Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1068 E. 2019/299 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1068
KARAR NO : 2019/299
KARAR TARİHİ: 28/02/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2018
NUMARASI : 2015/110-3 2018/272 E.K
DAVANIN KONUSU: Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı şirketten 05.03.2015 tarihinde baskı makinesi satın aldığını, satın alınan baskı makinesinin arızalı olduğundan 15.06.2015 tarihli iade faturası ile davalı şirkete iade edildiğini, davaya konu baskı makinesinin davalı şirketçe teslim alınmış olmasına rağmen müvekkili tarafından davalıya nakden ödenmiş olan makine bedeli 26.500 USD (76.000TL)nin müvekkiline iadesinin gerektiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, şimdilik 6.000TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, dava konusu makinenin satışı sebebiyle davacının müvekkiline ödemesinin 26.500 USD değil, 25.000 USD ve 1.500-TLden ibaret olduğunu, ayrıca davacının makinenin satışı sebebi ile müvekkili şirkete halen 9.000 USD borcunun bulunduğunu, bu alacağa ilişkin talep ve dava haklarının saklı tutulduğunu, davacının maddi sıkıntıya girdiğini ve makine bedelini ödemeyeceğini müvekkiline bildirmesi üzerine, müvekkili şirketin iyi niyetli davranarak ve davacı şirketin mağduriyetini gidermek ve davacının satış yapamadığı yönündeki iddialarını anlayışla karşılayarak, makineyi ikinci el olarak satmak ve ikinci el satış bedelinden kendi alacağı olan 9.000 USDyi aldıktan sonra makineni ikinci el satış bedelinden kalan bedeli davacı şirkete ödemek üzere makineyi iade aldığını, satışa konu makinede hiçbir arızanın ya da ayıbın mevcut olmadığını, davacının TMK 2.maddesine aykırı davranarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, davacı ile davalı arasında baskı makinesi alımı hususunda sözlü sözleşme akdedildiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalıdan satın alınan ayıplı malın iadesi ve ödenen mal bedelinin davacıya ödenmesine yönelik alacak davası olduğu, davalı tarafından davacıya satışı yapılan makinenin davacı tarafından davalıya 15/06/2015 tarihinde 18605 nolu iade faturası ile iade edildiği ve davalı tarafından bu makinenin iade alındığı, davalı tarafından iade faturasının davalı defterlerine işlendiği, ayrıca makine üzerinde yapılan incelemelerde, makinenin arızalı yada ayıplı olmadığının tespit edildiği, bu nedenle davacı tarafın makinenin ayıplı olduğundan dolayı iade edildiği iddiasının gerçeği yansıtmadığı, ancak söz konusu makinenin hem fiilen hem de iade faturası ile kayden davalıya iade edildiği ve iade faturasının davalı tarafça kabul edilip ticari defterlere işlendiği, davacının makinenin iade edilmesi nedeniyle avans olarak ödediği 60.402,50 TL miktarında alacaklı olduğu, dolayısıyla davalı tarafça söz konusu makinenin iade alınmasından sonra artık iade alış sebebi ne olursa olsun davacı tarafından ödenen bedelin davacıya iadesi gerektiği, davalı tarafça söz konusu makinanın iade alınması ile taraflar arasındaki sözleşmenin fesh edilmiş olduğunun görüldüğü, bu itibarla davacı tarafça davalıya yapılan ödemelerin iadesi gerektiği, her ne kadar davalının söz konusu makina yeni iken iadesi sonrası ikinci ele düşmüş olması sebebiyle ve bir süre davacı tarafça bu makinanın kullanılması sebebiyle bir zararı mevcut ise de, davalı tarafça bu zararın tazminine yönelik açılmış bir karşı dava yada takas mahsup iddiasının da bulunmadığı, bu itibarla davacının davalıya ödemiş olduğu makina bedelini iade hakkının bulunduğu, ancak davacı tarafça davada söz konusu bedelden sadece 6.000TLlik kısmın istendiği ve gerek sözlü yargılamaya geçinceye kadar gerekse hüküm kuruluncaya kadar davacı tarafça davanın ıslahı yoluna da gidilmediği, bu itibarla davacının talebi bağlı kalındığı gerekçesiyle davanın kabulü ile 6.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİDavalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığını, belirsiz alacak davası açılmasında davacının hukuki yararının olmadığını, satışa konu makinanın iyi niyetli olarak iade alındığını, davacının ayıp iddiasının gerçeği yansıtmadığının ortaya çıktığını, müvekkilinin iade aldığı makinanın ikinci el satışını yaparak kendi alacağını mahsubu ile kalanın davacıya iadesi şartıyla makinanın iade alındığını, davacının kötü niyetli hareket ettiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE Davacı, davalıdan satın alınan makinanın arızalı ve ayıplı olduğundan davalıya iade edilerek teslim edildiğini ve fakat cihaz bedeli için yapılan avans ödemesinin iade edilmediğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yapılan ödemeden şimdilik 6.000 TL’lik kısmını talep etmiş, davalı ise, makinanın ayıplı olmadığını, davacının mali sıkıntı çektiğini bu yüzden satım bedelinin kalan kısmını ödeyemeyeceğini belirtmesi üzerine, makinenin ikinci el satışından kendi alacağını mahsup etmek suretiyle kalan kısmını davacıya ödeme koşuluyla makinenin davacıdan iade alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.HMK 355 maddesi uyarınca, istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır.Somut olayda, davacı tarafça ayıp iddiasına dayalı olarak şifahi olarak düzenlenen satım sözleşmesinin feshi istenmiş ise de, satıma konu makinenin davacı tarafından davalıya iade edildiği, davalı tarafça makinenin iade ve teslim alınarak davacının iade nedeniyle düzenlediği faturayı kendi ticari defterlerine kaydettiği gözetildiğinde, taraflar arasındaki sözleşmenin fesh edilmiş olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, herkes aldığını iade ile yükümlü olduğundan davacı tarafça davalıya yapılan ödemelerin iadesi gerekir.Davalı tarafça ileri sürülen savunmanın yazılı delillerle kanıtlanamadığı gibi, davalının davacıya düzenlemiş olduğu 01.07.2015 tarihli “ UV Baskı Makinesi Kullanım Bedeli” açıklamalı 35.400 TL bedelli faturanın davacı tarafça kabul edildiğini dosya kapsamı itibari ile ispat edememiştir. Bu durumda, makinenin iade edilmesi nedeniyle davacının avans olarak ödediği 60.402,50 TL’den davalı sorumlu olup, davalının yerinde olmayan bütün istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.Diğer taraftan davacının davası, kısmi dava olup, bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde değildir.Yukarıda yer alan gerekçeler gözetildiğinde HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 307,39 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından taraflara tebliğine,6-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK.361.maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere, HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 28/02/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.