Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1080 E. 2019/383 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1080
KARAR NO : 2019/383
KARAR TARİHİ 14/03/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2018
NUMARASI : 2017/357- 2018/99 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliğine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından nakliyat emtea taşıma sigorta poliçesi ile sigortalanan dava dışı … Tic.Ltd Şti’ye ait emtiaların Türkiye’den Kuveyt’e nakliyesi işinin davalı şirket tarafından üstlenildiğini, taşıma konusu emtianın …. gemisine 11.07.2016 tarihli konşimento tahtında yüklendiğini, emtianın varış adresine ulaşmasına müteakip yapılan tahliye esnasında emtianın bir kısmında hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, sorvey incelemesi yapılarak alıcı firma tarafından davalı taşıyıcıya hasar ihbarında bulunulduğunu, hasar miktarının müvekkili şirket tarafından sigortalısına ödendiğini, bu ödemenin rücuen tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibinin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava konusu taşımaya ilişkin ortaya çıkabilecek tüm ihtilaflar bakımından Londra’daki İngiliz Yüksek Mahkemelerinin yetkili olduğunu, uygulanacak hukukun İngiliz Hukuku olarak tayin edildiğini, taşımaya konu malların satımının CIF bazında gerçekleştiğini, buna göre, sigorta ettirenin satıcı, sigortalının da yük alıcısı olması gerektiğini, yüklerin konteyner içerisine hatalı istif edildiğini, konişmento üzerindeki klozlar gereği taşımaya konu konteyner içerisindeki emtiaların ne halde bulunduğunun müvekkili taşıyan tarafından bilinemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİİlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, konişmentoda yükletenin … Limited Şirketi, alıcısının …, Geminin …, sefer no …, yükleme limanı Ambarlı, tahliye limanı … olduğu, dava konusu uyuşmazlıkla geminin yabancı, tahliye limanın Türkiye dışında (….) olması karşısında yabancılık unsurunun bulunduğu, konişmentonun 26.maddesinde “Amerika Birleşik Devletlerine/devletlerinden veya başka yere yapılan mal taşıma işlemlerinde madde 6.2 (d) ve ABD COGSA’nın uygulanabilir olduğu her zaman, taşımanın o aşaması Amerika Birleşik Devletleri yasalarına tabi olacak ve Amerika Birleşik Devletleri New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi buradan kaynaklanan tüm anlaşmazlıkları görüşmek üzere münhasır kaza yetkisine sahip olacak olup, tüm diğer durumlarda, işbu konişmento İngiliz Yasasına tabi olarak yorumlanıp buradan kaynaklanan tüm anlaşmazlıklar başka bir ülke mahkemesinin kaza dairesi hariç tutularak, Londra’da İngliiz Yüksek Adalet Mahkemesinin kaza yetkisine tabi olacaktır.” denildiği, davada uyuşmazlığın yabancılık unsuru taşıdığı, dava konusunun Türk mahkemelerinin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmiş bir konuya ilişkin olmadığı, uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğduğunun açık ve net olduğu ve davacının sigortalısının da konişmentonun şartları ile bağlı olduğu, bu nedenle, TTK 1472.maddesi gereğince davacı sigorta şirketi sigortalısının haklarına halefiyet sıfatıyla iş bu davayı açtığından yetki anlaşmasının davacı sigorta şirketini de bağlayacağı gerekçesiyle davalının milletlerarası yetki itirazının kabulü ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; yetki şartının “belirli olma” kriterini taşımadığını, yetki şartının geçerli bir yetki şartı olarak kabul edilebilmesi için konişmentonun ön ve arka yüzünün bir bütün olarak sigortalı firma tarafından kaşelenip ve imzalanması gerektiğini, ayrıca konişmetonun ön yüzünde yetki şartına ilişkin herhangi bir atıfta bulunulmadığını, tarafların ikametgahının Türkiye’de olduğunu, yetki şartının matbu olup, sigortalının özgür iradesini yansıtmadığını, Türk Mahkemelerinin yargı hak ve yetkisini ortadan kaldırmadığını, davalının kendi ikametgah mahkemesinde savunma ve hak araması mümkünken, dava konusu taşımaya ilişkin konşimentoda yer alan yetki kaydına dayanarak yetki itirazı yapmasının TMK’nn 2. maddesine aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, nakliyat sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminatın tahsili amacıyla girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda, konişmentoda, gönderenin …Tic.Ltd Şti, alıcısının …, yükleme limanının Ambarlı-İstanbul, tahliye limanın Shuwaikh-Kuveyt olduğu ve taşıyanın … A/S olup, acentesi … AŞ tarafından konişmentonun imzalandığı, geminin (…) yabancı bayraklı olduğu, dolayısıyla dava konusu ihtilafta yabancılık unsurunun bulunduğu ihtilafsızdır. Bu nedenle davalı tarafın ileri sürdüğü yetki itirazı, milletlerarası yetki itirazı niteliğinde olup, milletlerarası yetki itirazı ve milletlerarası yetki anlaşmasının dayanağı MÖHUK’tur.5718 Sayılı MÖHUK madde 24/1’e göre,sözleşmeden doğan borç ilişkileri tarafların açık olarak seçtikleri hukuka tabidir. Aynı Kanunun 29/1 maddesine göre de, eşyanın taşınmasına ilişkin sözleşmeler, tarafların seçtikleri hukuka tabidir. Aynı Kanun “Yetki anlaşması ve sınırları” başlıklı 47. maddesi hükmü ile; Türk mahkemelerinin yer itibariyle yetki kurallarının münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, tarafların, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan bir uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesini kararlaştırmalarının Türk Hukuku bakımından geçerli olacağı düzenlenmiştir. Yabancı devlet mahkemesine yetki tanıyan anlaşmanın Türk hukuku bakımından hukuki değer taşıması için öncelikle, yazılı ve taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan bir uyuşmazlığa ilişkin olmalıdır. İkinci olarak söz konusu uyuşmazlık yönünden münhasır bir mahkeme tayin edilmiş olmalıdır. Üçüncü olarak ise yetki anlaşması “uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda” olmalıdır. Diğer yandan yetki anlaşmasıyla yetkilendirilen yabancı devlet mahkemesinin HMK 17 ve 18. maddelerindeki düzenlemeye paralel olarak “belirli” olması şartı MÖHUK’un 47. maddesi yönünden de aranmalıdır. Seçilen mahkemenin belirli olduğunun kabulü için yetkili kılınan mahkeme ismen zikredilmiş olmalıdır.Uyuşmazlık konusu taşıma bakımından düzenlenen Konişmentonun 26. maddesinde “Amerika Birleşik Devletlerine/devletlerinden veya başka yere yapılan mal taşıma işlemlerinde madde 6.2 (d) ve/veya ABD COGSA’nın uygulanabilir olduğu her zaman, taşımanın o aşaması Amerika Birleşik Devletleri yasalarına tabi olacak ve Amerika Birleşik Devletleri New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi buradan kaynaklanan tüm anlaşmazlıkları görüşmek üzere münhasır kaza yetkisine sahip olacak olup, tüm diğer durumlarda, işbu konişmento İngiliz Yasasına tabi olarak yorumlanıp buradan kaynaklanan tüm anlaşmazlıklar başka bir ülke mahkemesinin kaza dairesi hariç tutularak, Londra’da İngiliz Yüksek Adalet Mahkemesinin kaza yetkisine tabi olacaktır..” denilmiştir.Taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan borç ilişkisi mevcut olup, bu ilişkiden doğan uyuşmazlıkların yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda tarafların anlaşması mümkündür. Davada münhasır yetki veya ve kamu düzeni sözkonusu değildir. Konişmentoda yükleten (shipper )davacının sigortalısı olup, konişmentonun koşulları ile yükleten ve onun halefi davacı sigorta şirketi bağlıdır. Yetkili kılınan mahkemenin belirli bulunduğu, yetki sözleşmesinin taraflarının tacir olduğu, tacirler arasında TTK hükümlerinin uygulanması gerektiğinden TBK nun 20.vd. maddelerinin uygulanma olanağı bulunmadığı, buna göre yetki sözleşmesi geçerlilik koşullarını taşımakta olduğu, HMK 17. maddesi gereği de, yetki sözleşmesinde belirlenen yetki şartının münhasır yetki şartı olup, davanın, yetki sözleşmesinde belirlenen mahkemeden başka, somut uyuşmazlıktaki gibi, Türk Mahkemesinde açılamayacağı açıktır.Diğer taraftan, uyuşmazlık konusu taşımada, davalı … AŞ taşıyanın acentesi olup, davada davalı taşıyana izafetle yer aldığı gibi, dosya kapsamına göre, davalı taşıyan … A/S firmasının Türkiye Ticaret sicilinde kayıtlı olmayan yabancı(Danimarka) menşeli bir şirket olduğundan Türk mahkemelerinin yetkisine itirazının dürüstlük kuralına aykırı olduğu iddiası yerinde değildir.Davacının sigortalısı dava konusu taşımada, taşıyan, konişmentoda yükleten sıfatına sahip olup, doktrindeki baskın görüşe göre, konteyner(kırkambar) taşıması niteliğindeki taşımada esas alınması gereken konişmento ve arkasındaki taşıma şartlarıdır ve bu şartlar taşıtan ve yükleten sıfatındaki sigortalıyı ve halefi sigorta şirketini bağlar. Dolayısıyla yetki şartı, taşıyan ve taşıtan(aynı zamanda yükleten) bakımından bağlayıcıdır. Konişmentodaki münhasır yetki şartı nedeniyle mahkemenin, davalının milletlerarası yetki itirazını kabul edip bu nedenle davanın reddine karar vermesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,5-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine,6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 14/03/2019