Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/111 E. 2018/305 K. 26.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/111
KARAR NO : 2018/305
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/09/2017
NUMARASI : 2016/989- 2017/596 E.K
DAVANIN KONUSU :Genel Kurul Kararının İptali
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin yapı denetim firması olarak faaliyet gösteren davalı şirketin ortaklarından olduğunu, davalı şirket ortaklar kurulunun bila tarihli 16. nolu kararı ile şirketin ana iştigal konusunun değişiminin, 03/05/2016 tarihli 17 nolu kararında ise, şirket unvan ve amaç değişikliğinin görüşülerek karara bağlandığını, müvekkiline usulüne uygun çağrının yapılmadığını, müvekkilinin yokluğunda alınan kararların ana sözleşme ve dürüstlük kuralına aykırı olduğu gibi yok hükmünde olduğunu ileri sürerek bila tarihli 16. nolu ve 03/05/2016 tarihli 17 nolu ortaklar kurulu kararının yoklukla hükümsüz olduklarının tespiti ile iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava konusu işlemlerin fiilen tesis edilmediğini, plan ve taslak olarak hazırlanarak davacıya bilgi amacıyla gönderildiğini, 11.02.2014 tarihli ve 16 nolu kararın sermaye artırımına ilişkin olup, alınan karar da davacının da imzasının olduğunu, 03.05.2016 tarihli 17. nolu kararın ise taslak aşamasında kaldığını sonradan da iptal olarak karar defterine işlendiğini, dolayısıyla ortada dava konusu yapılabilecek bir işlem ya da kararın bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava konusu16 numaralı kararın, şirketin faaliyeti ve ana iştigal konusunun değişimi hususunun görüşülmesine ilişkin olduğu, bila tarih olup,16 nolu karar olarak göründüğü, davacı … dışında dışında diğer ortakların imzalarının bulunduğu, oysaki karar defterinde kayıtlı 16 nolu kararın dava konusu karardan içerik olarak tamamen farklı olduğu, dolayısıyla dava konusu 16 nolu karara ilişkin belgenin ortaklar yönünden bağlayıcı özelliği olmadığı, ancak davacıya genel kurul kararı olarak tebliğ edildiği iddiasına davalı tarafın bu şekilde bir belge hazırlanmadığı ve gönderilmediği yolunda her hangi bir savunması bulunmadığından bu belgeye dönük dava açılmasında davacının hukuki yararının bulunduğu kanaatine varıldığı, dava konusu edilen 17 numaralı kararın ise; davalı tarafça taslak mahiyetinde kaldığı, karar defterinde iptal edildiğinin görüldüğü, bu karar yönünden davanın konusunun kalmadığı, davalının dava açılmasına sebebiyet verdiğinden vekalet ücreti ve yargılama giderlerinde sorumlu olduğu gerekçesiyle konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; şirket ortağı olan davacının defterleri inceleme hakkında sahipken hukuken hiç bir bağlayıcılığı olmayan taslak mahiyetindeki kararları davaya konu etmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmalarının doğru olmadığı gibi hüküm fıkrasının vekalet ücretine ilişkin kısmının çelişki içerdiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, ortaklar kurulu kararlarının yoklukla hükümsüz olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Davacı, tarafına davalı tarafça gönderilen şirketin ana iştigal konusunun değişimini öngören ortaklar kurulunun bila tarihli 16. nolu kararının ve şirket unvan ve amaç değişikliğinin görüşüldüğü 03/05/2016 tarihli 17 nolu ortaklar kurulu kararın şekil ve usul yönünden sakat olduğunu iddia ederek bu kararların yok hükmünde olduğunun tespitini istemiş, davalı, bu kararların taslak mahiyetinde olup, hukuken hayata geçmediğini, 16 nolu kararın karar defterinde 11.02.2014 tarihli olarak kayıtlı olup, sermaye artırımına ilişkin olduğunu, 17 nolu kararın da karar defterinde iptal edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları ve tüm dosya kapsamı gözetildiğinde, davalının dava konusu kararları davacıya gönderdiği ihtilafsız olup, bu aşamadan sonra davacının eldeki davayı ikame etmiş olduğundan dava açmakta hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla dava açılmasına sebebiyet veren davalının yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasında isabetsizlik olmadığı gibi hüküm fıkrasında maddi hatanın tavzih yoluyla düzeltilmiş olduğu gözönüne alındığında HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından taraflara tebliğine,
5-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.361.maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere, HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU :HMK 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.

.