Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1184 E. 2019/759 K. 24.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1184
KARAR NO : 2019/759
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2017
NUMARASI : 2016/899 E.2017/462K.
DAVANIN KONUSU: Banka Hesabına Elatmanın Önlenmesi- Manevi Tazminat
Taraflar arasında görülen el atmanın önlenmesi davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacıların ataköy 7-8. Kısım A 26-27 bloklarının 27/01/2011 tarihli ve 26/01/2015 tarihli kat malikleri olağan genel kurulu toplantılarında alınan karar ile yönetici olarak seçildiklerini, A27 blok yöneticileri olan davacılar tarafından davalı Banka şubesinde hesap açtıklarını ve bu hesaplarda tasarrufta bulunmaya yetkili kılındıklarını, davacıların bu hesaptan para çekerek ödemeler yapmakta iken davalının 25/08/2016 tarihinden itibaren hesapta bloke olması nedeniyle ödeme yapmamaya başladığını, herhangi bir mahkeme kararı olmadan ödeme yapmayan davalı bankanın hesaplara vaki müdahalesinin menine ve haksız ödeme yapılmaması nedeniyle kişilik hakları zarara uğrayan davacılar için manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; bankanın, davacının mevduat hesabına hukuka aykırı müdahalesinin olmadığını, Ataköy 7 – 8. Kısım A26-27 bloğa 06/01/2015 tarihli genel kurul toplantısı ile …. iki yıl süreyle birlikte yönetici seçildiğini, davacıların kat maliklerinin tasarrufunda olan hesaptan münferiden her türlü tasarrufta bulunulması konusunda yetkilerinin olmadığını, davacıların 27/01/2011 tarihli karardaki münferit yetkiye dayandıklarını, ancak 26/01/2015 tarihli toplantıda 27/01/2011 tarihli kararın kaldırılmış olduğunu, aktif husumet ehliyetinin bulunmaması ve dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Dava, Blok yönetimi adına yöneticiler tarafından blok hesabına koyulduğu iddia olunan bloke nedeniyle vaki müdahalenin önlenmesi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, 26/01/2015 tarihli kat malikleri genel kurulunda … yönetim kurulu üyeliğine seçildikleri kararda seçilen yöneticilerin münferiden işlem yapabileceklerine ilişkin bir karar bulunmadığı, davacıların birlikte temsil hükümleri uyarınca yönetim olarak birlikte dava açmaları gerektiğinden öncelikli olarak aktif husumet ehliyetlerinin bulunmaması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan reddine… ”karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Müvekkilleri … 2011 yılı genel kurul toplantısında A26 blok yöneticiliğine seçildiklerini, 30.01.2011 tarihli yönetim kurulu kararı ile A26 blok ile ilgili olarak, bankalardaki mevcut hesaplara para yatırmaya, para çekmeye, her türlü tasarrufta bulunmaya, yeni hesap açmaya müvekkillerinin münferiden ve ayrı ayrı yetkili kılındıklarını, 2013 ve 2015 yıllarında aynı kişilerin yönetim kuruluna seçildiklerini, davalı bankanın 2016 yılı Ağustos ayına kadar A 26 blok yöneticileri tarafından verilen talimatlara istinaden ödeme yaptığı halde bu tarihten sonra muaraza çıkarmış olduğunu,Yönetici olan müvekkillerinin aynı zamanda A 26 blok kat malikleri olup kat maliki olarak KMK’nun 35. ve 20.maddelerine göre müvekkillerimin yönetime ait banka hesaplarına vaki müdahalesinin men’ini talep etmekte aktif dava ehliyetine sahip olduklarının açık olduğunu,Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, davacıların yöneticisi oldukları A27 bloka ait banka mevduat hesabına yönelik haksız müdahalenin önlenmesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davanın açıldığı 27/09/2016 tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un “Tanım” başlıklı 3. Maddesi uyarınca, (ı) sağlayıcı; Kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye hizmet sunan ya da hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (k) Tüketici; Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (1) Tüketici işlemi; Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi.” olarak tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin tüketici işlemi sayılabilmesi için yukarıda belirtilen tanımlara uygun olması gerekir. Konut site yönetimi, yasal tanıma uyarınca tüketici konumundadır (Emsal nitelikte Yargıtay 15. H.D.’nin 2018/3342 E- 2019/1069 K. Sayılı, 11.03.2019 tarihli kararı) . Davalı banka, sağlayıcı konumunda olup taraflar arasındaki bankacılık sözleşmesi tüketici işlemi niteliğindedir. Uyuşmazlığın bu haliyle Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamına alındığı anlaşılmakla, anılan Kanun’un 73/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme tüketici mahkemesidir. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınmalıdır ve görev hususunda kazanılmış hak söz konusu olamaz. İşbu dava bakımından tüketici mahkemesinin görevli olması nedeniyle, mahkemece davanın görev dava şartı noksanlığı sebebiyle usulden reddi ile talep halinde tüketici mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmadığından, usul ve yasaya aykırı bulunan kararın kaldırılması gerekmektedir. Açıklanan bu gerekçelerle davaya bakma görevi İstanbul Nöbetçi Tüketici Mahkemelerine ait olup, kararı veren ilk derece mahkemesinin görevsiz olduğu anlaşıldığından, HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca, işin esası incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nun 353/1.a.3. maddesi uyarınca, kararı veren İlk Derece Mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemeleri olduğu anlaşılmakla, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının KALDIRILMASINA,2-Dosyanın fiziken ve UYAP üzerinden derhal görevli Bakırköy Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmek üzere, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından talep halinde davacıya iadesine,4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın görevli İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,6-HMK’nın 353/1.a.3. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24/05/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.