Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1081 E. 2019/381 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1081
KARAR NO : 2019/381
KARAR TARİHİ: 14/03/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/04/2018
NUMARASI : 2016/640- 2018/377 E.K
DAVANIN KONUSU: Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraflar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, sigortalı …Ltd Şti’ne ait muhtelif el dokuması ipek -yün halı emtiasının müvekkili şirket tarafından Emtia Nakli (Abonman) Sigorta Poliçesi kapsamında nakliyat muhataralarına karşı sigortalandığını, 01.07.2015 tarihinde bahse konu emtialardan … stok numaralı 2,24 m2 el dokuması ipek halının, davalının yaptığı İstanbul-Osaka seferi esnasında yapılan muameleden ötürü hasar görerek kullanılamaz hale geldiğini, meydana gelen hasara istinaden sigortalısına 15.09.2015 tarihinde toplamda 5.304,07 TL ödeme yapıldığını, davalının hasardan sorumlu olduğunu, TTK’ nun 1472. Maddesi hükmü uyarınca da sigortalısının haklarına halef olduğunu ileri sürerek sigortalısına ödenen 5.304,07 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, somut olaya montreal konvansyonu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, müvekkiline süresi içinde usulüne uygun olarak ihbarda bulunulmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun eksik teslim olunan kargonun kilogramı ile 19 SDR’nin çarpımı sonucu bulunacak üst limitle sınırlı olmak kaydıyla ispat edilecek gerçek zararla sınırlı olduğunu, faiz talebinin başlangıcının karar tarihi olması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİİlk derece mahkemesince yapılan yargılama doğrultusunda, somut olayda taşıma uluslararası taşıma olup Montreal Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiği, başlangıç noktasında fiili taşıyıcı davalı tarafından hasarsız malın teslim alındığı, varış noktasında gümrükte hasarın tespit edildiği, davalının sorumluluğunun özel çekme hakkı ile sınırlı sorumluluk esası gözetilerek karar tarihindeki SDR kuru üzerinden 10.14 kg emtia için 1.135,42 TL üzerinden belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 1.135,42 TL’sı (19 SDRx10,14 kg =192,66 SDR 192,66 SDRx5.8934=1.135,42TL) rücu tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 1.135,42TL tazminata 15.09.2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİDavacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; hasarlanan emtianın gerçek değerinin belirlenmediğini, hasar davalının dikkatsiz davranışları neticesinde meydana geldiğinden davalının sınırlı sorumluluktan yararlanamayacağını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇEA-Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden;HMK. nun 341/2. maddesi uyarınca miktar ve değeri 1.500 TL.”sını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar yeniden değerleme oranı ile hüküm tarihi itibariyle 3.560 TL.”sına baliğ olmuştur.İstinafa konu edilen miktarın 1.135,42-TL olması nedeniyle 06.04.2018 tarihli karar kesin niteliktedir. HMK. nun 346. maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda, olumlu ya da olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili, aynı yasanın 352. maddesi gereğince de istinaf mahkemesince bir karar verilmesi mümkündür. Bu yasal düzenlemeler karşısında, yasa yolu başvurusuna konu edilen kararın hüküm tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla HMK 352. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.B-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden;Dava, TTK 1472. maddesi gereğince nakliyat sigortacısı tarafından hava taşıyıcısı aleyhine açılan, halefiyet ilkesine dayalı rücuen tazminat davasıdır.Somut olayda, sigortalı … Ltd Şti tarafından Libero adına gönderilen, muhteviyatı 103 kap 1.300 kg. halı emtia, İstanbul havalimanında … Ltd Şti hava kargo acentesi tarafından düzenlenen 235-0031 4742 Air Waybill/Hava Yük Senedi tahtında 01/07/2015 tarihinde …’nın … sefer sayılı uçağı ile İstanbul-Osaka-Japonya’ya olarak sevk edildiği, taşıma (navlun) tutarı Collect/ Varış Noktasında Teslimde Ödemeli olarak gönderilen uçak yedek akşamları için, Air Waybill/Hava Yük Senedi düzenlenmesinde gönderici tarafından emtia-kargo ile ilgili Daclared Value for Carriage(Kargonun Beyan Edilen Değeri) bölümünde herhangi bir değer beyanında bulunulmadığı, Amount of Insurance (Sigorta Bedeli) tahsil edilmediği, daha açık bir ifade ile gönderen tarafından özel bir fayda beyanında bulunulmadığı, ilave bir ödeme (sigorta primi) yapılmadığı, davalı taşıyıcıya teslim edilen emtiadan 10.14 kg ağırlığında 2,24 m2 hereke ipek halının hasarlanmış olduğu, bu durumun Japonya Gümrük Müdürlüğü tarafından tutanak altına alındığı dosya kapsamı itibariyle sabittir.Havayolu ile yapılan uluslararası kargo/yük taşımalarında Varşova Konvansiyonu (1929),La Haye Değişiklikleri (1955),4 no.lu Montreal Protokolü ile saptanmış yükümlülükler kapsamında, bu kurallara taraf olan Türkiye, son değişiklikleri içeren ve 1999 yılında imzalamış bulunduğu “Havayoluyla Uluslararası Taşımacılığa İlişkin Kuralların Birleştirilmesine dair Sözleşme” yi 26/03/2011 tarihinde onaylamıştır.Bu nedenle anılan sözleşme Türkiye içinde bağlayıcı bulunmaktadır. Konvansiyonun coğrafi uygulama şartı, Konvansiyonun 1/2 maddesi anlamında uluslararası taşımanın icra edildiği ilgili devletlerin başlangıç ve varış ülkesi devletlerin her ikisinin de Konvansiyon tarafı olmasıdır.Uyuşmazlığa konu davada, Türkiye’den Japonya’ya havayolu ile yapılan taşımada her iki ülkenin de Konvansiyona taraf olması nedeniyle, somut olayda Montreal Konvansiyon hükümleri, Konvansiyonda yer almayan hükümler açısından iç hukuk kuralları uygulama alanı bulacaktır.Taşınan emtianın davalı tarafından taşındığı konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Hava Taşıma senedinde malın değerine yönelik herhangi bir bilginin yer almadığı gibi ayrıca taşımacının sınırlı sorumluluğunu yükseltecek bir özel fayda beyanın da bulunmadığı görülmektedir.Hal böyle olunca, somut olaya uygulanması gereken Montreal Konvansiyonun 18/1 maddesi uyarınca “taşıyıcının kargonun tahrip olması yada kaybolması ya da kargoya zarar gelmesi durumunda uğranmış hasara karşı sadece, hasara bu şekilde uğranmasına neden olan olayın hava yoluyla taşıma esnasında meydana gelmiş olması halinde sorumlu olduğu”düzenlenmiştir. Davalı taşıyıcının teslim aldığı yükü sözleşmede belirtilen şekli ile teslim ettiğini kanıtlayamaması nedeniyle taşıyıcı sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumludur. Montreal Konvansiyonun 22/3 gereği sorumluluk kg başına 19 SDR ile sınırlıdır. Kargo taşımasına konu emtianın ziyaı veya hasara uğramasının davalı taşıyıcının veya adamlarının kasıtlı veya pervasız davranışlarından kaynaklanması halinde de, bu durum, taşıyıcının konvansiyon hükümlerine göre sınırlı sorumlulukta faydalanmasına engel teşkil etmemektedir.Açıklanan bu nedenlerle, HMK’nın 352. maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin yasa yolu başvurusuna konu edilen kararın hüküm tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle reddine, davacı vekilinin, istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A-Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden;1-İlk derece mahkemesinin hükmü HMK’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle miktar yönünden kesin olduğundan davalı vekilinin istinaf dilekçesinin REDDİNE,2-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının talep halinde iadesine, 3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,B-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 14/03/2019