Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2018/1002 E. 2019/217 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1002
KARAR NO : 2019/217
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2018/71 Esas – 2018/226 Karar
KARAR TARİHİ: 29/03/2018
DAVA : Şirketin İhyası (TTK 547 Maddesine Dayalı)
Taraflar arasındaki şirket ihyası davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı … vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından …nün ….. sicil numarasında kayıtlı …..A.Ş. aleyhine Bakırköy 3. İş Mahkemesinin 2018/24 Esas sayılı dosyası ile hizmet süresinin tespiti davası açtıklarını, yargılamanın devamı sırasında şirketin tasfiyeye girerek tüzel kişiliğini sona erdirdiğini öğrendiklerini, müvekkilinin sosyal güvenlik haklarına ilişkin uyuşmazlık çözümlenmeden şirketin tasfiye edilmesinin kamu düzenine ilişkin bir hukuki aykırılık olduğunu ileri sürerek Tasfiye Halinde …… A.Ş.’nin tüzel kişiliğinin Bakırköy 3. İş Mahkemesinin 2018/24 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan davanın sonuçlandırılması ve infazı işlemleriyle sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkili kurumun TTK. m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirket tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurları tarafından tasfiye prosedürünün eksik bırakılmış olmasının memurların sorumluluğunu gerektirdiğini, tasfiye memurlarının iddia edilen eksik işlemlerini müvekkili sicil müdürlüğünün tespit etmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olacak herhangi bir işlem yapmadığını, yasal hasım konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargılama giderlerine ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek, müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı tasfiye memuru …’e usulüne uygun tebligat yapılmış ise de cevap dilekçesi ibraz etmediği gibi duruşmaya da katılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk Derece Mahkemesi 29/03/2018 tarihli, 2018/71 Esas – 2018/226 Karar sayılı kararında, “…Yapılan yargılama, toplanan deliller, sicil kayıtları, incelenen mahkeme dosyasına göre; ihyası istenilen şirketin terkinden önceki merkez adresinin mahkememizin yargı alanında kaldığı, her ne kadar şirketin tasfiyesi sonlandırılarak ticaret sicilinden terkin işlemi yapılmış ise de, şirkette çalıştığını belirten davacnıın şirket nezdinde geçen hizmetinin 506 sayılı yasaya 2098 sayılı yasayla eklenen Ek 1 maddesi kapsamında olduğu ve aynı yasanın Ek 5 maddesi gereğince 2098 sayılı yasa hükümlerinden yararlanabilecek durumda olduğunun tespitine karar verilmesi istemli Bakırköy 3.İş Mahkemesinde 2018/24 Esas sayılı dosya ile 15/01/2018 tarihinde terkin olan şirket ve dava dışı ……. A.Ş.aleyhinde tespit davası açtığı, davanın görülüp sonuçlandırılması ve taraf ehliyetinin sağlanması için o davanın davalısı konumunda olan terkin olan şirketin ihyasının gerektiği, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararının ve haklılığının mevcut olduğu, TTK’nın geçici 7.maddesine göre sicilden terkin durumu sözkonusu olmadığından zamanaşımı süresinin de bulunmadığı kanaatine varılmakla davanın kabulü ile …nde .. sicil numarası ile kayıtlı iken tasfiye sonu itibariyle sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde ….. Anonim Şirketi’nin Bakırköy 3.İş Mahkemesinin 2018/24 Esas sayılı dosyasının sonuçlandırılması ve infazı işlemlerine münhasır olmak üzere TTK 547 maddesi uyarınca tüzel kişiliğinin ihyasına, tasfiye memuru olarak eski tasfiye memuru davalı …’in atanmasına, tasfiye memuruna takdiren ücret tayinine mahal olmadığına, karar kesinleştiğinde keyfiyetin ticaret sicilde tescil ve ilanına, ilan ve müzekkere masraflarının davacı tarafça karşılanmasına, davalı … yasal hasım olup davanın açılmasına sebep olmadığından ayrıca davacı taraf her iki davalıdan yargılama gideri ve vekalet ücreti talep etmediğinden yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığı…” gerekçesiyle ihya talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalılardan … vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin bütün tasfiye işlemlerini usul ve yasaya uygun olarak yaptığını, müvekkili şirketin tasfiye işlemlerini de usulüne uygun olarak sonlandırdığını, ilk derece mahkemesinin davacının bu davaya açmakta menfaati olup olmadığını yeterince irdelemeden hüküm kurduğunu, davacının bu davayı açmakta hukuki bir menfaati bulunmadığını, bütün tasfiye işlemleri usul ve yasaya uygun yapılıp tüzel kişilik sonlandırıldığından müvekkili şirket aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesince verilen 29/03/2018 tarihli, 2018/71 Esas – 2018/226 Karar sayılı kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi istinaf başvurusunun değerlendirilmesine ilişkin 17.05.2018 tarihli kararında; “…Dosyanın incelenmesinde; davalı tasfiye memuru vekili tarafından ibraz edilen vekaletnamenin 20/06/2012 tarihinde ticaret sicilden terkin edilen Tasfiye Halinde …… A.Ş. temsilen tasfiye memuru … adına düzenlendiği görülmüştür. Ticaret sicilden terkin edilen şirket adına ibraz edilen vekaletnamenin geçerli olmadığı, davalı tasfiye memuru …’in şahsı adına düzenlenmiş vekaletnamenin ibraz edilmesi gerektiğinden davalı vekiline bu hususta çıkartılan kesin süreli ihtarlı muhtıranın usulüne uygun tebliğine rağmen verilen kesin süre içerisinde usulüne uygun vekaletname ibraz edilmediğinden davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf kanun yoluna yapmış olduğu başvurunun yapılmamış sayılması gerektiği” gerekçesiyle, usulüne uygun düzenlenmiş kesin süre ihtarlı muhtıra tebliğine rağmen davalı tasfiye memuru …’den vekaletname ibraz edilmediğinden, 6100 sayılı HMK’nın 77. maddesi uyarınca davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf kanun yoluna yapılan başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davalı … vekili 06.06.2018 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin 17.05.2018 tarihli istinaf değerlendirme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk derece mahkemenin önündeki davanın tasfiye halindeki şirkete tevcih edilmiş olup, tasfiye memurunun şahsına tevcih edilen bir dava olmadığını, kaldı ki mahiyeti aynı olan Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/989 E sayılı dosyasına aynı vekaletname sunulmuş olup ilk derece mahkemesi ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesinin bu vekaletnameyi kabul ettiğini, vekaletnamenin usulüne uygun olup hüküm istinaf incelemesi neticesinde ortadan kaldırılması gerektiğini, istinaf değerlendirme kararında …’in vekili olarak Av. … belirtilmesine rağmen istinaf değerlendirme kararının kendisine tebliğ edilmediğini, istinaf değerlendirme kararını ıttıla tarihinin 01.06.2018 günü olarak alınmasını talep ettiklerini ve daha önce sundukları istinaf dilekçesi gereğince ilk derece mahkemesinin 2018/71 Esas 2018/226 Karar sayılı, 29.03.2018 tarihli kararın eksik inceleme sonucu verildiğini, usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, ticaret sicilinde tasfiye sonucu kaydı silinen şirketin TTK m.547 uyarınca ihyası istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince şirketin ihyasına karar verilmiş, verilen karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca, isitnaf başvuru nedenleri ve kamu düzenine aykırılık yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı tasfiye memuruna kararın 12.04.2018 tarihinde tebliği olduğu, tasfiye halindeki davalı şirket adına verildiği görülen vekaletname ve yetki belgesi ekli olarak Av. … tarafından verildiği anlaşılan 26.04.2018 mahkeme yazı işleri müdürü havaleli UYAP’tan alınan istinaf dilekçesi ile süresinde istinaf dilekçesi verildiği, mahkemece davalı tasfiye memuru yönünden kararı istinaf eden Av….’ın istinaf dilekçesi ekinde sunduğu vekaletin tasfiye memuru adına olmayıp tasfiye halindeki ….. A.Ş. adına düzenlendiği anlaşılmakla, 27.04.2018 tarihli muhtıra ile HMK’nın 77. maddesi uyarınca … adına düzenlenmiş vekalet sunulmasının istendiği, muhtıranın 08.05.2018 tarihinde Av. …’a tebliğ edildiği, muhtırada tanınan sürede vekaletname sunulmadığı gerekçesiyle, 17.05.2018 tarihli karar ile HMK’nın 77. maddesi uyarınca vekalet sunulmadığından davalı tasfiye memuru vekilince istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği, iş bu kararın asil davalı … 24.05.2018 tarihinde tebliğ edildiği, Beyoğlu …. Noterliği, ….. Nolu 04.06.2018 tarihli düzenlenen vekaletname ekli olarak davalı tasfiye memuru vekili Av. … tarafından verilen ve 06.06.2018 mahkeme yazı işleri müdürü havaleli uyaptan alınan istinaf dilekçesi ile mahkemenin 17.05.2018 tarihli istinaf yapılmamış sayılma kararının ortadan kaldırılarak ihyaya ilişkin kararın istinafen incelenmesi talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır.İlk derece mahkemesinin 7.05.2018 tarihli davalı tasfiye memuru yönünden HMK’nın 77. maddesi uyarınca muhtıraya rağmen vekalet sunulmadığı gerekçesiyle istinafın yapılmamış sayılmasına ilişkin kararının yerinde olup olmadığının ön sorun olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. HMK’nın 76/1. maddesi uyarınca; avukat, açtığı veya takip ettiğ idava ve işlerde, noter tarafından onaylanmış vekaletnamenin aslına uygun örneğini, dava yahut takip dosyasına konulmak üzere ibraz etmek zorundadır. Keza, HMK’nın 77/1-2. maddesi uyarınca da; “(1) Vekâletnamesinin aslını veya onaylı örneğini vermeyen avukat, dava açamaz ve yargılamayla ilgili hiçbir işlem yapamaz. Şu kadar ki, gecikmeinde zarar doğabilecek hallerde mahkeme, vereceği kesin süre içinde vekâletnamesini getirmek koşuluyla avukatın dava açmasına veya usul uşlemlerini yapmasına izin verebilir. Bu süre içinde vekâletname verilmez veya asıl taraf yapılan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmez ise dava açılmamış veya gerçekleştirilen işlemler yapılmamış sayılır. (2) Vekâletnamesiz işlem yapmasına izin verilen ancak haklı bir sebep olmaksızın süresi içinde vekâletname ibraz etmeyen avukat, celse harcı ile diğer yargılama giderleri ve karşı tarafın uğradığı zararları ödemeye mahkûm edilir. Bunu kötüniyetle yapan avukat aleyhine, ceza ve disiplin soruşturması açılmasını sağlamak üzere, Cumhuriyet başsavcılığına ve vekilin bağlı olduğu baro başkanlığına durum yazıyla bildirilir.” Davalı tasfiye memuru adına istinaf dilekçesi sunan Av. …’ın davalı tasfiye memuru … adına vekaleti bulunmadığı, bu nedenle mahkemece vekile HMK’nın 77. maddesi uyarınca muhtıra tebliğ olunduğu, muhtıraya rağmen usulüne uygun vekalet sunulmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay 11. HD’nin 2015/10790 E- 2015/10331 K sayılı, 12.10.2015 tarihli emsal karar içeriğinden de anlaşıldığı üzere, hüküm kendisi adına istinaf edilen davalı asil …’ e muhtıra gönderilerek verilecek kesin süre içinde Av. …’ın istinaf dilekçesine icazet verip vermediğini bildirme olanağı tanınmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki davalı asil … tarafından sonrasında Av….’ın vekil tayin edildiği de sunulu vekaletten anlaşılmaktadır. Bu duruma göre ilk derece mahkemesenin 17.05.2018 tarihli istinaf yapılmamış sayılmasına dair kararının yerinde olmadığı sonucuna ulaşılmış olup, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan incelenmesi yapılmıştır. Davacı tarafından açılan dava; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 643.maddesi yollamasıyla aynı kanunun 547. maddesinde düzenlenen ek tasfiye istemine ilişkindir.Belirtilen yasa maddesinde açıkça düzenlendiği üzere; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, davaya dayanak olan işlemlerin sonuçlandırılmasına münhasır olarak şirketin yeniden tescili talebi ile işbu davanın açılıp görülmesi mümkündür. Somut olayda davacı ile ihyası talep edilen şirketin taraf olduğu, açılıp devam eden Bakırköy 3. İş Mahkemesinin 2018/24 Esas sayılı dosyasındaki davanın görülüp sonuçlandırılması için terkin edilmiş şirketin yeniden tescili zorunludur. Davacının açtığı hizmet tespit davasında yapılacak yargılama sonunda davanının kabulune karar verildiği taktirde tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlandığından bahsedilemeyecektir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/1277 E.). Bu itibarla davalı vekilinin tasfiye işlemlerinin usul ve yasaya uygun yapıldığı, davacının davada hukuki yararının bulunmadığı yönünde ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde değildir.İlk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;İlk derece mahkemeseinin, istinaf kanun yoluna yapılan başvurunun yapılmamış sayılmasına ilişkin 17.05.2018 tarihli ek kararın kaldırılarak, istinaf başvurusunun esastan incelenmesine, bu doğrultuda;1-HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, 2-Davalı vekili tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,3-Davalının istinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine dair; HMK’nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 14.02.2019 tarihinde oybirliğiyle ve temyizi kabil olmak üzere karar verildi.