Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1127 E. 2019/461 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1127
KARAR NO : 2019/461
KARAR TARİHİ: 28/03/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2018
NUMARASI : 2015/976- 2018/250 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından davalıya hazır beton satışı ve teslimi yapıldığını, karşılığında düzenlenen faturalara dayalı cari hesap bakiye alacağının ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, taraflar arasında hazır beton ve satış sözleşmesi düzenlendiğini, davacının sözleşmeye istinaden müvekkili şirkete C 35 standartlarında hazır beton göndermesi gerekirken C 25 standartlarında beton gönderdiğini, aynı zamanda faturayı da C 35 üzerinden düzenlediğini, kalite durumunun belediye yapı kontrol müdürlüğünce yapılan beton basınç dayanımı deneyinin sonucunda ortaya çıktığını, davacının sözleşmede kararlaştırılan beton kalitesini sağlamadığı gibi aynı zamanda betonun m3 miktarını da yüksek göstererek haksız kazanç sağladığını, bu durumun davacıya bildirildiğini, müvekkili tarafından davacıya beton m3 fark hesabı 21.826,66 TL; beton kalite fark hesabından kaynaklanan 11.546,11 TL; projeye pompa gelmediği için 600 TL; belediye rapor masrafı 620 TL ve zemin performans değerlendirmesi 2.000 TL olmak üzere toplam 36.492,77 TL iade faturası düzenlenerek davacıya tebliğ edildiğini, buna göre davacının müvekkilinden değil, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu belirterek davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİİlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporlar sonucunda, davacının sözleşme kapsamında satmış olduğu toplam ürün karşılığında 29.932,11 TL bakiye alacağının olduğu, beton kalite farkına ilişkin olarak davalının 12.423,04 TL talep edebileceği, buna göre, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan (29.932,11-12.423,04=) 17.509,07 TL talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne davalının icra takibine vaki itirazının 17.509,07 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın sözleşmeye ve faturaya dayalı olarak belirlenebilir nitelikte olduğu değerlendirilmekle itirazında haksız olduğu anlaşılan davalıdan hükmedilen meblağ üzerinden hesaplanacak %20 oranında icra inkar tazminatının alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİDavalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; iade faturasına konu hususlardan beton kalite farkı kabul edilmesine karşın iade faturasındaki diğer husus olan beton m3 fark hesabına ilişkin alacaklarının dikkate alınmamasının doğru olmadığını, raporun itirazlarını karşılamadığını, eksik incelemeyle karar verildiğini, icra inkar tazminatının koşulları oluşmadığı halde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını, ayrıca müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, faturalara dayalı cari hesap alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı, taraflar arasında imzalanan hazır beton satım sözleşmesi gereğince, davalıya hazır beton satıp teslim ettiğini, karşılığında düzenlenen faturalara dayalı cari hesap bakiye alacağının tahsilini istemiş, davalı ise, davacının teslim etmesi gereken C-35 kalite hazır beton yerine C-25 kalite beton teslim ettiğini, betonun m3 miktarını da yüksek gösterdiğini bu nedenlerle beton kalite ve m3 farkına dayalı olarak iade faturasının düzenlendiğini, buna göre davacının alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.HMK 355. maddesi gereğince, istinaf edenin istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf incelemesi yapılmıştır.Somut olayda, taraflar arasında akdedilen sözleşme uyarınca, davacının davalıya hazır beton satıp teslim ettiği, bunun karşılığında düzenlenen faturalardan dolayı cari hesap bakiye alacağının 29.932,11 TL olduğu tarafların ticari defter ve kayıtları ile sabit olduğu, uyuşmazlığın davalının davacıya düzenlemiş olduğu 01.07.2015 tarihli 36.492,77 TL bedelli iade faturasından kaynaklanmaktadır.Uyuşmazlığa konu iade faturasında, beton kalite farkı 11.546,11 TL, beton m3 farkı 21.826,66 TL; projeye pompa gelmediği için 500 TL; belediye rapor masrafı 620 TL ve zemin performans değerlendirmesi 2.000 TL olmak üzere toplam 36.492,77 TL olarak düzenlenmiş, ilk derece mahkemesince, davalının iade faturasına konu kalemlerden beton kalite farkından dolayı 12.423,04 TL’yi talep edebileceğinden bu tutarın cari hesaptan mahsubu sonucunda kalan bakiye alacağa hükmetmiştir.Davalı tarafça, iade faturasındaki beton m3 farkına ilişkin talebinin reddinin doğru olmadığı istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür.TTK m. 21/II hükmüne göre, bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş olur. Bu durumda, fatura içeriği -borç tutarı, mal ve hizmet miktarı, türü vb.-kayıtların kabul edilmesi sonucunu doğurur.Bu durumda, davacı, sözleşmeye konu hazır betonu davalıya kantar fişleri ve sevk irsaliyesi doğrultusunda imza karşılığında teslim ederek fatura düzenlendiği ve bu faturaların davalı tarafça kabul edilerek ticari defterlerine kaydedildiğine göre, davalının eksik teslime ilişkin iddiası yerinde görülmemiştir.Öte yandan, taraflar arasındaki sözleşmenin 8. maddesinin (a) bendinde; “ALICI”, teslim edilen betonun durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz (en geç her parti beton dökümü bitiminde) gözden geçirmek, ürünler’in miktarında ve/veya niteliğinde gözle görülebilir herhangi bir noksan veya bozukluğu en geç 3 (Üç) takvim günü içerisinde DG’ye yazılı olarak bildirmekle yükümlüdür. Aksi takdirde, “ALICI”, gözden geçirmeyi ve yazılı bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır.” denilmiştir.O halde, davalının eksik ürün teslimine ilişkin olarak davacıya süresi içinde ihbarda bulunmadığı da gözetildiğinde davalının bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.İcra takibine konu alacak faturalara dayalı olup likit bilinebilir olduğundan davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı gibi, reddedilen kısım yönünden davacı alacaklının icra takibine girişmekte haksız ise de, icra takibinde kötü niyetli olduğu dosya kapsamıyla sabit olmadığından davalının kötü niyet tazminatı istemi yerinde değildir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 893,04 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine,7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 28/03/2019