Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1075 E. 2019/344 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1075
KARAR NO : 2019/344
KARAR TARİHİ: 07/03/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/03/2018
NUMARASI : 2017/147- 2018/225 E.K
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde taraflar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, taraflar arasında 3 DP 1000 Printer 1000 1000 500 marka ve modelli ürünün 07.03.2016 tarihli proforma faturada da belirtildiği üzere 35.400,00 Usd bedel karşılığında satımı hususunda anlaşmaya varıldığını, bu satışa istinaden davalı tarafından düzenlenen faturanın yarısının peşin yarısının da teslimle birlikte ödendiğini, satıma konu makinede satın alındığı dönemden başlamak üzere, muhtelif arızalar meydana geldiğini ve davalı şirkete derhal bildirim yapıldığını, davalı tarafından yapılan müdahale ve onarımların ayıpların giderilmesi için faydalı olmadığını, arızaların halen devam ettiğini, istenen verimin alınamadığını, bu nedenle davalıya noter kanalıyla 04.02.2017 tarihli ihtarname keşide edilerek sözleşmeden dönüldüğünü ve ödenen 35.400,00 Usd’nin iadesinin istendiğini bu ihtarın semeresiz kalması üzerine ödenen bedelin tahsili amacıyla davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava konusu cihazın 27.07.2016 tarihinde davacıya tam ve çalışır halde teslim edildiğini, davacının kullanımdan dolayı bazı teknik sorunlar yaşadığını, müvekkilinin müşteri memnuniyetini sağlamak amacıyla davacıya yardımcı olduğunu, davacının süresi içinde ayıp ihbarında bulunmadığını, teslimden 6 ay sonra keşide ettiği 04.01.2017 tarihli ihtarının ayıp ihbarı olarak kabul edilemeyeceğini, dolayısıyla davacının seçimlik hakkını kaybettiğini, müvekkilinin malın üreticisi olmadığını, sadece malın üreticisi olan yabancı firma ile davacı arasındaki satışa aracılık yaptığını, üretici firmaya iletişime geçmesi için davacının yönlendirildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, sözleşmeye konu cihazın davacıya tesliminden itibaren verimli olarak çalıştırılamadığı ve istenen faydanın elde edilemediği, cihazda birden çok ayıbın olduğu ve beklenen faydanın sağlanamadığı, ayıbın imalat hatasından kaynaklandığı, süresi içinde davalıya bildirim yapıldığı, ancak ayıbın giderilemediği, satım bedeli 35.400,00 USD olup, davacının bu bedelin iadesini isteyebileceği, davacı tarafından satım konusu emtianın davalı tarafa iade edilmesi ve bu tarihten itibaren satım bedeline faiz istemesi mümkün bulunduğundan işlemiş faiz isteminin yerinde görülmediği gerekesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibe itirazının 35.400,00 Usd alacak üzerinden iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, davacıda bulunan satıma konu cihazın davacı tarafından davalıya iadesine, 35.400,00 USD’ye satıma konu bu emtianın davalı tarafa iade edildiği tarihten itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesindeki döviz faizinin uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine, koşulları oluşmadığından taraflar yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Bu karara karşı taraflar vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİA-Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesi kararının gerekçe ihtiva etmediğini, taraflar arasındaki satım sözleşmesinde, ürün bedelinin 35.400 Usd olarak davacıya bildirildiğini, ancak ödemelerin TL cinsine sabitlenerek faturanın TL üzerinden düzenlendiğini ve bu doğrultuda ödemelerin de TL olarak yapıldığını, buna rağmen davacının Usd cinsinden takip başlatmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, satıma konu cihazın ayıplı olmadığını, cihazda meydana gelen arızaların kullanıcı hatasından kaynaklandığını, süresi içinde ayıp ihbarının yapılmadığını, kaldı ki cihazdaki arızaların tamir yoluyla giderilebilecekken bu hususta araştırma yapılmadan karar verildiğini, hükme esas alınan raporun uyuşmazlığı çözmeye elverişli olmadığı gibi itirazlarını karşılamaktan da uzak olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.B-Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; işlemiş faiz alacağının ve icra inkar tazminatı talebinin reddinin doğru olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın tümünün kabulüne, icra inkar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, satıma konu cihazın ayıplı olması nedeniyle TBK’nın 227/1. maddesi uyarınca sözleşmeden dönme nedeniyle, satım bedelinin geri tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir.Somut olayda, davalının yurt dışında üretilen ileri teknik özellikler içeren 3D yazıcı emtiasının satışını yaptığı, satıma konu emtianın 27.07.2016 tarihinde davacıya teslim edildiği, karşılığında davalı tarafından davacıya düzenlenen 27.07.2016 tarihli 107.640,78 TL miktarlı fatura nedeniyle davacının davalıya toplam 106.640,78 TL ödeme yaptığı, yazıcının tesliminden itibaren fonksiyonlarını tam olarak yerine getirmediği, zamanla muhtelif arızalar meydana geldiği, davalı tarafından yapılan müdahale ve onarımların arızaların giderilmesi için faydalı olmadığı, cihazdan istenen verimin alınamadığı dosya kapsamıyla sabit olup, uyuşmazlık satıma konu emtianın ayıplı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.İlk derece mahkemesince hükme esas alınan gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporunda, cihazın tam olarak eksiksiz çalışır vaziyette teslim edildiğinin ortaya konulamadığı, yazıcının normal şartlarda yatayda 1000 mm x 100 mm ve düşeyde 500 mm’ye kadar çalışılabileceği öngörülerek satın alınmasına karşın yapılan kontrolde, yatayda 1000 mm değil 950 mm’ye kadar çalışabileceğinin görüldüğü, bu durumun bir imalat hatasından kaynaklandığı, ayrıca yazıcıda bulunan çift ekstruderin senkronize biçimde çalışmadığı, bunun da yazılımdan kaynaklandığı ve bu durumun halen devam ettiği, anılan cihazı oluşturan donanım parçalarının birleştirildiğinde beklenilen özellikleri yerine getirmediğini gösterdiği, cihazın sahip olduğu teknikler ve donanımlar nedeniyle üretici firmanın patentini aldığı ve dolayısıyla imalatındaki özelliklerin sadece kendisi tarafından bilinebileceği, dolayısıyla, imalatçı firmanın servis desteğinin şart olduğu, ancak iletişime geçilmesine rağmen üretici firmandan herhangi bir cevap alınamadığı, dolayısıyla yazıcının tamir yoluna gidilmesinin mümkün görülmediği belirtilmiştir. Bu durumda, satıma konu cihazın tam olarak eksiksiz çalışır vaziyette teslim edilmediği, cihazdaki imalattan kaynaklı ayıpların kullanımda ortaya çıkacağından bu ayıbın gizli ayıp kapsamına girdiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. .
Tacirler arasında satışa konu malın ayıplı çıkması halinde, alıcının yasal haklarını kullanabilmesi için 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesindeki süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunması zorunludur. Bu süreler, satılan malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise iki gün, açıkça belli değilse sekiz gündür. Gizli ayıp basit bir muayeneyle anlaşılamayacak durumda ise bu tür bir ayıbın ortaya çıkması halinde TBK’nın 223-2. fıkrası uyarınca ayıbın derhal satıcıya bildirilmesi gerekir.O halde, dava konusu emtianın satın ve teslim alındığı tarihler, e-posta yazışmaları, tarafların beyanları ve davalıya keşide edilen ihtarname gözetildiğinde, derhal bildirimde bulunma yükümlülüğünün davacı tarafça yerine getirildiğinin kabulü gerektiğinden, ilk derece mahkemesinin bu yöndeki tespit ve değerlendirmeleri yerinde görülmüştür.Satım sözleşmesinden dönülmesi durumunda herkes aldığını aynen geri iade etmekle yükümlüdür. Somut olayda, taraflar arasındaki sözleşme, dosyaya sunulan proforma fatura incelendiğinde, akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olduğu ve faturanın mevzuat gereği TL cinsinden düzenlendiği ve nitekim 27.07.2016 tarihli faturada kurun gösterildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının TL cinsinden yaptığı ödemelerin ödeme tarihindeki kur dikkate alınarak davalıdan talep edebileceğinin kabulü gerekir.O halde, davacının davalıya 08.03.2016 tarihinde 50.000 TL ve 28.07.2016 tarihinde 56.640,78 TL olmak üzere toplam ödemesinin 106.640,78 TL olduğu ihtilasız olmasına göre, 08.03.2016 tarihindeki TCMB dolar (USD) kuru 2,9298 TL olup, 50.000 TL’nin dolar (USD) karşılığı 14.645-USD’ye; 28.07.2016 tarihindeki TCMB dolar (USD) kuru ise, 3,0266 TL olup, 56.640,78 TL’nin dolar (USD) karşılığı 17.139-USD’ye tekabül ettiği görülmekle, bu durumda davacının davalıdan 31.784 USD talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davacı tarafça somut olayda, ayıplı malın ve fatura konusu malın bedelinin faizsiz olarak iadesi istenebilir. Ancak mal iade edildiği tarihten itibaren malın bedeli ödenmediği takdirde faiz isteminde bulunulabilir. Alıcı bu dönem içinde malı kullanmakta, satıcı ise mal satış bedelini elinde tutmakla semenin tenzili ve işlemiş faiz talep edilemeyeceğinden, ilk derece mahkemesinin bu yöndeki gerekçesi yerindedir.Somut olayda, faturaya dayalı ödemelerin satıma konu cihazın ayıplı olduğundan bahisle iadesi istenmiş olduğundan, bu bağlamda ayıp iddiası ve davalı borçlunun takip tarihinde takibe itirazında haksız olup olmadığı yargılamayı gerektirdiğinden İİK’nın 67/II. maddesinde öngörülen icra inkar tazminatı koşulları davacı yararına gerçekleşmediği sonuç ve kanaatine varıldığından davacı vekilinin yerinde olmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.Diğer taraftan davacı alacaklının reddedilen kısım yönünden icra takibinde haksız ise de kötü niyetli olduğunun dosya kapsamı itibariyle sabit olmadığından, davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir. Yukarıda açıklanan gerekçelerle, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b1. maddesi uyarınca esastan reddine; davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca, istinafa konu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak esas hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;A-Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden:1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine, 2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacı tarafından yapılan istinaf giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,B-Davalı vekilinin istinaf başvurusu yönünden:Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;1-Davanın kısmen kabulü ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın 31.784,00 USD için iptali ile bu miktar asıl alacağa satıma konu emtianın davalı tarafa iade edildileceği tarihten itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte, tahsil tarihindeki TCMB efektif satış kuru TL karşılığının tahsili için takibin devamına,2-Davacıda bulunan satıma konu 3DP 1000 PRİNTER emtiasının davacı tarafından davalıya iadesine,3-Fazlaya ilişkin istemin reddine, 4-Koşulları oluşmadığından taraflar yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,5-Alınması gerekli 8.141,86 TL nispi karar harcından, peşin yatırılan 1.601,20 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 6.540,66 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,6-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan 12.285,20 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,7-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen miktarın dava tarihindeki TCMB efektif satış döviz kuru Türk Lirası karşılığı üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,8-Davacı tarafından yapılan toplam 2.765,50 TL yargılama giderinden davanın kabul- red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 2.461,29 TL yargılama gideri ile 1.601,20 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı toplamı 4.093,89 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yapılan toplam 1.050,00 TL yargılama giderinden davanın kabul -red miktar ve oranı göz önüne alınarak hesaplanan 115,50 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,10-Taraflarca yatırılan bakiye gider avansının kararın kesinleşmesi halinde yatırana iadesine, 11- İstinaf yargılaması yönünden; a) Davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına,b)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili tarafından yatırılan nisbi istinaf harcının talep halinde davalıya iadesine,c)Davalı vekili tarafından istinaf aşamasında sarfedilen davetiye ve dosya gönderme gideri 33,00 TL ile 98,10 TL istinaf başvuru harcı olmak üzere toplam 131,10 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,12-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,13-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1-2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 07/03/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.