Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1004 E. 2019/395 K. 14.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1004
KARAR NO : 2019/395
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2015/499 Esas – 2018/273 Karar
KARAR TARİHİ: 19/03/2018
DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Bankası A.Ş. İstanbul – Nişantaşı Şubesi ile dava dışı kredi müşterisi/borçlusu …TİC.LTD.ŞTİ., davalı borçlu … ve dava dışı … müteselsil kefaleti ile akdedilen 25.06.2012 tarihli ve 100.000,00-TL bedelli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi; Dava dışı … müteselsil kefaleti ile akdedilen 21.05.2013 tarihli ve 500.000,00-TL bedelli Genel Ktedi ve Teminat Sözleşmesi uyarınca, dava dışı kredi müşterisi/borçlusu şirkete ticari nitelikte kredi/krediler açılarak kullandırıldığını, dava dışı şirkete yukarıda belirtilen hukuki çerçevede ticari mahiyette krediler açılmış ve kullandırılmışsa da kredilerin geri dönüşünün gerçekleşmemesi nedeni ile dava dışı borçlu şirket lehine açılan ticari kredi hesaplarını 30.06.2014 tarihi itibariyle kat edilmek zorunda kalındığını, hesapların kat edilmesi üzerine, kredi borçlusu şirket ve kefillerine hitaben Kadıköy …. Noterliğinden keşide edilen 30.06.2014 tarih ve … yevmiye sayılı Hesap Kat İhtarnamesi ile kat tarihi itibariyle muhtelif ticari kredi hesap bakiyelerinden oluşan toplam 31.300,13-TL nakit kredi borcunun nakden ödenmesi ve aynca borçlu şirkete verilen ve ancak iade edilmeyen 3 adet çek yaprağı ile ilgili 5941 sayılı Çek Yasası uyarınca müvekkil Bankaca ödenmesi garanti olunan toplam 3.360,00-TL çek garanti tutarının depo edilmesi ve çek karnelerinin iade edilmesi gerektiği, kredi borçlusu şirkete ve müteselsil kefiline ayn ayrı ihtar ve tebliğ edildiğini, Kredi Hesap Kat İhtarnamesi ekindeki tebliğ şerhinde de görüleceği üzere, ihtarname davalı borçlu … kefaletinin bulunduğu, 25.06.2012 tarihli ve 100.000,00-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesinde yazılı adresine 07.07.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, Davalı bu nedenle, dava ve takibe konu krediler bakımından, 09.07.2014 tarihinden itibaren temerrüt halinde olduğunu, İhtarname keşidesi ve tebliğine rağmen ihtara konu borç ödenmemiş, ihtarnameden bir sonuç alınamadığını, bunun Üzerine 24.11.2014 tarihinde, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere, dava dışı kredi borçlusu ve kefilleri aleyhinde İstanbul …. icra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile (İlamsız) takip başlatıldığını, borçlular hakkında başlatılan takip, dava dışı kredi borçlusu şirket ve dava dışı kefil … bakımından itirazsız kesinleştiğini, davalı kefil … tarafından, 28.11.2014 tarihinde ödeme emri tebliği üzerine süresinde sunulan 02.12.2014 tarihli itiraz dilekçesi ile itiraz edilmiş ve takip davalı borçlu bakımından durdurulduğunu, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde dava dışı kredi borçlusu şirketteki payını 13.05.2014 tarihinde diğer ortak ve kefil … ye devrederek şirketten ayrıldığı, takibe konu kredi sözleşmesinde imzası bulunmadığı, takibe konu kredilerin kendisi tarafından kullanılmadığı, faize, faiz oranına, başlangıç tarihine, talep edilen tüm ferilere itiraz edildiğini, davalı borçlu … tarafından, takip dayanağı Genel Kredi Sözleşmelerinden 25.06.2012 tarihli ve 100.000-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi ile dava dışı kredi borçlusu şirketin borçlarına 100.000-TL limitle müteselsil kefil olunmuş olup, davalının kefaleti süresiz kefalet niteliğinde olduğunu, genel kredi sözleşmesine süresiz kefil olan davalının, dava dışı şirket ortaklığından ayrılmış olmasının, kefaleti üzerinde hukuki bir etkisi ve müvekkil Bankaya yönelik sorumluluğu üzerinde bir etkisi söz konusu olamayacağını, bununla birlikte, davalı borçlunun itirazı üzerine yapılan incelemede, takibe konu kredi alacaklarını teşkil eden 232 6B005573 ürün nolu ve kat tarihi itibariyle 15.577,30-TL bakıyeli Ticari Kredi 4553599100612054 nolu ve kat tarihi itibariyle 5.275,97-TL bakiyeli business kartın davalı kefil …’nun kefaleti bulunmayan sadece dava dışı kefil … kefaleti ile akdedilen 21.05,2013 tarihli ve 500.000,00-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesine istinaden kullandırıldığı görüldüğünü, ancak buna karşılık: … ürün nolu ve kat tarihî itibariyle 5.318,14-TL bakiyesi Esnek Ticari Hesabının … nolu ve kat tarihi itibariyle 5.128,72-TL bakıyeli Business Kartın Davalı … ve …. birlikte müteselsil kefaleti İle akdedilen 25.06.2012 tarihli ve 100.000,00-TL bedelli Genel Kredİ Sözleşmesi uyarınca açılan kullandırılan / verilen krediler olduğu tespit edildiğni, davalının kendi kefaleti ile akdedilen 25,06,2012 tarihli ve 100,000,00-TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan verilen yukarıda 3 ve 4 olarak belirtilen kredi hesap bakiyelerinden, kefil sıfatıyla sorumlu olduğu konusunda herhangi bir tereddüt bulunmadığını, bu nedenle, davalının, takibe konu borcun tamamına yönelik itirazı, yukarıda 3 ve 4 olarak belirtilen kredi bakiyeleri bakımından itirazı haksız ve yersiz olduğunu, bu nedenle davalı borçlunun itirazının kısmen iptalinin gerektiğini, davalı kefilin, kefil sıfatıyla sorumluluğuna dair yukarıdaki paragrafta yapılan açıklamalar çerçevesinde, takibe konu kredi alacaklarından takip tarihi olan 24.11.2014 tarihi itibariyle, 10.446,86-TL Asıl Alacak, 1.68,44-TL İşlemiş temerrüt faizi (09.07.2014-24.11.2014 tarihi arası 135 gün – Yıllık %30,24) 58,42-TL Faizin %5 Gider Vergisi 11.673,72-TL Toplam (Takip tarihi olan 24.11.2014 tarihi itibariyle) kısmına yönelik itirazlarının haksız olduğunu, bu nedenle davalı itirazının belirtilen tutarlar üzerinden kısmen iptali ile 24.11.2014 takip tarihi itibariyle 11.673,72-TL toplam alacağın, takip tarihinden itibaren tamamen tahsiline kadar asıl alacak olan 10.446,86-TL üzerinden, tamamen tahsiline kadar işleyecek yıllık 30,24 temerrüt faizi ve tekabül eden fer’ileri bakımından devamına karar verilmesi gerekmektiğini, davalının kefaletini içeren 25.06.2012 tarihli ve 100.000,00-TL limitli dayanak Genel Kredi Sözleşmesindeki kefaleti herhangi bir süreye bağlı olmayıp, süresiz kefalet nitelinde bulunduğunu, bu nedenle, davalının dava dışı kredi borçlusu şirketteki paylarını devrederek şirket ortaklığından ayrılmış olmasının Genel Kredi Sözleşmesine kefaletinden kaynaklanan sorumluluğu üzerinde hukuki bir etkisi söz konusu olmadığını, davalı borçluların takipte uygulanan faiz oranına yönelik itirazları da diğer itirazları gibi haksız olup hukuksal dayanaktan yoksun olduğunu, davalının, müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluğuna dayanak teşkil eden Genel Kredi Sözleşmesinin imza tarihi 25.06.2012 olup, sözleşme hükümlerinin 818 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olarak değerlendirilmesi gerekmektiğini, kaldı ki; 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 120. maddesinde de uygulanacak yıllık temerrüt faizi oranı, sözleşmede kararlaştırılmamış, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre belirlenmesini, sözleşme ile kararlaştırılacak yıllık temerrüt faizi oranı, birinci fıkra uyarınca belirlenen yıllık faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağını, akdi faiz oranı kararlaştırılmakla birlikte sözleşmede temerrüt faizi kararlaştırılmamışsa ve yıllık akdi faiz oranı da birinci fıkrada belirtilen faiz oranından fazla ise, temerrüt faizi oranı hakkında akdi faiz oranı geçerli olur.” hükmü yer almakta olduğunu, somut olayda yani dava konusu icra takibine esas ticari kredi borcun da müvekkil banka ile davalı/borçlular arasında imzalanan Genel Kredi Sözleşmesi mevcut bulunduğunu, söz konusu sözleşmenin ilgili hükümlerinde gecikme halinde uygulanacak olan temerrüt faiz oranı yazılı olarak belirlendiğini, bu nedenle davaya konu kredi borcuna sözleşme ile gecikme halinde uygulanması taraflarca imza altına alınan temerrüt faizi oranları uygulandığını, davaya konu Genel Kredi Sözleşmesinin temerrüt faizine dair ll.b. Maddesinde kullanmış olduğu tüm kredilere BANKA’ca uygulanan kredi faiz oranlarından muacceliyet tarihi itibariyle en yüksek olan kredi faiz oranına, bu oranın %50 (yüzde elli) ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi tatbik edileceğini ve bu temerrüt faizi ile fon ve gider vergisini ayrıca bir ihtar ve merasime hacet kalmaksızın ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt eder denilmekte olduğunu, iş bu nedenlerle; Davalı borçlunun İstanbul … İcra Müdürlüğümün …E. sayılı dosyasına yapmış bulunduğu itirazlarının kısmen iptali İle itiraz üzerine duran takibin, takip tarihi olan 24.11.2014 tarihi itibariyle, 10.446,86-TL asıl alacak, 1.168,44-TL işlemiş temerrüt faizi; 58,42-TL faizin, gider vergisi olmak üzere toplam 11.673,72-TL üzerinden, takip tarihi olan 24.11.2014 tarihinden tamamen tahsiline kadar, 10.446,86- TL asıl alacak üzerinden işleyecek yıllık %30,24 temerrüt faizi ve tekabül eden diğer ferileri üzerinden devamına; Davalı tarafça haksız olarak itiraz olunan takip tarihi itibariyle 11.673,72-TL alacak kısmının %20’sindan aşağı olmamak üzere hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline; Yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıdan tahsiline; Davalı borçlulardan olan ve işbu dava ve icra takibine konu edilen alacak kısmı dışında kalan alacaklarımıza İlişkin fazlaya dair talep ve dava haklarımız saklı kalmak üzere talep etmiştir.
SAVUNMA Davalı tarafça herhangi bir savunma sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 19/03/2018 tarihli, 2015/499 Esas – 2018/273 Karar sayılı kararında, “…Mahkememiz dava dosyasına sunulu 25.06.2012 tarihli, 100.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesinde, sözleşme müşterisinin dava dışı …Hİz. Ltd. Şti. müteselsil kefillerin ise dava dışı … ve davalı … olduğu, sözleşmede dava dışı şirket ve kefil ile birlikte davalı yanın da müteselsil kefil sıfatı ile imzasının yer aldığı, davacı yanın, kredi borçlusu şirket ve kefillerine hitaben Kadıköy … Noterliğinin 30.06.2014 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiği, anılan Hesap Kat İhtarnamesi ile kat tarihi itibarıyla muhtelif ticari kredi hesap bakiyelerinden oluşan toplam 31.300,13-TL nakit kredi borcu ile borçlu şirket nezdinde bulunan 3 adet çek yaprağı ile ilgili 5941 sayılı Çek Yasası uyarınca müvekkil Bankaca ödenmesi garanti olunan toplam 3.360,00-TL çek garanti tutarının 24 saat İçerisinde ödenmesinin ihtar edildiği, ihtarnamenin davalı yanın muhtarlığına 07.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği, bu itibarla davalı yanın tebliği takip eden 24 saatin bitimi ile 09,07.2014 tarihinde temerrüde düşürüldüğü, davacı yanın incelemeye sunduğu hesap ekstrelerinde, davalı yanın müteselsil kefil sıfatı ile imzasının bulunduğu 100.000,00 TL limitli Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesine dayalı olarak kullandırılan/verilen; 90344231 nolu. Esnek Ticari Hesapta, 30.06.2014 kat tarihi itibariyle 5.318,14-TL, … nolu, Business Kart kullanımından 30.06.2014 kat tarihi itibariyle 5.128,72-TL olmak Üzere toplamda 10.446,86 TL lik borç bakiyesinin bulunduğu, bununla birlikte, takibe konu kredi alacaklarını teşkil eden; … ürün nolu ve kat tarihi itibariyle 15,577,30-TL bakiyeli Ticari Kredi ile … nolu ve kat tarihi itibariyle 5.275,97-TL bakiyeli Business Kartın Davalı kefil … kefaleti bulunmayan, sadece dava dışı kefil … kefaleti ile akdedilen 21,05.2013 tarihli ve 500.000,00-TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi’ne istinaden kullandırıldığı, bu nedenle davalı yanın sorumlu tutulabileceği borç tutarının 10.446,86 TL olduğu anlaşılmıştır.Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 15.05.2000 tarih ve 2002/1576 Esas ve I 2002/4524 Karar sayılı kararlarında: “Taraflar arasındaki kredi sözleşmesindeki hükme dayanılarak: bankanın verdiği teminat mektupları bedellerinin nakden depo edilmesinin talep edilebileceği, davalı kefiller bu sözleşmeyi imzalayarak bu şartı aynen kabul ettikleri, ayrıca devre komisyon borçlan içinde davalılar temerrüde düşürüldüğünden bu itibarla riskin gerçekleştiği” kefillerinde mektup bedellerinin depo edilmesi yönünden sorumlu oldukları kararına varmıştır.Davaya konu Genel Kredi Sözleşmesinin temerrüt faizine dair 45. Maddesinde, sözleşmeden doğan borçların gününde ödenmediği takdirde, bankanın mevzuat gereğince TCMB ye bildirdiği kredi faiz oranlarından temerrüt tarihinde yürürlükte olan en yüksek kredi faiz oranına, bu oranın %50 (yüzde elli) ilavesi ile bulunacak oranda temerrüt faizi ile fon ve gider vergisini aynca bir ihtar ve merasime hacet kalmaksızın ödeneceği hükmünün yer aldığı, bu nedenle davacı bankanın 10,446,86 TL asıl alacak için, 1,168,44 TL İşlemiş temerrüt faizi (09.07.2014-24.11.2014 tarihi arası 135 gün – Yıllık %30,24) ve 58,42-TL Faizin %5 Gider Vergisi talep edebileceğinden davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 10.446,86 TL asıl alacak, 1.168,44 TL işlemiş faiz, 58,42 TL bsmv, 419,93 TL ihtarname masrafı olmak üzere 12.093,65 TL üzerinden icra takibinin devamına, alacak likit olupmayıp yargılama sonucu belirlenebilir hale geldiğinden İcra inkar tazminatı talebinin reddine, Gayrinakdi kredi alacağı yönünden 3.360,00 TL ‘nin banka nezdinde faiz getirmeyen hesaba davalı tarafça depo edilmesi gerektiği…” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 10.446,86 TL asıl alacak, 1.168,44 TL işlemiş faiz, 58,42 TL BSMV, 419,93 TL ihtarname masrafı olmak üzere 12.093,65 TL üzerinden icra takibinin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine, gayri nakdi kredi alacağı yönünden 3.360,00 TL ‘nin banka nezdinde faiz getirmeyen hesaba davalı tarafça depo edilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:Müvekkilinin, ortağı olduğu şirket adına davacı bankadan 25.06.2012 tarih ve 100.000,00-TL bedelli kredi sözleşmesine kefil olarak imza attığını, ancak taraflar arasında her ne kadar kredi ve teminat sözleşmesi adı altında bir sözleşme imzalanmışsa da bu şirket adına çek defteri alınabilmesi için yapıldığını, yani şirket adına verilen nakit 100.000,00-TL söz konusu olmadığını, nakit verilmeyen ve miktarı belirli olmayan çek yaprakları için kefalet hükümlerinin geniş yorumlanmasının hatalı olduğunu, Müvekkilinin icra takibine dayanak sözleşmelerden 21.05.2013 tarihli olan sözleşmede hiç imzası bulunmamasına rağmen takibe konu edildiğini, bu hususun takibin yasal sınırlar ve iyiniyetten ne kadar uzak olduğu gösterdiğini, ilk derece mahkemesi hüküm kurarken bu sözleşmeden doğan borcu dikkate almadığını, ancak yine de verdiği kararın hatalı olduğunu, Ticaret Sicil Gazetesinin 16.05.2013 tarih ve 8321 sayılı yayımında yer alan ilanda müvekkilinin 09.04.2013 tarihli toplantıda alınan kararla hissesini dava dışı diğer ortak … devrettiğini, borç tarihlerine bakılacak olursa 2014 yılına ait olduğunu, genel işlem koşullarınca oluşturulmuş olan sözleşme ve imzalanma koşulları da düşünüldüğünde her maddenin okunup incelenmesinin, yazılmış maddelerde değişiklik ve düzenleme yapılmasının hayatın olağan akışı düşünüldüğünde banka şartlarında mümkün olmayacağını, müvekkilinin hisse devri ilanı itibariyle şirketle olan tüm ilişkisinin sonlandığının bilgisinde olduğunu, nakit olarak verilen bir kredi söz konusu olmadığından bu tarihten sonra oluşturulmuş olan borcun 500.000.00-TL bedelli kredi sözleşmesinden de anlaşılacağı üzere … tarafından gerçekleştirildiğini, ayrıca iade edilmemiş olan çek yapraklarının hisse devri ile … devredildiğini iade edilmesinden onun sorumlu olduğunu, Davacı tarafından ihtarnamenin … Mah. …. Sk. No:… D:… Esenler /İstanbul adresine gönderildiğini ve muhtara bırakıldığını, ihtarname içeriğinde ise ödeme için müvekkiline 24 saat verilerek temerrüde düşürüldüğünü, ancak müvekkilinin icra takibi ile borcu öğrendiğini ve süresinde itiraz ettiğini, kaldı ki 30 bin liralık ödeme için 24 saatin verilmiş olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, Geçerli bir kefaletten söz edebilmek için sözleşmede ne gibi şekil koşullarına riayet edilmesi gerektiğini, 6098 sayılı Kanun’un 583. maddesinde düzenlendiğini, kefalet sözleşmelerinin yazılı olarak yapılması gerekliliğinin yanı sıra sözleşmelerde kefilin sorumlu olacağı azami miktarın, kefalet tarihinin, müteselsil kefalet durumunda, bu anlama gelen bir ifadenin, kefilin el yazısıyla belirtilmesi gerektiğini, sözleşmeye bakıldığında müteselsilen kefil olunduğuna ilişkin müvekkilinin el yazısıyla herhangi bir ibare koymadığını, açıkça kendi el yazısıyla bu sorumluluğu aldığını beyan etmiş olması gerektiğini, sözleşmenin matbu olduğunu ve müvekkilinin böyle bir yazısının mevcut olmadığını, bu nedenle müteselsilen kefil olduğu sonucunun çıkarılmasının hatalı olduğunu,Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanı reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle, İİK’nın 67. maddesi uyarınca itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili istemine ilişkindir. Davacı tarafından dava dışı şirkete kullandırılan ve ödenmeyen kredi borcunun davalı kefilden tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın kısmen iptali istemli dava açıldığı, mahkemece yukarıdaki gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmıştır.İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Takip ve davaya dayanak taraflar arasındaki sözleşme 25.06.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi olup, davalı yanca dava dışı şirkete davacı tarafça kullandırılacak kredi yönünden sözleşmenin müteselsil kefil olarak imzalandığı hususu ihtilafsızdır. Davacının daha sonra şirketteki hisselerini dava dışı şirket ortağına devir ile şirket ortaklığından ayrılmış olması, sözleşme uyarınca dava dışı şirkete kullandırılan kredi borcunun ödenmesi hususunda kefalet sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağından, davalı vekilinin bu yöndeki istinaf nedeni yerinde değildir. Takip ve davaya dayanak taraflar arasındaki sözleşmenin 25.06.2012 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi olup 6098 sayılı TBK’nın yürürlük tarihi olan 01.07.2012 tarihinden önce aktedilmiştir. 6101 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 1. maddesinde ”Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse, kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.” hükmü düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlığa sözleşme tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK’nın ilgili hükümlerinin uygulanması gerektiği ve ticari kredi mahiyetindeki kredi sözleşmeleri hakkında 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı gibi 6098 sayılı TBK’nun genel işlem koşuluna ilişkin hükümleri de nazara alınamayacaktır. Bu doğrultuda somut uyuşmazlık kapsamında kefalet sözleşmesinin 818 sayılı BK’nın 484. maddesi kapsamında sorumlu olunacak belli miktarı içerdiği de ( sözleşmeye göre 100.000 TL borca kadar müteselsil) gözetildiğinde, davalı vekilinin kefalet sözleşmesinin geçersiz olduğuna dair istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.Davacı banka tarafından Kadıköy … Noterliğinin … nolu kat ihtarının, davalıya sözleşmenin 52. maddesindeki düzenleme kapsamında sözleşmede bildirdiği adresine 07.07.2014 tarihinde tebliğ edildiği de gözetildiğinde, davalı vekilinin, davalı asilin borcu icra takibi kapsamında yapılan ödeme emri tebliği ile öğrendiğini, icra dosyasına yaptığı itiraz ile aslında zımni olarak alacaklının TBK’nın 601. maddesindeki işlemi yapmasını istediğinin kabulünün gerekeceği yönündeki istinaf nedeni de yerinde görülmemiştir. Kaldı ki takibe itiraz TBK’nın 601. maddesinde düzenlenen talep yerine de geçmez.İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporu içeriğindeki tespit ve hesaplamalar ışığında kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Bakiye 791,73 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince, taraflara tebliğine,7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;HMK’nın 353. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 14/03/2019