen emtia görülmeden düzenlendiği, davacı tarafın hasara ilişkin bir tutanak ve itiraz kayıt ilişkin bir belge de ibraz etmediği, bu haliyle davacının Montreal Konvansiyonu gereğince usulüne uygun olarak ekspertiz incelemesi yaptırmadığı ve bu haliyle zararı ispat edememiş olduğu anlaşıldığından, açılan davanın reddine…” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Davalı iddialarının aksine dava dışı sigortalıya müvekkili tarafından yapılan ödemenin lütuf ödemesi olmadığını, yapılan ödeme sonrası davalıya rücu talep yazısı gönderildiğini,Kök bilirkişi raporu ile esas itibariyle haklılığın sübut bulduğunu,Ek raporda yapılan değerlendirmede bilirkişinin masa başında hazırladığından bahisle expertiz raporunun hükme esas teşkil etmeyeceğinin ve işbu nedenle davalının sorumlu tutulamayacağının kabulünün mümkün olmadığını,İlk derece mahkemesince, bilirkişi ek raporuna yönelik itirazlarının değerlendirmemesinin usule aykırı olduğunu, Açıklanan bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, taşıyıcının sorumluluğu hükümlerine göre, nakliyat sigortacısı tarafından, taşıyıcı aleyhine başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın, İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.Davacı tarafından dava dışı sigortalısına nakliyat sigorta poliçesi kapsamında ödenen hasar tutarı nedeniyle sigortalıya halef olunduğu ileri sürülerek, havayolu taşımasını yapan akdi taşıyan sıfatını taşıdığı söylenilen davalıdan, sigortalıya ödenen zarar tutarının rucuen tahsili istemli dava açıldığı, mahkemece davanın reddine karar verildiği, bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. TTK’nın halefiyet başlıklı 1472. maddesine göre, sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. Dosya kapsamındaki … Bankası AŞ EFT dekontunun 13.10.2015 tarihinde …yapılan 4.427,00 USD hasar ödemesine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle davacının aktif dava ehliyeti mevcuttur.Dosyaya ibraz edilen 30.06.2015 tarihli, … numaralı faturanın davalı tarafından dava dışı sigortalı HMK Dış Ticaret -…adına düzenlendiği görülmektedir. Akdi taşıyıcı taşıma işini göndericiye karşı taahhüt eden kimsedir. Olayımızda akdi taşıyıcı davalı …A.Ş.’dir. Fiili taşıyıcı ise ihbar olunan …Davada ispat külfeti davacı sigorta şirketindedir. Davaya konu yükün bir kısmının taşıma sırasında hasarlandığı sabit ise de hasarın neden kaynaklandığı, hasarlanan yükün miktarı, değeri konusunda somut deliller dosya içine sunulmamıştır. Zira hasar tespit tutanağı davacı tarafından dosyaya ibraz edilmemiştir. Dosyada mevcut ekspertiz raporu ise olay yerinde düzenlenmemiş olup, ekspertiz incelemesi evrak üzerinden yapılmıştır. Ekspertiz raporunda alıcı tarafından hasarlı halde teslim alınan ürünlerle ilgili çekilen fotoğraflar raporda gösterilerek hasar nedeni emtianın ıslanması olarak belirlenmiştir.Ayrıca somut olayda davacı ile sigortalısı arasında düzenlenen nakliyat emtia sigorta poliçesinin … hükümleri temelinde teminatlar içermektedir. Bu kapsamda ortaya çıkan hasarın poliçe kapsamında kalıp kalmadığı mevcut durum itibariyle hasarın niteliği tam olarak anlaşılmadığından, davacının sigortalısına yaptığı ödemenin lütuf ödemesi olmadığı hususu davacı tarafça ispatlanamadığı gibi, bilirkişi kök raporunda, evrak üzerinde ve ekspertiz raporuna göre kusur tespiti yapılamayacağına ilişkin değerlendirme yerindedir ( Yargıtay 11.HD’nin 11/10/2010 tarih, 2009/4187 E.,2010/10074 K sayılı ilamı). İhtilafın çözümünde Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanacağı ihtilafsızdır. Montreal Konvansiyonu 18. maddesi uyarınca, akdi taşıyıcı davalı, hasarın hava yolu taşıması sırasında meydana gelmesi halinde sorumlu olacaktır. Yine Konvansiyon’un 31. maddesindeki düzenleme uyarınca, hasarın, teslimden itibaren 14 günlük sürede taşıyıcıya ihbarı gerekmektedir. Aksi halde gönderilene, taşınan emtianın eksiksiz ve hasarsız teslim edildiği karine olarak kabul edilir. Montreal Sözleşmesi’nin 31. maddesinde ihbar yükümlülüğü eşyanın hasara uğraması haline özgü olarak düzenlenmiştir.Davalı bilirkişi ek raporuna itiraz dilekçesinde müvekkilinin dava dışı sigortalıya yapmış olduğu ödeme sonrası davalıya rücu talep yazısı gönderdiğini belirtmiş ve istinaf dilekçesinde de ek rapora itirazlarının ilk derece mahkemesince giderilmemiş olduğunu ileri sürmüştür. Dosya kapsamında 01.12.2015 tarihli ihtar yazısı mevcuttur. Ancak alıcı tarafından hasarlı ürünlerin teslim alındığına ilişkin herhangi bir tutanak mevcut değildir. Açıklamalar ışığında; somut olaya uygulanması gereken, Montreal Konvansiyonu’nun 31.maddesinde esasen hasar durumunda ihbar yapılması öngörülmüş olup, süresi içinde usulüne uygun hasar ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiği dosya kapsamı itibariyle kanıtlanamamaktadır.Açıklanan bu gerekçelerle, davacı taraf, emtianın taşıma sırasında hasarlandığını ve hasarın taşıyıcıya süresinde ihbar edildiğini kanıtlayamadığından, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararı isabetli olup, ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.13/06/2019