Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1048 E. 2019/726 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1048
KARAR NO : 2019/726
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/04/2018
NUMARASI : 2017/193 E.2018/424K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Taraflar arasında görülen alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda, ilamda yazılı nedenlerle davanın reddine ilişkin verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, …Ltd. firmasının … marka araçlarının satış faaliyetini yapmak üzere … ile dava dosyasında ibraz olunan 24.01.2013 tarihli sözleşmeyi imzaladıklarını, ancak araç satış ticaretlerini yapmaya yönelik ürün tedariki desteğini alamadıklarını, maddi zararlara uğradıklarını belirterek, davalı firma tarafından teslim alınmadığından, bu konuda mahkeme tarafından tevdi mahalli tayin edilerek, müvekkili firmaya fatura karşılığı teslim edilen … marka HFC 1035K 3.5 Ton Hafif Ticari Aracın iadesinin sağlanmasına, iadesi sağlanacak aracın tevdi mahalline tesliminde yapılacak masrafların davalı yana yükletilmesine, müvekkilinin uğradığı zarardan dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak, sözleşmenin feshedildiği tarihten itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte geçerli olmak üzere şimdilik 80.000 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretini davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafla bayilik / acentelik sözleşmesi yaptıklarını, bu kapsamda 17.04.2013 tarihinde … marka hafif ticari aracı tahsis ederek gönderimini sağladıklarını, davalının araçların ithalatını ilgili mevzuata uygun olarak gerçekleştirdiğini, daha sonra Bakanlıkça yayınlanan yönetmelik ile ithal araçlarda Euro 5 standartları talep edildiğini, davacının yansıtma yoluyla bu şekilde harcamalarını, giderlerini talep etmesinin mümkün olmadığını belirterek, haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunrda; ”……, … S AN. TİC. A.Ş firmasına 24.01.2013 tarihinde Bayilik / Acentelik vermiştir. Davacı, ticaretini/faaliyetini yapmak üzere yer kiralamış ve ayrıca da çeşitli masraflar yapmış, bedeller ödemiştir. … , … SAN.TİC. A.Ş firmasına 1 adet araç tahsisatı yapmış sonrasında ise Ürün tedarikini sağlayamamıştır. Davalı … ‘nin keşide etmiş olduğu ihtarnamede her ne kadar 06 Ocak 2016 tarihle 29585 sayılı resmi gazete de yayınlanan S6M 2015 / 32 sayılı tebliği kapsamında işbu davaya konu … marka aracın 01.03.2016 tarihine kadar tescili gerektiği belirtilse de dava konusu olayın 24 Ocak 2013 tarihli sözleşme kapsamında olup, bu nedenle bahse konu tebliğin yürürlüğe girdiği tarih olan 06 Ocak 2016 tarihinden önceye dayandığı, bu nedenle tescilinin gerekmediği anlaşılmaktadır .Davacının dava konusu aracı davalıya iade etmediği ve tescil ettirmediği, dolayısıyla aracın tescil edilmemesinde davalının herhangi bir sorumluluğunun ve kusurunun olamayacağı, davacının bu konuda basiretli tacir gibi hareket etmediği, davacının yine basiretli tacir gibi davranmayarak kiralamış olduğu işyerine dava tarihine kadar harcama yaptığı ve bayilik sözleşmesi kapsamında bu harcamalarla ilgili davalıya herhangi bir bildirimde bulunmadığı, davacının 4 yıl boyunca kiraladığı işyerini kullandığı, dolayısıyla kullanmış olduğu işyerinin kira bedelini ve işyerindeki eşyaların bedelini davalıdan talep edemeyeceği, TMK 2 maddesi gereği davacının davalıya açtığı davada hakkını kötüye kullandığı, 4 yıl bekleyip dava açmasında davacının dürüstlük kurallarına uymadığı sonuç ve kanaatine varılarak subut bulmayan davanın reddine…” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; Tedarikçi olan firmanın, yapılan sözleşmeye istinaden sadece tek bir araçtan başka araç tedarik etmediğini, ticari teamüller gereğince tek bir aracın satışının mümkün olmayıp, araç satışının yapılamamasının müvekkilinin kusuru olduğu yönündeki ilk derece mahkemesi gerekçesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,Taraflarınca Gaziantep 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 2014/11 D.İş ve 2014/11 K. sayılı dosya ile bir kısım masrafların tespitinin yaptırıldığını, Talep edilen masrafların hakkaniyete uygun şekilde sözleşmenin fesih tarihine kadar yapılan bir kısım masraflar olduğunu, davanın 2017 yılında açılmış olmasının hakkın kötüye kullanılması anlamına gelmediğini, zira müvekkilinin hak talebinin on yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, Müvekkili her ne kadar üç yıl için taşınmaz kiralamışsa da yaklaşık on üç ay sonra kira kontratının feshedildiğini ve taşınmazın yer malikine teslim edildiğini, sonuç olarak müvekkilinin 13 ay 15 gün için ödediği toplam 67.500,00 TL kira bedelini davalıdan talep ettiğini,Taraflar arasında yapılan sözleşme her ne şekilde sonlanırsa sonlansın, teminatı alan tarafın, teminatı ödeyen tarafa ödemiş olduğu teminat bedelini iade etmekle yükümlü olduğunu, zira aksinin düşünülmesinin sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vereceğini, bundan dolayı da fesholmuş sözleşmeye istinaden ödenen teminatın iadesinin yasal zorunluluk olduğunu,Karşı taraf lehine hükmedilen vekalet ücretinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zira davanın tümden reddi durumunda nispi vekalet ücretine değil maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, bayilik sözleşmesinin davalının kusurlu davranışları nedeniyle yerine getirilememesinden ve bu nedenle sözleşmenin sona ermesinden kaynaklanan tazminat istemine ve sözleşme kapsamında alınan aracın iadesi istemine ilişkindir. …A.Ş.’nin bayilik/acentelik veren yetkili firma olduğu 24.01.2013 tarihli sözleşme ile …San. Tic. A.Ş.’ nin bayiilik aldığını ve bu kapsamda 3 yıllık yer kiraladığı anlaşılmaktadır. Davacı somut olayda davalının sözleşmeye aykırılık oluşturan eyleminden dolayı uğramış olduğu zararları talep etmektedir. Sözleşmenin feshine kadar geçen süre için verilmiş kira bedelleri ilk derece mahkemesince değerlendirmeye alınmadığı gibi davacı dava dilekçesinde önceden mahkeme kanalıyla zarar tespiti yaptırmış olduğunu beyan ederek değişik iş dosyalarının esas ve karar numaralarını beyan etmiştir. Mahkemece davalının hangi surette akde aykırı davranışlarda bulunduğu, buna göre sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığı, hangi kalemler için tazminat istendiği, sözleşme hükmünün davalı tarafında ihlali söz konusu ise bu ihlalin neden ibaret olduğu ve davacının tazminat hakkının olup olmadığı konularında gerekçeli ve denetime elverişli değerlendirme yapılmadığı gibi bilirkişi raporundan hangi gerekçeyle ayrı düşüldüğü somut verilerle ortaya konulmamıştır.Anayasa’nın 141/3. maddesi “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır” hükmünü içermektedir. HMK’nın 297/c, 27/c maddelerinde ise mahkeme kararlarında her İki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma nedenleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonucu ve hukuki sebeplerin açıkça gösterilmesinin zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.HMK’nın 353/1.a.6. maddesine göre, ilk derece mahkemesince, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiç biri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesi kararını kaldırarak, davanın yeniden görülmesi için ilk derece mahkemesine göndermesi gerekmektedir. İlk derece mahkemesince delillerin değerlendirilmediği, bilirkişi raporundan ayrılınmasının somut gerekçelerinin ortaya konulmadığı; davalının akde aykırı davranışlarının bulunup bulunmadığı, sözleşmeden doğan hangi edimin ihlal edildiği, feshin haklı olup olmadığı, talebe konu tazminat kalemlerinin ne olduğu, her bir talep yönünden haklılık durumlarının ne olduğu, iddia ve savunma sebeplerinin nasıl karşılandığı hususlarının karardan anlaşılamadığı görülmektedir. Karar bu haliyle, HMK’nın 297.maddesindeki unsurları taşıyan, istinaf denetimine elverişli bir karar niteliğinde değildir. Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.6.maddesi uyarınca, tarafların esasa dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, işin esasına dair istinaf nedenleri incelenmeksizin, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına,2-Davanın, yukarıdaki açıklamalar ışığında yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-Davacı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının ilk derece mahkemesi tarafından, talep halinde iadesine,4-Davacı tarafından istinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin, esas hükümle birlikte, İlk Derece Mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,5-Gerekçeli kararın İlk Derece Mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.a.6. maddesi uyarınca, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 16/05/2019 tarihinde, oy birliğiyle ve kesin olarak karar verildi.