Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1073 E. 2019/467 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1073
KARAR NO : 2019/467
KARAR TARİHİ: 28/03/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2018
NUMARASI : 2014/1370- 2018/402 E.K
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacılar vekili, davalılar … ve …’nun hakim ortağı ve yönetim kurulu başkanı olduğu diğer davalı … A.Ş. ile müvekkilleri … ve … arasında 12.11.2012 tarihinde imzalanan protokol ve ön sözleşme uyarınca, dalga enerjisi üretim sistemine ilişkin dağıtım ve hizmet sözleşmesinin esaslı unsurları konusunda mutabık kaldıklarını (Protokol md.2), söz konusu sözleşmelerde, 2011/6000 ve 2012/10066 evrak nolu patent başvuruları ile ileride alınacak patentlerin de sözleşme kapsamına alındığını (Ön sözleşme md. 1.2), davalılar … ile …A.Ş., dalga enerjisi üretim sisteminin ve bu sistem yoluyla ile üretilen enerjinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde dağıtım ve pazarlama haklarını münhasıran kurulacak olan dağıtıcı ve işletmeci şirkete bahşedecek ve müvekkillerin ve/veya dağıtıcı ve işletmeci şirketin talep ettiği dalga enerjisi üretim sistemi tesisini üretip belirlenen tarihte teslim edeceğinin kararlaştırıldığını (Ön sözleşme md.2), belirtilen süre içerisinde dalga enerjisi sistemi tesisinin istenen kapasitede enerji üretimine elverişli olarak tamamlanmaz ise davalılar … ve/veya … o tarihe kadar dağıtıcı ve işletmeci ve/veya yatırımcı sıfatıyla müvekkiller … ve … tarafından sağlanan finansmanı ve/veya sağlanan menfaatleri nakden, şayet sağlanan menfaatler likit değil ise parasal karşılığını ilk talep üzerine müvekkilleri … ve …’e iade edeceğinin belirtildiğini ( Ön sözleşme md. 3.3), davalılar … ve/veya …, sözleşme konusu edilen dalga enerjisi sisteminin tüm fikri ve sınai haklar, patent ve lisanslarına sözleşme tarihi itibariyle münhasıran sahip olduğunu taahhüt ettiklerini (Ön sözleşme md. 3.4 ), “Dağıtıcı ve İşletmeci Şirket” olarak ifade edilen davacı … Anonim Şirketi’nin kurulduğunu, protokol md. 2 ve Ön sözleşme md. 3 ile unsurları konusunda anlaşılan “Dağıtım Ve Hizmet Sözleşmesi (Dağıtım Sözleşmesi ) ise 20.04. 2013 tarihinde muhataplar davalılar …A.Ş., … ve … ile müvekkili … arasında imza altına alındığını, bu sözleşme ile müvekkili … A.Ş.’nin Türk Patent Enstitüsü tarafından 2009/06417, 2009-G-181602 Başvuru Kodları ile …hissedarı … ve patent sahibi … adına patentleri tescil edilen, 2012/10066, 2011/6000 evrak noları ile patent başvuruları yapılmış olan patentler ve ürünün geliştirilmesi için ileride alınacak patentler ile kullanım hakkı … devredilen, dalga enerjisi ile elektrik üreten know-how ve teknolojiden (bundan böyle Dalga Enerjisi Üretim Sistemi” olarak anılacaktır) yararlanılarak kurulacak … Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde tüm yönetimi, temsilciliği işletilmesini, pazarlanmasını, bakımlarını üçüncü kişi veya kurumlara dağıtımını ve satışını üstlendiğini, davalı … ise … İlişkin sahip olduğu patent, lisans ve kullanım hakkına istinaden … üretimini yapacak yukarıda belirtilen tüm haklarını münhasıran müvekkili … A.Ş.’ne. bahşederek sözleşmenin 4. maddesi uyarınca tespit edilen bedeller üzerinden müvekkili … A.Ş.’nin talep ettiği üniteleri üretip, teslim etmeyi taahhüt ettiğini, davalılar … ve … ise … ile ilgili teknolojinin işbu sözleşmenin ifası ve sözleşme konusu tüm faaliyetlerin yürütülmesi amacı ile kullanılmasına muvafakat ettiklerini (md. 1), bu itibarla sistemin üretim çalışmalarının finansmanı kapsamında müvekkili … tarafından davalı …’nun banka hesabına muhtelif tarihlerde toplam 195,000 Euro ödemede bulunulduğunu, bunun dışında ünite imalatında kullanılmak üzere muhatap … tarafından satın alınan çelikler için, çelik imalatı yapan firmanın hesabına davalı şirket adına 12.06.2013 tarihinde 89.550,00 Euro ödendiğini, bu ödemelerin yapılmasının ardından Haziran ayında danışmanlık hizmeti alınan marka patent avukatı tarafından yapılan araştırmada TPE’de 2009/06417, 2012/10066. 2011/06000 no.lu patentlerin (davalı … adına kayıtlı) aidatlarının ödenmemesi sair sebepler ile düştüğü, 2009-G-l 81602 nolu başvurunun ise usulü eksiklikler nedeniyle reddedildiği bilgisine ulaşıldığını, diğer bir ifade ile yatırım yapılan buluşun patent hukuku anlamında hiçbir koruması olmadığının anlaşıldığını, müvekkillerin sözleşmeler çerçevesinde üstlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmiş olmasına karşın davalıların yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalılara ihtarname keşide edilerek yapılan ödemelerin iadesinin istendiğini, ancak davalıların buna yanaşmayarak sözleşmenin feshedilemeyeceğini ve ödenen bedellerin iadesinin talep edilemeyeceğini bildirdiğini, sözleşme edimleri arasında çok önemli bir yere sahip olan ve müvekkillerinin bu sözleşmeleri davalılarla yapmasında ve para ödemesinde temel neden olan “…” ve “….” adlı buluşlara ait patentlerin bulunmamasının, tek başına sözleşmenin fesih sebebini oluşturduğunu, söz konusu buluşun patentlerine sahip olunmadığı için Ön sözleşme ve Protokolün üzerinden 2 yıla yakın, Dağıtım Sözleşmesinin üzerinden ise 1 yılı aşkın süre geçmesine rağmen, davalılarca … üretilmediğini, bu nedenle de müvekkili şirket tarafından yönetim, temsilcilik, işletme, pazarlama, dağıtım ve satış işlemlerinin yerine getirilemediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 284.550 Euro alacağın dava tarihi itibariyle kur karşılığı olan 789.740,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar savunmalarında özetle; patentlerin taraflar arasındaki sözleşmenin konusunu teşkil etmediğini, sözleşme ile taraflarınca üstlenilen edimin bu patentlerin satışı ya da devredilmesi olmayıp, patentlere konu teknolojinin Türkiye çapında işletme, satış, dağıtım ve pazarlama haklarının davacıya verilmesini oluşturduğunu, protokolde bahsi geçen patentlerin koruma hakkının ortadan kalkmış olduğu farz edilse dahi bu nedenle sözleşmeye aykırılık oluştuğunun iddia edilemeyeceğini, aksine davacılar tarafından sözleşme ile taahhüt edilen ödemelerin tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getirilmediğini, başka bir deyişle davacıların sözleşme ile taahhüt ettiği edimleri yerine getirmekten kaçınarak sözleşmenin feshi için bahaneler aradığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİİlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, gerçek kişi davacılar ile davalılar arasında bağıtlanan ön sözleşme ve dağıtım ve hizmet sözleşmesi kapsamında davalıların patent başvurusu taraflarınca yapılmış olan dalga enerjisi ile elektrik üreten know-how ve teknolojiden (dalga enerjisi üretim sistemi) yararlanılarak kurulacak dalga enerjisi üretim sistemi ünitelerinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde yönetimi, temsili, işletimi, pazarlanması, dağıtımı ve satışı işinin davacı şirkete bırakıldığı, davalı şirketin üretici sıfatıyla üniteleri üretip teslim etmeyi taahhüt ettiği, sözleşmenin 4. maddesinde her bir ünite için 800.000,00 EURO + KDV tutarında satış bedeli kararlaştırılmış olup, üretim maliyetlerinde düşüş olması halinde bedelden indirim yapılabileceğinin belirtildiği, davacı şirketin sözleşmede dağıtıcı sıfatının bulunduğu belirtilmiş ise de; sözleşme ve protokolde imzası bulunmadığından davacı şirket yönünden aktif husumetin bulunmadığı, kurulan sözleşme ilişkisi kapsamında gerçek kişi davacılar tarafından davalılara toplam 284.500,00 Euro tutarında ödeme yapıldığının tarafların kabulünde olduğu, uyuşmazlığın, davalıların sözleşme kapsamındaki edimlerini yerine getirip getirmediklerine ilişkin olduğu, yerinde yapılan inceleme sonucunda, deniz ve sahil ünitesi şeklinde sistemin bir kısmının inşa edildiği ve davacılar tarafından yapılan ödemeler ile davalılar tarafından gerçekleştirilen ünitenin birbiri ile uyumlu olduğunun anlaşıldığı, başka bir anlatımla, bir adet deniz ünitesi ve bir adet sahil ünitesi olarak imal edilen sistem ile davalıların ediminin tam olarak yerine getirilmediği, ancak, yapılan imalatlar için davacıların yapmış olduğu harcamaların birbiri ile uyumlu olduğu, yapılan ödemenin gerçekleştirilen imalatı karşıladığı, bu durumda davacı tarafından yapılan ödemenin karşılıksız kalmadığı, ödenen tutar kadar davalılarca iş yapıldığı, gelinen aşamada davacının ödemelerini sürdürmediğinden davalıların da imalatı devam ettirmedikleri ve sözleşmenin bu nedenle kesintiye uğradığı, bu durumda davacının haklı nedenle sözleşmeyi feshinden bahsedilemeyeceği, davalılara ödenen bedelin karşılıksız kalmadığı gerekçeleriyle, davalı …. A.Ş.’nin ticaret sicilinden terkin edildiği ve hakkındaki davanın 10/11/2015 tarihinden itibaren takipsiz bırakıldığı anlaşılmakla, adı geçen şirket hakkındaki davanın HMK’nın 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, davacı … A.Ş.’nin davada aktif husumeti bulunmadığından adı geçen davacı yönünden davanın bu nedenle reddine, davacılar … ve … yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; -Kararın hüküm kısmının 3. bendinde, davanın reddine karar verildikten sonra maktu karar ve ilam harcının peşin yatırılan harçtan mahsubu ile artan harcın davacı müvekkillere iade edilmesi gerekirken davalıya iadesine karar verildiği gibi, yine hüküm kısmında müvekkil davacılar tarafından yatırılmış olan gider avansından bakiye miktarın da davalılara iadesine karar verildiğini,-Taraflar arasındaki sözleşme ve protokol doğrultusunda, davalılara toplam 284.550,00 Euro ödeme yapıldığını, bu ödemenin ihtilafsız olduğunu, davalılarca sözleşme ile üstlendikleri yükümlülükleri tam olarak yerine getirdiklerini iddia edildiğini ve delil olarak da sadece kim tarafından, ne zaman imal edildiği belli olmayan bir sistemin resimlerinin gösterildiğini, oysaki davalıların üstlerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediklerini,-Sözleşme maddelerinde açıkça patentlere atıf yapılmış ve patent başvurularına konu buluşun davalılara ait olduğu ve patente konu hakların müvekkiller tarafından kullanılacağının açıkça beyan edildiğini, taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde patentlerin sözleşmesin esaslı unsuru olduğunun görüleceğini, müvekkillerin davalılar ile dalga enerjisi üretim sistemine dönük bir buluşa sahip olduklarından ve bu buluşun fikri haklara ilişkin mevzuat kapsamında korunmakta olduğundan sözleşme imzalayarak bu kapsamda yatırım yaptıklarını, sözleşmelerde münhasır yetki verilmesi ve müvekkillerin Türkiye sınırlarında bu hakkın tek kullanıcısı olmasının ortada geçerli bir patentin varlığı durumunda söz konusu olacağını, davalıların bu buluşa ilişkin patent başvurularının reddedildiğinden artık bir buluştan söz edilebilme olanağının kalmadığını,-İmal edildiği iddia edilen sistem ile müvekkiller tarafından gönderilen paranın uyumlu olduğu değerlendirmesinin de yine resimler üzerinden yapıldığını, ayrıca raporda, sistemin hangi parçalardan oluştuğu, parçaların fiyatları, ne kadar zamanda kaç işçi ile yapılabileceği, sistemin tam olarak çalışması için hangi parçalara ihtiyaç duyulacağı gibi hiçbir değerlendirmeye yer verilmediğini, varsayımlar üzerinden değerlendirme yapıldığını, davalının üzerine düşen yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmediğini,-Her ne kadar dava davacı … açısından aktif husumet yokluğundan reddedilmiş ise de diğer müvekkillerin bu şirketin ortağı olup, şirketin de sözleşmenin bir tarafı olduğundan kararın bu yönü ile de kaldırılması gerektiğini,Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın talepleri gibi kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Dava, sözleşmenin haklı nedenle feshi nedeniyle bedelsiz kalan ödemenin istirdatı istemine ilişkindir.Davacılar, taraflar arasında akdedilen protokol ve sözleşmeler gereğince, davalıların patent ve lisansına sahip oldukları dalga enerjisi üretim sisteminin ve bu sistem yoluyla ile üretilen enerjinin dağıtım ve pazarlama hakkını elde ettiklerini, davalıların da dalga enerjisi üretim sistemi tesisini üretip belirlenen tarihte teslim etmeyi taahhüt ettiğini, işin finansmanı kapsamında davalılara toplam 284.550 Euro ödemede bulunduklarını, sonradan yapılan araştırmada davalıların patent başvurularının aidatlarının ödenmemesi vesair sebepler ile düştüğünün öğrenildiğini, yatırım yapılan buluşun patent hukuku anlamında hiçbir korumasının kalmadığını, bu unsurun sözleşmenin esaslı unsuru olduğunu, sözleşmeler çerçevesinde üstlerine düşen edimlerin yerine getirilmesine karşın davalıların yükümlülüklerini yerine getirmediğinden sözleşmenin haklı nedenle feshedilerek bedelsiz kalan ödemenin tahsili istenmiş, davalılar ise patent hususunun sözleşmenin esaslı unsuru olmadığını, sözleşmenin konusunun patentlere konu teknolojinin Türkiye çapında işletme, satış, dağıtım ve pazarlama haklarının davacılara verilmesini oluşturduğunu, dava konusu ödemelerin de enerji üretim sisteminin yapımına harcandığını ve fakat davacıların sözleşmedeki finansman sağlama edimini gereği gibi yerine getirmediğinden sistemin tamamlanamadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Davacılar … ve …’in “müştereken yatırımcılar”, davalılar … ve … A.Ş.’nin “üretici ve/veya üretici şirket” olarak imzaladıkları 12.11.2012 tarihli “Protokol” başlıklı sözleşmenin 1. maddesinde; “..Türkiye Cumhuriyetinde ve dışında geçerli olmak üzere üretici adına patenti alındığı taahhüt edilen başta Türk Patent Enstitüsü nezdinde 2009-G-181602 evrak numaraları ile kayıtlı “Çift Dubalı Dalga Jeneratörü” isimli buluş olmak üzere sair teknolojik ekipman ile (bundan böyle “Dalga Enerjisi Üretim Sistemi” olarak anılacaktır) halihazırda dalga enerjisi üretme imkanına sahip olup, anılan teknolojiye ilişkin ticarileştirme çalışmalarına devam etmektedir. Dalga Enerjisi Üretim Sitemi ile ilgili 2012/10066, 2011/6000 evrak nolu patent başvuruları yapılmış olup, bahsi geçen patentler ve ürünün geliştirilmesi için ileride alınacak patentlerde sözleşmenin kapsamında olacaktır.” denilmiş ve devamı 2. maddesinde, davacı yatırımcıların sektördeki ticari tecrübelerini üretici ile paylaşma niyetinde olduklarından tarafların 2012 yılının Kasım ayında bir ön sözleşme imzalamak suretiyle kuracakları dağıtım ilişkisini ve ticari ilişkiyi düzenleyen Dağıtım ve Hizmet Sözleşmesinin esaslı unsurları konusunda mutabakata vardıkları belirtilmiştir.Bu bağlamda yine aynı taraflarca 12.11.2012 tarihli “Ön Sözleşme” başlıklı sözleşme akdedilerek yukarıda belirtilen protokolün 1. maddesindeki ifadelere sözleşmenin 1.2 maddesinde aynen yer verilmiş, bu sözleşmede, üretim sistemi tesisinin finansmanın davacı yatırımcılar tarafından karşılanacağı, taraflarca kurulacak yarı hissesi üreticilere ait olacak dağıtıcı ve işletmeci şirket ile dağıtım ve hizmet sözleşmesinin imzalanacağı, finansmanın sağlanmasına karşın dağıtım ve hizmet sözleşmesinde belirtilen sürede üretim tesisi istenen kapasitede enerji üretimine elverişli olarak tamamlanmadığı takdirde yapılan finansmanın iade edileceği, üreticinin kendisinin ve/veya üretici şirketin, sözleşme konusu edilen dalga enerjisi sisteminin tüm fikri ve sınai haklar, patent ve lisanslarına sözleşme tarihi itibariyle münhasıran sahip olduğunu taahhüt etmiş oldukları görülmüştür.Bu kez davalı … A.Ş.’nin “üretici”, diğer davalılar … ve …’nun “patent sahipleri” ve davacı …’nin “Dağıtıcı” olarak imzaladıkları 20.04.2013 tarihli “Dağıtım ve Hizmet Sözleşmesi” gereğince, davacı şirketin kurulacak …ünitelerinin Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde tüm yönetimini, temsilciliğini, işletilmesini, pazarlanmasını, bakımlarını üçüncü kişi veya kurumlara dağıtımını ve satışını üstlenmiştir.Somut olayda, davacı … tarafından sözleşme kapsamında üretim tesisinin finansmanı için davalılara muhtelif tarihlerde olmak üzere toplam 284.550 Euro ödemede bulunduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalıların patent başvurularının sözleşmenin esaslı unsuru olup olmadığı, bu başvuruların çeşitli sebeplerden dolayı düşmesinin sözleşmeye etkisinin bulunup bulunmadığı ve davalıların sözleşmeden kaynaklı edimlerini gereği gibi yerine getirip getirmedikleri ve bu noktada davacılar bakımından haklı nedenle sözleşmenin fesih nedeni bulunup bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.Taraflar arasında akdedilen protokol ve sözleşmeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sözleşmenin konusunun davalıların “Çift Dubalı Dalga Jeneratörü” olarak patent başvurusuna konu icadının sair teknolojik ekipmanla birlikte “Dalga Enerjisi Üretim Sistemi” olarak Türkiye çapında işletme, satış, dağıtım ve pazarlama haklarının davacılara verilmesi olduğu sabit olup, sözleşme tarihinde davalıların henüz tescil edilmiş patenti haiz olmadığının davacıların da bilgisi dahilinde olduğu gibi, patent başvurularının düşmesi nedeniyle üretim tesisinin finansmanı için başlangıçta yapılan ödemelerin sonradan yapılmadığı da gözetildiğinde somut olayda haklı nedenle fesih olgusunun oluşmadığı sonuç ve kanaatine varılmakla, bu yöndeki ilk derece mahkemesinin gerekçesi yerindedir.Diğer taraftan, gerekli finansman sağlanamadığından davalılar tarafından başlanılan üretim tesisinin bitirilemediği ve yerinde yapılan keşif ve inceleme sonucunda, tesis için yapılan harcamaların davacıların ödemeleri ile uyumlu olduğu belirlenmiştir. Bu durumda, davacılardan kaynaklı nedenlerden dolayı davalıların edimlerini gereği gibi yerine getiremediğinden, dolayısıyla kimse kendi kusurundan dolayı hak talep edemeyeceğinden, ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi yerinde olduğu gibi davacı şirket yalnızca dağıtım ve hizmet sözleşmesine taraf olup, yatırımcı (finansör) sıfatı ile ön sözleşme ve protokolde yer almadığından, bu davacı yönünden davanın husumetten reddine karar verilmiş olmasında da isabetsizlik bulunmamaktadır.Her ne kadar ilk derece mahkemesinin hüküm fıkrasının harçlar bölümünde, peşin yatırılan harçtan mahsubu ile artan kısmın davacılara iadesine ve keza yine hüküm kısmında davacılar tarafından yatırılmış olan gider avansından bakiye kalan miktarın da davacılara iadesine denilmesi gerekken maddi hata sonucu “davalılara iadesine” denildiği anlaşılmakta ise de bu maddi hataların HMK’nın 304.maddesi uyarınca talep halinde ilk derece mahkemesince düzeltilmesi mümkün olduğundan, bu yöndeki istinaf sebebinin de reddi gerekmiştir.Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında, davacılar vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davacılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davacılar tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,5-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 28/03/2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.