Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1173 E. 2019/762 K. 24.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1173
KARAR NO : 2019/762
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/09/2017
NUMARASI : 2015/1004E. 2017/1028K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın kabulüne ilişkin verilen hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka Kadıköy-Çarşı Şubesi ile dava dışı kredi borçlusu Müflis …Ticaret Limited Şirketi arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesine istinaden firmaya ticari krediler açılıp kullandırıldığını, davalı … ise söz konusu sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesapların kat edildiğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün… E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu beyanla, itirazın iptaline, %20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili savunmasında özetle; müvekkilleri hakkında Kadıköy … İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasında yapılan takibe, borca ve faize itiraz ettiklerini, kullanılan ve kat edilen krediye karşılık müvekkilleri tarafından müşteri çeki verildiğini, hesap kat’ı hususunda müvekkiline keşide edilen ihtara Kadıköy …. .Noterliğinin .. sayılı ihtarı ile süresi içinde itiraz edildiğini beyanla, haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ”…Davacı bankanın, dava dışı kredi borçlusu müflis … Tic Ltd Şti ile Genel Kredi Sözleşmesi imzaladığı, davalının ise bu sözleşmede müteselsil kefil sıfatı ile yer aldığı, kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle hesabın kat edilerek Kadıköy …. Noterliğinin 12/07/2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile durumun davalı borçluya tebliğ edildiği, akabinde İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, itiraz üzerine takibin durduğu görülmüştür. “İcra dosyasına yapılan itirazın ve itirazın iptali davasının yasal süreler içerisinde olduğu görülmüştür.”Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve bilirkişi incelemeleri ile; davacı …Bankası ile dava dışı müflis … Tic Ltd Şti arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin kefili durumunda olan davalının ödenmeyen krediden müteselsilen sorumlu olduğu, kredi taksitlerinin ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından Kadıköy …. Noterliğinin 12/07/2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hesabın kat edilerek dava dışı borçluya ve müteselsil kefil durumda olan davalıya gerekli bildirimlerin yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının 1.552.364,52 asıl alacak olmak üzere toplam 1.578.231,07 TL alacaklı göründüğü anlaşıldığından taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;Davacı bankadan kullanmış olduğu kredi karşılığında bankaya 10.10.2012 vadeli, 825.020 USD’lik çek verildiğini, kullanılan krediye teminat olarak verilen çekin vadesinde tahsil edildiğini, karşı tarafın çekin vadesinden önce başlattığı takip nedeniyle haksız faiz oluştuğunu,Müvekkilinin haksız bir şekilde icra inkar tazminatına mahkum edildiğini,Hesaplar kat edilmeseydi müvekkilinin kullandığı bu krediye istinaden ödeyeceği faiz miktarının ne kadar olacağının ve bankanın hesapları kat etmesinin hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesi açısından ilk derece mahkemesinde rapor alınmasını talep ettiklerini, ancak bu konuda ilgili bir karar oluşturulmadığını,Açıklanan tüm bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, dava dışı şirket ile imzalanmış olan 19.06.2012 tarihli kredi sözleşmesine davalının vermiş olduğu kefalet nedeni ile sorumluluğuna dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, istinaf başvuru nedeneri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Dava dışı . … Ltd. Şti. ile davacı …i Bankası arasında 10.000.000,00 TL kredi limitli 19/06/2012 tarihli genel kredi ve teminat sözleşmesinin yapıldığı, davalının söz konusu kredi sözleşmesini kefil sıfatıyla imzaladığı, sözleşmenin imzalanmış olduğu tarih itibariyle 818 sayılı BK yürürlükte olup, TBK’nın 583 ve 584. maddeleri kapsamında müteselsil kefil sorumluluğunu düzenleyen hükümleri uygulama olanağı yoktur. Davalı genel kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzaladığından, borcun asıl ve ferilerinin tamamından aynı oranda sorumludur. Dava dışı asıl borçlu genel kredi sözleşmesi gereğince kullanılmış olan borcu ödemediğinden davacı banka tarafından, asıl borçlu ve kefile noter aracılığı ile hesap kat ihtarı gönderildiğini, 1,552,364.52 TL nakit olan ve 25 adet çek yaprağı için garanti edilen meblağ olan 15.000,00 TL gayri nakit borcun ödenmesini, aksi takdirde yasal yollara müracaat edileceğinin ihtaren bildirildiği, ihtara rağmen borcun ödenmediği, Kadıköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası aracılığı ile icra takibi başlatıldığı anlaşılmaktadır.Alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmıştır. Borç ödenmediğinden, alacaklı banka tarafından, asıl borçlu şirket ile kefil adına Noter kat ihtarnamesi gönderilmiştir. Ancak kefile gönderilen ihtarname adresinden ayrıldığı gerekçesiyle, asıl borçlu şirketinki de adres kapalı olduğundan tebliğ edilemeden iade edilmiştir.Taraflar arasında düzenlenen Genel Kredi Sözleşmesinin “Yasal İkametgahlar” başlıklı 52 maddesinde, “Müşteri ve müteselsil kefil’ler ve rehin verenler, iş bu sözleşmede yer alan hususların yerine getirilmesi ve Banka’ca kendilerine gerekli tebligatın yapılabilmesi için bu sözleşmenin ilgili maddelerinde yazılı Türkiye içindeki adresi İİK.21. Maddesi ve 148/amaddesi hükümleri saklı kalmak kaydıyla kanuni ikametgah ittihaz ettiklerini, belirtilen yerde adres yazılmaması halinde, Türkiye Sicil Dosyasındaki son adreslerini veya Banka tarafından son olarak hesap özeti gönderilen adreslerinin muhtarlıkta kaydı bulunmasa bile yasal ikametgahları olduğunu, bu adreslere gönderilecek tebligatların kendilerine yapılmış sayıldığını, yine bu sözleşmenin taraflarından birine yapılmış tebligatın diğerlerine de sayılacağını, ileride diğer bir mahalli kanuni ikametgah ittihaz edecek olurlarsa, bu yeni adresi derhal Noter aracılığı ile Banka’ya bildirmeyi, bildirmedikleri taktirde bu sözleşmede yazılı adreslerine gönderilecek her türlü tebligatın bu adreslere ulaştığı tarihte kendilerine tebliğ edilmiş sayılacağını kabul ve taahhüt ederler” hükmüne yer verilmiştir. İİK’nın 68/b maddesinde, “Borçlu cari hesap veya kısa, orta, uzun vadeli kredi şeklinde işleyen kredilerde krediyi kullandıran taraf, krediyi kullanan tarafın kredi sözleşmesinde belirttiği adresine, borçlu cari hesap sözleşmesinde belirtilen dönemleri veya kısa, orta, uzun vadeli kredi sözleşmelerinde yazılı faiz tahakkuk dönemlerini takip eden onbeş gün içinde bir hesap özetini noter aracılığı ile göndermek zorundadır. Sözleşmede gösterilen adresin değiştirilmesi, yurt içinde bir adresin noter aracılığıyla krediyi kullandıran tarafa bildirilmesi halinde sonuç doğurur; yeni adresin bu şekilde bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarih tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır. Kefil kefalet ettikleri sözleşmelerden dolayı asıl borçlunun borcundan kefalet limiti kapsamında tüm feriler dahil olmak üzere ( temerrüt faizi, masraflar ) sorumludur. Bunun dışında kefil temerrüde düşürülmüş ise asıl borçtan kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile de sorumludur. Sözleşmelerin imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu uyarınca kefil hakkında icra takibi yapılabilmesi için ayrıca kendisine temerrüt ihtarında bulunulmasına gerek yoktur. Temerrüt ihtarı kefile tebliğ edilmediyse kefilin temerrüdünün, takip tarihinde başladığı kabul edilir( Yargıtay 19 HD’nin 14/12/2015 tarih, 2015/6616 E. 2015/16781K sayılı ilamı).Davacı bankanın, dava dışı asıl kredi borçlusu … Tic. Ltd. Şti. ile diğer davalı Müteselsil kefil … Kadıköy 3. Noterliğinin 12.07.2012 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide etmiş olduğu, davalı …, Kredi Sözleşmesinde belirtilen adresine gönderilen kat ihtarının, 12.07.2012 tarihinde, “taşınmış olduğu anlaşılmış olup ilgili mahalle muhtarlığında kaydı olmadığından iade” şerhiyle merciine iade olduğu, kefil açısından temerrütün 12.07.2012 tarihinde oluştuğu anlaşılmaktadır. Takip tarihi ise 16.07.2012 tarihidir. Zira bilirkişi kök ve ek raporlarında temerrüt tarihinden takip tarihine kadar olan süre için isabetli şekilde faiz hesaplanmıştır. 20/06/2012 tarihinde … Gaziantep Şubesine ait 825.020,00 USD tutarında 11/10/2012 keşide tarihli çek söz konusu kredi borcuna teminat olarak verilerek davacı banka tarafından 11/10/2012 tarihinde o günkü kur üzerinden TL’ye çevrildiği ve dava dışı asıl borçlunun takip hesabından mahsup edildiği anlaşılmaktadır. Zira 03/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda mahsup neticesi dava tarihi olan 27/10/2015 tarihi itibariyle toplam alacak miktarının hesaplanmış olduğu görülmektedir.Her ne kadar davalı istinaf dilekçesinde; davacı bankanın az yukarıda bahsi geçen çekin vadesinden önce takip başlatmış olmasının hakkaniyete aykırı şekilde faiz hesaplanmasına neden olduğuna dayanarak istinaf başvurusunda bulunmuş olsa da kat tarihi, kefil açısından temerrütün oluştuğu tarih göz önünde bulundurulduğunda yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı yerindedir. Davacı, kredi sözleşmesi hükümlerine göre usulüne uygun şekilde hesabı kat etmiş olup, kat ihtarına rağmen kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle davacı, icra tabine girişmekte haklıdır.Davaya konu alacak likit olup icra takibine yapılan itirazın haksız olduğu anlaşılmakla, icra inkar tazminatına hükmedilmesinde yasaya ve usule aykırılık bulunmamaktadır.Bu sebeplerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 4.399,70 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,7-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 3531.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24/05/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.