Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/985 E. 2018/432 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/985
KARAR NO : 2018/432
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/02/2017
NUMARASI : 2015/208 2017/179
DAVANIN KONUSU : Ticaret Ünvanına Haksız Tecavüz
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin 17/07/1996 tarihinde kurularak tescil ve ilan edildiğini, müvekkilinin kullandığı ticaret ünvanının, faaliyet alanı aynı olan davalı şirket tarafından da kullanılmaya başlandığını, bu durumun müşteriler açısından karışıklığa sebep olmakla birlikte aynı sektörde faaliyet gösteren müvekkili şirket ile davalı şirket arasında idari ve ekonomik anlamda bağlılık bulunduğu izlenimini yarattığını, davalı şirketin, müvekkili şirketin tanınmışlığından karşılıksız yararlandığını, bu durumu gidermek için davalının ihtar edildiğini belirterek davalının müvekkili şirketin ticaret ünvanına tecavüz eden eyleminin tespiti ile durdurulmasına, davalı şirketin ticaret ünvanında yer alan ” ….” ibaresinin çıkartılmasına, üzerinde … yazan her türlü evrak, döküman ve diğer belgelerin imha edilmesine, hüküm özetinin Ülke genelinde yayınlanan bir gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; TTK 18. maddesi gereğince her tacirin kanuna uygun bir ticaret ünvanı seçerek kullanmak zorunda olduğunu, TTK 43. maddesi gereğince şirket unvanı, zorunlu ve ihtiyari eklerden oluştuğunu, zorunlu unsurda şirket mevzuunun gösterilmesi ve şirket nevinin yer almasının gerektiğini, müvekkili şirketin ticaret ünvanında yer alan kimyevi maddeler sanayi ve dış ticaret limited şirketi ibaresi ünvanın çekirdek kısmını oluşturken …. ibaresi ise TTK 46. maddesi gereğince eki olduğunu, davacı şirketin ticaret ünvanın çekirdek kısmının ” ….” ibaraleri yer almakta olup müvekkili şirketinin ünvanı ile aynı olmadığını, şirketlerin kullandıkları logoların ve internet adreslerinin birbirlerinden tamamen farklı olduğunu, müvekkili şirketin ticaret ünvanının 18/09/2008 tarihinde tescil edilse de babasının hissedar olduğu aynı isimde benzer şirketi bulunduğunu, bu ana kadar müşteriler arasında karışıklık yaşanmadığını, şirketlerin adreslerinin farklı olduğunu, ”…” ifadesi ile başlayan ve İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı bir çok şirket bulunduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi; davalının ticaret ünvanı ile davacının ticaret ünvanı arasında karıştırmaya sebep olabilecek nitelikte bir durum söz konusu olmadığı, davalı şirketin ”…” ibaresi ile başlayan ticaret ünvanının ekinde kullandığı ibareler ile davacı şirketin ”…” ibaresinden sonra kullandığı ibarelerin birbirinden farklı olduğu, şirketlerin faaliyet konularının da farklı olduğu, iltibası engelleyici ibareler bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Her iki şirketin de aynı ticari alanda faaliyet gösterdiğini, davalı şirkete ait bir kısım bildirimlerin ve yazışmaların müvekkili şirketin adresine tebliğ edildiğini, davalı şirketin unvanında ”…” kelimesini kullanması sonucu her iki şirket arasında idari, ekonomik anlamda bir bağlılık bulunduğu izleniminin yaratıldığını,
Dava konusu uyuşmazlık teknik özellik taşıdığından, uyuşmazlığın hakimin mesleki bilgisi ile çözümlenmesinin doğru ve yeterli olmadığını, konusunda uzman bilirkişiler aracılığıyla incelemenin zorunlu olduğunu,
Her iki şirketin aynı piyasada iş yaptıklarını, gümrük müdürlüğünde yapılan işlemlerde ünvan benzerliği sebebiyle iki şirketin tek şirket olduğu algısının oluştuğunu, bu konuda Derince Gümrük Müdürlüğü nezdinde karışıklığa sebebiyet verdiğini,
…kelimesiyle başlayan unvanlar ile başka şirketlerin de ticaret sicilinde kayıtlı olmaları mahkemece gerekçe gösterilmiş ise de celp edilen ticaret sicil kayıtlarına göre, bu şirketlerin ya resen sicilden terkin edildiği ya da sicil üyeliklerinin askıya alındığının anlaşıldığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı … Şirketi İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne …sicil no ile kayıtlı olup 17/07/1996 tarihinde tescil ve ilan edilmiştir. Şirketin faaliyet konusu, sanayide her dalında kullanılan kimyevi maddeler ile bu maddelerin birleşim ve ayrışımından oluşacak yan kimyasal ürünlerin, boyaların imalatı, ithalatı, ihracatı ve ticaretini yapmaktır. Davacı şirketin faaliyet konusu konusu, 21/09/2011 tarihli karar ile yeniden düzenlenmiş, sanayinin her dalında kullanılan kimyevi maddeler ile bu maddelerin birleşim ve ayrışımından oluşacak yan kimyasal ürünlerin, boyaların imalatı, ithalatı, ihracatı ve ticareti olarak ifade edilmiştir.
Davalı …Kimyevi Maddeler Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne … sicil no ile kayıtlı olup 18/09/2008 tarihinde kurularak tescil ve ilan edilmiştir. Şirketin amaç ve konusu, bilimum kimyasal maddeler ve her türlü yardımcı kimyevi maddeler ve bunların üretiminde kullanılan mamul, yarı mamul ham maddelerin imalatı ve ticareti olarak tarif edilmiştir.
Dava, hukuki niteliği itibariyle TTK.52. maddesi uyarınca ticaret unvanına vaki tecavüzün önlenmesi,… ifadesinin unvandan çıkarılması istemine ilişkindir.
TTK 43. maddesi uyarınca anonim ve limited şirketler işletme konusu gösterilmek ve 46. madde hükümleri saklı kalmak kaydıyla ticaret unvanlarını serbestçe seçebilir.
TTK 45. maddesi uyarınca, bir ticaret unvanına Türkiye’nin herhangi bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş bulunan diğer unvandan ayırdedilmesi için gerekli olduğu takdirde ek yapılır.
Aynı Yasanın 50. vd. maddelerinde, ticaret unvanının korunması düzenlenmiştir. Eldeki dava, TTK 52. maddesi uyarınca ticaret unvanına vaki tecavüzün önlenmesi, silinmesi istemine ilişkindir.
Ticaret ünvanı, tacirin ticari işletmesine ilişkin iş ve işlemlerinde kullandığı addır. Bu tanımdan hareketle ticaret ünvanının işlevi, taciri tanıtma ve onu diğer tacirlerden ayırt etme olduğu söylenebilir.
Ticaret unvanı, ana unsur ve ek unsur olmak üzere iki unsurdan meydana gelir. Ana unsur, ticaret unvanının zorunlu unsurudur; ek unsur ise kural olarak zorunlu değildir. Ticaret unvanı ana unsur yanında ek unsur içeriyorsa bir bütün olarak korunur.
Anonim ve limited şirketlerde ana unsur, işletme konuları ile birlikte şirketin türünü gösteren “limited şirket” “anonim şirket” ibarelerinden oluşur. Ek ise, ticaret unvanının ikincil (yan) unsurudur. Zorunlu olmayıp isteğe bağlıdır. TTK 46/1. maddesi uyarınca, kullanılan eklerin yanıltıcı olmaması gerekir. Ticaret unvanları, eklerle birlikte bir bütün olarak korumaya tabidir. Olayımızda her iki tarafın unvanlarında yer ala ”…” ibaresi, unvanın eki niteliğinde olup, unvanın korunması hükümlerine tabidir.
TTK 52. maddesi uyarınca, ticaret unvanının bir başkası tarafından ticari dürüstlüğe aykırı olarak kullanılması halinde koruma talebinde bulunabilirler. Olayımızda davalının, davacıya ait unvanı dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanıp kullanmadığının, yani davacının unvanına bir tecavüz bulunup bulunmadığının ortaya konulması gerekir.
Kanuna uygun olarak seçilmiş ve kullanılan bir ticaret unvanının kullanılması, sahibi tacir için hem bir hak hem de kanuni bir yükümlülüktür (TTK. m. 50). Gerçekten de kanuna uygun olarak seçilmiş bir ticaret unvanının, Türkiye’nin başka bir yerinde başka bir şirket tarafından seçilmesi ve kullanılması yasaktır. Nitekim, TTK. m. 52/1 bu hakkı açıkça ortaya koymuştur. Buna göre, ticaret unvanının, ticari dürüstlüğe aykırı biçimde, bir başkası tarafından kullanılması halinde hak sahibi, bunun tespitini, yasaklanmasını; haksız kullanılan ticaret unvanı tescil edilmişse kanuna uygun bir şekilde değiştirilmesini veya silinmesini, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, gereğinde araçların ve ilgili malların imhasını ve zarar varsa, kusurun ağırlığına göre maddi ve manevi tazminat isteyebilir, maddi tazminat olarak mahkeme, tecavüz sonucunda mütecavizin elde etmesi mümkün görülen menfaatinin karşılığına da hükmedebilir.
Davacı şirketin ticaret unvanı ” … Ltd Şti”, davalı şirketin ticaret unvanı ise ” …Ticaret Ltd Şti ” şeklinde olduğu görülmektedir. Her iki unvanda şirketin türünü gösteren ibare limited şirketi ifadesidir. Şirketin işletme konularını gösteren ibareler ise, davacının ” Kimya Sanayi ve Dış Ticaret Ltd Şti” şeklinde, davalı şirketin ise ”Kimyevi Maddeler Sanayi ve Dış Ticaret Ltd Şti şeklindedir.”
Davacı şirketin ticaret unvanı ticaret sicil müdürlüğüne 17/07/1996 tarihinde tescil ve ilan edildiğine göre TTK 50. maddesi uyarınca korumayı talep hakkı davacıya aittir. Davalı şirketin ticaret unvanı ise davacının unvanın tescilinden sonra ticaret sicilinde tescil edilmiştir. Davacının ticaret unvanının eki olan …ibaresinden sonra ”KİMYA” ibaresini ek olarak aldığı, KİMYA ibaresinden sonra ”SANAYİ” ibaresinin kullanıldığı, davalının ticaret unvanının eki olan … ibaresinden sonra işletme konusunu gösteren ilk ibarenin ”KİMYEVİ” ibaresi olduğu, Kimyevi ifadesinden sonra unvanın ”Maddeler San ve Dış Ticaret ” şeklinde devam ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı ve davalı şirketin esas sözleşmelerinde, her iki şirketin de kimyevi maddeler ve bu maddelerin her türlü birleşimi, imalatı ve ticareti ile uğraştıkları yer almaktadır.
Davacı ve davalı şirketin ticaret unvanında … ifadesinden sonra yer alan kimya-kimyevi ibaresi şirketin iştigal konusunu belirten bir ifadedir. Bu ifadesinin ticaret unvanında kullanılması TTK sistemi içerisinde bir haktır. Kimya ve Kimyevi ifadeleri birbirinden farklı olup iltibasa mahal verecek nitelikte değildir. Kimya – Kimyevi ifadelerinden sonra zaten her şirketin ticaret unvanındaki ibareler farklı şekilde devam etmektedir. Ayrıca davalının unvanında ayrıca “maddeler” ibaresi de yer almaktadır. İki unvanı ayırdetmeye yeterli ek ve farklılık mevcuttur. Bu durumda davalının, davacının ticaret unvanına tecavüzü söz konusu olmadığı kanaatine varılmıştır.
Açıklanan bu gerekçelerle HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,
5-Karar kesinleştikten sonra dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26/04/2018 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU :HMK 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliği tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.