Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/1085 E. 2018/133 K. 16.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1085
KARAR NO : 2018/133
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :
NUMARASI : 2017/592
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Alım Satım)
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin Hollanda Kanunlarına göre kurulmuş ve Türkiye’de faaliyet gösteren ..A.Ş.’nin ortaklarından biri olduğunu, . … A.Ş.’nin bir kısım paylarının müvekkiline satışı konusunda davalı şirket ile pay alım ve satım sözleşmesi akdedildiğini, davalı …’ın ise payları satışa konu olan şirketin ortaklarından olduğunu, 30/11/2016 tarihli sözleşme ile . .. A.Ş.’nin A grubu %18 payına isabet eden 15.624 adet payın müvekkiline satışı ve devrinin taahhüt edildiğini, sözleşmenin 4. maddesinde, satışa konu payların bedellerinin ne şekilde ödeneceğinin belirlendiğini, sözleşmenin 4.1. maddesi gereğince şirketin finansal borçlarının artması veya mevcut borçların eski ortaklarca ödenmemesi halinde satışa konu şirketin değerinin tekrar hesaplanacağını ve alıcının sorumluluğunun azaltılacağını, müvekkilinin satış bedelinin bir kısmını sözleşme ile belirlenen tarihlerde, kalan 2.000.000 USD için ise 3 adet çek verdiğini, buna rağmen davalının, satışa konu şirketin kamu borcu olmak üzere bir çok borçlarını ödemediğini, görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, şirkete ait gayrimenkul üzerine haciz şerhi işlendiğini, çeklerin şirket ortağı …’ya ciro edildiğini, şirketin borçları ile ilgili gerçeğe aykırı beyanda bulunulduğunu belirterek şirketin değerinin yeniden tespiti ile alacakları varsa bunun davalıdan tahsiline, şirketin borçları ve bilançosu dikkate alındığında müvekkilinin yüksek miktarda alacaklı konumda olduğunu, davalı şirketin yabancı olması sebebiyle alacaklarını tahsil imkanlarının zayıf olduğunu, bu sebeple davanın sonuçsuz kalmaması için dava konusu çekin ciro edilmesinin engellenmesine ya da ihtiyati hacze ve icra takibine konu edilmemesinin yasaklanmasına, dava sonuna kadar tahsilinin tedbiren durdurulmasına, ayrıca alacaklarının tahsilini teminen davalı şirketin .. .. A.Ş.’de kalan diğer paylarının devrinin engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İlk derece mahkemesi 29/06/2017 tarihli ek kararı ile, 446… 64 seri nolu 2.340.000 TL bedelli bir adet çekin davanın tarafları açısından geçerli olmak üzere %40 oranında teminat yatırılması halinde icra takibine konu edilmemesi, bankaya ibrazı halinde ödenmemesi konusunda İİK 72/2.maddesi gereğince tedbir kararı vermiştir.
Davalı … … B V.vekili cevap ve ihtiyati tedbire yönelik itiraz dilekçesi ile; müvekkili şirketin sözleşme hükümlerini ihlal etmediğini, sözleşmede belirlenen borçların ödenmesi için tarih belirtilmediğini, müvekkili şirketin sözleşmenin kurulma aşamasında hiçbir kusurlu davranışının bulunmadığını, şirket hisselerinin değer kaybetmediğini, aksine değerinin arttığını belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap ve ihtiyati tedbire yönelik itiraz dilekçesi ile: tedbire konu çekin diğer davalı tarafından bağımsız bir ilişkiye dayanılarak müvekkiline ciro edildiğini, bu sebeple müvekkili açısından tedbirin kaldırılmasını talep ettiklerini, müvekkilinin alacağının taraflar arasındaki ihtilaftan bağımsız olduğunu, şahsi defilerin müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini belirterek, ihtiyati tedbirin kaldırılarak davanın müvekkili açısından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN İTİRAZ HAKKINDA VERDİĞİ KARAR
Davalıların tedbir kararına itirazları üzerine, itirazın duruşmalı olarak incelenmesine karar verilmiş, 05/10/2017 tarihli duruşmada verilen ek kararda, itiraz edenlerin itirazlarının, hisse devir sözleşmesinde şirketin finansal borçlarının arttığı veya şirketin başkaca borcunun ortaya çıktığı veya mevcut borçların eski ortaklar tarafından ödenmediği taktirde hisseleri satılan AŞ’nin değerinin tekrar hesaplanacağı ve alıcının yükümlülüğünün azaltılacağı, borcun tamamı ödenmiş ise geri ödeneceği, davacı tarafından sözleşmenin 4.1. maddesi uyarınca yapılan hesaplamaya göre fazla ödeme yapıldığı, bu nedenle davacı bu çek yönünden borçlu bulunmadıklarının tespitini talep ettiği, İİK 72/2. maddesi gereğince icra takibinden önce menfi tespit davasına bakan mahkemenin teminat karşılığı takibin durdurulmasına tedbiren karar verebileceği, bu aşamada taraflar arasındaki hisse bedeli sözleşmesinin 4.maddesine uygun olarak borcun yeniden belirlenip davacının borcunun ve ödeme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, varsa miktarın ne kadar olduğu yargılama sonucu belirleneceğinden verilen tedbir kararına yönelik davalı şirketin yaptığı itirazın bu sebeple reddine,
Diğer davalı gerçek kişinin ise dava dışı hisseleri satılan şirketin eski yönetim kurulu üyesi ve şirketin yetkilileri arasında yer aldığı, bu davalının, davacı ile diğer davalı arasındaki satış sözleşmesini ve satış sözleşmesinin şartlarını, satış işlemlerini bilebilecek durumda olduğunun ispat edilmesi halinde şahsi defilerin bu davalıya karşı da ileri sürülebileceği gerekçesiyle bu davalının itirazının da bu sebeple reddine karar vermiştir.
Bu karara karşı davalı … vekili ile davalı şirket vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Müvekkilinin alacağının dava konusu ihtilaftan bağımsız olup müvekkilinin sorumluğuna gidilemeyeceğini, müvekkilinin iyi niyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, pay satış sözleşmesine taraf olmadığını, satışa konu şirketlerin ortaklarından birisi olması sonucu müvekkilinin taraf olarak gösterildiğini, bu sebeple müvekkili aleyhine tedbir kararı verilemeyeceğini,
Davacının müvekkilinden önce cirantalara karşı sahip olduğu kişisel defileri müvekkiline karşı ileri süremeyeceğini belirterek, itirazın reddine dair kararın kaldırılarak itirazın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Müvekkilinin sözleşmede belirlenen tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve hisseleri devrettiğini, buna rağmen davacının taahhüdüne aykırı davranarak sözleşmeye göre ifa etmesi gereken borcunu ifadan kaçındığını,
Davacının 30/11/2016 tarihli pay alım ve satım sözleşmesi ile şirkete ortak olduğunu, müvekkilinin sözleşmenin kurulması esnasında hiçbir kusurlu davranışının bulunmadığını, banka borcunun ve taşınmaz üzerindeki takyidatların tamamı doğru bir şekilde beyan edildiğini,
Davacının hisse bedeli tenziline dayanak yaptığı taşınmazın ihalesinin feshedildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin itirazın reddine dair kararının kararının kaldırılmasını ve itirazın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı ile davalı şirket arasında dava dışı …A.Ş.’ye ait bir kısım payların satışı konusunda sözleşme akdedilmiştir. Sözleşmede, şirketin borçlarının ödenmemesi veya belirlenenden daha fazla borcunun çıkması, bu borcun şirketin eski ortakları tarafından ödenmemesi halinde satış bedelinin yeniden güncelleneceği kararlaştırılmıştır. Davacı satış bedelinin bir kısmını sözleşmenin belirlenen tarihlerde ödediğini, bakiye bedel için çek verdiğini beyan ederek 30/06/2017 tarihli çek yönünden borçlu olmadığının tespiti ile tedbir kararı talep etmiştir.
Davaya konu çekin davacı ile davalı şirket arasında imzalanan sözleşme kapsamında düzenlendiği konusunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı, sözleşmede belirlenen miktardan daha fazla borç çıktığını, bunun eski ortaklar tarafından ödenmediğini iddia ederek iş bu davayı açtığına göre, sözleşme gereğince düzenlenerek davalı şirkete verilen bu çekten dolayı ilk derece mahkemesince verilen tedbir kararı isabetlidir.
Davalılardan …, . .. A.Ş.’nin eski yönetim kurulu üyesidir. 30/11/2016 tarihli pay alım satım sözleşmesi altında onay verenler kısmında … A.Ş.’i ibaresinin bulunduğu alanda …’ın imzası bulunmaktadır. İlk derece mahkemesi %40 oranında teminat alarak tedbir kararı vermiştir. Davalının elinde olduğu belirlenen çekin içerdiği bedel ve davalının şirketin eski ortağı ve müdürü olması karşısında davalının bu işlemleri bilebilecek durumda olduğunun ispatı halinde şahsi defilerin bu davalıya karşı ileri sürülebileceği yönündeki ilk derece mahkemesi kararındaki gerekçe yerinde olup her iki davalının da istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalılar tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına,
3-Davalılar tarafından yapılan istinaf başvuru giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın ilk derece mahkemesince taraf vekillerine tebliğine dair;
HMK’nın 353/1.b.1. Maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.16/02/2018
KANUN YOLU : HMK.’nın 362/1.f.maddesi uyarınca karar kesindir.