Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/93 E. 2018/488 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/93
KARAR NO : 2018/488
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/10/2016
NUMARASI : 2015/486 Esas – 2016/763 Karar
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, 2010-2011 ve 2012 yıllarına ait kar payı alacaklarının müvekkiline ödenmediğini, bu alacağın tahsili için İstanbul .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalının haksız olarak icra takibine itiraz ettiğini belirterek, davalı tarafın icra takibine yaptığı haksız itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının, davalı şirketin ortağı olduğunu, 2010 yılına ilişkin kar payının … Bankası Ortaköy Şubesine ait 29/11/2011 keşide tarihli 17664 numaralı 7.203,96 TL bedelli çek ile, 2011 yılına ilişkin kar payının …bank Ortaköy Şubesine ait 14/11/2012 keşide tarihli 0305517 numaralı 9.182,22 TL bedelli çek ile, 2012 yılına ilişkin kar payının …Bankası Ortaköy Şubesine ait 16/09/2013 keşide tarihli … numaralı 9.400,21 TL bedelli çek ile davacıya ödendiğini, bu ödemelerin anılan yıllara ilişkin kar dağıtım tablosuna uygun olduğunu belirterek davanın reddine, %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davalı şirketin ödeme iddası kanıtlanmış olmakla sabit olmayan davanın reddine, davalı taraf kötü niyet tazminatı istemişse de yasal koşullar oluşmadığından davalı yararına tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı istinaf başvuru dilekçesinde;
-Ödeme savunmasının dayandırıldığı çeklerin arkalarındaki yazı ve imzaların kime ait olduğunun bilirkişi marifeti ile incelemesi gerektiğini, bu imzaların davacıya ait olmadığını,
-Davalı şirketin, çeklerin müvekkiline teslim edildiğine dair hiçbir belge ibraz edilmediğini, bu çeklerin müvekkilinin ayrı yaşadığı ve boşanma davası devam etmekte olan şirketin diğer ortağı Fikri Varlılar ‘a teslim edildiğini, onun tarafından sahte cirolarla bankadan tahsil edildiğinin mahkeme aşamasında ortaya çıktığını,
-Mahkemece şirketin ödeme iddiasının kanıtladığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasara aykırı olduğunu,
Belirterek, ilk derece mahkemesinin istinaf incelemesine konu kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, hukuki niteliği itibariyle şirket ortağı olan davacının, 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin olup davalı şirketçe dağıtılmasına karar verilen kar payı alacağının tahsili için başlatılmış olan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK m.67 uyanınca iptali ve icra inkar tazminatının tahsili isteğine ilişkindir.
Dosya kapsamına göre; davacının davalı şirketin ortağı olduğu, 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin karın dağıtılmasına şirket genel kurulunca karar verildiği, davacının hisse oranına göre davacıya 2010 yılı için 7.203,96 TL, 2011 yılı için 9.182,22 TL, 2012 yılı için 9.400,21 TL olmak üzere toplam 25.786,39 TL kar payı isabet ettiği hususları ihtilafsızdır.
Davalı taraf davacıya kar paylarını üç adet çek vermek suretiyle ödediğini savunmaktadır. Buna göre, davalı 2010 yılına ilişkin kar payını …bank Ortaköy Şubesine ait 29/11/2011 keşide tarihli, … numaralı, 7.203,96 TL tutarlı çek ile ödediğini; 2011 yılına ilişkin kar payını …bank Ortaköy Şubesine ait 14/11/2012 keşide tarihli, … çek numaralı, 9.182,22 TL tutarlı çek ile ödediğini; 2012 yılı kar payını ise …bank Ortaköy Şubesine ait 16/09/2013 keşide tarihli, .. numaralı, 9.400,21 TL tutarlı çek ile ödediğini savunmuştur.
Davalı taraf ödeme savunmasında bulunmuş olmakla ispat yükü davalı tarafa geçmiş olup, davalı taraf ödeme savunmasını kanıtlamakla yükümlüdür.
İlk derece mahkemesince bu çeklerin örnekleri ve ödeme bilgileri ilgili bankalardan celp edilmiştir. Yapılan incelemede; bu çeklerin tamamının davalı şirket tarafından davacı emrine düzenlendiği, çeklerin arka yüzünde davacının beyaz cirosuyla dava dışı Fikri Varlılar isimli şahsa devredildiği ve her üç çekin bedelinin dava dışı Fikri Varlılar tarafından bankadan tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, bu tahsilatların kendi bilgisi haricinde yapıldığını, ciroların kendisine ait olmadığını, çekleri bankadan tahsil eden Fikri Varlılar’ın eski eşi olduğunu, davalı şirketin geçerli bir ödeme yapmadığını iddia etmiştir.
Davacı bu paraların bankadan tahsil edilmesi ile ilgili olarak İstanbul C.Başsavcılığı nezdinde şikayette bulunmuş, 2016/108408 soruşturma sayılı dosyasından soruşturma açılmıştır. Anılan soruşturma dosyasının bir örneği celp edilmiştir. Davacının Cumhuriyet Başsavcılığındaki 19/09/2016 tarihli ifadesinde; sadece 2012 yılında verilen çekteki ciro imzasının kendisine ait olduğunu, diğer çeklerdeki ciro imzasının kendisine ait olmadığını, 2012 tarihli çekteki imzayı da kendisine şirketten ayrılan bir işçiye ödenmesi gereken bir tazminat ile ilgili olduğu beyan edilerek yanıltma suretiyle aldatıldığını, bu paranın da kendisine ödenmediğini, diğer çeklerdeki imzaların da kendisine ait olmadığını belirtmiştir.
İlk derece mahkemesince, davacının ve tahsilatı yapan şahsın karı koca olduğu ve o tarihte henüz tarafların boşanmadığı gerekçesiyle, herhangi bir imza incelemesi yapılmaksızın davanın reddine karar verilmiş olması isabetsiz bulunmuştur. Çünkü davacı şirket ortağıdır ve davalı şirket kar payını bizzat davacıya veya vekiline yapmakla yükümlüdür. Eşe yapılan ödemeye davacının muvafakat ettiğine dair bir kanıt sunulmamıştır. Bu durumda diğer iki çek arkasındaki ciroların davacıya ait olup olmadığının tespiti önemlidir. Davalı şirket davacının imzasını içeren bir çek tevdi bordosu da sunmamıştır. Bu konuda davacı tarafın istinaf talepleri doğrultusunda duruşma açılarak eksik tahkikatın dairemizce tamamlanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Çek asılları ve örnek imza içeren belgeler celp edilmiş, davacının yazı ve imza örnekleri alınarak adlı tıp kurumundan bu konuda rapor alınmıştır. Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Adli Belge İnceleme Şubesinin 14/03/2018 tarihli raporunda; inceleme konusu olup …bank Ortaköy Şubesinden verilme 13/11/2012 tarihli, 9.182,22 TL tutarlı çekte davacı … adına atılan ciro imzasının davacının eli ürünü olduğu belirlenmiştir. Zaten savcılık ifadesinde davacı bu imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiştir. Bu durumda davacının, ciro imzasının kendisinin kandırılmak suretiyle attırıldığı yönündeki savunmasını kanıtlayamadığı da dikkate alındığında; davacının 2011 yılına ilişkin kar payı tutarı olan 9.182,22 TL’yi bu çekle tahsil ettiğinin kabulü gerekir. Bu kısım için davacının haksız olduğu sonucuna varılmıştır.
Adli tıp raporunda diğer iki çek yönünden yapılan incelemede, Vakıfbank’a ait bu iki çekte davacı adına atılan ciro imzalarının veya yazıların davacının eli ürünü olmadığı tespiti yapılmıştır. Buna göre davalı şirket ödeme amaçlı çekleri davacıya verdiğini kanıtlayamamıştır. Bu çeklerin dava dışı olup davacının eski eşi olan şahıs tarafından tahsil edilmiş olması davalıyı borçtan kurtarmaz.
Ancak; davacı, 2011 yılına ilişkin kar payı alacağını 2012’de tanzim edilen bir adet çek ile tahsil etmiştir. Bu tahsilatı yaparken 2010 yılına ilişkin kar payının ödenmediğine dair herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmemiştir. Bu durumda davacının 2010 yılına ilişkin kar payını da tahsil ettiğinin kabulü gerekir.
2012 yılı kar payı yönünden ise; davacının 2013 tarihli çek ile bu alacağı tahsil ettiğine ilişkin savunma kanıtlanamamış durumdadır. Davacıya, 2012 yılı kar payı yönünden usulüne uygun bir kar payı ödemesinin varlığı kanıtlanamadığına göre, davalının 2012 yılı kar payı olan 9.400,21 TL’yi talep hakkının bulunduğunun kabulü gerekir.
Davacının 2012 yılı kar payı alacağı likit olup davalının itirazı haksız bulunduğundan, kabul edilen tutar üzerinden İİK m.67/2 uyarınca davacı yararına takdiren %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
Davanın reddedilen bölümü yönünden ise; davacının çekle tahsil ettiği açıkça belli olan 2011 yılı kar payı tutarını tekrar icra takibine koymakta kötü niyetli olduğu kanaatine varıldığından, 2011 yılı kar payı olan 9.182,22 TL üzerinden, takdiren % 20 oranında davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmiştir. Redde konu 2010 yılı kar payı için davacının kötü niyeti sabit görülmemiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle; HMK. m.356 uyarınca duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu 2015/486 E.-2016/763 K.sayılı, 20/10/2016 tarihli kararının kaldırılarak davanın esası hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;
1-İİK.’nın 67/1.maddesi uyarınca davanın kısmen kabulü ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün… esas sayılı ilamsız icra takibine davalı tarafça yöneltilmiş olan itirazın kısmen iptaliyle 9.400,21 TL asıl alacağın icra takip tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Yasa’nın 2/2.maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte tahsili için takibin devamına,
2-Fazlaya ilişkin asıl alacakla ilgili itirazın iptali talebinin ve işlemiş faize ilişkin itirazın iptali talebinin reddine,
3-İİK.’nın 67/2.maddesi uyarınca davacı yararına takdiren %20 oranında hesaplanan 1.880,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davanın reddedilen 2011 yılı kâr payı üzerinden hesaplanan 1.836,44 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine
5-Alınması gerekli 642,12 TL harçtan, davacı tarafça yatırılan 579,12 TL harcın mahsubu ile bakiye 63,00 TL harcın davalıdan tahsiline, Hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından dava açılırken yatırılmış olan başvuru harcı ve peşin harç toplamı olan 606,82 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından sarfedilen müzekkere masrafı, posta ve tebligat gideri olmak üzere 477,00 TL ve 685,00 TL Adli Tıp gideri olmak üzere toplam 1.162,00 TL yargılama giderinin, davadaki haklılık oranlarına göre hesaplanan 322,11 TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yatırılan avans harcanmadığından, karar kesinleştiğinde bu avansın davalıya iadesine,
9-Davacı tarafından sarf edilen 108,90 TL istinaf harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
10-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan reddedilen kısım yönünden tarifeye göre hesaplanan 2.941,20 TL nispi avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
11-İstinaf incelemesi birden fazla duruşmalı olarak yapıldığından, reddedilen kısım dikkate alınarak tarifeye göre belirlenen 2.180,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine,
12-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
13-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 356. maddesi uyarınca duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda, davacı asilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, oy birliğiyle ve dava değerine göre kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10.05.2018
KANUN YOLU: HMK. 362/1.a maddeleri uyarınca, dava değeri itibariyle her iki taraf için kesindir.