Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/992 E. 2018/66 K. 25.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/992
KARAR NO : 2018/66
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/07/2017
NUMARASI : 2016/221 2017/241
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; … Tic.Ltd Şti’ndeki ortaklık payını Kocaeli … Noterliğince tanzim.. tarih, …. yevmiye nolu devir sözleşmesi ile …. Tic. Ltd Şti’ye devrettiğini, halen şirket kayıtlarında ortak olarak gözüktüğünü, vergi dairesine şahsi işlemlerini takip etmek için gittiğinde bu durumu öğrendiğini, Kocaeli 1. ATM’sinin 2016/821 esas sayılı dosyasında ortaklığının kaldırılması konusunda dava açtığını, bu dava sonucu şirketin ticaret sicilinden resen terkin edildiğini öğrendiğini belirterek ….. Ltd Şti’nin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğü 27/01/2017 tarihli yazı cevabında, . … Ltd Şti’nin 14/07/2014 tarihinde TTK geçici 7.md gereğince resen terkin edildiğini bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi; davacının şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle ihyasına karar vermiştir.
Gerekçeli karar davacıya 17/08/2017 tarihinde, davalıya ise 21/08/2017 tarihinde tebliğ edilmiş, tarafların kararı temyiz etmemesi üzerine verilen karar 13/09/2017 tarihi itibariyle kesinleşmiştir.
Davacı vekili 17/10/2017 tarihli tavzih dilekçesi ile, ilk derece mahkemesi ticaret sicil memurluğunun 12366 sicil nosunda kayıtlı …. Ltd Şti’nin ihyasına karar vermesine rağmen tasfiye memuru atamadığını, TTK 547/2.maddesinde, mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse şirketin ek tasfiyesi için son tasfiye memurlarını veya başka kişileri tasfiye memuru atayarak tescil ve ilan ettirir hükmünün gereğini yerine getirmediğini belirterek ihyasına karar verilen şirkete geçici tasfiye memuru atanmasına tavzihen karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi 18/10/2017 tarihli tavzih kararında, ihyasına karar verilen şirketin ticaret sicil müdürlüğü tarafından resen terkin edildiği, buna ilişkin yasal düzenleme bulunmaması nedeniyle tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına ve davacının tavzih talebinin reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Münfesih olduğu bildirilen şirketin öncelikle tasfiye sürecinde olup olmadığını, tasfiye memuru atanıp atanmadığını, tasfiyenin tamamlanıp tamamlanmadığını, terkinin tasfiyenin tamamlanmasına müteakip yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini,
Tüzel kişiliğin sona ermesi halinde taraf ehliyetinin de sona ereceğini, tüzel kişiliği sona eren davalı şirketin yeniden ihyası ve sicile kaydı ile tüzel kişi hakkında açılan davanın ancak bu şekilde görülebileceğini belirterek 18/10/2017 tarih 2016/221 esas sayılı tavzih talebinin reddine dair kararın kaldırılarak şirkete geçici tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İCELEME VE GEREKÇE
Dava, ticaret sicilinden resen terkin edilen şirketin ihyası talebine yöneliktir. İlk derece mahkemesi davanın kabulü ile şirketin ihyasına karar vermiş ve tasfiye memuru atamamıştır. İlk derece mahkemesi kararı kesinleştikten sonra davacı tavzih yoluyla ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesi davacının tavzih talebinin reddine karar vermiştir. Davacı tavzih talebinin reddine dair kararı istinaf etmiştir.
HMK 305.maddesinde, ”hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesi isteyebilir. Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yoluyla sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez” hükmü düzenlenmiştir.
Tavzih talebi üzerine mahkeme, hükmün yeterince açık olmadığı, icrasında tereddüt uyandırdığı veya birbirine aykırı fıkralar içerdiği kanısına varması halinde HMK 306/3.md gereğince tavzih kararı verir.
HMK 305/2.fıkrası gereğince de, mahkeme hüküm fıkrasında taraflara tanınan hakları ve yüklenen borçları tavzih yoluyla sınırlandıramaz, genişletemez ve değiştiremez.
11/07/2017 tarihli kararda şirketin ihyasına karar verilmiş, tasfiye memuru atanmamıştır. Davacının tavzih talebi ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasına yönelik olup hüküm fıkrasının genişletilmesi niteliğindedir. İlk derece mahkemesi tavzih talebi üzerine tasfiye memuru atayamaz. Davacının bu talebi HMK 305/2. fıkrasına açıkça aykırıdır. Bu sebeple davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafça yatırılan istinaf harçlarının Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın birer örneğinin Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,
5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353.1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 25/01/2018 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.