Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1159 E. 2019/1194 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1159
KARAR NO : 2019/1194
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2015/678 Esas – 2018/461 Karar
TARİHİ: 19/04/2018
DAVA: Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine ilişkin karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … ile davalı … Ltd. Şti. arasında 2015 yılı içerisinde mermer alışverişine dair ticari ilişki olduğunu, bu ticaret mukabilinde davacının davalıya muhtelif tarih ve numaralı 87,500 TL tutarında 5 adet çek verdiğini, davalı yanın ise davacı yana muhtelif tarih ve numaralı 87,500 TL tutarında 7 adet fatura kestiğini, ancak … numaralı faturanın dayanağı olan … numaralı irsaliyedeki malların, … numaralı faturanın dayanağı olan … numaralı irsaliyedeki malların, … numaralı faturanın dayanağı olan … numaralı irsaliyelerdeki malların ve … numaralı faturanın dayanağı olan … numaralı irsaliyedeki malların başka farklı firmalara teslim edilerek kendilerine teslim edilmediğini, bu nedenle işbu irsaliyeleri kabul etmediklerini, kendilerine teslim edilmeyen malların tespitinin mümkün olmadığını, ayrıca mermer birim fiyatlarının 100 TL olması gerekirken değişken birim fiyat kullandıklarını, bu nedenle teslim almadıkları mallar nedeniyle bir kısım çeklerin ödemesini yapmadıklarını, bu nedenle haklarında icra takibi yapıldığını, borçlu olmadıkları halde borçlu konumuna düşürüldüklerini iddia ederek, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine ve takip konusu meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini, mahkemenin uygun göreceği teminat mukabilinde vereceği ihtiyati tedbir kararı icra takibinin durdurulmasına karar verilesini, icra takibinin durdurulması kararı mukabilinde icra dosyasına yatırılan paranın alacaklı davalıya ödenmemesini, muhakeme masrafları ve ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı şirket yetkilisinin verdiği cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin davacıyla mermer ticareti yaptığını, bu ticaret mukabilinde davacı tarafından sipariş edilen mermerlerin davalı tarafından sevk irsaliyelerinin kesilerek teslim edildiğini ve anlaşmaya varılan birim fiyatlar üzerinden faturalarının kesildiğini, yine anlaşılan rakamlar üzerinden de davacının çekleri keşide ettiğini, davacının yasal süresi içerisinde faturalara itiraz etmediğini, ancak yasal süresi geçtikten iki ay sonra faturalara itiraz ederek 20.05.2015 tarih … yevmiye numaralı Tokat…. Noterliğince ihtarname çekerek itiraz ettiği, bu nedenle davacı hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davacının yapılan icra takibine Bakırköy 6. İcra Hukuk Mahkemesine 2015/1 E sayılı dosya ile imza ve yetki itirazında bulunduğunu, ancak mahkemece yetki itirazı yönünden yetkisizlik kararı nedeniyle imza itirazı hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilerek icra takip dosyasının yetkili Tokat icra dairesine gönderildiğini, bu safhada da davacı borçlunun icra takip dosyasına takip borcunu ödediğini, akabinde ihtiyati tedbir talepli işbu menfi tespit davasını açtığını, Mahkemence ihtiyati tedbir kararının verildiğini, açılan bu davanın menfi tespit davası olduğunu, bu nedenle senede karşı senetle ispat kuralı gereğince davacının çekten dolayı borçlu olmadığını yazılı delille ispat etmesi gerektiğinden ihtiyati tedbir kararının kaldırılarak haksız açılan davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine, şirketlerinin daha fazla zarara uğramaması için verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, alacaklarına kavuşmaları engellendiği için davacı borçlu aleyhine %40 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, tüm masrafların karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 19/04/2018 tarihli, 2015/678 Esas – 2018/461 Karar Karar sayılı kararında, “…Davacı yanın ticari defterleri üzerinde yerel Mahkeme tarafından yaptırılan incelemede davalı şirketin düzenlediği tüm faturaların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Davacının davalı şirkete verdiği çekler kadar mal almadığı iddiası ticari defter kayıt ve belgeleri ile doğrulanmamıştır. Davalı şirket davacıya 87.109,01 TL tutarında mal satmış ve karşılığında 87.500.00 TL tutarında 5 adet çek almıştır. Yapılan mali inceleme neticesinde davalı şirketin ticari defterlerinde davacı yanın 3.569,33 TL alacaklı olduğu, ancak bu alacağın Tokat … İcra Müdürlüğü’nden tahsil edilen çeklerin tazminatının tahsilatından kaynaklandığı, Davacı yanın T.C. Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı dosyasından davacı yanın alacaklı davalıya borçlu olmadığı talebinin verinde görülmediği. T.C. Bakırköy …. İcra Dairesi … E. No.lu dosyasından takibe konulan 55.000,00 TL tutarındaki çekler nedeniyle ilgili bankanın çek sorumluluk bedellerinin düşülmesi sonrasında davacı yanın davalı şirkete 51.400,00 TL borçlu olduğu, davacı vekili tarafından çek tazminatı, çek komisyonu, tahsil harcı ve diğer giderler ile birlikte 19.10.2015 tarihinde takip dosyasına 63.020,00 TL ödendiği, Sayın Mahkeme tarafından 19.10.2015 tarihli ara karar ile paranın alacaklıya ödenmemesi için ihtiyati tedbir konulmasına karar verildiği, Davacı yanın davalı şirkete T.C. Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından borçlu olması nedeniyle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasının yerinde olacağı, Davacı şirketin takip tarihi itibariyle 3095 sayılı kanuna göre değişen oranlara faiz talep edebileceği, Tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin Mahkemenin takdiri içinde kaldığı, açıklanmış, bilirkişi raporunda açıklandığı üzere davalı şirketin davacıya 87.109,01 TL tutarında mal sattığı ve karşılığında 87.500 TL tutarında 5 adet çek aldığı, davacı yanın davalı şirkete 51.400 TL borçlu olduğu …” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Davalının davaya cevap dilekçesinin 1. paragrafında, icra takibine konu çeklerin taraflar arasındaki mermer ticaretinden mücerret olduğunu beyan ettiğini, çeklerin neden mücerret olduğu noktasında herhangi bir ihtilaf kalmadığını, mahkemenin gerekçesinde davaya konu çeklerin esasını teşkil eden mermer taşlarına dair düzenlenmiş olan tüm faturaların müvekkile ait ticari defterlere kaydedilmesi sebebi ile mermer taşlarının müvekkili tarafından teslim alındığını, mahkemenin tespitinin doğru olduğunu, tüm faturaların müvekkile ait ticari defterlere kaydedildiğini, bu doğrultuda taşların müvekkiline teslim edildiğine karine teşkil ettiğini, buna karşın faturalarda belirtilen bir kısım mermer taşlarının müvekkile teslim edilmediğini, telim ve irsaliyelerde … isimli firmanın isminin yazdığını, bu irsaliyelerin davalı şirket tarafından tanzim edildiğini, müvekkilinin mermer işletmesinin mevcut olduğunu, davalı ile kalıp mermer taşları alımı hususunda anlaşma sağlandığını, bu anlaşma doğrultusunda müvekkilin davalıya dava dilekçesinde belirtilen toplam 87.500 TL meblağlı çek verdiğini, anlaşma doğrultusunda davalı şirketin müvekkile 87.500,00 TL meblağlı mermer taşı teslim edeceğini, buna karşın davalı şirketin müvekkiline eksik teslimat yaptığını, teslim ettiğini iddia ettiği mermer taşlarını … isimli firmaya teslim ettiğini, bu irsaliyelerde teslim alan olarak müvekkil veya müvekkilin çalışanlarının imzası ve beyanının mevcut olmadığını, müvekkilinin … isimli firma ile herhangi bir ilgi ve alakasının bulunmadığını, davalı şirketin düzenlemiş olduğu fatura içeriklerine açık ve net olarak itiraz edildiğini, davalının yazılı delille ispat yönündeki iddiasını kabul etmediklerini, zira davalının davaya konu çeklerin mermer alışverişinden mütevellit olduğunu kabul ettiğini, bilirkişi raporlarında faturaların müvekkiline ait ticari defterlerde kayıtlı olduğunun, yasal 8 günlük süre içersinde itiraz edilmemesi sebebi ile itiraz hakkının olmadığının belirtildiğini, faturaların müvekkiline ait ticari defterlerde kayıtlı olduğunun doğru olduğunu ama bir kısım faturalarda belirtilen taşların müvekkiline teslim edilmediğini, toplam 7 adet 87.500 TL meblağlı fatura düzenlendiğini, fatura ve irsaliyelerin davalı şirket tarafından dosyaya ibraz edildiğini, belirtilen malların müvekkile teslim edilmediğinin irsaliyeler ve teslim fişleri ile müvekkili tarafından ispatlandığını, mahkeme tarafından öncelikle … İle müvekkili …’nın adreslerinin Tokat ve Turhal Ticaret Odalarından sorulması gerektiğini, ayrıca davalı şirkete mermer taşlarının … teslim edilmesi hususunda …’nın muvafakatının var olup olmadığının sorulması ve yazılı belge var ise gönderilmesinin istenmesi gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72. maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir.Davacı, davalı ile arasındaki mermer alım satım ilişkisi kapsamında davalıya çekle ödemeler yaptığını, ancak fatura ve irsaliyelerdeki bir kısım mermerin kendisine teslim edilmediğini ileri sürerek, 16.10.2015 tarihli ıslah dilekçesi kapsamında, davalı yanca Bakırköy …. İcra müdürlüğünün … E sayılı dosyasında takibe konu edilen çeklerden dolayı davalıya 38.000 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemli dava açmış, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Taraflar arasında mermer alım satımından kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, ve dava konusu çeklerin bu ilişki çerçevesinde davalıya verildiği tarafların kabulündedir. Davacı davalının mermerlerin bir kısmını teslim etmediğini, irsaliyelerde teslim olanın üçüncü bir şirket olduğunu ileri sürmektedir. Davacı TTK’nın 18/2. maddesi uyarınca basiretli tacir gibi davranmakla yükümlüdür. Mahkemece yargılama aşamasında taraf ticari defterleri inceletilmek suretiyle bilirkişi raporları alınmıştır. Mahkeme gerekçesinde de vurgulandığı üzere, davacının ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi suretiyle alınan bilirkişi rapor içeriğinden, davacının davalı faturalarını ticari defterlerine borcu olarak kaydettiği anlaşılmaktadır. Ticaret hayatında malların, alıcının istediği adreslere teslimi yapılmaktadır. Davacı, fatura bedelledi için çek vermiştir. Davacı, davalının faturalarını kabul edip borcu olarak defterlerine yazmıştır. Bu durumda davacının ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,4-Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 26.09.2019