Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/890 E. 2018/391 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/890
KARAR NO : 2018/391
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/03/2017
NUMARASI : 2015/1008-2017/384 E.K
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkiline aleyhine davalı tarafça bonoya dayalı olarak icra takibine girişildiğini, icra takibine konu bononun müvekkili ile dava dışı … arasında yapılan, davalının emlakçı olarak aracı olduğu aynı bedelli kira kontratının teminatı olarak düzenlenmiş olduğunu, davalının elinde bulunan bononun alacaklı kısmına kendi ismini yazarak müvekkili aleyhine icra takibine konu yaptığını ileri sürerek bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin davacıya vermiş olduğu borç para karşılığında bononun verildiğini belirterek davanın reddine ve %20 kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının teminat iddiasını yazılı delille ispat edemediği, davalıya yemin teklifinde bulunduğu ve fakat davalının usulüne uygun yemin teklifine icabet etmediği gerekçesiyle davanın kabulüne bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %20 oranında davacı lehine tazminata karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; bononun teminat bonosu olmadığını, kıymetli evrakların sebepten mücerret borç senetleri olduğunu, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, İİK’nın 72. maddesi kapsamında açılan menfi tespit davasına ilişkindir.
Davacı, aleyhine icra takibine konu edilen bononu teminat bonosu olup, sonradan doldurulduğunu, bedelsiz olduğunu iddia etmiş, davalı ise davanın reddini savunmuştur.
Öncelikle, davaya konu bono, zorunlu unsurlarından düzenleme yerini içermediğinden bono vasfında olmasa da belgenin davacı tarafından davalıya düzenlenmiş olduğundan ispat yükü bağlamında sonucu etkili görülmemiştir. Bu durumda somut olayda ispat yükü davacı tarafta olup iddiasını yazılı delillerle kanıtlamakla yükümlüdür. Dosya kapsamı itibariyle bononun teminat amaçlı verildiğine ve sonradan doldurulduğuna ilişkin yazılı delil bulunmamaktadır.
Ne var ki, davacı tarafça davalıya iddiaları hususunda yemin teklifinde bulunulmuş ise de davalı asil tarafından usulüne uygun yemin davetine icabet edilmemiştir. Böylece, davalı yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılmıştır.
İİK.’nun 72/5’nci maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, davacının talebi varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2012/19-778 E., 2013/250 K. Sayılı ilamı). Bu nedenle, aracılık ettiği kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın teminatı olarak düzenlenerek kendisine verilen ve teminat amaçlı verildiği işbu dava ile sabit olan bonoya dayanarak davacıya karşı icra takibi başlatan davalının haksız ve kötüniyetli olduğu kanaatine ulaşılarak, davacının talebi üzerine alacağın %20’si oranında tazminata hükmedilmesinde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda, HMK.’nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca, yerinde görülmeyen istinaf sebeplerinin reddi gerekmiş olup, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki karar tesis edilmiştir.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Bakiye 244,99 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın birer örneğinin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
5-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 12/04/2018
KANUN YOLU : HMK.362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.