Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1126 E. 2019/465 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1126
KARAR NO : 2019/465
KARAR TARİHİ: 28/03/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2018
NUMARASI : 2017/219- 2018/321 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı …’in eşit paylı olarak ortak oldukları … Ltd. Şti’ndeki ortaklıklarını 01/10/2012 tarihli “..Ortaklığın Paylaşma Yoluyla Sona Erdirilmesi Hakkında Protokol” başlıklı protokol ile sona erdirdiklerini, sözkonusu protokolün 11. maddesinde, ortaklığın devam ettiği döneme ilişkin olarak şirkete karşı açılmış tüm davalardan dolayı ödenecek tazminat ve masrafları eşit olarak karşılamayı kabul ettiklerini, tarafların ortaklık döneminde şirkette çalışan … tarafından işçilik alacaklarının tahsili için ikame edilen davanın İstanbul 9. İş Mahkemesinin 2008/628 E. 2012/893 K. 26/12/2012 tarihli ilamı ile sonuçlandığını ve ilamın Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında takibe konulduğunu, dosya borcunun tamamı olan 24.000 TL’nin müvekkili tarafından ödendiğini, ancak davalının kendisine düşen payı ödemediğini, davalının ödemesi gereken 12.000 TL’nin tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, asıl borcun varlığının ve miktarının protokole uygun bir borç olup olmadığı ve ödenip ödenmediği konusunun yargılamayı gerektirdiğini, protokol tarihinde devam etmekte olan işçilik davalarıyla ilgili müvekkilinin bilgisinin olmadığını, talep edilen faizin yasal dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİİlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki protokolün 11. maddesi uyarınca, 01/10/2012 tarihinden önce açılıp bu tarihi itibari ile kesinleşmemiş olan davalardan doğan tazminat alacaklarının taraflarca eşit olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığı, buna göre, alacağın protokol kapsamında olduğu, dolayısıyla davacının ödediği toplam bedelden hissesi oranında davalıya protokol kapsamında rücu edebileceği, davalının itirazında haksız oluşu ve alacağın likit olması nedeniyle davalının alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedildiği gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın asıl alacak üzerinden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, hüküm altına alınan asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek şekilde yıllık %9.75 oranını aşmayacak şekilde değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden davalının %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİDavalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararı yerinde olmakla birlikte alacağın yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı için aranan likit olma koşulunun gerçekleşmediğinden müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı, davalı eşit hissedar oldukları şirketteki ortaklıklarını sonlandırmak amacıyla aralarında akdettikleri protokolde, protokol tanzim tarihinden önce şirket aleyhine açılmış olup halen devam eden davalardan doğabilecek tazminatların eşit oranda ödeneceğinin kararlaştırıldığını, protokolden önce şirket aleyhine açılan işçilik alacaklarına dayalı davanın ilama bağlanarak icra takibinde ödendiğini, bu ödemenin yarısından protokol kapsamında davalının sorumlu olduğunu iddia etmiştir.İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.Davalının istinaf sebebi icra inkar tazminatına yöneliktir.İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra – inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötü niyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir…” (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/6822 Karar No: 2017/8367).Somut olaya gelince, taraflar arasındaki protokolün 11. maddesinde; “…01.10.2012 tarihinden önce açılmış olup halen devam eden (kesinleşmemiş) davalardan doğabilecek tazminatlar ile..eşit oranda ödenecektir.” denilmiştir.O halde, dava konusu icra takibindeki alacağın protokole dayalı olup, icra takibinde dayanağı, mevcudiyeti ve miktarına ilişkin donelerin davalı borçlunun bilgisine sunulmuş olduğundan gerek icra takibi tarihinde gerekse dava tarihinde alacak likit-bilinebilir halde bulunduğundan, ilk derece mahkemesince, davacı lehine icra inkar tazminatı hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 614,72 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine,7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 2803/2019