Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1144 E. 2019/688 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1144
KARAR NO : 2019/688
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2016/1144 Esas – 2018/408 Karar
TARİHİ : 16/04/2018
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne ilişkin karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu, cari hesaptan kaynaklanan borcun ödenmediğini, davalının açılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptalini icra inkar tazminatına hükmedilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya borçları olmadığını, sipariş verip teslim aldıkları ürünlere ilişkin ödemeleri yaptıklarını, sipariş vermedikleri ürünlere ilişkin kesilen faturalar için iade faturalarının davacıya teslim edildiğini, davacının sipariş edilmeyen ve teslim etmediği faturalar için haksız olarak icra takibi yaptığını belirterek, davanın reddini, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 16/04/2018 tarihli, 2016/1144 Esas – 2018/408 Karar sayılı kararında; “…Somut olayda davacı taraf, davalı ile ticari ilişkisinden kaynaklı bakiye cari hesap alacağının ödenmediğinden bahisle yapmış olduğu takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptalini talep ettiği, süresi içerisinde cevap veren davalı taraf ise ticari ilişkiyi inkar etmediği ancak cari hesaptan kaynaklı tüm borçlarını ödediğini, davacının sipariş vermediği ürünlere ilişkin olarakta fatura düzenlemiş olması nedeni ile 30/06/2016 tarihinde 109680 nolu iade faturasını düzenlediğini ve bu faturayı davacıya teslim ettiğini, dolayısıyla cari hesaptan kaynaklı borcunun bulunmadığını savunmuştur. Bu kapsamda mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi marifeti ile inceleme yapılmış, yapılan tespitte davacının talebini oluşturan faturaların davalı kayıtlarındada yer aldığı ancak cari hesap farklılığının davalı yanca düzenlenen ve davacı kayıtlarında yer olmayan 11.705,13 TL lik iade faturasından kaynaklandığı açıklanmıştır. Davalı taraf her ne kadar savunmasında iade faturasının davacıya teslim edildiğini ileri sürmüş ise de bu hususa ilişkin olarak yazılı belge dosyaya sunamamıştır. Bu konuda davalı tarafa yemin hakkı hatırlatılmış ve davacı şirket temsilcisi yemin davetine icabet ederek söz konusu iade faturasını teslim almadığı konusunda yeminli beyanda bulunmuştur. Bu doğrultuda davalı tarafın iade faturasını davacıya teslim etmediği kabul edilmiş ve cari hesap farklılığına sebep olan iade faturası hükme esas alınmamıştır. Bu açıklamalar ışığında takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 11.706,07 TL alacaklı olduğu anlaşıldığı…” gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline ve takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından, süresinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle:Mahkemenin delilleri toplama, takdir ve değerlendirmede usul ve yasaya aykırı davrandığını, zira dava konusu ticari ilişkide müvekkili şirket tarafından düzenlenen iade faturasının 30.06.2016 tarihli, davacı tarafa iade faturasının tebliğ tarihinin 15.07.2016 olduğunu, fatura ve gönderi tebliğ evrakının dosyaya sunulmasına rağmen mahkemenin gerekçeli kararında “…davalı tarafın iade faturasını davacıya teslim etmediği kabul edilmiştir.” açıklamasında bulunulduğunu, bu hususun usul ve yasaya aykırı olduğunu, Tanık dinletme taleplerinin mahkeme tarafından usul ve yasaya aykırı olarak reddedildiğini, iade faturası ve tebliğine dair evrak sunulmasına rağmen mahkeme iade faturasına ilişkin taleplerini değerlendirmeksizin reddettiğini, mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesinde, taraflar arasındaki uyuşmazlığın iade faturasından kaynaklandığı tesbit edilmiş ve iade faturasının teslim alındığının somut olarak ispat edilmesi halinde davacının davasının haksız olduğu belirtildiğini, nitekim ibraz edilen belge ile iade faturasının davacıya teslim edildiğinin ispat edildiğini, söz konusu belgeye mahkeme tarafından itibar edilmemesinin kabul edilemeyeceğini, taraflar arasındaki ticari ilişkide iade faturası düzenlenmiş ve davacı tarafa gönderildiğine dair posta evrakı ibraz edildiğini, bu belgeye itibar edilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu, taraflar tacir olduğuna göre posta gönderisinin de ticari ilişkiye dair olacağının yadsınamaz bir durum olduğunu, davacı yanın, iade faturasını teslim almış olmasına rağmen kayıtlarına işlemediğini, davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, Mahkeme tarafından, müvekkili şirkete yemin teklifi yaptırılmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, toplanan deliller neticesinde, davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, yemin teklifi yapılması gerekmesi halinde ise müvekkili şirket yetkilisine tamamlayıcı yemin yaptırılabileceğini, bu yönü ile de usul ve yasaya aykırı mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, Mahkeme tarafından inkar tazminatı takdirinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.Davacı tarafından davalı ile arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağının tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemli dava açıldığı, mahkemece yukarıdaki gerekçe ile davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmaktadır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı vekilince, davacıya alacağa dayanak faturalar kapsamında iade faturası düzenlenip tebliğ edildiği ileri sürülerek karar istinaf edilmiştir. Davacının alacağa dayanak irsaliyeli faturalarına ilişkin alacağının her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ihtilafsızdır. Bu durumda davalı yanca ürünlerin alındığı ve faturalarının defterlerine işlendiği, davacının alacağını ispat ettiği sonucuna ulaşılmaktadır. Davalı vekilince savunmada ileri sürüldüğü üzere alacağa dayanak ürünlere ilişkin iade faturasının davacıya gönderildiği yönünde fatura ve kargo takip formu sunulmuşsa da iade konusu ürünlerin davacıya teslim edildiğine ilişkin kanıt sunulmadığı gibi bu husus ispatlanmamıştır. Davalı bu konuda tanık deliline dayanmış ise de mahkemece alacak tutarı itibariyle tanık dinletme talebinin reddi yönünde verilen karar da HMK’nın 200. maddesine göre yerindedir. Davalı vekili aynı savunmanın kanıtlanması için yemin deliline başvurmuştur. Davacı şirket yetkilisi, davalının teklif ettiği yemini eda etmiştir. Tüm bu hususlar çerçevesinde davacı iddialarının kanıtlandığı, davalı savunmasının ise kanıtlanamadığı gözetildiğinde, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde yasa ve usule aykırılık bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde değildir.Davacının alacağının faturaya dayalı cari hesaptan kaynaklandığı, irsaliyeli faturalara dayalı alacağın davalı defterlerinde de kayıtlı olduğu dikkate alındığında, alacağın likit ve belirli olup, davalının takibe haksız itirazı üzerine inkar tazminatına hükmedilmesinde de yasaya aykırılık yoktur. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinafı da yerinde görülmemiştir.İlk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da bulunmadığından, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunu esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 599,64 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;HMK’nın 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 09/05/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.