Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/943 E. 2018/422 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/943
KARAR NO : 2018/422
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/05/2017
NUMARASI : 2014/732- 2017/357 E.K
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı, davalı kurum nezdindeki 8030 numaralı menkul değerler emanet hesabında bulunan … Bankası A.Ş.’ne (TSKB) ait hisse senetlerinin bulunduğunu, bu hisse senetleri için 2009 -2010- 2011 ve 2012 seneleri için ödenen temettü bedellerinin tarafına verilmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için davalı aleyhine İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … ve İstanbul….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyaları üzerinden icra takiplerine girişildiğini, davalının haksız itirazı sonucu takiplerin durduğunu ileri sürerek itirazların iptaliyle icra takiplerinin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı dava ve dava konusu alacağını …’e 27.06.2016 tarihinde devretmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafından aynı konuda İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/604 Esas sayılı dosyasından dava açıldığını ve bu davanın reddine karar verildiğini, kararın temyiz incelemesi aşamasında olduğunu, müvekkili kurum nezdinde davacının 8030 nolu hesap müşterisi olduğunu, 02.07.2012 tarihi öncesinde sermaye artırımlarıyla 17.438,807adet TSKB – E hissesi bulunduğunu, 22.06.2012 tarihinde vermiş olduğu talimat üzerine 02.07.2012 tarihinde söz konusu hissenin TSKB’ye virman yapıldığını, virmanın bir bordroda imza karşılığı davacıya verildiğini, dolayısıyla davacının müvekkilinden temettü alacağının bulunmadığını, daha doğrusu 02.07.2012 tarihinden sonraki söz konusu hisselere ilişkin temettü taleplerinin muhatabının müvekkili aracı kurum olmadığını, davacının hisselere ilişkin 01.05.2009 tarihinden itibaren 02.07.2012 tarihine kadar hesaplanan tüm temettü alacaklarını tahsil ederek 02.07.2012 tarihinde virman ile müvekkil aracı kurumdan TSKB’ye gönderdiğini, dolayısıyla alacak talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama, alınan bilirkişi raporu ve özellikle mahkemenin 2015/443 Esas 2016/289 Karar sayılı kararı doğrultusunda, davacının 103,05 TL alacağının bulunup başkaca bir alacağının bulunmadığının belirlendiği, mahkemenin 2015/443 Esas – 2016/289 Karar sayılı dosyasında, bu alacağa ilişkin kısma kabul kararı verildiği ve dolayısıyla bu miktar daha önceden karara bağlanmış olduğu, davacının bundan başkaca alacağının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine ve koşulları oluşmadığından davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraflar vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
A-Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; somut olayda teknik veya özel bilgi gerektiren bir husus bulunmadığını, buna rağmen Mahkemece resen bilirkişi tayin edilerek bilirkişi raporuna dayalı hüküm verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, raporun gerçek ve somut tespitlere dayanmadığını, davalının alacağın ödendiğini ispatlaması gerektiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
B-Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının ödenmiş alacaklarını tekrardan tahsil için takip başlatmasında ve dava açmasında kötü niyetli olduğunun kabulü gerektiğini, bu nedenle kötü niyet tazminatının reddinin doğru olmadığını, müvekkili lehine takdir olunan vekalet ücretinin eksik hesaplandığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
GEREKÇE
Dava, hisse senedinden dolayı ödenmeyen temettü alacaklarının tahsili için başlatılan icra takiplerine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalı aracı kurum nezdindeki hesabında bulunan .. Bankası A.Ş.’ne (TSKB) ait hisse senetleri için 2009 -2010- 2011 ve 2012 seneleri için davalı kuruma ödenen temettü alacaklarının tahsilini istemiş, davalı davacının talimatı doğrultusunda 02.07.2012 tarihinde söz konusu hissenin ve nakit alacaklarının TSKB’ye virman yapıldığını, davacının temettü alacağının bulunmadığını, virman nedeniyle 2012 dönemine ait temettü alacağının muhatabının kendilerinin olmadığını belirterek davanın reddine savunmuştur.
İlk derece mahkemesince yukarıdaki gerekçe doğrultusunda davanın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı 31.10.2012 tarihli ilamsız icra takip dosyasında, davacının sözkonusu hisse senetlerinin 2009, 2010 ve 2011 dönemlerine ilişkin ödenmeyen bir kısım temettü alacağın tahsili istenmiştir.
Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşen tarafları aynı olan İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/443 Esas – 2016/289 Karar sayılı dosyasında, davacı tarafça TSKB hisse senetleriyle ilgili olarak 2009-2010-2011 yıllarına ilişkin temettü alacağının bir bölümü icra takibine konu edilmiş olduğu görülmüştür. Dolayısıyla kesinleşen davanın işbu davadaki İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu alacak yönünden kesin hüküm teşkil etmemektedir.
Somut olayda, davacının davalı aracı kurum nezdinde bulunan hesabındaki TSKB’ye ait 17.438,807 adet hisse senedini ve nakit mevcudunu 22.06.2012 tarihinde davalı kuruma verdiği yazılı talimatıyla TSKB’nin 5568-5 numaralı kendi adına bulunan hesabına aktarılmasını talep etmiş, talimata uygun olarak davalı tarafça 02.07.2012 tarihinde 1.250,00 TL nakit ile 17.438,807 adet TSKB hissesinin TSKB menkuldeki davacıya ait söz konusu numaralı hesabına transfer edildiği noktasında ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık transfer öncesi sözkonusu hisse senetleri için davacının davalı aracı kurumdan ödenmeyen temettü alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bu bağlamda, İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/443 Esas – 2016/289 Karar sayılı dosyasında, davacının TSKB hisse senetleriyle ilgili olarak 2009-2010-2011 yıllarına ilişkin 103,06 TL ana para ve 15,66 TL faiz olmak üzere toplam 118,72 TL alacağının bulunduğu ve bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 01.06.2017 tarih, 2016/18832 Esas 2017/4462 Karar sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir.
Dosya kapsamında alınan gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporunda da, davacının sözkonusu dönem için ödenmeyen temettü alacağının 103,05 TL olduğu belirlenmiştir. Bu durumda belirlenen bu alacağın daha önceden hüküm altına alınmış olduğu ve bundan başkaca alacağın bulunmadığı tespit edildiği gözetildiğinden ilk derece mahkemesi kararı ve gerekçesi yerindedir.
İşbu davaya konu İstanbul …icra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takip dosyasında ise, davacı tarafça bu kez sözkonusu hisselere ilişkin ödenmeyen 2012 dönemine ilişkin alacağın tahsili istenmiştir.
Ne var ki, temettü ödemesi, temettü ödeme tarihi itibariyle hesabında şirket payı bulunan hesaplara yapıldığından temettü ödemesi bir önceki yılın hesap dönemine ait olduğundan ve davacının 2012 yılı ortasında tüm TSKB-E hisseleri için virman talimatı verip başka aracı kuruma aktardığından, davalıdan 2012 yılı hesap dönemine ait temettü alacağının bulunmadığı belirlenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında ilk derece mahkemesince davanın reddinde isabetsizlik görülmediğinden davacının yerinde görülmeyen tüm istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Davalı vekilinin istinaf sebepleri kötü niyet tazminatı ve vekalet ücretine yöneliktir.
İİK’nun 67. maddesinin ikinci fıkrasında icra inkar tazminatının yanı sıra kötüniyet tazminatı da düzenlenmiştir. Madde hükmüne göre, itirazın iptali davasında takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse alacaklı aleyhine, diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından (05.07.2012 tarihinden sonraki icra takipleriyle ilgili davalarda ise yüzde yirmisinden) aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminata hükmedilir.
İtirazın iptali davasında davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilebilmesi için birtakım şartların gerçekleşmesi gerekmektedir. Bu şartlardan birisi de alacaklının takibinde kötüniyetli olduğunun kanıtlanmasıdır. Alacaklının takibinde kötüniyetli olduğu kanıtlanmadıkça dava reddedilmiş olsa bile, davalı yararına kötüniyet tazminatına hükmedilemez. Alacaklının takibinde kötüniyetli olduğunun ispatı davalıya aittir. Davalı, alacaklının kendisi aleyhine kötüniyetli olarak takibe giriştiğini ispatlamak zorundadır. Bu durumda dosya kapsamı itibariyle, alacaklının icra takibinde haksız ise de, icra takibinde kötü niyetli olduğunun kanıtlanamadığından bu yöndeki istinaf sebebinin reddi gerekmiştir.
Davada, usulüne uygun harçlandırılmış harca esas değer 3.197.186,00 TL olup, dava reddedilmiş olmasına göre, kendisini vekille temsil ettirmiş olan davalı yararına 97.171,86 TL nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken eksik miktara hükmedilmesi doğru değildir.
Açıklanan bu gerekçelerle HMK.353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı tarafın istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK.353/1.b.2. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1. maddesi gereğince esastan reddine,
B-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1.b.2.maddesi uyarınca, ilk derece mahkemesinin kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın reddine,
2-Davalının kötü niyet tazminat talebinin ise yasal koşulları gerçekleşmediğinden reddine,
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 31,40 TL ilam harcının peşin alınan 38.589,70 TL’den düşümü ile geri kalan 38.558,30 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üstünde bırakılmasına,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden, Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 97.171,86 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 85,70 TL’nin Hazineye gelir kaydına,
7-İstinaf kanun yoluna başvuran davalı tarafından yatırılan 31,40 TL peşin istinaf harcının talep halinde davalıya iadesine,
8-Davalı tarafça harcanan 85,70 TL harç giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
9-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
10-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
11-Gerekçeli kararın bir örneğinin Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,
12-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 19/04/2018 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU :HMK 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.