Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1124 E. 2019/459 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1124
KARAR NO : 2019/459
KARAR TARİHİ: 28/03/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2018
NUMARASI : 2017/902 -2018/278 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, davalılar ile dava dışı …arasında hisse devir sözleşmesi yapılmış olup, Beşiktaş …. Noterliğinin 19.08.2015 tarihli 3 adet hisse devir sözleşmesi ile hisse paylarının devralındığını, davalıların hisse devrine istinaden hisse devir tarihinden önce doğmuş olan borçlardan yalnızca kendilerinin sorumlu olduklarını kabul ederek taahhütname imzaladıklarını, devir tarihinden önce şirketin işlettiği işletmeye belediye tarafından işgaliye ve gecikme zammı şeklinde borç tahakkuk ettirildiğini, müvekkilinin sözkonusu borcu 13.06.2016 tarihli makbuzlar karşılığında belediyeye ödediğini, yapılan bu ödemenin davalılardan tahsili için başlatılan icra takibinin davalıların itirazı sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili, müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, ödemelerin kim ve ne adına yapıldığının belirlenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı … vekili, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİİlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, bir sermaye şirketi türü olan limited şirketlerde ortaklar açısından sınırlı sorumluluk ilkesinin geçerli olduğu, ortağın asıl borcunun, taahhüt ettiği sermayeyi ödemek olduğu, sermaye borcunu tam olarak yerine getiren ortağın sorumluluğunun sona erdiği, ilke olarak kanun, ortaklarla limited şirket alacakları arasında bir ilişki kurmamış, alacaklılara ortaklara başvurma imkanını tanımadığı, amme borcunun muhatabı şirket olup, öncelikle şirket öz kaynaklarından bu borcun karşılanması gerekmekte olup, somut olayda da, şirketin kendi kaynakları ile bu borcu ödemiş olması nedeniyle davalı eski ortaklardan bu bedelin tahsilinin mümkün olmadığı, davalının hisse devri sırasında hisseyi devralan dava dışı üçüncü kişi ile yaptığı sözleşmenin de davacı lehine hüküm doğurması mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİDavacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalıların şirket hisse devir sözleşmesine müteakip şirket devrinden önce kaynaklanmış tüm borçların taraflarına ait olduğuna dair borç ikrarını içeren taahhütname tanzim ettiklerini, söz konusu borç ikrarını gösterir senedin dikkate alınmadan karar verildiğini, ayrıca gerekçeli kararda ilgili sözleşmenin dava dışı … ile akdedildiği bundan ötürü de müvekkili lehine sonuç vermeyeceği belirtilmiş ise de, ortada sözleşme olmadığını yalnızca davalıların borç ikrarına havi bir belge olduğunu, bu nedenle bu değerlendirmenin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı, dava dışı … ile davalılar arasında noterde düzenlenen hisse devir sözleşmesi ile davalıların davacı şirketteki hisselerini devrettiklerini, aynı zamanda hisse devir tarihinden önce doğmuş olan borçlardan dolayı sorumlu olduklarını kabul eden taahhütname imzaladıklarını, devirden önce tahakkuk eden işgaliye ve gecikme zammı şeklindeki borcun ödenmek zorunda kalındığını, bu borçtan davalıların sorumlu olduğunu iddia etmiş, davalılar ise davanın reddini savunmuşlardır. Beşiktaş … Noterliğinin 19.08.2015 tarihli … ve … yevmiye nolu limited şirket pay devir sözleşmeleri gereğince, davalıların davacı şirketteki hisselerini dava dışı … devrettikleri görülmüştür.Davalılar … ve … ile dava dışı … ve … tarafından imzalanan “Taahhütname” başlıklı belgede; “Ortağı bulunduğumuz … Ticaret Ltd Şti’nden 19.08.2015 itibariyle ayrılmış bulunuyoruz. Bu tarihten önce doğmuş ve doğabilecek tüm vergi, sgk ve pirim borçlarının ticaret borçlarımızın tarafımızca borç kabul olduğunu bildiririz” denilmiştir.Somut olayda, davalıların davacı şirketteki hisselerini dava dışı … devretmeleri karşısında devir tarihinden önce doğmuş borçlar için taahhütte bulunmuş oldukları iddia edilmesi karşısında, anılan belgeden ve içeriğinden dolayı talep hakkının davalılardan hisselerini devralan dava dışı … ait olup, dolayısıyla davacı şirketin yapmış olduğu ödemeleri anılan taahhütname gereğince davalılardan talep hakkı bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi yerindedir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair; HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 28/03/2019