Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1093 E. 2019/1256 K. 02.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1093
KARAR NO : 2019/1256
KARAR TARİHİ: 02/10/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2018
NUMARASI : 2017/695- 2018/380 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, istinaf incelemesinin HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak olarak yapılan inceleme sonunda işin gereği görüşülüp, düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında imzalanan alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi kapsamında davalı şirketin müvekkilinin dava dışı … A.Ş.’den olan alacağını temlik aldığı halde temlik sözleşmesinden doğan taksitleri vadesinde ödemediğini, alacağını tahsil için davalı aleyhine başlatılan icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya bakmakla görevli mahkemenin asliye ticaret mahkemesi olduğunu, sözleşmede yetki şartı nedeniyle takibin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığı gibi davanın da yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın zamanaşımına uğradığını, dava dışı … A.Ş.’nin tasfiye sürecinin tamamlanmadığını belirterek, davanın reddine ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; dava dışı temlik veren tasfiye halinde … A.Ş.’nin faaliyet izninin BDDK’nın 10/02/2001 tarihli 171 sayılı kararı ile kaldırıldığı ve davalının tasfiye sürecine girdiği, alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi ile davacı dava dışı finans kurumunun tasfiye sürecine girildikten sonra davalı şirket ile aralarında sözleşme akdederek finans kurumundaki tüm hak ve alacaklarını davalıya devredip davalı şirketle kararlaştırılan vadelerle taksitler halinde ödeme yapılacağı belirtildiği, davacının da bu sözleşmeye göre ödenmeyen sözleşmeden kalan bakiye miktarı talep için icra takibine başvurduğu, hesabın niteliği gereği tasfiye işlemleri sonucunda bir alacak kalırsa davacının hak talebinde bulunacağı, dava dışı … Kurumunun tasfiye hali sonuçlanmamış, kar ve zarar durumu ortaya çıkmadığı, bu halde zamansız açılmış bir davanın sözkonusu olduğu, tasfiye süreci bitmeden davacının davalıdan hak talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın dava dışı …. ile ilgisinin olmadığını, alacağın temliki sözleşmesine dayalı olarak sözleşmenin muhatabı davalı şirketten talepte bulunulduğunu, TMK’nın 2. maddesine göre herkesin haklarını ve borçlarını kullanırken dürüstlük kuralına uyması gerektiğini, hal böyleyken, davalının bu tavrının açıkça kötü niyetli olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, alacağın temliki sözleşmesinden doğan alacağın tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.Davacı, dava dışı … A.Ş. ile aralarındaki kar ve zarara katılma ortaklığı sözleşmesinden doğan alacağın davalı ile aralarında akdedilen temlik sözleşmesi ile davalıya temlik edildiğini, bu sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının icra dairesinin yetkisine ve borca itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptalini istemiş, davalı ise davanın reddini istemiştir.İlk derece mahkemesince, dava dışı … tasfiyesi sonuçlanmadığından alacağın muaccel hale gelmediğinden bahisle dava reddedilmiştir.Taraflar arasındaki 10.12.2010 tarihli “Alacağın temliki, sulh, ibra ve feragat sözleşmesi” başlıklı sözleşmenin içeriği incelendiğinde; davacının dava dışı …. Kurumu’ndan olan 6.696,00 USD alacağını davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır. Bu temlik karşılığında davalının davacıya 45 taksitte toplam 6.696,00 USD ödemeyi taahhüt ettiği, taksitlerin 28.06.2011 tarihinde başlayıp 28.02.2015 tarihinde sona erdiği, aylık 150 USD olmak ve yalnızca son taksit 96 USD olmak üzere davacıya ödeme yaılmasının kararlaştırıldığı, davalının sözleşmede yer alan ilk 8 taksiti ödediği, sonraki taksitleri ise ödemediği, 16.02.2016 tarihli ilamsız icra takip tarihine kadar 6 taksitten fazla tutarın ödenmediği, alacağın tümünün muaccel hale geldiği görülmüştür.Temlik tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın 162. maddesi uyarınca, kanun veya akit ile veya işin mahiyeti icabı olarak men edilmiş olmadıkça borçlunun rızasını almaksızın alacaklı, alacağını üçüncü bir şahsa temlik edebilir. Aynı Yasa’nın 163. maddesi uyarınca temlik sözleşmesinin yazılı yapılması gerekir.Aynı Yasa’nın 173. maddesinde borcun nakli düzenlenmiş olup bir borçluya karşı yapılan borcun nakli taahhüdü, müteahhidi ya borcu tebliğ etmek yahut alacaklının rızasını istihsal ederek borcu üzerine almak suretiyle borçlunun beraetini tahsile mecbur eder.Taraflar arasında yapılan alacağın temliki sözleşmesinde, davalı tarafından temlik alınan alacak karşılığında, temlik eden davacıya temlik bedeli ödenmesine ilişkin takvim mevcuttur. Ödemelerin dava dışı … Kurumunun tasfiyesi sonrası yapılacağına ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi, davada, dava dışı … yönelik bir talep veya dava mevcut olmayıp, taraflar arasında imzalanan alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili istendiğine göre, ilk derece mahkemesinin kararı ve gerekçesi yerinde görülmemiştir.Dosyada alınan bilirkişi raporunun denetime ve hükme elverişli olmadığından Dairemizce duruşma açılarak, konusunda uzman bilirkişiden gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle, davacının icra takip tarihi itibari ile asıl alacak ve işlemiş faiz alacağı tutarları belirlenmiştir. Davcı, icra takibine girişirken alacağını TL’ye çevirmiştir. Buna göre, davalının sözleşmede yer alan ilk 8 taksiti ödediği, kalan taksitleri ödemediği, davalı tarafından yapılan toplam 1.200,00 USD’lik ödeme, 6.696.00 USD borçtan tenzil edildikten sonra kalan alacağın 5.496,00 USD olduğu, takip tarihindeki TCMB Efektif Satış Kuru 2,9538 üzerinden ( 5.496,00×2,9538) = 16.234,08 TL asıl alacak tutarı belirlenmiştir. Temlik sözleşmesinde her bir taksitin hangi tarihte ödeneceği belirlendiğinden, davalının temerrüde düşürülmesi için ihtara gerek olmadığı gibi, sözleşmenin 4.6. maddesinde, temlik alanın 6 taksiti ödeyememesi halinde temlik edenin kalan miktarı temlik alandan tahsili cihetine gidebileceği hüküm altına alınmış olmasına göre, davacının işlemiş faiz talebi de yerindedir. Bu durumda, davacının takip tarihi itibari ile 710,53 USD işlemiş faiz alacağının olduğu, takip tarihindeki TCMB Efektif Satış Kuru 2,9538 üzerinden ( 710,53×2,9538) = 2.098,76 TL işlemiş faiz tutarı olduğu belirlenmiştir.İcra takibine konu alacağın likit-bilinebilir olduğundan davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmiş, reddedilen kısım yönünden alacaklı icra takibinde haksız ise de, kötü niyetli olduğu dosya kapsamı itibari ile sabit olmadığından, davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.Yukarıda açıklanan gerekçelerle, Dairemizce HMK’nın 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, işin esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda; 1-İİK’nın 67/1.maddesi uyarınca davacının kısmen kabulüne; davalı tarafından İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı ilamsız icra takibine yöneltilmiş olan itirazın kısmen iptali ile 16.234,08 TL asıl alacak, 2.098,76 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.332,84 TL alacağın, asıl alacak bölümüne icra takip tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili için takibin devamına,2-Fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin reddine,3-Likit alacağa vaki haksız itiraz nedeniyle İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca takdiren %20 oranında hesaplanan 3.666,56 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,4-Davanın reddedilen bölümü yönünden, davacının icra takibine girişmekte kötü niyeti sabit görülmediğinden, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,5-Alınması gerekli 1.252,31 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 180,44-TL’nin düşümü ile bakiye 1.071,87 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,6-Davacı tarafından harcanan 29,20 TL başvurma harcı ve 180,44 TL peşin harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,7-Davacı tarafından ilk derece yargılamasında sarf edilen bilirkişi ücreti ve tebligat gideri olmak üzere (ayrıntısı UYAP’ta kayıtlı) toplam 493,96 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre belirlenen 463,42 TL’lik bölümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,8-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla Avukatlık ücret tarifesi uyarınca taktir olunan 2.725,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,9-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT’ne göre belirlenen (vekalet ücretinin reddedilen kısmı geçemeyeceğinden) 1.026,30 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-Taraflarca yatırılan kullanılmayan gider avanslarının iadesine,11-İstinaf yargılaması yönünden;a-Davacı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf başvuru harcının Hazineye gelir kaydına, 31,40 TL maktu istinaf harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,b-Davacı tarafından harcanan 98,10 TL istinaf başvuru harcı gideri ile 729,74 TL bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 827,84 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,c-İstinaf yargılaması duruşmalı yapıldığından ve birden fazla duruşma icra edildiğinden AAÜT’ne göre belirlenen 2.725,00 TL maktu avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d-Artan gider avanslarının yatıran tarafa iadesine,12-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,13-Dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 356.maddesi uyarınca duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda, 02/10/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.