Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1125 E. 2019/543 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1125
KARAR NO : 2019/543
KARAR TARİHİ: 11/04/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2017
NUMARASI : 2016/1127- 2017/1023 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, taraflar arasında 15.05.2015 tarihli depo işletmesi ve nakliye dağıtım sözleşmesine istinaden depolama, dağıtım ve nakliye hizmeti verildiğini, sözleşme gereğince davalıya malların depolanması hizmeti karşılığı aylık fatura, malların dağıtım ve nakliyesi karşılığı olarak da haftalık fatura düzenlendiğini, depolama hizmeti faturası malların depoda durduğu sürece her ay sözleşme ve eklerine göre fatura edildiğini, dağıtım ve nakliye hizmet faturaları ise davalıdan gelen sipariş talimatlarına istinaden malların ilgili yerlere dağıtımı ve nakliyesi karşılığında düzenlendiğini, ayrıca sözleşme gereğince, vadesi geçmiş alacaklar için müvekkili şirketin aylık %8 faizli vade farkı faturası düzenleme hakkı olduğunu, faturalara dayalı cari hesap alacağının ödenmemesi üzerine davalı aleyhine başlatılan icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek davalının icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, davacının müvekkili şirkete Haziran 2016’dan beri hizmet vermediğini, buna rağmen hizmet verilmeden fatura düzenlenmesinin doğru olmadığını, ayrıca hizmet alamayan müvekkili şirketin davacının depolarında bulunan ürünlerine davacı tarafından herhangi bir hakka dayanmaksızın kötü niyetle el konulduğunu, organik ve kısa ömürlü olan ürünlerin bozulmasına ve müvekkilinin bu ürünlerden elde etmeyi planladığı kazançları elde edememesine sebebiyet verildiğini, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, davacının düzenlediği faturaların hizmet alınmayan döneme ilişkin olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasında depo işletmesi ve nakliye dağıtım sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 10/F maddesinde İstanbul mahkemeleri ve icra dairelerinin yetkili kılındığı bu nedenle davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazın yerinde olmadığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 66.256,44 TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİDavalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından 22/08/2016 tarihinden sonra sözleşmeye uygun düzenlenen ve tebliğ edilen faturalar kayıt altına alınmadığını, davacı şirketin müvekkili şirkete hizmet vermemesi ve sözleşmeye uygun davranılmaması nedeniyle çekilen ihtarname ile birlikte davacı şirkete faturalar iade edilerek ürünlerin talep edildiğini, ancak davacının deposundaki müvekkil şirketin mallarına el koyduğunu ve mallarının bozulmasına sebebiyet verdiğini, müvekkilin ürünlerini iade etmeyen davacının malların bozulmasına sebebiyet verdiğini ve üstelik bu mallar için depolama faturası kestiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, itirazın iptali davasıdır.HMK’nın 355 maddesi uyarınca, istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf incelemesi yapılmıştır.Taraflar arasında akdedilen 14/05/2015 tarihli “Depo İşletmesi ve Nakliye Dağıtım Sözleşmesi”nin ‘ücret ve fiyatlandırma’ başlıklı 5. maddesinin (b) bendinde: “depo hizmeti bedeli her ayın son günü faturalandırılır. Ödeme fatura tarihinden itibaren her ayın ilk beş günü içinde … banka hesabına havale yoluyla ödenecektir. (c) bendinde: nakliye faturaları …. tarafından haftalık olarak düzenlenir, müşteri ödemelerine fatura tarihinden itibaren 60 gün sonra … banka hesabına havale yoluyla ödeme yapacaktır. (e) bendinde: yukarıda belirtilen ödeme dönemine uyulmadığı takdirde maxlines aylık %8 faizli vade farkı faturası kesme hakkı bulunduğunu müşteri peşinen kabul ve taahhüt eder.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.Davacının ticari defter ve kayıtlarında takip tarihi itibariyle davalıdan 66.256,44 TL alacaklı olduğu, davalının incelemeye ticari defterlerini sunmadığı, dosyadaki tarafların karşılıklı ihtarname ve eklerinin incelenmesinde, davalının davacının düzenlediği 31.08.2016 tarihli ve …. nolu 7.121,72 TL, 30.09.2016 tarihli ve …. nolu 10.686,16 TL, 30.09.2016 tarihli ve …. nolu 14.322,91 TL ve 30.09.2016 tarihli ve …. nolu 35.608,78 TL bedelli faturaları kabul etmeyerek davacıya iade etmiştir.Davacı tarafça, dava konusu icra takibinde, 31.08.2016 tarihi itibariyle cari hesap bakiye alacağının tahsili talep edilmiştir. Bu durumda, yukarıda açıklanan ve davalının kabulünde olmayan yalnızca 31.08.2018 tarihli 7.121,72 TL fatura yönünden taraflar arasında ihtilaf bulunduğunun kabulü gerekir.Somut olay bakımından uyuşmazlığa konu 31.08.2016 tarihli faturanın depolama hizmeti karşılığı düzenlendiği, faturanın dayanaklarının gösterildiği ve sözleşmeye uygun olduğu görülmüştür. O halde, davalının bir kısım mallarının davacının deposunda bulunduğu kendisinin de kabulünde olduğu üzere, fatura karşılığı depolama hizmetinin verildiği izahtan varestedir.Diğer taraftan davacının deposundaki davalının mallarını iade etmeyerek bozulmasına sebebiyet verildiği ileri sürülmüş ise de, buna ilişkin dosyada somut delil bulunmadığından bu yöndeki istinaf sebebi yerinde değildir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 3.493,98 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,7-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 11/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.