Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/990 E. 2018/447 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/990
KARAR NO : 2018/447
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/05/2017
NUMARASI : 2014/1361- 2017/596 E.K
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, davalı şirketin dava dışı … Şti. aleyhine Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.01.2011 tarihli 20/18 D. iş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı aldığını, bu karara istinaden Şişli … icra (İstanbul … İcra) Müdürlüğünün 2011/87 Talimat sayılı dosyasından hacze gidildiğini, dava dışı şirketin bir kısım mallarının haczedildiğini ve haczedilen bu malların 18.01.2011 tarihli Yediemin Teslim Zaptı ile günlüğü 50,00 TL’den yediemin olarak müvekkiline teslim edildiğini, daha sonradan 02.05.2011 tarihinde de aynı dosyadan haczedilen malların bu kez günlüğü 25,00 TL üzerinden müvekkiline yediemin olarak teslim edildiğini, davalı tarafça yediemin ücreti olarak müvekkiline 18.01.2011 tarihinde 1.500,00 TL ve 02.05.2014 tarihinde ise 300,00 TL peşin ödeme yapıldığını, ancak sonrasında başkaca hiçbir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine ödenmeyen yediemin alacağının tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yediemin teslim zaptının malların yediemine teslim edildiğini gösteren bir belge niteliğinde olup sözleşme olarak nitelendirilemeyeceğini, kaldı ki vekil olarak müvekkili adına sözleşme imzalama yetkilerinin de bulunmadığını, yediemin deposuna teslim edilen menkul malların toplam tutarından çok üstünde fahiş tutarda yediemin ücreti talebinde bulunulduğunu, tutanakta boş bırakılan günlük ücret kısmının sonradan davacı tarafından doldurulduğunu, 18.01.2011 ve 02.05.2011 tarihlerinde haczedilen malların aynı değerde olmalarına rağmen birinde günlük 25.00 TL, diğerinde ise günlük 50,00 TL ücret yazıldığını, yediemin tarafından istenebilecek ücretin Adalet Bakanlığına Ait Depo ve Garajlarda Muhafaza edilen Mahcuz Mallar İçin Alınacak Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğe göre belirlenmesi gerektiğini, yediemin ücretinin müvekkili şirket tarafından icra tetkik mercinde şikayet konusu yapıldığını ve şikayetin kabulüne karar verildiğini, müvekkilinin davacıya 18.01.2011 tarihinde 1.500,00 TL, 26.01.2011 tarihinde 300,00 TL, 02.05.2014 tarihinde 300,00 TL ödeme yaptığını, ayrıca İstanbul … İcra Müdürlüğünün .. Talimat sayılı dosyasından davacıya 23.12.2013 tarihinde 1.500,00 TL ödeme yapıldığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporu sonucunda; somut olayda Şişli … İcra Müdürlüğünün …Talimat sayılı dosyası kapsamında 18.01.2011 ve 02.05.2011 tarihlerinde haczedilen taşınır malların, takip borçlusunun elinden alınarak muhafaza altına alındığı, haciz ve muhafaza işlemi sonrası taşınır malların yediemin sıfatıyla davacıya teslim edildiği, bunlara dair 18/01/2011 ve 02.05.2011 tarihli yediemin teslim zaptı düzenlendiği, davacının icra takibi başlattığı 07/04/2014 tarihine kadar davalının saklatma iradesinin varlığının tartışmasız olduğu, geçen 3 yılı aşkın süre içerisinde biriken saklama ücretinin ayrı ayrı belirlenen teslim zabıtları ile 25,00 TL ve 50,00 TL olarak belirlendiği, alacağın bu sözleme ile kararlaştırılan günlük bedel üzerinden hesaplandığı, davacıya yediemin sıfatıyla teslim olunan mahcuzların 3 yılı aşkın süredir saklanmasının davacının kendi kusurundan kaynaklanmadığı, saklama ücretinin davalıdan talep edilmesinin, 4721 sayılı TMK’nın 2.maddesi çerçevesinde dürüstlük kuralına aykırı olmadığı, yediemin teslim zaptında günlük bedelin sonradan dolduruluğunun senede karşı senetle ispat kuralı çerçevesinde ispat edilemediği, özel depo ve garajlarda Adalet Bakanlığına ait Tebliğin uygulanamayacağı, icra takip muamelelerinde yetkili olan vekilin bu icra takip muameleleri ile ilgili her türlü sözleşmeyi takip borçlusu yahut üçüncü bir kişi ile yapmaya yetkili olduğu, yediemin ile takip alacaklısı arasında kurulan saklama sözleşmesinin takip alacaklısının hak ve menfaatlerini gözeten ve onun yararına olan aynı zamanda icra takip muameleleri ile ilgisi bulunan bir işlem olduğu böyle bir hukuki işlemin (saklama sözleşmesinin) yapılmasının vekil ile müvekkil arasındaki kurulmuş bulunan vekalet sözleşmesi ile 1163 sayılı Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Meslek İlkeleri ile uyumlu olduğu, dolayısıyla imzanın davalı tarafından da inkar edilmediği göz önüne alındığında taraflar arasında saklama (vedia) sözleşmesinin kurulduğu, 18/01/2011 tarihinde 1.500,00 TL, 26/01/2011 tarihinde 300,00 TL, 23/12/2013 tarihinde 1.500,00 TL olmak üzere toplam 3.300,00 TL kısmi ödeme yapıldığı ve bu ödemelerin genel tutardan düşüldüğü bakiye yediemin ücretinin 82.150,00 TL olarak tespit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne itirazın iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle;
1-Yediemin zaptındaki günlük bedel kısmının sonradan doldurulduğunun ve davacının izinli çalışan yediemin olup olmadığının açıklığa kavuşturulmadan eksik inceleme ile karar verildiğini,
2-İcra mahkemesince davacının yediemin alacağı konusunda verilen ve kesinleşen kararın işbu dava yönünden kesin hüküm teşkil ettiğini, kaldı ki davaya bakmakla görevli mahkemenin de icra mahkemesi olduğunu,
3-Vekaletnamede sözleşme yapma yetkisi olmayan müvekkili şirket avukat ve stajyer avukatları tarafından imzalanan ve sadece malların teslimine ilişkin olan zabıtların sözleşmenin esaslı unsurlarına uygun olmamasına rağmen sözleşme olarak kabul edilerek davanın bu yönden kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu,
4-Müvekkili tarafından davacıya toplam 3.600 TL ödeme yapılmasına rağmen 3.300 TL üzerinden hesaplama yapıldığını,
5-İlk derece mahkemesince hakkaniyet indirimi yapılmamasının yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; yediemin teslim zaptının tarafların hür iradeleriyle imzalandığını, vekilinin sözleşmeyi imzalama yetkisinin olduğunu, sözleşmenin geçerli ve bağlayıcı olduğunu, icra mahkemesi kararının kesin hüküm teşkil etmediğini, kısmi ödemelerle ilgili olarak davalının rapordaki tespitlere ve heaplamaya itiraz etmediğini belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, TBK 561 vd. maddelerine dayalı saklama ücreti alacağının tahsili amacıyla başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67.maddesi uyarınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili tahsili istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 4/1.c. maddesi uyarınca, saklama sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar mutlak ticari dava niteliğinde olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Öte yandan icra mahkemesi kararının maddi hukuk yönünden kesin hüküm teşkil etmediği gözetildiğinde bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir.
TBK md. 89/1 ve HMK md.10 uyarınca, davanın para alacağına ilişkin bulunması nedeniyle alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri de yetkili olduğu gözetildiğinde icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın yerinde olmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda; Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibi nedeni ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün ..Talimat dosyasında 18.01.2011 tarihinde takip borçlusu şirket adresinde haciz uygulaması yapıldığı ve haczedilen malların yediemin olarak davacı …’ya teslim edildiği ve yediemin ücretinin 10,00 TL olarak belirlendiği sabit olup, ayrıca “Yediemin Teslim Zaptı” başlıklı 18.01.2011 tarihli belgenin düzenlenerek icra memuru, alacaklının vekili olarak Av. … ve yediemin … tarafından imzalandığı ve günlük ücretin 50,00 TL olarak belirlendiği görülmüştür.
Bu durumda, davalı vekili Av. … tarafından imzalanan sözleşme geçerli olup, hüküm ve sonuçları itibariyle davalıyı bağlamaktadır. Sözleşme yapma özgürlüğü Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 48. maddesi ile güvence altına alınmış olup, bu özgürlük ancak kanunla sınırlanabilmektedir. Açıklanan sebeplerle, mahkemece taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine geçerlilik tanınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır ( Bu konuda emsal karar için Bkz. Yargıtay 19. HD, 24.11.2016 tarih, 2016/8016 Esas-2016/15109 Karar sayılı ilamı).
Ancak, davalı tarafça, sözleşmede boş bırakılan günlük ücretin sonradan anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu ileri sürülmüştür. Sözleşmede davalı yanın takip alacaklısı olduğu dosyada haczedilen bir kısım malların davacıya ait özel depoda muhafaza edilmesi kararlaştırılmış ve günlük 50,00 TL yedi eminlik ve depo ücreti öngörülmüş ise de, 18.01.2011 tarihli haciz tutanağında yediemin günlük ücretinin 10,00 TL olarak belirlenmiş olduğu görülmüştür. Bu durumda resmi belge niteliğinde olan 18.01.2011 tarihli haciz tutanağında belirlenen günlük 10,00 TL ücretin yediemin ücreti olarak kararlaştırıldıığının kabulü ve hesaplamanın buna göre yapılması gerekirken, günlük 50 TL’nin esas alınması hukuka aykırı bulunmuştur.
Aynı dosyadan bu kez 02.05.2011 tarihinde yapılan ayrı bir haciz nedeniyle davacıya teslim edilen mahcuz mallar için günlük 25,00 TL yediemin ücreti kararlaştırılmıştır. Bu mallar için günlük 25,00 TL üzerinden hesaplama yapılması hukuka ve taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine uygun bulunmuştur.
İlk Derece mahkemesince, taraflar arasındaki yedieminlik sözleşmesi hükümleri gereğince hesaplama yapılarak, 18.01.2011 tarihinde teslim edilen mahcuz mallar için günlüğü 50,00 TL den 1.174 gün karşılığı 58.700,00 TL, 02.05.2011 tarihinde yediemine teslim edilen mahcuzlar için günlüğü 25,00 TL den 1070 gün karşılığı 26.750,00 TL olmak üzere toplam 85.450,00 TL yedieminlik ücretinin belirlendiği, bu bedelden davalının toplam 3.300,00 TL kısmi ödemesinin mahsubu sonucunda 82.150,00 TL alacaktan davacının talebi ile bağlı kalınarak 82.075,00 TL’sına hükmedilmiştir.
Yukarıda yapılan değerlendirme sonucunda, 18.01.2011 tarihinde teslim edilen mahcuz mallar için günlük 10,00 TL üzerinden 1.174 gün karşılığı 11.740,00 TL yediemin ücreti resen hesaplanmıştır. Diğer grup mahcuz için günlük 25,00 TL üzerinden hesaplanan 26.750,00 TL isabetli bulunmuştur. Bu durumda davacının talep edebileceği toplam yediemin ücreti 38.490,00 TL olup, bu tutardan davalının belgeleyerek ispat ettiği 3.300,00 TL kısmi ödemenin mahsubunda davacının talep edebileceği yediemin alacağı 35.190,00 TL olarak belirlenmiştir.
Yargıtay 13.HD’nin emsal nitelikteki kararlarına göre, hukuki ilişki Adalet Bakanlığı tarifesine bağlı olmasa bile hakkaniyet indirimi yapılmalıdır. Hakkaniyet indirimi konusunda Bakanlık tarifesinin aynen uygulanması söz konusu değilir. Ancak, hakkaniyet uyarınca indirim yapılıp yapılmayacağının her somut olayın özelliğine göre değerlendirilmesi gerekir.
Bu değerlendirmeler ışığında, somut olayda 18.01.2011 tarihinde haczedilen eşyanın muhtelif evsafta bir çok ofis eşyasından ve tekstil ürününden ve bunun yanısıra 1 adet 2006 Model Fiat Van tipi kamyonetten oluştuğu ve haciz tarihi itibari ile toplam 28.640,00 TL kıymet takdiri yapıldığı, 02.05.2011 tarihinde haczedilen 2867 adet giyim tekstil ürünün haciz tarihi itibari ile toplam 20.000 TL kıymet takdiri yapıldığında haczedilen ürünlerin fazladan özen yükümlülüğü gerektirdiği, büyük hacimli olup büyük bir saklama alanına ihtiyaç olduğu gözetildiğinde TBK.nın 52. maddesi kapsamında ücretten indirim yapılmasına yer olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dosyada eksik tahkikat işlemi bulunmadığından, HMK.353/1.b.2.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1.b.2. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu 23/05/2017 tarihli, 2014/1361 E- 2017/596 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE; davalının İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın 35.190,00 TL asıl alacak üzerinden iptali ile bu miktar asıl alacağın icra takip tarihinden itibaren işleyecek yasal temerrüt faizi ile birlikte tahsili için takibin devamına,
2-Fazlaya ilişkin itirazın iptali istemin reddine,
3-Alacak likit-bilinebilir olduğundan İİK 67/2. maddesi uyarınca, kabul edilen miktar üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 7.038,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davanın reddedilen bölümü yönünden, davacının kötü niyetli olduğu kanıtlanmadığından, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
5-a)Alınması gerekli 2.403,82 TL harcın, dava açılırken peşin yatırılan ve karardan sonra davalı tarafça yatırıldığı anlaşılan harçların toplamı olan 5.607,54 TL’den mahsubu ile artan 3.203,72 TL harcın talep halinde davalıya iadesine,
b)Davacı tarafından peşin yatırılan 991,35 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
c)Davacı tarafça harcanan başvuru harç gideri, posta ve tebligat masrafı, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 660,70-TL(ayrıntısı Uyapta kayıtlı) yargılama giderinden % 42 kabul oranına göre belirlenen 227,49 TL’lik bölümünün davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, kalan kısmın davacının kendi üzerinde bırakılmasına,
d)Davalı tarafından sarf edilen toplam 46,00 TL (ayrıntısı Uyapta kayıtlı) yargılama giderinden % 58 red oranına göre, 26,68 TL’lik bölümünün davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
e)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre, kabul edilen kısım üzerinden hesap edilen 4.220,90 TL nispi ücreti vekaletin davalıdan alınarak ile davacıya verilmesine,
f)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre, reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 5.507,35 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE
g)Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
h)Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından karşılandıktan sonra bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
6-a)Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 85,70 TL’nin hazineye gelir kaydına,
b)İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 1.433,03 TL peşin istinaf harcının talep halinde davacıya iadesine,
c)Davalı tarafından istinaf yargılama sırasında yapılan 25.00 TL posta gideri, 85,70 TL istinaf yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 110,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Gerekçeli kararın bir örneğinin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.2. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26/04/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU: HMK. 362/1.a maddeleri uyarınca, kabul ve reddedilen kısımların değeri itibariyle her iki taraf için karar kesindir.