Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1185 E. 2019/758 K. 24.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1185
KARAR NO : 2019/758
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2018
NUMARASI : 2017/955 E.2018/399K.
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
Taraflar arasında görülen genel kurul ararı iptali iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket genel kurulunca alınmış bulunan 06/03/2003 tarihli ve 24 numaralı Genel Kurul Kararının iptalini talep ettiklerini, zira ellerinde bulunmayan bu kararla, …. şirketi temsil ve ilzam yetkisi verilmiş gibi gösterildiğini, onun da bu yetkiye dayanarak davalı bankalarla işlemler yaptığını, ve şirketin zarara uğradığını belirterek, 02.04.2003 tarihinde tescil olunan 24 nolu 06.03.2003 tarihli ortaklar kurulu kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.Davalı… A.Ş.vekili savunmasında özetle; … A. Ş.’nin borçludan olan alacakları müvekkili şirket arasında imzalanmış olan alacak temlik sözleşmesi gereğince ….A. Ş.’ ye devir ve temlik edildiğini, müvekkili …A.Ş.’nin 10.06.2014 tarihli olağanüstü genel kurul kararı ile … A.Ş. ile “…A.Ş.” hükmi çatısı altında birleştiğini, … A.Ş.’nin 17/03/2017 tarihli karar ile …A.Ş. ile “… A.Ş.” hükmi çatısı altında birleştiğini, müvekkil şirketin Bankacılık Kanunu’na göre kurulmuş bir varlık yönetim şirketi olduğundan Bankacılık Kanunu’nun 143/5 maddesi uyarınca 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu’na göre ödenecek damga vergisinden ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan muaf olduğunu, HMK’nın 114. maddesinde dava şartları düzenlemiş olup huzurdaki davanın Genel Kurul kararın iptali istemli açılmış olduğundan husumet itirazında bulunduklarını belirterek, davanın husumet ve esas yönlerinden reddine karar verilmesini istemiştir.Diğer davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu edilen ortaklar kurulu kararının iptali talebinin müvekkili bankaya yöneltilmesinin mümkün olmadığını, husumet nedeniyle davanın reddi gerektiğini, 6762 Sayılı TTK’nın 381. Maddesi uyarınca iptali talep edilen ortaklar kurulu kararının hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacı tarafından huzurdaki davada müvekkili bankaya sorumluluk yüklenmeye çalışılan beyanları ile ilgili aynı şekilde İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/247 E. sayılı dosyası ile açıldığını ve davanın reddine karar verildiğini, davacı tarafın müvekkili banka ile dava dışı … arasında imzalanmış olan GKS tarihinden sonra 11 yıl, dava dışı … aleyhine icra takip işlemlerinin başlatılmasından sonra 7 yıl ve iptali talep edilen ortaklar kurulu kararından itibaren 14 yıl sonra huzurdaki davayı açmış olmasının hakkın kötüye kullanılması olduğu gibi, basiretli tacir gibi davranmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Davacı şirket vekili, … şirket temsilcisi olarak atandığı 24 numaralı Genel Kurul kararının iptalini talep etmektedir. Davacı şirket, davalılarla işlem yapan şahsın şirket temsilcisi secildiği genel kurul kararının iptalini/ veya sahte olduğunu yada esasen bulunmadığını tespit ettirerek bu bankacılık işlemlerinin geçersizliğini sağlamak istemektedir. “Fakat, Genel Kurul Kararının iptali veya bulunmadığının tespiti davalarının ancak şirkete karşı hissedarlarca açılabilen bir dava olup; şirket ortağı olmayan davalılara karşı açılması da mümkün değildir.Davacı, davalıların taraf olduğu bankacılık işlemlerinin muvazaa/ veya geçersizlik sebebiyle iptallerini de talep etmemiş olup; bu takdirde iptali istenen işlemin değeri üzerinden nispi harçla dava açılması gerekirdi. “Hal böyle olunca, HMK 114/d maddesi gereğince dava şartı olan husumetin gerçekleşmediği…” gerekçesiyle, davanın husumet nedeniyle reddine karar vermiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; ilk derece mahkemesinin davanın reddine ve davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi dair kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davanın, 06/03/2003 tarihli ve 24 numaralı şirket Genel Kurul Kararının iptali davası olduğu anlaşılmaktadır. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Genel kurul kararının iptali davaları TTK’nın 622. maddesi atfıyla aynı kanunun 446. vd. maddelerine ( eTK’nın 536/son maddesi atfıyla aynı Kanun’un 381.vd. maddelerine) tabidir. Bu tür davalar, TTK’nın 446. maddedesinde sayılan kişiler tarafından ve şirket tüzel kişiliğine karşı açılır. Şirketin, kendi organı olan genel kurul kararının iptalini talep etmesi mümkün olmadığı gibi üçüncü şahıslara da bu davanın yöneltilmesi mümkün değildir. Yani somut uyuşmazlıkta davacının aktif dava ehliyeti ( davacı sıfatı) bulunmadığı gibi davalıların da pasif dava ehliyeti ( davalı sıfatı) yoktur. Davacı, dava dilekçesindeki iddiasını ancak açacağı bir menfi tespit davasında öne sürebilir. Somut olayda; menfi tespit talebi bulunmayıp sadece genel kurul kararının iptali talep edildiğinden ilk derece mahkemesinin kararı yerindedir.Açıklanan bu gerekçelerle HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24/05/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.