Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1141 E. 2019/769 K. 24.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1141
KARAR NO : 2019/769
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/683 Esas – 2018/385 Karar
TARİHİ : 12/04/2018
DAVA : Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik verilen karara karşı davalı, feri müdahil TMSF tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 25/11/1999 tarihinde … Çiftehavuzlar şubesine 14.766,00 TL yatırdığını, vadeli hesap açtırmak istediğini, banka görevlilerinin kendisini ikna ve yönlendirmeleri sonucunda…Bank Ltd.’de hesap açtığını, benzer hesap cüzdanı verildiğinden ayrı bir banka olduğunun farkına varmadığını, 21/12/1999 tarihinde TMSF tarafından bankaya el konulduğundan mevduatını geri alamadığını, banka yetkililerinin … hesaplarının garanti kapsamında olmadığını kendisine bildirmediklerini, bankanın daha sonra … Bank A.Ş. tarafından devralındığını, bu nedenle muvazaalı olarak yapılan işlemlerden dolayı bankanın sorumlu olduğunu belirterek, 14.766,00 TL mevduat alacağının, vade sonuna kadar % 86 akdi faiz, vade sonundan itibaren akdi faizden az olmaka üzere temerrüt faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde ve özetle; hesap açılan bankanın müvekkilinden ayrı bir tüzel kişiliği bulunduğunu, müvekkilinin sadece havale talimatını yerine getirdiğini, davacının kendi iradesi ile risk altına girmeyi kabul ettiğini, davanın hukuki dayanağının bulunmadığını, 4389 sayılı Yasa’nın 14/6 (b ) hükmüne göre TMSF’nin bu zararı devralmaya yetkili bulunduğunu, borcun yasa gereği alacaklının rızası olmaksızın nakledileceğini, müvekkilinin banka borcunun tarafı olmadığından, mahkemenin resen taraf değişikliğine hükmetmesini, TMSF’nin davalı olarak kabul edilmesini ve müvekkili banka hakkındaki davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Feri Müdahil … vekili; davaya, davalı banka yanında fer’i müdahil olarak katılma talepleri bulunduğunu, davanın TBK’nın genel hükümleri çerçevesinde zamanaşımı sürelerinin dolmasından sonra açıldığını, zamanaşımı ve hak düşürücü sürenin geçtiğini, ayrıca vekil edenine husumet yöneltilemeyeceğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini, bu talepleri uygun görülmediği takdirde davanın esas yönünden reddine karar verilmesini istemiştir. Feri Müdahil … vekili; davanın asıl muhatabının TMSF olduğunu, derecattan geçerek kesinleşen emsal davalarda borcun adı geçen tarafından üstlenildiğini belirterek, davanın reddi ile davalı yanında fer’i müdahil sıfatıyla davaya katılmalarına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 12/04/2018 tarihli, 2017/683 Esas – 2018/385 Karar sayılı kararında; “..İddia savunma, dosya içeriği deliler ve alınan bilirkişi raporuna göre; davacının … hesap olarak … Ltd ye ait … nolu hesaplarında 16/09/1999 tarihinde 30.000,00 TL’lik hesap açıldığı, bu paranın … Çiftehavuzlar şubesi tarafından …Ltd.ne havale edilmek üzere tahsil edildiği ve bu şekilde muhasebeleştirildiği, talep edilmekte olan 30.000,00 TL tutarındaki mevduatının tamamının davacıya ödendiğine ilişkin bir belge (makbuz veya dekont) ibraz edilmediği, 21/10/1999 tarihinde … fiş numarası ve “nakit yatan” açıklaması ile 18.878,00 TL nin davacı adına açılan bir hesaba aktarıldığı, aradaki tutar olan 11.122,00 TL ana para alacağının hesaplardan çekilmemiş olduğu ve … Ltd.nin hesaplarında bulunduğunun kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Bu paranın davalı banka tarafından … Grubuna ait şirketlere usulsüz kredi verilmek suretiyle tüketildiği, banka ile Off Shore bankası arasında organik bağ olduğu, alacağın .. Ltd.den tahsilinin mümkün olmadığı, uyuşmazlığın “havale görünümlü mevduat toplamak”olarak değerlendirilmesi gerektiği, … A.Ş nin davacının zararına hareket ile paranın … hesabına yatırılmasını sağladığı ve davacının iradesinin bu şekilde sakatlandığı, açıklanan nedenlerle Off Shore bankasından tahsil edilemeyen mevduat hesabından kaynaklanan davacı zararının davalı banka tarafından karşılanması gerektiği, davacıya ödendiği, kanıtlamayan 11.122,00 TL tutarındaki alacağın hesabın açıldığı 25/11/1999 tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalı … BAnk AŞ’den tahsili gerektiği ..” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili ve feri müdahil … vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; hisse devir tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanabilecek hür türlü borcun .. tarafından üstlenildiğinden müvekkili bankanın sorumlu olmadığını, davacının müvekkili bankadan herhangi bir alacağının bulunmadığını, on yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, somut olaya ceza zamanaşımının uygulanmasının doğru olmadığını, hata ve hileye dayalı bir yıllık hak düşürücü süresinin de geçtiğini, müvekkili bankanın harçtan muaf olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Feri müdahil TMSF vekili istinaf dilekçesinde özetle; zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden davanın reddi gerektiğini, husumet itirazının karşılanmadığını, bilirkişi raporuna yapılan itirazların dikkate alınmadığını, davacının serbest iradesiyle daha fazla faiz getirisi sağlayan bir yatırım alternatifi olarak kıyı bankacılığını tercih ettiğini, banka tarafından bilgisi dışında işlem yapılması ve iradesinin yanıltılmasının söz konusu olmadığını, … A.Ş.ile …Bank Ltd.’nin ayrı tüzel kişilikler olduğunu, aralarında organik bağ bulunmadığını, aldatma veya kandırılmaya dair herhangi bir delilin bulunmadığını, aciz durumunun söz konusu olmadığını, müterafik kusur ile ilgili bir inceleme yapılmadığını, ilk derece mahkemesinin hükmünün faiz yönünden de kaldırılmasını talep ettiklerini belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.Feri müdahil … vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; … bünyesinde bulunan “… A.Ş.”, “…Kredi Bankası A.Ş.”, “… Bankası … A.Ş.”, “… T.A.Ş.”, “…Bank T.A.Ş.”nin devir ve birleşme suretiyle … A.Ş. bünyesinde birleştirildiğini, daha sonra …. A.Ş.’nin hisselerinin 09.08.2001 tarihinde Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ile (…) arasında akdedilen Hisse Devir Sözleşmesi ile müvekkili …’a devredildiğini, … hisseleri …’a devir ederken hisse devir tarihi olan 09.08.2001 tarihinden önceki işlemlerden kaynaklanan borçları ve bu borçlara ilişkin her türlü mali ve hukuki sorumluluğu, Hisse Devir Sözleşmesinin 6.13. maddesiyle kendi üzerine aldığını, müvekkili … huzurdaki davada husumete ilişkin hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, davanın asıl muhatap olan TMSF’ye tevcih edilmesi gerektiğini, hükmün TMSF aleyhine kurulması gerekirken ilk derece mahkemesince bu hususlar gözetilmeyerek hüküm kurulduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve savunmaları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, dava dışı … Bank Ltd. … hesabına aktarılan paranın faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılmış bir alacak davasıdır.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355.maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleriyle ve kamu düzeniyle sınırlı olarak yapılmıştır.Her ne kadar ihbar olunan … vekilince istinafa cevap dilekçesinde sonuç kısmında kararın istinafen bozulması istenmişse de; usulünce harcı yatırılarak yapılmış bir istinaf başvurusu bulunmamaktadır. Dilekçede istinaf talebinde bulunulmamış, istinafa cevap verildiği açıklanmıştır. Fer-i müdahil … vekilinin istinaf harçlarının yatırılmadığı ve bu nedenle süresinde usulüne uygun olarak yapılmış istinaf istemi bulunmadığından fer-i müdahil … vekilinin dilekçesi istinafa beyan olarak değerlendirilmiştir.Dava dışı ..Bank Ltd.’ nin fiilen ve hukuken tüzel kişiliğinin 2006 yılında sona erdiği, bu şirketen dava konusu paranın tahsil edilme olanağının kalmadığı, davalı bankanın (… Bank A.Ş.) mevduat toplamaya ilişkin yasal mevzuata uymaksızın …Bank Ltd. adına bu bankanın şubesi gibi havale görünümlü mevduat toplama işlemi yaptığı, birleşme ve devir suretiyle davalı bankaya intikal eden … Bank A.Ş. çalışanlarının yaptığı haksız eylem niteliğindeki işlemlerden ötürü bankanın BK 41, 55 ve işlemin yapıldığı tarihte yürürlükte olan 6762 sayılı TTK’nun 321. maddesi gereğince … Banktan tahsil imkanı bulunmayan paralar nedeniyle bankacılık mevzuatı hükümleri gereği kusursuz olarak sorumlu olduğu, güven ve itibar kurumları olan bankaların topladıkları mevduatları 4389 sayılı Bankalar Kanunu’nun 10/3. maddesi gereğince iade ile yükümlü olduğu,…. A.Ş.’nin bir kısım ortak ve yöneticileri hakkında ceza davası açıldığı, açılan davada … A.Ş.’nin söz konusu yöneticileri tarafından davacı ve onun durumundaki diğer off-shore hesabı açtıranların iradelerinin fesada uğratıldığı ve bu suretle off-shore hesaplarına para yatıran kişilerin haksız ve hukuka aykırı bir fiile maruz bırakıldıkları anlaşılmıştır.Emsal nitelikli Yargıtay 11. H.D.’nin 2011/5613-2012/12195 sayılı, 10.7.2012 günlü kararında, “….İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen 29.11.2005 tarihli karar ile davalı bankanın külli halefi … A.Ş.’nin ve diğer davalı Holding’ in yöneticisi olan davalı A. B. hakkında, ‘offshore hesapları üzerinden banka vasıta kılınmak suretiyle dolandırıcılık’ suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ve işbu ceza hükmü Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 19.10.2006 gün ve 1600-16357 sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir. Ceza mahkemesince verilen ve kesinleşen kararın gerekçesinde, davalı A. B. ve … A.Ş.’nin diğer bir kısım yöneticilerinin, … A.Ş. aracılığıyla offshore hesabı açtıran 4204 kişiyi, bankayı vasıta kılmak suretiyle dolandırdıkları ve bu suretle topladıkları paraların B… Holding bünyesindeki şirketlere ucuz kredi olarak aktarıldığı, offshore bankasının paravan bir şirket olarak davalı A. B. tarafından yakınlarına kurdurulduğu açıklanmıştır. Bir başka söyleyişle, … A.Ş.’nin söz konusu yöneticileri tarafından davacı ve onun durumundaki diğer off-shore hesabı açtıranların iradelerinin fesada uğratıldığı ve bu suretle off-shore hesaplarına para yatıran kişilerin haksız ve hukuka aykırı bir fiile maruz bırakıldıkları…” kabul edilmiştir.Sonuç olarak; davacı ve benzeri durumdaki hesap sahiplerinin yatırdıkları paraların yurtdışına çıkarılmadığı, … şirketinin … merkez şubesindeki hesabına aktarıldığı, bir takım grup şirketlerine kredi sağlanmasında kullanıldığı, … hesabında kaldığı, böylece fona devredilme, birleşme ve ünvan değişikliği gibi süreç sonunda söz konusu mevduatın iadesinden … Bank’ın halefiyet ilkeleri gereğince sorumlu olduğu, buna göre davacının yatırmış olduğu parayı davalı bankadan talep edebileceği kanaatine varındığından, davalı vekilinin ve fer-i müdahil TMSF vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir.Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2012/ 12496 Esas, 2012/18563 K., 16.11.2012 tarihli kararlarında da belirtildiği üzere, taraflar arasında akdi ilişkinin bulunmaması, davalı tarafın sorumluluğunun BK’nın 41, 55 ve 6762 sayılı TTK’nın 321. maddelerden kaynaklanmış olması, davacı zararının … Bankasından tahsil etme olanağının kalmadığının anlaşıldığı tarihinden itibaren zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağı nazara alındığında, davanın süresi içinde açılması nedeniyle zamanaşımı ve hak düşürücü itirazları yerinde olmadığından, bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde değildir.Diğer yandan davalının sıfatına nazaran 3095 sayılı Yasa’nın 2/2. maddesi uyarınca avans faizine hükmedilmesi, faiz başlangıcının da hesabın açıldığı tarih olarak belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığından ilk derece mahkemesi ve kararı yerindedir. Bundan başka davalı banka vekilinin istinaf başvurusundan sonra 25.09.2018 tarihli dilekçesinde ödeme iddiasında bulunmuşsa da buna dair belge sunulmadığından bu dilekçesindeki talep yerine görülmemiştir. Ancak, davalı Banka 5411 sayılı Kanun’un 140. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu halde aleyhine harça hükmedilmesi doğru olmadığından, davalı banka vekilinin bu konuya ilişkin istinaf talebinin kabulü ile HMK’ nın 353/1.b.2. maddesi kapsamında ilk derece mahkemesi kararının harç yönünden düzeltilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının harç yönünden düzeltilerek; işin esası hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 11.122,00 TL’nin 25/11/1999 tarihinden itibaren tahsile kadar değişen oranlarda avans faizi yürütülmek suretiyle davacı yararına davalı … Bank A.Ş.’den tahsiline fazla istemin REDDİNE,2-5411 sayılı Kanunu’nun 140. Maddesi uyarınca davalı banka harçtan muaf olmakla harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yatırılan 252,20 TL peşin harcın talep halinde davacıya iadesine 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı … Bank A.Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … Bank A.Ş.’ne verilmesine, 6-Davacı tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 1.273,00 TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre % 75’inin davalı … Bank A.Ş’den alınarak davacıya verilmesine, 7-Davalı … Bank AŞ tarafından yapılan ve aşağıda dökümü gösterilen toplam 60,00 TL yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre % 25’inin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, 8-HMK’nın 333. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan avansın artan kısmının, hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,9-Davalı … Bank A.Ş. ve feri müdahil … tarafından yatırılan gider avanslarından bakiye avans kalmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,10-İstinaf giderleri yönünden; a-5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 140. Maddesince davalı banka harçtan muaf olmakla harç alınmasına yer olmadığına; istinaf harçlarının talep halinde davalı Bankaya iadesine,b-Davalı tarafından istinaf yargılamasında sarfedilen 42,00 TL istinaf giderlerinin davacıdan alınarak davalı Bankaya verilmesine,11-Artan gider avansının talep halinde ve karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine dair,HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24/05/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.