Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/106 E. 2018/340 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2018/106
KARAR NO : 2018/340
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : … ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/09/2017
NUMARASI : 2014/1658 2017/880
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı …, … Ve Tic. Ltd. Şti’nin ortakları olduğunu, söz konusu şirketin 10/02/2010 tarihinde davalı ile birlikte …. ve … tarafından kurulduğunu, müvekkili şirket, davalı dışındaki ortakların hisselerini satın alarak şirkete %85 oranında hisse ile ortak olduğunu, davalı ortağın aynı zamanda ana sözleşme ile tayin edilen şirket yöneticisi olduğunu, kötü niyetli davranışları ile . .. Şirketini zarara uğrattığını; şirketin 01/01/2014 – 30/06/2014 tarihleri arasındaki mizanlarında şirket kasasında 600.000,00 TL nakit ve 200.000,00 TL cari hesap alacağı bulunduğunu, bu tutarların %85’inin müvekkiline ait olduğunu ve müvekkilinin hissesine düşen miktarın müvekkiline ödenmediğini, bunun üzerine davalının şirketteki yetkilerinin sonlandırıldığını, buna ilişkin 17/07/2015 tarihli e-maili gönderdiklerini, davalı yöneticinin buna uymadığını, bunun üzerine Beşiktaş 16. Noterliğince tanzim 13/08/2014 tarihli ihtar ile davalının iş aktinin feshedildiğini, buna rağmen şirket envanter dökümleri ve mali kayıtların şirketin yeni müdürü olan ….’na teslim edilmediğini, bu şekilde müvekkilinin zarara uğratıldığını belirterek fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 100.000,00 TL alacağın davalıdan işleyecek faiz ile birlikte tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı şirketin aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, … şirketinin faal bir şirket olduğunu, davalının şirket ortaklarına şahsi bir borcu bulunmadığını, bu nedenle davanın ancak …Şirketi tarafından müvekkiline karşı açılabileceğini, bu sebeple davanın öncelikle davacının aktif dava ehliyeti yokluğundan reddi gerektiğini, davacının fiktif kasa açığı iddiasının yerinde olmadığını, zira 2003 yılında kurulan şirketin önce …Eşya – .. ticari unvanıyla faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin çalıştığı bankadan 2004 Eylül ayında ayrılıp 2005 yılının başından itibaren şirkette fiilen çalışmaya başladığını, gıda üzerine yoğunlaşan şirkettin bu sektörde deneyimli olan … …nı şirkette istihdam ettiğini, bu şahısların sigortasız çalıştırılması sebebiyle bu şahıslara özel sağlık sigortası yaptırıldığını, bu nedenle özel sağlık sigortası için ileriye sürülen kasa açığının esasen talep edilemeyeceğini, şirketin 16/02/2010 tarihinde nevi değişikliğine giderek bugünkü ismini aldığını, şirket ana sözleşmesinin 15. Maddesine göre müvekkilinin ALTIN HİSSE sahibi olduğunu ve şirketin tüm kontrolünün elinde tutan hisseye malik bulunduğunu; şirketin tek müdürünün müvekkili olmadığını, …inde aynı şekilde şirket müdürü olduğunu, müvekkilinin hiç bir usulsüz iş ve işleminin bulunmadığını, şirketin yetkili organlarının aldığı kararlar doğrultusunda işini yaptığını, şirketi zarara uğratmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi; dosyada aldırılan bilirkişi raporlarına göre davacı tarafından talep edilen zararın davacının doğrudan ve şahsi zararı olmayıp şirketin zararı olduğu, TTK 553/1.maddesi gereğince bu zararın ancak dava dışı .. .. Ltd. Şti.’ine verilmek üzere tahsilinin talep edilebileceği, davacı dava dilekçesinde talep ettiği miktarın davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ettiği, kaldı ki TTK 555/1.maddesi gereğince davalı yöneticinin şirkete verdiği bir zararında bulunmadığı, aksine davalının dava dışı şirketten alacaklı olduğu, zarar görenin şirket olması sebebiyle istenilen tazminatın şirkete verilmesi yönünde açılmış bir dava bulunmadığından aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Müvekkili şirketin iflas ettiğini, İstanbul Anadolu ..İcra Müdürlüğünün …sayılı dosyasında iflas işlemlerinin başlatıldığını, müflis şirket lehine ve aleyhine açılacak davalarda temsil edilmek üzere vekaletname tanzim edildiğini,
Müvekkilinin … … Ltd. Şti.’nde hisseleri bulunan ….’e ait toplam %85 hissenin satın alınmak suretiyle dava dışı şirkete ortak olduğunu, davalının ise devir tarihinden önce şirketin yetkili müdürü olduğunu, devir tarihinden sonra ….’in müdür olarak seçildiğini,
Tüm deliller toplanmadan bilirkişi incelemesi yapıldığını, bu sebeple alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporlarına yönelik yaptıkları itirazların karşılanmadığını,
TTK 553 ve 554. maddeleri gereğince müvekkili şirketin dava açabileceğini, zira zararların tazmini için ortaklara dava açma hakkı verildiğini, bu durumda müvekkilinin aktif dava ehliyetinin bulunduğunu,
Şirket ortakları zararın kendilerine ödenmesini istese dahi mahkemece davanın reddine karar verilmeyip, zararın doğrudan şirkete ödenmesine karar verilmesi gerektiğini,
30/06/2014 tarihinde şirketin 600.000,00 TL aktifinin bulunduğunu, davalının kasti ve kusurlu eylemleri ile bu miktarın harcandığını, kusursuz olduğu iddiasının davalı tarafından ispatı gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava dışı . .. Ltd. Şti. ana sözleşmesinin 10/02/2010 tarihinde ticaret sicilinde tescil edildiği, ortaklarının …, .. ve ..ç olduğu, … ve …’in 25 yıllığına müdür olarak seçildiği,
Şirket ortaklarından .. ve Elif … şirketteki hisselerini 25/09/2014 tarihinde davacıya devrettikleri, 06/06/2014 tarihli genel kurul kararı ile …’in 10 yıllığına müdür olarak tayin edildiği anlaşılmıştır.
Dava dilekçesinde, dava dışı şirketin önceki müdürü …’ın, şirketi kötü yönettiği ve zarara uğrattığı gerekçesiyle 100.000,00 TL tutarındaki tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep edilmiştir.
İstanbul Anadolu 9. ATM’nin 13/07/2017 tarih, 2016/481E.-2017/672 K. sayılı kararı ile davacı … ve Tic. A.Ş’nin iflasına karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin istinafa konu 2014/1658 esas sayılı iş bu dava dosyası ise iflas tarihinden sonra 28/09/2017 tarihinde hükme bağlanmıştır.
İİK 194.maddesinde,” Acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplantısından on gün sonra devam olunabilinir ” düzenlenmesi yer almaktadır.
HMK 114/1.e.maddesi uyarınca davacının dava takip yetkisine sahip olması dava şartlarındandır. Dava devam ederken, dacı şirketin iflasına karar verilmekle, davacının dava takip yetkisi ortadan kalkmıştır. Bu durumda, İİK 194.maddesi uyarınca işlem yapılarak, iflas kararının akıbetine göre taraf teşkili yapılmak, dava şartı eksiği giderilmek suretiyle davaya devam edilmesi gerekir.
Davacı şirketin 13/07/2017 tarihinde iflasına karar verildiğinden, istinafa konu 2014/1658 esas sayılı dava dosyasında İİK 194.maddesi gereğince davanın durmasına karar verilmesi gerekirken, yargılamaya devam edilerek esas hakkında hüküm kurulması hukuka aykırıdır. Bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.353/1.a.4.maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf sebepleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kararının KALDIRILMASINA,
2-İİK 194.maddesi uyarınca işlem yapılmak suretiyle davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine,
4-Yapılan kanun yolu masraflarının ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Kararın, ilk derece mahkemesince tebliğine dair;
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK.353/1.a.4. maddesi uyarınca, 29/03/2018 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK.353/1.a. maddesi uyarınca karar kesindir.