Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/928 E. 2018/438 K. 26.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/928
KARAR NO : 2018/438
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2017
NUMARASI : 2015/617 2017/424
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı şirketin imtiyaz sözleşmesine istinaden ülke çapında mobil telefon hizmeti sunduklarını, her iki firmanın aynı alanda birbirlerinin rakibi olarak faaliyette bulunduklarını, davalının görsel mecralarda “Türkiye’nin 81 ilinde 2 kat hızlı internet” başlıklı reklamı yayınlamaya başladığını, davalının gerek yazılı ve gerekse görsel mecralarda yayımlanan reklamının TTK.nun 55 maddesi ile 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna aykırı olduğunu, TTK.nun 54.ncü maddesine göre de haksız rekabet sayıldığını, davalının reklamlarında “Türkiye’nin 81 ilinde 2 kat hızlı internet” Şeklinde vaatte bulunduğunu, reklamın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Türkiye’nin 81 İlinde iki kat hızlı internet şeklinde yapılan reklamın karşılaştırma yaptığını, reklam verenlerin reklamlarında yer alan iddiaların doğruluğunu kanıtlamakla yükümlü olduklarını, dava konusu reklamın eksik bilgi içerdiğini, karşılaştırmalı reklamların ölçülebilir, objektif ve doğru ölçülere dayanması gerektiğini, reklamda yapılan mukayesenin yanlış veya yanıltıcı nitelik taşıdığını, Ticari Reklam ve İlanlara ilişkin İlkeler ve Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 11.maddesinde karşılaştırmalı reklamların ve yine Ticari Reklam ve Haksız Ticari Uygulamalar Yönetmeliğinde karşılaştırmalı reklamların ne şekilde olacağının açıkça belirtildiğini, bu tip reklamların aldatıcı ve yanıltıcı olmaması gerektiğini, karşılaştırmalı reklamlarda, karşılaştırılan hususların test, rapor veya belgelerle ispatlanması gerektiğini, reklamın gerçeği yansıtmadığını ve yanıltıcı olduğunu, davalının yanıltıcı reklamından dolayı müvekkilinin zarar gördüğünü belirterek reklamın TTK 56. maddesi gereğince haksız rekabet yarattığının tespiti ile haksız rekabetin menine, müvekkilinin haksız rekabet sebebiyle uğradığı zararların tazmini için fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla 10.000.00 TL maddi tazminatın ve davalının haksız rekabet oluşturan reklamları nedeniyle müvekkilinin uğradığı manevi zararlara karşı 10.000.00 TL de manevi tazminatın hüküm altına alınmasına, ayrıca verilen kararın TTK 59.maddesi kapsamında ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; 6102 Sayılı TTK’nun 60.maddesine göre haksız rekabet davalarının, davaya hakkı olan tarafın bu hakkın doğumunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde bunların doğumdan itibaren üç yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağını, ”Türkiye’nin 81 ilinde iki kat hızlı internet” reklamının 30/06/2013 tarihinden itibaren kullanıldığını, davanın ise 12/06/2015 tarihinde açıldığını, bu sebeple davanın zamanaşımına uğradığını, Türkiye’nin 81 ilinde 2 kat hızlı internet başlıklı reklamın açık hava bilboardlarında, gazete ve dergilerde yayımlandığını, reklamın televizyonda yayınlanmadığını, dava konusu reklam ile Dual Carrier teknolojisinin kullanılarak müvekkilinin hizmet verdiğine dair tanıtım yapıldığını, reklamda doğrudan veya dolaylı olarak davacıyı kötüleyici bir ifade veya görsele yer verilmediğini, yine reklamda diğer operatörler ile karşılaştırma yaratacak nitelikte ifade bulunmadığını, diğer operatörlerin şebekelerinde bulunan HSPA Plus isimli teknolojinin mobil plus ismi ile ifadelendirildiğini, reklamda hızın sadece … tarafından verileceğinin belirtilmediğini, reklamda … tarafından tüketicilere mobil plus teknolojisinin sunulduğunun belirtildiğini, mobil plus isimli teknolojinin …’da karşılığı olduğu algısının oluşturulmaya çalışıldığını, teknoloji üzerinde sahiplik algısı oluşturulmadığını, Reklam Özdenetim Kurulu tarafından verilen kararın davada hukuki bir gerekçe olarak kabul edilemeyeceğini, zira Özdenetim Kurulunun kanunla kurulan bir kurum olmadığını, reklam kurulunun aleyhe bir kararının da bulunmadığını, maddi tazminata hükmedilebilmesi için TTK 56/l-d maddesi gereğince haksız rekabetin tespiti yanında aynı zamanda kusurunda varlığının şart olduğunu, haksız rekabet iddialarını kabul etmemekle birlikte müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacının iddialarının somut gerekçeye dayanmadığını, reklamın sadece internet hızının tanıtımından ibaret olduğunu, doğrudan veya dolaylı olarak kötüleme veya aşağılama bulunmadığından davacının şahsiyet hakkının zedelenmesinden bahsedilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “İddia, savunma, dosya içeriği delil ve belgeler ile alınan bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davalı tarafından görsel mecralarda yayımlanan ”Türkiye’nin 81 ilinde iki kat hızlı internet ” ”mobil plus teknolojisi …’da ” ifadeli reklamının karşılaştırmalı reklam olup, haksız rekabet oluşturduğu, davalı tarafından yapılmış bulunan reklam yayınının davacının da aynı iş faaliyetinde bulunmasından dolayı haksız rekabet oluşturduğu, davalı reklamından ötürü davacının zarar gördüğünü kanıtlayamadığı, manevi tazminatın koşullarının dava konusu olayda gerçekleştiği, TTK 56/e mad. göre manevi tazminat miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınmak sureti ile ve BK 57 madde hükümleri göz önünde bulundurulmak sureti ile, haksız fiilin doğurduğu sonuçların ve davacı üzerindeki etkisinin azaltılması için davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği tespit edilmekle, MK’nun 2.ve 3. mad. hak ve nefaset kuralları dikkate alınarak takdiren 2.000,00TL manevi tazminatın davacı lehine hükmedilmesi gerektiği anlaşılmakla, davalının Türkiye’nin 81 ilinde iki kat hızlı internet-mobil plus teknolojisi …’da ifadeli görsel reklamının haksız rekabet yarattığının tespiti ile haksız rekabetin menine, , davacının maddi tazminat isteminin reddine, 2.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.” gerekçesiyle, davacının davasının kısmen kabulü ile, davalının medya organlarında yayınlanan Türkiye’nin 81 ilinde iki kat hızlı internet-mobil plus teknolojisi …’da ifadeli reklamının haksız rekabet yarattığının tespiti ile haksız rekabetin menine, kanıtlanamayan maddi tazminat isteminin reddine, 2.000,00TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, haksız rekabete ilişkin karar özetinin karar kesinleştiğinde tüm Türkiye’de yayın yapan üç büyük gazetede ilanına karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Müvekkilinin reklam dolayısıyla zarara uğradığının dosya kapsamı ile sübuta erdiğini ancak zarar miktarının tespiti imkansız olduğundan TTK 56.maddesi gereğince maddi tazminat taleplerinin reddinin hukuka aykırı olduğunu,
Yerleşmiş Yargıtay uygulamalarına göre, haksız rekabetin mahkemece kabulü halinde haksız rekabet maruz kalanın zarara uğradığının da kabul edilerek uygun bir tazminata hükmedilmesi gerektiğini, müvekkilinin reklamdan önceki rakamlarla karşılaştırıldığında, reklam sonrası gelirlerinin azaldığını, müvekkilinin mal varlığındaki zararın, müvekkilinin reklamdan önceki ve sonraki abonelerinin taşınıp taşınmadığı hususları incelenerek ortaya çıkarılabileceğini,
Manevi tazminatın koşullarının gerçekleştiği kabul edilmekle birlikte takdir edilen manevi tazminatın adalete uygun olmadığını, az takdir edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Haksız rekabet yarattığı iddia edilen reklam üzerinden iki yıl geçmiş olması sebebiyle davanın TTK 60.maddesi gereğince zamanaşımına uğradığını,
Dava konusu reklam ile Dual Carrier Teknolojisini kullanan müvekkilinin, müşterilerine sunduğu internet hizmetinin tanıtımının amaçlandığını, davacıyı hiçbir şekilde kötüleyici ifade bulunmadığını,
Reklamda, her zaman her koşulda ve her yerde iki kat internet hızının mevcut olduğu şeklinde bir ifadeye yer verilmediğini,
Reklamda, çift taşıyıcı mobil internet açıklamasına yer verilerek, mobil plus konusunda ortalama tüketici nezdinde bilgilendirme yapıldığını ve bu teknolojinin müvekkilinde karşılığı olduğu algısının oluşturulmaya çalışıldığını, teknoloji üzerinde sahiplik algısının kesinlikle yaratılmadığını, bu hızın sadece … tarafından sağlandığına dair bir ifade de kullanılmadığını, diğer operatörlerin ise aynı teknolojiye farklı isimler vererek kullandıklarını,
Hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davalının beyanına göre, ” Türkiye’nin 81 ilinde iki kat hızlı internet” ifadesini içerir reklamın 30/06/2013 tarihinde kullanıldığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından 2014 yılı Ağustos tarihinde Özdenetim Kuruluna başvurularak reklam filminin durdurulması talep edilmiştir. Davacı, davaya konu reklamı 2014/08 ayında öğrendiğini beyan etmiş, dava ise 12/06/2015 tarihinde açılmıştır. TTK 60.maddesi gereğince, aynı yasanın 56.maddesinde yazılı davaların davaya hakkı olan tarafın bu haklarının doğumunu öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve herhalde bunların doğumundan itibaren üç yıl geçmekle zaman aşımına uğrar. Özdenetim Kurulu 20/08/2014 tarihinde, reklamın değiştirilerek yayımlanmasına karar verdiğine göre bu tarihe kadar davaya konu reklamın davalı tarafından kullanıldığı açıktır, bu tarihte davanın açıldığı tarih olan 12/06/2015 tarihine kadar Yasa’da belirlenen bir yıllık zaman aşımı süresi dolmadığından davalının bu konudaki istinafı yerinde değildir.
TTK.nun 55/a-1 maddesinde, ”Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek,
2. Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stoklan, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek,…
5. Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını gerçeğe aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde, başkaları, malları, iş ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer yollardan öne geçirmek.” şeklinde başlıca haksız rekabet halleri sayılmıştır.
20/08/2014 tarihli Reklam Özdenetim Kurulu kararında da mobil plus teknolojisi olarak adlandırılan sistemin, çift taşıyıcılı internet teknolojisini destekleyen cihazlarla birlikte kullanıldığında internet hızını iki katına çıkarma özelliği bulunan bir teknoloji olduğu, reklamda belirtilen hızın bu cihazlarla desteklenmesi halinde geçerli olduğu, iki kat hıza ulaşabilmenin bu cihazlarla internet hizmetinin alınması halinde mümkün olacağı, bu bilginin vaadin bir unsuru olarak reklamda paylaşılması gerektiği ancak paylaşılmadığı, eksik bilgi paylaşıldığı vurgusu yapılmıştır.
Davalı ” Türkiyenin 81 ilinde iki kat hızlı internet” reklamın altında ”mobil plus teknolojisi …’da” ifadesini kullanmıştır. Davalının kullandığı reklam ifadesinin, tüketiciler tarafından Türkiye’nin hangi ilinde olursa olsun iki kat internet bağlantısına kavuşacağı şeklinde algılanacağı ve tüketicinin yanılmasına yol açacağı açıktır. Reklamın altında mesaj olarak dipnot şekilinde verilen ” mobil plus teknolojisi …’da ” ifadesinin bu teknolojinin sadece …’ya ait olduğu algısını yaratarak tüketicileri yanıltacaktır. Böylece davalı, yanlış ve yanıltıcı açıklamalarda bulunarak kendisini ve üçüncü bir kişiyi rekabette öne geçirmek suretiyle bir çok müşteriyi kendisine yöneltmeyi amaçlamıştır. Bunun dışında mobil plus sisteminin çift taşıyıcılı internet teknolojisini destekleyen cihazlarla birlikte kullanılması halinde internet hızının iki katına çıkacağı hususunu da gizlemiştir. Yani internet hızının iki katına çıkabilmesi için uygun cihaz kullanılması gerektiği hususu reklamda yer almamış ve tüketiciler bu konuda bilgilendirilmediğinden yanıltıcı nitelik taşımaktadır.
Bu sebeple ilk derece mahkemesince, haksız rekabetin tespiti ile men’ine yönelik talebin kabulüne dair verilen karar isabetlidir. Bu konuda davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.
Haksız rekabet sebebiyle davacı maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Bilirkişi raporlarına göre, davacının 2013 yılı temmuz ayında net gelirinde düşüş gerçekleşmiş, bu düşüş davacının elde ettiği tüm gelirler genelleme yapılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacı, bu aya ilişkin gelirdeki düşüşün dava konusu reklamdan kaynaklandığını ispatlayamamıştır. Ayrıca reklam dolayısıyla müşterisini kaybettiğini de ispatlayamamıştır. Yani davacı, iddia ettiği zarar ile davalının eylemi arasında illiyet bağı bulunduğunu kanıtlayamamıştır. Bu gerekçe ile, ilk derece mahkemesince davacının maddi tazminat talebinin reddine dair verilen karar da hukuka uygundur. Bu konuda davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Manevi tazminat yönünden ise; davalının reklam filminde geçen ifadelerin tüketicileri yanılttığı, eksik bilgi içerdiği, yanlış, yanıltıcı olduğu, davacının kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle manevi tazminata hükmedilmesi de somut olaya ve dosya içeriğine uygun olduğundan isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Takdir edilen manevi tazminat miktarı yeterli bulunduğundan ve kararın ilalınına da karar verilmiş olması olması dikkate alınarak, davacının bu konudaki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK.m.353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, her iki taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca,her iki taraf vekillerinin istinaf başvuranlarının esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
5-Bakiye 105,22 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,
6-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
7-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,
8-Karar kesinleştikten sonra dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 26/04/2018 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU :HMK 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliği tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.