Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/406 E. 2018/755 K. 13.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/406
KARAR NO : 2018/755
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/04/2017
NUMARASI : 2013/6 2017/293
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Eşya taşıma sözleşmesinden doğan navlun alacağının tahsili istemiyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itiraz üzerine, itirazın iptali istemiyle açılan davada, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda gereği düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra dosyası ile davalı aleyhine faturaya dayalı icra takibi yaptıklarını, davalı borçlu icra müdürlüğünün yetkisine ve borca itiraz ettiğini, icra hukuk mahkemesinde itirazın kaldırılmasını talep ettiklerini ve icra hukuk mahkemesi borçluların yetki itirazını kabul etmeyerek takibin devamına karar verdiğini, davalı borçlu, borcunun bir kısmını ödediğini, bakiye kısmına yönelik itirazlarını tekrarladığını, müvekkilinin davalıya taşıma hizmeti verdiğini, buna ilişkin irsaliyeli fatura kestiğini, davalının faturalara itirazının olmadığını, böylece müvekkilinin faturada yazılan hizmetleri verdiğinin subata erdiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili ile davacı arasında, müvekkiline ait taze ve dondurulmuş deniz mahsullerinin nakli ile müşterilere ulaştırılması konusunda 25/06/2009 tarihli ürün, parsiyel, dağıtım hizmetleri sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye göre davacının taşıma, depolama ve nakliyeye ilişkin tüm tedbirleri alması gerektiğini, gıda ürünü olması nedeniyle raf ömründe yaşanacak kayıp ve maddi zarardan dolayı davacının sorumlu olduğunu, daha önce meydana gelen maddi zararların müvekkili tarafından faturalandırıldığını ve bu faturaların davacı tarafından kabul edildiğini, bu konuda bir ihtilaf çıkmadığını, buna rağmen 2011 yılında gerçekleştirilen ürün dağıtımlarında, davacının hatası ve tedbirsizliği nedeniyle ürünlerin muhataplarına ulaşmadığını, kısaca meydana gelen zararın tanzimi için düzenlenen 16 adet faturanın davacı tarafça kabul edilmediğini ve fatura bedellerinin ödenmediğini, ürünlerin, muhataplarına ulaştırılması için müvekkili tarafından davacıya teslim edildiğini, ancak davacının sözleşmeye uygun olarak ürünleri sağlıklı ve gerekli koşullarda muhafaza etmediği gibi bazı ürünleri de müşterilere teslim etmediğini, müşterileri tarafından iade faturaları kesildiğini, 16 adet fatura tutarının 24.653,34 TL olmasına rağmen davacının kendilerini borçlandırdığını, davacının bu konuda ihtarname gönderdiğini, ihtarnameye cevap verdiklerini, bunun üzerine davacı tarafından müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, bu sebeple icra takibine itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin ticari defterlerine göre, davacının alacaklı gözüktüğü miktar kadar ödeme yaptıklarını belirterek davacının davasının reddi ile davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin istinafa konu kararında; TTK 83/2.ve 6100 Sayılı Yasa’nın 222. maddesi gereğince, ticari defterlerin delil olarak kabul edilebilmesi için kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun tutulmuş olmaları ve birbirlerini doğrulamalarının şart olduğunu, açılış ve kapanış tasdikleri bulunmayan, kayıtları birbirini doğrulamayan defterlerin sahibi aleyhine delil teşkil edeceği, ayrıca bir tarafın açıkça, diğer tarafın defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtmiş olması durumunda diğer tarafın defterini ibrazdan kaçınması halinde iddiasını ispat etmiş sayılacağı, somut olayda, davacı tarafından icra takibine konu edilen faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, böylece yapılan taşımaların tam ve eksiksiz yerine getirildiğine karine teşkil ettiği, bunun aksinin davalı tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle itirazın iptali ile takibin 24.653,34 TL üzerinden devamına, davalının inkar tazminatına mahkum edilmesine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin ise reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Taraflar arasında 2009 yılında taşıma sözleşmesi yapıldığını, davacı kendi araç ve çalışanları ile müvekkilinin deposundan aldığı gıda ürünlerini Türkiye’nin dört bir yanındaki müşterilerine dağıttığını, dağıtılan ürünün gıda ürünü olması sebebiyle belli derecede taşınması gerektiğini, davacı, taşımayı gereği gibi yapmadığını, müşterilerin ürünleri iade ettiğini, bu sebeple davacıya iade faturaları kestiklerini, bu ana kadar taraflar arasında bir ihtilaf olmadığını,
2011 yılından sonra bazı ürünlerin müşteriler tarafından iade edildiğini, bazı ürünlerin müşterilere teslim edilmediğini, bazı ürünlerin ise müşteriler tarafından bozulması sebebiyle teslim alınmadığını, bu konuda davacının bilgilendirildiğini, yukarıda belirtilen konularda davacıya 16 adet iade faturası kestiklerini, faturaların davacı tarafından kayıtlarına işlenmediğini,
Bu sebeple davacının öncelikle taşıma hizmetini usulüne uygun verdiğini ispat külfeti altında olduğunu, davacının edimlerini hiç veya gereği gibi yerine getirmediğine dair dosyada 7 adet tutanak bulunduğunu, bu tutanakların hiçbirinin mahkemece değerlendirilmediğini, taraflar arasındaki e mail yazışmalarının da mahkemece değerlendirilmediğini, sadece davacı faturalarının müvekkili defterlerine kayıtlı olması esas alınarak hüküm kurulduğunu, davacı faturalarının müvekkili defterlerine kayıtlı olmasının, davacının hizmetini gereği gibi ifa ettiği anlamını taşımayacağını belirterek dosyadaki tutanaklar ve e mail yazışmalarının göz önüne alınarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Taraflar arasında 25/06/2009 tarihli ürün parsiyel dağım hizmetleri sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı, sözleşme kapsamında davalının ürünlerini ülkenin belli bölgelerindeki müşterilerine dağıtma işini üstlenmiştir. Dağıtılan ürünlerin gıda ürünü olması sebebiyle belli şartlarda dağıtılması öngörülmüştür.
Davacı, davalının aldığı hizmet bedelini ödemediği gerekçesiyle davalı aleyhine bir kısım faturalara istinaden 32.020,54 TL üzerinden icra takibi yapmış, davalı borçlunun kısmen itirazı üzerine takibin durmasına karar verilmiştir. Dava, bu kapsamda İİK 67.maddesi gereğince açılan itirazın iptali davasıdır.
Yapılan yargılama sonunda davanın 24.653,34 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir.
HMK.m.355 uyarınca, istinaf incelemesi, ileri sürülen istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Davacının navlun faturalarının davalıya tebliğ edildiği ve davalı defterlerine işlendiği konusunda ihtilaf yoktur. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının kendi edimini, yani taşıma edimini sözleşmeye uygun olarak yerine getirip getirmediği noktasında toplanmaktadır. Davalı, davacı tarafından yapılan bazı taşımalarda, ürünlerde bozulma olduğunu, bazı ürünlerin hiç teslim edilmediğini, bazı ürünlerin taşımadaki gecikemeler ve buna bağlı bozulmalar ve son kullanma tarihlerinin geçmesi nedeniyle müşteriler tarafından iade edildiğini, bu mallar için davacıya hasar faturalarının kesildiğini ve davacının alacağından düşüldüğünü savunmaktadır.
Davalının istinafı ve talebi üzerine, ilk derece mahkemesince yapılan tahkikat işlemleri yeterli görülmediğinden Dairemizce duruşma açılmış, dosyada bulunan hasar tespit tutanakları, iade faturaları ve tarafların ticari defterlerindeki kayıtları değerlendirilerek, iade faturaları içerikleri ile tespit tutanaklarının karşılaştırılmak suretiyle davalının mahsup iddiasının yerinde olup olmadığı ve bu durumda davacının gerçek alacağının ne kadar olduğu konusunda bilirkişiden rapor alınmıştır.
Dosyada, davacının sürücüsünün katılımıyla düzenlenmiş olan hasar tespit tutanakları mevcuttur. Ayrıca taraflar arasında yapılan e posta yazışmaları mevcuttur.
Bilirkişi heyeti, davacının davalıdan 8.487,14 TL alacaklı olduğunu, davalı tarafından yapılan ödeme düşüldüğünde davacının davalıdan dosya kapsamında 1.119,95 TL alacaklı olduğunu belirtmişlerdir. Bilirkişiler, davalı tarafından düzenlenen iade faturaları ile tutanaklar ve dosyada bulunan e mail yazışmalarını değerlendirerek, davacının iade faturaları kapsamında toplamda 23.533,40 TL davalıya ödemesi gerektiği görüşünden hareketle bu sonuca varmışlardır.
Hasar faturalarının davacının alacağından düşülebilmesi için hasarın ve ihbarın kanıtlanması gerekir. Bu konuda bilirkişi kurulu, her bir hasar faturasını ayrı ayrı değerlendirerek sonuca gitmiştir. Faturaların, şoförün katılımıyla düzenlemiş olan hasar tespit tutanaklarıyla kısmen uyumlu olduğu, ayrıca,e posta yazışma içeriklerine göre gerekli ihbarların yapıldığı tespit edilmiştir. Bilirkişinin yaptığı tespitler genel olarak yerinde görülmekle birlikte, davalının iki adet faturasının davacı alacağından düşülmesi gerektiği konusundaki tespite Dairemiz katılmamıştır. Bu iki fatura incelendiğinde;
Davalı tarafından düzenlenen 616436 seri nolu 1.308,79 TL bedelli iade faturasında belirtilen hizmetin davacı tarafından ayıplı verildiğine dair bir delil bulunmamaktadır. Sadece davalının müşterisi Migros firması tarafından davalı şirkete gönderilen e mail üzerine bu iade faturası davalı tarafından düzenlenmiştir. Migros firmasına teslim edilen malların ayıplı olduğuna dair davacının imzasını taşıyan bir belge bulunmadığı gibi dosya içeriğinde bu konuda davalıdan davacıya gönderilen bir mail de bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu fatura bedelinin davacının alacağından düşülmemesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Yine 614869 sıra nolu 7.463,32 TL bedelli iade faturasında belirtilen hizmetin davacı tarafından eksik ve ayıplı verildiğine dair dosyada bir delil bulunmamaktadır. Bu sebeple bu fatura bedelinin davacı alacağından düşülmemesi gerekir..
Bilirkişi raporundaki tespitlere göre, davacının alacağından düşülmesi gerektiği belirtilen 23.533,40 TL’lik iade faturası tutarından, yukarıda değerlendirilen iki adet fatura bedeli ( 7.463,32 + 1.308,79 = 8.772,11 TL) düşüldüğünde 14.761,29 TL’lik iade fatura bedeli kadar davalı davacıdan alacaklı olacaktır ve bu miktarın davacının toplam alacağı olan 32.020,54 TL’den düşülmesi gerekir. Dolayısıyla takip tarihi itibariyle davacı, davalıdan 17.559,25 TL alacaklıdır. Davalının yapmış olduğu 7.367,19 TL ödeme de düşüldüğünde davacının davalıdan 9.829,06 TL alacaklı olduğu sübuta ermiştir. Davalının yaptığı itirazın bu miktar üzerinden iptali ile takibin devamına karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince farklı değerlendirme yapılarak sonuca gidilmiş olması isabetsiz bunmuş, davacının istinaf başvurusu bu yönden yerinde görülmüştür.
Davacının alacağı, cari hesabın tümü ve dosyaya sunulan tutanak ve yazışmalar değerlendirilmek suretiyle yargılama sonucu belirlendiğinden likit sayılamayacağı anlaşılmakla, davacının inkar tazminatı talebinin reddine, davanın reddedilen bölümü için ise, davacının kötü niyeti sabit görülmediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmelidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın kısmen kabulü ile Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı ilamsız icra takibine davalı tarafça yöneltilmiş olan itirazın İİK.’nın 67/1.maddesi uyarınca kısmen iptali ile 9.892,06 TL asıl alacağın icra takip tarihinden itibaren işleyecek ve 3095 sayılı Yasa’nın 2/2.maddesi uyarınca avans esasına göre hesaplanacak temerrüt faiziyle birlikte tahsili için takibin devamına,
2-Fazlaya ilişkin itirazın iptali talebinin reddine,
3-Davacının alacağı cari hesabın tümü ve sunulan tutanak ve yazışmalar değerlendirilmek suretiyle yargılama sonucu belirlendiğinden, likit sayılamayacağından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Davanın reddedilen bölümü için davacının kötü niyeti sabit görülmediğinden, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair;
5-Alınması gerekli 675,72 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 287,40TL harcının mahsubu ile bakiye 388,32 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından ödenen 24,30TL başvurma harcı, 287,40 TL Peşin harç olmak üzere toplam 311,70 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 9 tebligat ve posta gideri 230,20 TL, bilirkişi ücreti 4.250,00 TL olmak üzere toplam 4.480,20 TL yargılama giderinin, davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.691,27TL’lik bölümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen 2.180,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
10-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avanslarının ilgilisine iadesine,
11-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan harçların, kararımızın mahiyetine göre Hazineye gelir kaydına,
12-İstinaf kanun yoluna başvuran davalının istinaf başvurusunun reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan bakiye 390,00 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye kaydına,
13- Davalı tarafından istinaf aşamasında sarfedilen davetiye ve dosya gönderme masrafı 166,80 TL, 2,250 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.416,80 TL yargılama giderinin davadaki haklılık oranlarına göre hesaplanan 1.510,50 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
14-İstinaf yargılamasında davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve birden fazla duruşma yapıldığından AAÜT.’ne göre belirlenen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
15-İstinaf yargılamasında davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden ve birden fazla duruşma yapıldığından AAÜT.’ne göre belirlenen 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
16-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine,
17-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, oybirliğiyle ve kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen açıklandı.12/07/2018