Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/885 E. 2018/222 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/885
KARAR NO : 2018/222
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/01/2017
NUMARASI : 2015/1054 2017/77
DAVANIN KONUSU : Şirketin Genel Kurul Kararının İptali
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı şirkette %17 oranında pay sahibi olduğunu, davalı şirketin 06/05/2014 tarihinde 2011 ve 2012 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısını yaptığını, gündemin 5.maddesi ile 2011 ve 2012 yıllarında görev yapan yönetim kurulu üyelerinin ibrasına, 6 nolu maddesi ile 2011 ve 2012 yıllarında görev yapan denetçilerin ibrasına, 7 nolu maddesi ile 2011 ve 2012 yıllarına ait kar ve kazanç payının dağıtılmamasına ve 12 nolu maddesi ile şirketin tasfiyesine yönelik karar alındığını, davalı şirketin kurulduğundan itibaren kar payı dağıtmadığını, … A.Ş. isimli başka bir şirket kurulmak suretiyle işlemlerin bu şirket üzerinden yapıldığını, alınan kararların müvekkiline zarar verme amacını taşdığını, dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin şirket menfaatlerine uygun çalışma yapmadığını, yönetim kurulu üyelerinin hakim hissedar tarafından atandığını, davalı şirketin ticari faaliyetinin bulunmadığını, kar elde etmediğini, denetçilerin ileriye yönelik faaliyeti bulunan bir şirket varmış gibi izlenim yaratacak nitelikte rapor düzenlediklerini, yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerin görevlerini yapmadıklarından şirketin kar elde etmesinin beklenemeyeceğini, 12 nolu gündem maddesi ile şirketin tasfiyesine dair karar alındığını, İstanbul 18.ATM’nin 2013/336 esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine haksız rekabete ilişkin dava açılması üzerine müvekkilinin de davalı şirkete karşı dava açtığını, tasfiye kararının amacının davayı neticesiz bırakmaya yönelik olduğunu, kararlara muhalefet ettiklerini belirterek gündemin 5,6,7 ve 12 nolu maddeleri ile alınan kararların butlanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya yanıt vermemiş olup HMK’nın 128.maddesi uyarınca davacının iddialarının reddini istemiş durumdadır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesince; 06/05/2014 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında 49.850 hissenin hazır olduğu, 8.500 olumsuz oya karşılık toplantıya katılan 41.350 oyun kabulü ile yönetim kurulu üyelerinin ibrasına karar verildiği, şirket ana sözleşmesinin 2. maddesi ile şirket ortaklarından … Şirketi, tüzel kişilik olarak yönetim kurulu üyesi olarak belirlendiği, bu şirketi temsilen …’nun yönetim kurulu üyesi olarak belirlendiği, genel kurul toplantısında bu şirketin temsilcisi olarak toplantıya katılan …’nin şirketin yönetim kurulu üyesi olarak diğer yönetim kurulu üyelerinin ibrasına yönelik oy kullandığı, oy hakkından mahrum olan yönetim kurulu üyelerinin oyu dikkate alınmadığında yeterli nisabın sağlanmadığı, bu sebeple 5 nolu kararın iptaline karar verildiği, gündemin 6.maddesi ile denetçilerin ibrasına karar alındığı, alınan kararın ikinci ek raporda belirtildiği gibi kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olmadığı gerekçesiyle 6 nolu gündem maddesine yönelik açılan davanın reddine, gündemin 7.maddesi ile kar payı bulunmadığından dağıtılmamasına karar verildiği, bilirkişi raporlarına göre şirketin 2011 ve 2012 yıllarında herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, şirketin zarar ettiği gerekçesiyle 7 nolu gündem maddesi ile alınan kararın iptaline yönelik talebin reddine, gündemin 12.maddesi ile şirketin tasfiyesine karar alındığı, TTK 529/1-d. maddesinde anonim şirketin aynı yasanın 421/3-4 fıkralarına uygun olarak alınacak genel kurul kararı ile sona erdirilebileceği, maddenin 3.fıkrasına göre sermayenin en az %75’ini oluşturan pay sahiplerinin olumlu oyuyla karar alındığı gerekçesiyle gündemin 12.maddesi ile alınan kararın iptaline dair talebin reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Dosyada aldırılan bilirkişi raporlarının HMK 267. maddesine aykırı olduğunu, denetçilerin ibrası ile şirketin tasfiyesine ilişkin 6 ve 12 nolu genel kurul kararlarının birbiriyle sıkı bağ içinde olduğunu, 2011-2012 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısının 2014 yılında gerçekleştirilerek tasfiye kararı alındığını, bu durumun TTK 409. maddesine aykırılık teşkil ettiğini,
2013 yılında müvekkili tarafından davalı şirket aleyhine İstanbul 18.ATM’nde haksız rekabet davası açıldığını,
Müvekkilinin muhalefet şerhi koyduğu kararların hepsinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu,
Denetçilerin ibra edilebilmesi için, ibra görüşmeleri esnasında var olan zararların ve bunların sebeplerinin açıkça hissedarlara sunulması gerektiğini, tüm bu hususların atlanıldığını,
Şirketin kar -zarar durumu tespit edilmeden tasfiye kararı alınamayacağını, şirketin tasfiyesine dair kararın dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil ettiğini,
7 nolu gündem maddesine dair mahkeme kararının gerekçesinin doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibariyle TTK’nın 445 vd. maddeleri uyarınca, anonim şirket genel kurul kararlarının iptali isteğine ilişkindir. Davalı şirket 06/05/2014 tarihinde 2011-2012 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısını yapmıştır. Davacı bu toplantıda alınan 5,6,7 ve 12 nolu kararların iptalini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesi, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına yönelik 5 nolu kararın iptaline, gündemin 6-7 ve 12 nolu maddesi ile alınan kararlara yönelik iptal talebinin ise reddine karar vermiştir.
İptaline karar verilen 5 numaralı kararla ilgili bir istinaf talebi bulunmadığından, istinaf incelemesi 6-7 ve 12 gündem madde numaralı kararlar yönünden yapılmıştır.
06/05/2014 tarihli olağan genel kurul toplantısında tüm gündem maddeleri görüşüldükten sonra davacıyı temsilen toplantıya katılan vekil, muhalefet şerhli başlıklı bölümde beyanını tutanağa geçirmiştir. ”Muhalefet şerhi” başlıklı bölümde davacı vekili, şirketin yönetim kurulu üyelerinin TTK 396/1.maddesi gereğince genel kuruldan izin almaksızın şirket ile aynı konuda faaliyet gösteren. … A.Ş. ‘de yönetim kurulu üyesi olarak görev aldıklarını, hali hazırdaki yönetim kurulu üyesi olan…nin TTK 396/1-2.maddesi gereğince diğer yönetim kurulu üyelerine karşı şirketin ve ortaklarının maddi ve manevi menfaatlerini koruması için ilgili ticaret mahkemesi nezdinde girişimlerde bulunmasını, ayrıca İstanbul 18 ATM’nin 2013/336 esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine devam eden tazminat davasının sona erdirilmesini talep etmiştir.
Genel Kurul kararlarına karşı iptal davası açılabilmesi için, iptali istenen karara olumsuz oy vermenin dışında, 6102 sayılı TTK’nın 446. maddesi gereğince, muhalefet şerhinin de tutanağa geçirilmesi gerekmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 446. maddesi genel kurul kararlarının iptalinin şartlarını ve usulünü düzenlemiş olup, anılan maddede toplantıda hazır bulunup karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirten pay sahibinin iptal davası açabileceği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı ortak genel kurulda kendisini vekil ile temsil ettirmiştir. Vekil, iptali istenen genel kural kararlarına karşı olumsuz oy vermesine rağmen, kararlara muhalif kaldığına ilişkin gerekçesini usulüne uygun tutanağa geçirmemiştir. Beyanında, TTK 396. maddesine aykırı bir şekilde başka bir şirketin yönetim kurulunda üye olarak görev yapan şirketin diğer yönetim kurulu üyeleri aleyhine tazminat davası açılması ve müvekkili aleyhine davalı şirket tarafından açılan davanın düşürülmesi talep edilmiştir. Açıkça hangi kararlara, hangi gerekçelerle muhalif olduğunu ifade etmemiştir. Bu beyan yukarıda ifade edildiği gibi TTK 446. maddesi gereğince muhalefet şerhi olarak yorumlanamaz.
Bu durumda, istinafa konu genel kurul gündem maddeleriyle alınan kararlar yönünden, davacı vekilince ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
İlk derece mahkemesinin, 6,7 ve 12 nolu gündem maddeleri ile alınan kararlarının iptaline yönelik taleplerin dava şartı yokluğundan reddine karar vermesi gerekirken farklı gerekçelerle verdiği red kararı vermesi isabetli olmamıştır. Mahkeme, dava şartını gözetmeden esası inceleyerek karar vermiştir. Dava şartları kamu düzenine ilişkin olup HMK’nın 355.maddesi uyarınca resen dikkate alınır.
Bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 355 ve 353/1.b.2. maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, istinafa konu konu ilk derece mahkemesi kararının resen düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddine,
B) HMK’nın 355 ve 353/1.b.2.maddeleri uyarınca ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, bu doğrultuda;
1-Davacının davasının TTK’nın 445 vd.maddeleri uyarınca KISMEN KABULÜ ile;
a) Davalı şirketin 06/05/2014 tarihli 2011-2012 yıllarına ait olağan genel kurul toplantısında gündemin 5 nolu maddesi ile alınan, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına yönelik kararın iptaline,
b) Gündemin 6,7 ve 12 nolu maddeleri ile alınan kararların iptaline yönelik talebin ise dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
2-Alınması gerekli 31,40 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,20 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafın yapılan toplam 2.129,10 TL yargılama giderinden tarafların davadaki haklılık oranına göre %25’i olan 532,27 TL’lik bölümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin takdiren kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ ne göre hesaplanan 1.980,00.-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T’ne göre hesaplanan 1.980,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadasine,
8-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
9-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
10-Duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verildiğinden davalı yararına istinaf yargılaması için ayrıca vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
11-Gerekçeli kararın Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,
12-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.1-2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 08/03/2018 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU:HMK 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açıktır.