Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1056 E. 2019/134 K. 31.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1056
KARAR NO : 2019/134
KARAR TARİHİ: 31/01/2019
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2017
NUMARASI : 2014/1297 -2017/299 E.K.
DAVANIN KONUSU : Çekin İstirdadı
Taraflar arasındaki çekin istirdadı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, müvekili şirketin işyerinden 20/06/2014 tarihinde dava konusu çekin de bulunduğu toplam altı adet müşteri çekinin çalındığını, durumun savcılığa intikal ettiğini, çalınan çeklerin iptali istemli Bakırköy 3. As. Tic. Mahkemesinin 2014/808 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, bu çeklerden dava konusu 31.10.2014 keşide tarihli 7.000 TL bedelli çekin davalı tarafından keşideci, lehtar ve müvekkilinin çeki teslim aldığı ciranta aleyhine icra takibine konu yapıldığını, dava konusu çekin müvekkili şirkete dava dışı … Sanayi Ticaret – … tarafından cirolanarak aradaki ticari ilişki çerçevesinde verildiğini, bu çekin müvekkili şirket yetkilisi tarafından arkası cirolanmadan kasadan çalındığını, dava dışı … Ambalaj Sanayi Ticaret – …’tan sonraki ilk cironun çeki icra takibine koyan davalıya ait olduğunu, davalının kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunu ileri sürerek, dava konusu çekin istirdatına, davalıdan alınarak müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, dava konusu çeke dayalı icra takibinde davacının taraf olmadığını, icra dosyasına borcun ödendiğini, ancak tedbir kararı nedeniyle icra dosyasına yatan parayı alamadığını belirterek, davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, kural olarak ispat yükünün davacı tarafta olup, davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğinin veya çeki iktisapta ağır bir kusurunun bulunduğunun kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine ve %20 kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu çekin müvekkilinin ticari ilişkisi çerçevesinde dava dışı … Ambalaj – …’tan aldığının dosya kapsamına sunulan belgelerle sabit olduğunu, oysaki çekte… Ambalaj – …’ın cirosundan sonra davalının cirosunun bulunduğunu, davalının bu ciranta ile aralarında akdi ilişkinin olmadığını ikrar ettiğini, kötü niyetli olduğunun sabit olduğunu, müvekkili aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi (6762 sayılı TTK m.704) uyarınca açılan çek istirdadı istemine ilişkindir.Davacı, ticari ilişkisi olduğu dava dışı … Ambalaj – …’tan alacağına karşılık dava konusu çekin teslim alındığını, çekin hırsızlığa konu olduğunu, davalının yetkili ve meşru hamili olmadığını, kötü niyetli olduğunu iddia ederek davalıdan çekin istirdatını talep etmiş, davalı ise, davanın reddini istemiştir.Dava konusu çekin incelenmesinde, keşidecisi … Ltd Şti., lehtarı J..Tekstil Ltd Şti. olup, çekin arkasında bu firmanın cirosunun bulunduğu ve sırasıyla …Ambalaj-… ve davalı …’nın cirosunun olduğu, çekin süresi içinde bankaya ibrazında mahkemece verilen tedbir kararı nedeniyle işlem yapılamadığına dair şerhin bulunduğu görülmüştür.Davalının savcılık soruşturmasında kolluk tarafından alınan 14.12.2014 tarihli ifadesinde; “.. 31.10.2014 tarihli … seri numaralı 7.000 TL bedelli çek yukarıda adı geçen … isimli şahıstan bize geldi. Ben … isimli şahsa asansör malzemesi (asansör kapı sacı) vermiştim…… bu çeki bana verirken herhangi bir ciro atmadı..üçüncü ciranta olarak olan … yazısı ve imzası bana aittir..” demiştir.6102 sayılı TTK.’nın 790. Maddesi uyarınca, “ Cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile, kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır”.Yine TTK’nın 792. maddesi uyarınca, “Çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek sözkonusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlüdür”.Davalının elinde bulunan çekin istirdadı talebiyle açılan işbu davada ispat yükü davacıda olup; davacının, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ve çeki elinde bulunduran davalının kötüniyetli ve iktisapta ağır kusurlu olduğunu ispat etmesi gerekir. Dosya kapsamına göre, çek üzerindeki ciro silsilesinin görünüşte düzgün olduğu, ciro silsilesinde kopukluk olmadığı, davalının çeki iktisapta kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunun davacı tarafça ispat edilememiş olması karşısında; davacı vekilinin, davalının kötü niyetli hamil olduğuna dair ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Dava, TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılan çek istirdadı istemine ilişkin olup, İİK.nın 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası için öngörülen şekilde davanın kabulü yada reddi durumunda taraflar yararına tazminat düzenlenmediğinden davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi doğru değildir.Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.b.2.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilerek davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK’nın 353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilerek, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminat isteminin reddine,
3-Alınması gereken 31,40 TL harcın, peşin yatan 119,55 TL harçtan mahsubu ile artan 88,15 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Sarf edilmeyen gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
6-İstinaf yargılaması yönünden;
a) Davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 98,10 TL’nin Hazineye gelir kaydına,
b)İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili tarafından yatırılan maktu istinaf harcının talep halinde davacıya iadesine,
c)-Davacı vekili tarafından istinaf aşamasında sarfedilen davetiye ve dosya gönderme gideri 31,50 TL ile 98,10 TL istinaf başvuru harcı olmak üzere toplam 128,60 TL istinaf yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
10-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK’nın 353/1.b.2. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 31/01/2019 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU :HMK’nın 362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.