Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1150 E. 2019/1259 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1150
KARAR NO : 2019/1259
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2012/232 Esas – 2017/1216 Karar
TARİHİ : 21/12/2017
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ: 20/02/2012
BİRLEŞEN DAVALAR
İSTANBUL ANADOLU 1. (KADIKÖY 1. ) ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2012/638 E. SAYILI DAVASINDA
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ: 21/05/2012
İSTANBUL ANADOLU 3. (KADIKÖY 3.) ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2012/751 ESAS SAYILI DOSYASINDA
DAVA: Çek İstirdadı
KARAR TARİHİ: 21.12.2017
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen dosyalar kapsamında çek istirdadı davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davaların reddine yönelik verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ ASIL DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin “… Mah…. Cad No:… Sultangazi/İstanbul” adresinde ticaret yaptığını, yaptığı iş nedeniyle müşterilerinden çekler alıp verdiğini, aldığı müşteri çeklerini kasasında muhafaza ettiğini, 09.08.2011 gecesi işyerinde hırsızlık olayı meydana geldiğini ve şirkete ait çelik kasanın kırılarak içerisinde bulunan kıymetli evrakların çalındığını, bu arada müvekkilinin müşterilerinden aldığı çeklerin de çalındığını, buna ilişkin düzenlenen Sultangazi Emniyet Müdürlüğüne ait olay yeri inceleme raporu, şikayetçi ifade tutanağının deliller arasında dosyaya sunulduğunu, Diğer 146 çek ile birlikte aşağıda dökümü yapılan çekin de çalındığını,
Keşide Tarihi Tutarı TL Çek Keşidecisi Banka Çek No Hesap No
31.12.2011 2.817,00 … … Bank/Buca …. ….
Söz konusu çekin müvekkilinin müşterisi olan … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nden bisiklet parçaları satışına ilişkin olarak alındığını, çalıntı çeklerde ilgili olarak Gaziosmanpaşa C. Başsavcılığına 2011/30191soruşturma nolu dosya ile şikayette bulunulduğunu ve soruşturmanın devam ettiğini, hırsızlık olayına konu çek ile ilgili olarak (muhatap bankanın bulunduğu yer olan) İzmir 6. ATM’nde 2011/925 E sayılı ödeme yasağı ve çek iptali davası ikame edildiğini, davada çekin ödenmemesi yönünde tedbir kararı verildiğini, davaya konu çekin davalı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nde olduğunun mahkemeye bildirildiğini, bu nedenle çeki elinde bulundurana karşı istirdat davası ikame etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, davalının çekin meşru hamili olmadığını, hırsızlık konusu olduğunu bilmesine rağmen çeki aldığını, müvekkilinin ticari ilişki neticesi dava dışı … aldığı çeki kimseye ciro edip vermediğini, müvekkilinin söz konusu çeki müşterisinden alıp kasasına koyduğunu, müvekkilinin müşterisi olan … şirketinden sonra gelen ciroların (…) yasal olmadığını, çekin arkasında ödeme yasağına dair banka yazısı bulunmasına rağmen çekin icra takibine konu edilmesinin yasaya aykırı olduğunu, bu nedence çekin diğer cirantalardan tahsil edilmesi durumunda müvekkilinin mağduriyeti meydana geleceğinden çekin ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini belirterek, davaya konu çekin ödenmemesi zımnında takdiren teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davaya konu çekin hırsızlık suçu neticesinde müvekkilinin elinden çıkmış olması karşısında, çekin davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini istemiştir.Asıl davada davalı vekili savunmasında özetle; çek aslı incelendiğinde görüleceği üzere müvekkili şirketin hamiline yazılmış işbu çekin üçüncü cirantası ve iyi niyetli meşru hamili olup dava konusu çeki ciro yolu ile … aldığını, çek cirolarının;”-Keşideci : …1.Ciranta : … San Tic Ltd Şti 2.Ciranta : …. 3.Ciranta : …” şeklinde olup müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi olup çekleri ticari ilişki içinde bulunduğu … aldığını, ticari ilişkiyi gösterir faturaların ekte olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli olmadığını ve çeklerin çalıntı olduğunu bildiğini iddia eden davacının bunu ispatlaması gerektiğini, çeklerin çalıntı olduğu iddiasının iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğini, çünkü bu definin çeke bakıldığında anlaşılabilecek bir durum olmadığını, çeki tahsil etmek için bankaya giden müvekkilinin İzmir 6. ATM tarafından verilen tedbir kararı nedeniyle işbu çeki tahsil edemediğini, zarara uğradığnı, Bunun üzerine Bursa …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından icra takibi başlatan müvekkilinin alacağını tüm ferileri ile birlikte birinci ciranta … Ltd. Şti.’nden tahsil edip çeki … Ltd. Şti.’ne teslim ettiğini, çek istirdat davasının çekteki tüm cirantalara karşı açılması gerektiğini, bu sebeple davacının davaya diğer cirantaları da dahil etmesi gerektiğini belirterek davanın reddine ve ödeme yasağının kaldırılmasıa karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN KADIKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ( 2012/638 ESAS ) DAVADA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ana davada bahsedildiği üzere müvekkilinin kasasından 146 adet çekin çalındığını, çalınan bu çeklerden, muhatabı … İsparta Şubesi, keşidecisi … olan 30.1.2012 keşide tarihli 1.460 TL meblağlı … hesap ve … seri nolu çek ile muhatabı … Eğirdir/İsparta Şubesi, keşidecisi … olan 31.1.2012 keşide tarihli 1.000 TL meblağlı … hesap ve 11712 seri nolu Çeklerin davalının yedinde olduğunun anlaşıldığını, davalının çeki iktisabının haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, bu iki çekin istirdadını talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN KADIKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ( 2012/751 ESAS ) DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: ana davada bahsedildiği üzere müvekkilinin kasasından 146 adet çekin çalındığını, bu çeklerden keşidecisi … “…” olan … Bankası Şarkikaraağaç Şubesine ait 31/03/2012 tarihli 1.750,00 TL bedelli çek ile keşidecisi … olan … İsparta Şubesine ait 28/02/2012 keşide tarihli 1.460,00 TL bedelli çek olmak üzere iki adet çekin davalı yedinde olduğunu, çalınan çeklerle ilgili olarak Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/30191 sayılı dosyasında soruşturmanın devam ettiğini,çeklerle ilgili olarak İsparta 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2011/1013 esas sayılı dosyasında çeklere ilişkin ödeme yasağı kararı alındığını, ancak yokluklarında yapılan yargılamada tedbirin kaldırılarak istirdat davası açmak üzere kendilerine süre verildiğini, davalının çeklerin meşru hamili olmadığını, dava konusu çeklerin müvekkili tarafından dava dışı firmalardan alınan çekler olduğunu, davalı tarafın, hırsızlığa konu üç adet çeki daha haksız olarak ele geçirip tahsil ettiğini, Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/232 esas ve Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/638 esas sayılı dosyalarında da açtıkları istirdat davalarının mevcut olduğunu belirterek, öncelikle tarafları ve konusu ile hukuki sebebi aynı olan bu davanın Kadıköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan dava dosyası ile birleştirilerek yargılama neticesinde dava konusu çeklerin istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesinin 2012/232 Esas – 2017/1216 Karar, 21/12/2017 tarihli ilamıyla; “…Toplanan deliller, Mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde; Davacının istirdadını istediği çeklerin;
Keşide Tarihi Tutarı TL Çek Keşidecisi Banka Çek No Hesap No
31.12.2011 2.817,00 …. …./Buca …. …
Kadıköy 1 ATM nin 2012/638 E sayılı davasının konusu olan;
Keşide Tarihi Tutarı TL Çek Keşidecisi Banka Çek No Hesap No
31.01.2012 1.000,00 … …. … ….
30.01.2012 1.460,00 …. … …. …
Kadıköy 3 ATM nin 2012/751 E sayılı davasının konusu olan;
Keşide Tarihi Tutarı TL Çek Keşidecisi Banka Çek No Hesap No
31.03.2012 1.750,00 …. … …. …
28.02.2012 1.460,00 …. … …. ….olduğu, asıl ve birleşen davaların toplam 5 adet çekin istirdadı ve çeklerin davacıya iadesi istemine ilişkindir.TTK’nun 792. maddesinde “Çek herhangi bir suretle hamilinin elinden çıkmış bulunursa ister hamiline yazılı bir çek bahis mevzuu olsun, ister ciro suretiyle nakledilebilen bir çek bahis mevzuu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisapı etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle mükellef olduğu öngörülmüştür. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu kanıtlaması yanında, yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir.İhtilafın davalının iyi niyetli meşru hamil olup olmadığı, çekleri çalındığını bilerek davacının zararına hareketle iktisap edip etmediği, davacının çeklerin istirdadını isteyip isteyemeyeceği hususundan kaynaklandığı tespit edilmiştir.Davacı taraf dava dilekçesi ekinde 2 no.lu delili olarak 04.08.2011 tarihli … no.lu Tahsilat Makbuzu örneğini sunmuştur, söz konusu makbuz dava dışı …San Tic Ltd Şti tarafından alınan_5 adet muhtelif çeke ait olup bunlar içinde asıl davaya konu, 31.12.2011 tarihli 2.817,00 TL bedelli … Bankası Buca İzmir şubesine ait … no.lu çekinde bulunduğu görülmüştür.Davalı tarafın İzmir 6 ATM 2011/925 E sayılı dosyasına sunduğu 16.01.2012 havale tarihli dilekçesi ekinde dava konusu keşidecisi … olan 31.12.2011 tarihli … Bankası Buca/îzmir şubesine ait … no.lu çekin arkalı önlü fotokopisi bulunmaktadır, çekin arkası incelendiğinde ilk cirantanın … San ve Tic Ltd Şti olduğu, 2’ci cirantanın İstanbul Makine/Denizli olduğu son cirantanın ise davamız davalısı … San ve Tic Ltd Şti ne ait olduğu görülmüştür.Davacı vekili 24.07.2014 tarihli dilekçesinde ‘Çekin müvekkilinin elinden çıktığına ilişkin olarak çeklerin arka yüzende ‘KB’ ibaresinin … ait bir ibare olup çekin müvekkilinin yedinde bulunduğunu ispat ettiğini’ şeklinde beyanda bulunmuştur. Çekin arka yüzünde ilk ciranta olan …Ltd Şti kaşe ve imzasının yanında el yazısı ile yazılmış ‘KB 7227’ yazısının bulunduğu görülmüştür.Davacı vekili 25.02.2016 tarihli duruşmada ‘Müvekkilim dava konusu çekleri müşterisinden almış, ciro etmeden kaybetmiştir, ancak çeklerin arkasına takibini yapabilmek için şirket unvanının baş harfleri olan K ve B harfini ve defter kayıt numarasını yazmıştır’ şeklinde beyanda bulunmuş, ancak söz konusu çeklerin kayıtlı olduğu iddia edilen çek kayıt defterini de ibraz etmemiştir.Davalı tarafın dava dışı …’ye kesmiş olduğu faturalara karşılık bu firmadan 3 ayrı tarihte 3 çek giriş bordrosu ile toplam 147.015,33 TL bedelinde 23 adet çek aldığı görülmektedir.Davalı tarafın dava dışı şirketten 12.08.2011 tarihli … evrak no.lu çek giriş bordrosu ile almış olduğu toplam 32.177,00 TL bedelli 18 adet çek içinde davacı tarafın işbu huzurdaki davanın konusu olan çeklerin de bulunduğu, hırsızlık olayının 09.08.2011 tarihinde gerçekleştiği iddia edilmiştir. Davalı şirketi söz konusu çekleri dava dışı müşterisi olan İstanbul Makine’den 3 gün sonra 12.08.2011’de almıştır.Davacı ; Gazi Osmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/30191 soruşturma sayılı dosyasından 11.10.2011 tarihinde ilgili tüm bankalara çeklerin çalıntı olduğu konusunda bilgi vermiştir, buna ilişkin şu anda elimizde bulunan … Bankası Genel Müdürlüğüne yazılmış olan yazı örneği mahkemeye sunulmaktadır, soruşturmayı yürüten Gazi Osmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tüm bankalara çeklerin çalıntı olduğu hususunda bilgi verildiği halde davalı taraf bunun bilmesine rağmen çeki iktisap etmiştir’ şeklinde beyanda bulunmuştur.Oysa yukarıda belirtildiği gibi davalı tarafın asıl ve birleşen davalar konusu çekleri 11.10.2011 tarihinden önce 12.08.2011 tarihinde dava dışı müşterisinden alacağına karşılık aldığı tespit edilmiştir, dolayısıyla davalı tarafın çekleri aldığı tarih itibariyle, iddia sabit olsa bile çeklerin çalıntı olduğunu, bankaya yapılan bildirim nedeniyle bildiği de söylenememektedir.Davacı, davalara konu 5 adet çekte çek borçlusu olarak yer almamaktadır. iddiası, müşterisi olan dava dışı çek lehdarı-ilk cirantadan çekleri aldığı, ciro etmeden önce çeklerin çalındığı yönündedir. Sahteliğe ilişkin bir iddia yoktur. Davacı, çeklerin son hamili olan davalıyı taraf göstererek bu davayı açmıştır. Davalıya karşı, temel ilişkideki savunma sebeplerinin (bu iddialar sabit olduğunda) ileri sürülebilmesi için, davalının bile bile borçlu zararına hareketle çeki ciroyla iktisap ettiğinin davacı tarafından ispatı gerekir. Zira çekin rıza hilafına elden çıktığı iddiası, mutlak defi mahiyetinde değildir.Dosya kapsamına göre, davacının davalara konu tüm çeklerin daha önce hamili olduğu (ayrıca şimdi çek borçlularından olduğu) sabit olmadığı gibi, bu çeklerin rızası hilafına elinden çıktığı hususu da ispat edilebilmiş değildir. Bu iddia sabit olsa dahi, davalının böyle bir durumu bilerek çekleri ciroyla kendisinden önceki hamilden iktisap ettiğinin de ortaya konulamadığı değerlendirilmektedir.Zayi olan çekin istirdadı talebiyle açılan işbu davalarda ispat yükü davacıda olup, davacının çeklerin rızası hilafına elinden çıktığını ve çeki elinde bulunduran şahsın kötüniyetli ve iktisabında ağır kusurlu olduğunu ispat edemediği…” gerekçesiyle, kanıtlanamayan asıl dava ile birleşen 2012/751 Esas sayılı ve birleşen 2012/638 Esas sayılı davaların reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin verdiği ret kararındaki gerekçelerin dosya kapsamına aykırı olduğunu,Davalının davaya konu çekleri 12.08.2011 tarihinde müşterisinden aldığının hukuken kabul edilebilir bir savunma olmadığını, davalının bu konuda sunduğu belgelerin tek taraflı olduğunu ve her zaman düzenlenebileceğini, Yargıtay emsal kararları gereğince bu belgelerin delil sayılamayacağını, Çeklerin çalınmasını müteakip aynı gün içerisinde Sultangazi Emniyet Müdürlüğüne şikayette bulunulduğunu ve Gaziosmanpaşa C. Başsavcılığının 2011/30191 soruşturma sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, çalıntı çekler için ayrıca sahtelik idiasında bulunulmasına gerek ve sebep de bulunmadığını, Gaziosmanpaşa C. Başsavcılığının 2011/30191 soruşturma sayılı dosyası haricinde, müvekkilinin çeklerin hamili olduğu yönündeki bir diğer yazılı belge de çalınan çeklerin bizatihi kendileri olduğunu, bilirkişi raporunda da zikredildiği ve mahalli mahkemenin de kararına geçtiği üzere, çeklerin arka yüzünde “KB” (müvekkil şirketin ünvanının baş harfleri) harflerinin bulunduğunun belirtildiğini, müvekkili şirketin çekleri kullanmadığı için ciro etme gereği duymadığını, ancak çeklerin takibini temin için de çek arkasına böyle bir ibare eklediğini, bu durumun dahi müvekkilinin davaya konu çeklerin hamili olduğunu ortaya koyduğunu, bu yöne ilişkin olarak davalı tarafın her hangi bir itirazının da mevcut olmadığını, müvekkilinin çeklerin hamili olup mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Gaziosmanpaşa C.Başsavcılığının 2011/30191 soruşturma sayılı dosyası ve çalınan başka çeklerle ilgili açıldığını ve karara bağlandığını, ağır ceza mahkemeleri kararlarının dosyaya sunulduğunu, bu davaya konu çeklerin de çalınan çekler kapsamında olup, (Savcılık soruşturma dosyasında çalınan çeklere ilişkin liste bulunmaktadır) rıza dışında elden çıkmış olduğu hususlarının kesin delillerle isbat edildiğini, buna rağmen mahkemenin böyle bir gerekçe ile davayı reddetmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, Davalının davaya konu çekleri 12.08.2011 tarihinde müşterisinden aldığı hususunun hukuken kabul edilebilir bir savunma olmadığını, davalının bu yöne ilişkin olarak sunmuş olduğu belgelerin dava safahatında da ifade ettikleri üzere tek taraflı olarak her zaman düzenlenmesi mümkün olan belgelerden olup, bu kabil belgelerin delil sayılamayacağı hususunun Yargıtayın müstakar içtihadı gereği olduğunu, davalı tarafın, Gaziosmanpaşa C. Başsavcılığının 2011/30191 soruşturma sayılı dosyası ile tüm bankalara 11.10.2011 tarihinde çalıntı çeklerle ilgili bildirimde bulunulduğu hususunu dikkate alarak bu bildirimi akim bırakmak için böyle bir belge düzenlenmesi yolunu tercih ettiğini, mahkemenin bu yöne ilişkin gerekçesi dosya kapsamına aykırılık teşkil ettiğini, davalı tarafın kötü niyetli olduğunu ve savunmalarına itibar edilmemesi gerektiğini, davalı tarafın kötüniyetli olduğu hususunun, çalınan çeklerden bir tanesini değil birden fazla çeki elinde bulundurmuş olmasından da anlaşıldığını, davalı tarafın basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini, Çalıntı çeklerle ilgili olarak halen devam eden G. Osmanpaşa C. Başsavcılığının 2011/30191 Soruşturma sayılı dosya sonucunun beklenilmesi talep edilmiş olmasına rağmen, bekletici mesele yapılmaması hususunun da ayrı bir bozma gerekçesi olduğunu, Açıklanan bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl ve birleşen davalar hukuki niteliği itibariyle, TTK’nın 792. maddesi uyarınca, rıza hilafına elden çıktığı iddia edilen çeklerin istirdadı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş, bu karara karşı, yasal süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, davacı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Öncelikle asıl davada ve birleşen Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/638 esas sayılı davalarına konu çeklerin, asıl davada 2.817,00 TL, birleşen davada 1.000,00 TL ve 1.460,00 TL tutarlı çekler olup; bu kararlara karşı yapılan istinaf başvurusunun incelenmesinde;HMK’nın 341/2. maddesi uyarınca, miktar ve değeri 3.000 TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar yeniden değerleme oranı ile hüküm tarihi itibariyle 3.110,00 TL’ye baliğ olmuştur. Asıl dava kapsamında İstinafa konu edilen çek miktarın 2.817,00 TL , birleşen Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/638 esas sayılı davasında istinafa konu edilen toplam 2 çek tutarının 2.460,00 TL olması nedeniyle, 21/12/2017 tarihli karar kesin niteliktedir.HMK’nın 346. maddesi gereğince, kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar oluşturulmadan istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak, aynı Yasa’nın 352/1.b. maddesi gereğince, istinaf mahkemesince karar verilmesi mümkündür. Bu yasal düzenlemeler ışığında, kanun yolu başvurusuna konu edilen asıl ve birleşen Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/638 esas sayılı davalarında verilen kararın, karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle, istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin asıl ve birleşen Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/638 esas sayılı davaları yönünden istinaf dilekçesinin, HMK’nın 346. maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmektedir.Birleşen Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/751 E. sayılı davasında verilen karar yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Dava konusu çeklerin incelenmesinde; ciro silsilesinde görünürde herhangi bir kopukluk olmadığı anlaşılmaktadır. Mevcut ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığı anlaşılmakla çekin borçtan mücerret olma niteliği karşısında, düzgün ciro silsilesine göre çeki iktisap edenin, çeki iktisapta ağır kusurunun bulunduğunun ayrıca kanıtlanması gerekir. Davalının çekin çalınması olayına ilişkin ceza soruşturmasının tarafı olmadığı da gözetildiğinde, davacı vekilinin ceza soruşturma sonucunun kesinleşmesinin beklenmeden hüküm kurulmasının yerinde olmadığı yönündeki istinaf nedeni de yerinde değildir.Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, dava konusu çeklerdeki ciro silsilesi düzgün olup, aksi ispatlanamadığı için davalı taraf iyi niyetli yetkili hamil konumundadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 Sayılı TTK’nın 792 maddesine göre, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak kötüniyetle iktisap etmiş olması veya iktisapta ağır bir kusurunun bulunması halinde çeki iade ile yükümlü tutulabilir. Somut olayda, davacı çekin hamili iken rızası hilafına çekin elinden çıkmış olduğu kanıtlamış olsa bile, davalı son hamilin çeki iktisapta kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğunu kanıtlayamamıştır. Bu nedenlerle, çek istirdadına ilişkin işbu davanın reddi yönünde verilen karar isabetli olup, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin Birleşen Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/751 E sayılı davasında verilen karar yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Asıl dava ve birleşen Kadıköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/638 esas sayılı davası yönünden, davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinin HMK’nın 346 ve 352. Maddeleri uyarınca reddine,2-Birleşen Kadıköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/751 E.sayılı davasında verilen karar yönünden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,4-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 3531.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 02/10/2019