Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/1083 E. 2018/499 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1083
KARAR NO : 2018/499
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/05/2017
NUMARASI : 2016/125- 2017/345 E.K
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI
Davacı vekili, tarafların kardeş olup, dava dışı ….Ltd Şti’nde %50’şer oranında hissedar olduklarını, davalının hissesini 11.02.2014 tarihli noter hisse devir sözleşmesi ile müvekkiline devrettiğini, hisse devrinden önce biraraya gelen tarafların 21.08.2013 tarihini baz alarak bu tarihten geriye dönük hesap gördüklerini ve buna göre, davalının müvekkiline 76.172,00 TL borçlu olduğunun kabul ettiğini, bu bedel dışında tarafların birbirlerini geriye dönük olarak ibra ettiklerini, bunun akabinde aynı gün noterde hisse devrinin gerçekleştiğini, ancak davalının kabul ettiği borcunu müvekkiline ödemediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin yetkiye ve borca itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin ikametgahı Bakırköy’de olup icra takibinin ve davanın yetkisiz yerde açıldığını, müvekkilinin hisse devri başta olmak üzere sözleşmedeki diğer yükümlülüklerini yerine getirdiği gibi dava konusu borcu da ödediğini, nitekim anılan sözleşmeyi müteakip yine taraflarca akdedilen noter tasdikli aynı tarihli sözleşmenin 2/a bendinde, sözkonusu hesaplaşmadan kaynaklanan dava konusu alacakla ilgili olarak tarafların birbirlerini ibra ettiğini, davacının sözleşmedeki diğer yükümlülüklerini yerine getirmediğinden anılan hisse devrinin iptali talepli açılan davanın İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1434 Esas sayılı dosyasında derdest olduğunu belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, icra dairesinin ve mahkemenin yetkisine yönelik itirazın yerinde olmadığı, ibranın hesap tarihinden geriye dönük bölüm için olduğu, davalının kabul ve ikrar ettiği 76.172,00 TL borcun sözleşme tarihi olan 11.02.2014 tarihinden sonra ödendiğine dair belge ibraz edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; ibra savunmasına dayanak belgenin noter tasdikli taraflarca düzenlenmiş olan 11.02.2014 tarihli sözleşmenin 2/a bendine dayandığını, bu bent uyarınca tarafların dava konusu borç yönünden birbirlerini karşılıklı olarak ibra ettiklerini, borcun ödenmediğinin kabulü halinde davacının sözleşmedeki diğer edimlerini yerine getirmediğinden müvekkilinden edimin ifasını talep edemeyeceğini, bu husustaki savunmanın değerlendirilmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Davacı, davalı ile birlikte dava dışı .Ltd Şti’nin eşit hissedarı olduklarını, taraflarca düzenlenen ve şahitler huzurunda imzalanan adi yazılı 11.02.2014 tarihli “Hisse Devri ve Ortaklığın Sona Erdirilmesi” başlıklı sözleşmede, 21.08.2013 tarihini itibariyle geriye dönük olarak davalının davacıya 76.172,00 TL borçlu olduğunun kabul ettiğini, aynı gün davalının hissesini devraldığını, ancak sözleşmede kabul edilen borcun ödenmediğini iddia etmiş, davalı ise, aynı tarihli taraflarca düzenlenmiş ve noter tasdikli sözleşmede tarafların birbirlerini ibra ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık, dava konusu borcun ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
Taraflarca ve şahitler huzurunda imzalanmış ve inkar edilmeyen 11.02.2014 tarihli “Hisse Devri ve Ortaklığın Sona Erdirilmesi Sözleşmesi” başlıklı adi yazılı protokolün 1. maddesinde; “…Ltd Şti ortaklarından … kendisine ait olan hissesinin tamamını (%50) bugün itibariyle …’na noterden tasdikli olmak kaydıyla (bedelsiz) devredecek..” denildikten sonra protokolün 2. maddesinin (a), (b), (c) ve (d) bentlerinde özetle, …’nun bir takım taşınmazlardaki hissesini …’na devri karşılığında …Ltd. Şti’nin Beyoğlu ve Şişli’deki Mehmetçik projelerin ve Ümraniye’deki taşınmazın satışı, devri veya kiralanması yoluyla elde edilecek bedelin %40’nın ve bunun yanında HES ve GES projelerinde …’nun şahsi üzerinde bulunan payların satışı ya da devri karşılığında …’nun uhdesine geçecek bedelin %40’nın …’na ödenmesinin kararlaştırıldığı görülmüş, ( e) bendinde ise; “… İnşaat’a ait 21.08.2013 tarihine kadar olan ortaklar arasındaki görülen hesap neticesinde …, …’na 76.172,00 TL borçlu olup, ödeneceği konusunda mutabakata varılmıştır. Taraflar birbirlerini geriye dönük olarak ibra etmişlerdir.” denilmiştir.
Beyoğlu .. Noterliği’nin 11.02.2014 tarihli ..yevmiye nolu noter tasdikli “Hisse Devri ve Ortaklığın Sona Erdirilmesi Sözleşmesi” başlıklı protokolün 1. maddesinde, “…İnşaat..Ltd Şti ortaklarından … kendisine ait olan hissesinin tamamını (%50) bugün itibariyle …’na noterden imza tasdikli olmak kaydıyla 15.000 TL devredecek..” denildikten sonra 2. maddenin (a ) bendinde; “… İnşaat’a ait 21.08.2013 tarihine kadar olan ortaklar arasındaki görülen hesap neticesinde … ve … birbirlerini geriye dönük olarak ibra etmişlerdir.” denilmiştir.
Beyoğlu … Noterliği’nin 11.02.2014 tarihli … yevmiye nolu noter tasdikli “Limited Şirket Hisse Devri ” başlıklı sözleşmede, …’nun …İnşaat..Ltd Şti’ndeki hissesinin tamamını …’na 15.000,00 TL bedel karşılığında devrettiği, devir bedelinin nakden ve ve tamamen ödendiği görülmüştür.
Yukarıda yapılan değerlendirmeler ışığında somut olayda; tarafların ortağı oldukları şirketteki davalının hissesinin devri ve ortaklığın tasfiyesini amaçladıkları ve başlangıçta akdettikleri adi yazılı sözleşmeyi takriben noterde hisse devrinin gerçekleştiği ihtilafsızdır. 11.02.2014 tarihli adi yazılı sözleşmenin 2 ( e) bendinde 21.08.2013 tarihi itibariyle geriye dönük olarak davalının davacıya 76.172,00 TL borcunun olduğu kararlaştırılmış ise de, yine aynı tarihte düzenlenmiş ve noter tasdikli sözleşmenin 2/a bendinde 21.08.2013 tarihi itibariyle tarafların birbirlerini geriye dönük olarak ibra ettiği hüküm altına alınmıştır. O halde, dava konusu borç yönünden tarafların birbirlerini ibra ettiği gözetilmeden ilk derece mahkemesince, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Davacının icra takibinde haksız ise de kötü niyetli olduğu dosya kapsamı itibariyle sabit olmadığından davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle HMK.353/1.b.2.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılmasına ve davanın reddine dair hüküm aşağıda tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1.b.2. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu 15/05/2017 tarihli, 2016/125 E- 2017/345 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, davanın esası hakkında Dairemizce yeniden karar verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Davacının icra takibine girişmekte kötü niyetli olduğu sabit görülmediğinden, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 35,90 TL maktu red harcının peşin olarak yatırılan 919,97 TL harçtan mahsubu ile artan 834,70 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 8.728,92 TL nispi vekalet ücretin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
7-Davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru harcı olarak yatırılan 85,70 TL’nin Hazineye gelir kaydına,
8-Davalı tarafından yatırılan peşin istinaf harcının talep halinde davalıya iadesine,
9-Davalı tarafından istinaf yargılaması aşamasında yapılan 30.00 TL yargılama gideri, 85,70 TL istinaf yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 115,70 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
10-Gerekçeli kararın bir örneğinin Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,
11-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 10/05/2018 tarihinde oy birliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU:HMK 361. maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.