Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/1082 E. 2018/556 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1082
KARAR NO : 2018/556
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/09/2017
NUMARASI : 2015/1247 E.- 2017/653 K.
DAVANIN KONUSU : Anonim Şirket Genel Kurul Kararının İptali
Anonim şirket genel kurul kararlarının iptali istemiyle açılan davada, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karara karşı her iki taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirkette %20, babası …ın %30, kardeşi …’ın %29, kardeşi …’ın %20 ve …’ın çocuğu …’ın ise % 1 oranında hissesi bulunduğunu, davacı … ile diğer hissedarlar … ve … ‘ın kardeş, …n ise babaları olduğunu, 30/09/2015 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında gündemin 5 nolu maddesi ile finansal tabloların onanmasına karar verildiğini, gündemin 6 nolu maddesi ile yönetim kurulu üyeleri …, … ve …’nin ibrasına, 7 nolu gündem maddesi ile de karın %5’inin dağıtılmasına, kalan karın ise yedek akçe olarak ayrılmasına karar alındığını, bu kararların ana sözleşmeye ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğundan iptaline karar verilmesini istediklerini, TTK 424.maddesine göre bilonçoların onaylanması, yönetim kurulu üyelerinin ibrası sonucunu doğurduğundan TTK 436. maddesindeki oy yasağına dair düzenlemeye uyulmadığını, şirket ortaklarından …’a yönetim kurulu üyesi …’ın vasi tayin edildiğini, …’ın hem kendi adına hem de kısıtlı adına oy kullandığını, finansal tabloların hatalı olup gerçeği yansıtmadığını, tablolarda çelişkili durumlar bulunduğunu, şirketin 01/01/2014-31/12/2014 tarihleri arasında 23.368.658,00 TL zarar ettiğini, müvekkilinin yönetim kurulu üyeliğinden ayrılmasından hemen sonraki üç aylık dönemde 40.187.791,59 TL zarar ettiğini, şirketin aktiflerinin üç ayda azaldığını, gündemin 6 nolu maddesi ile yönetim kurulu üyelerinin ibra edildiğini, yönetim kurulu üyelerinin birbirleri lehine oy kullandıklarını, ayrıca kısıtlı …’ın vasisi aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olan …’ın yönetim kurulu üyelerinin ibrasında vasi sıfatıyla oy kullandığını, TTK 436. maddesinde belirlenen oy yasağına uyulmadığını, …’ın ibrasında geçen 2400 oyun geçersiz olması halinde ibra edilmemiş sayılacağını, gündemin 7 nolu maddesi ile 2014 yılı ile geçmiş yıllara ait karın %5’inin ortaklara dağıtılmasına, geriye kalanın olağanüstü yedek akçeye ayrılmasına karar alındığını, yıllarca kar dağıtılmadığını, biriken kar toplamının sermayenin 6 katına ulaştığını, zorunlu ayrılması gereken ve sermayenin %20’sine karşılık gelen miktarın üstünde yedek akçe ayrıldığını, ana sözleşmeye göre yedek akçeler ayrıldıktan sonra bakiye karın ortaklara dağıtılmasının zorunlu olduğunu belirterek, gündemin 5,6 ve 7 nolu maddeleri ile alınan kararların TTK 445.446.ve 436.maddeleri gereğince iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirket ortaklarından …’ın önce kısıtlandığını, sonra vefat ettiğini, davacı …’ın 19/09/2014 tarihine kadar davalı şirkette yönetim kurulu üyesi olduğunu, finansal tabloların oylanmasında TTK 436/1. maddesinin uygulanamayacağını, zira finansal tabloların onayı şahsi iş olarak nitelendirilemeyeceğini, bu sebeple 5 nolu kararın alınmasında bütün üyelerin yönetim kurulu olsa da oy kullanabileceğini, davacının 19/09/2014 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olması sebebiyle finansal tabloların içeriğinden bilgi sahibi olduğunu, bu şekilde dava açmasının hakkın kötüye kullanma olduğunu, 6111 sayılı Yasa’nın 11/2. maddesi kapsamında ortaklardan alacaklar hesabı düzeltildiğini, bilançoda belirlenen farkın torba yasadan kaynaklandığını, müvekkili şirketin pay sahiplerini hiçbir şekilde zarara uğratmadığını, davacının iddialarının yersiz olduğunu,yönetim kurulunun ibrasına dair kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, geçmiş yıllara ait karın dağıtılmamasına dair kararların kesinleştiğini, bu kararların iptaline dair dava açılmadığını, ülke genelinde yaşanan olumsuzluk ve hızlı değişkenlik sebebiyle 2014 yılı karının %5’ini aşan kısmının dağıtılmamasına dair karar alındığını, kararın kanuna ve ana sözleşmeye uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi yaptığı yargılama sonucunda; 30/09/2015 tarihli genel kurulda, …’ın vesayeten 240000 adet, …’ın 232000 adet, …’ın 160000 adet, …’ın 160000 adet, …’ın 8000 adet payının bulunduğu, iptali istenilen 5 nolu gündem maddesi ile finansal tabloların onaylandığı, genel kurul toplantısında vergi borcu ödenmesi nedeniyle onaya sunulan kar- zarar hesaplarındaki analizlerin gerçeğe uygun olmadığına dair somut delillere rastlanılmadığı gerekçesiyle 5 nolu gündem maddesinin iptaline dair talebin reddine, yönetim kurulu üyelerinden …ve …in oydan yoksun olmalarına rağmen oy kullandıkları, 160.000 olumsuz oya karşılık…’ın 240.000 oyu ile yönetim kurulu üyelerinin ibra edildiği, …’ın vasayet altında olup vasisinin … olduğu, …’ın vasi sıfatıyla … adına oy kullanmasına engel bir durum bulunmadığı, genel kurulda …’ın vasi yerine oy kullanabileceği gerekçesiyle 6 nolu gündem maddesinin iptali talebinin reddine, davalı kar dağıtılmamasının gerekçesini ekenomik gelişmelere ve risklere bağladığı, davalı şirketin varlık ve kaynak yapısına göre 2014 yılında tespit edilen olağan kar tutarının tamamı olmasa da 1/2’sine kadar dağıtılmasının makul olduğu, bu konudaki bilirkişi raporuna iştirak edildiği gerekçesiyle 7 nolu gündem maddesi ile alınan kararın iptaline karar vermiştir.
Bu karara karşı davacı vekili ile davalı vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
30/09/2015 tarihli bilanço ve gelir tablosunda ciddi çelişkiler bulunduğunu, şirket karda iken üç ay içerisinde büyük oranda zarar ettiği konusundaki iddiayı kabul etmediklerini, 6111 sayılı Yasa’nın 11. maddesi kapsamında kasa mevcudunun düzeltildiğini, kaydedilen tutarlar gerçek anlamda bir ticari zarar niteliği taşımadığından şirket kazancından indirilmesinin mümkün olmadığını,
TTK 436. maddesindeki oy yasağı ihlal edilerek yönetim kurulu üyeleri .. ve …’ın ibra edildiğini, … lehine kullanılan 240000 adet hissenin babası …a ait olduğunu ve …’ın vasisi olduğunu, vasinin bu şekilde kendi lehine oy kullanmasının menfaat çatışması olacağını, vasinin kendi lehine oy kullanamayacağına dair mahkemenin yazısı bulunduğunu, bu sebeple 6 nolu gündem maddesi ile alınan kararın iptali gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak 5 ve 6 nolu gündem maddeleri ile alınan kararların iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALI VEKİLİ İSTİNAFBAŞVURU DİLEKÇESİNDE;
Gündemin 7 nolu maddesi ile 2014 yılı karının %5’inin dağıtılmasına, kalan karın olağanüstü yedek akçeye ayrılmasına karar alındığını, aldırılan bilirkişi raporunda karın dağıtılmamasının gerekçesi makul görüldüğünü, ancak iptali hususunda takdirin mahkemeye bırakıldığını, gerek kök ve gerekse ek rapora karşı sundukları dilekçelerin incelenmediğini belirterek, 7 nolu gündem maddesi ile alınan kararın iptaline dair ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın bu madde yönünden de reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Davacı 30/09/2015 tarihli olğanüstü genel kurul toplantısında 5, 6 ve 7 nolu gündem maddeleri ile alınan kararların iptalini talep etmiştir. Toplantıya İbrahim Arıkan vasisi aracılığıyla, …, … ve … ise asaleten katılmışlardır. Şirket ortaklarından ve yönetim kurulu üyelerinden … .’ın vasisidir.
Şirket ortaklarından …ın 240.000 adet, …’ın 232.000 adet, … ve …’ın ayrı ayrı 160.000’er adet ve…’ın ise 8000 adet hissesi bulunmaktadır.
Gündemin 5 nolu maddesi ile finansal tabloların onayına dair karar, davacı …’ın 160.000 adet olumsuz oyuna karşılık 632.000 adet oyla alınmıştır.
Gündemin 6 nolu maddesi ile yönetim kurulu üyelerinden …’ın, davacı …’ın 160.000 adet olumsuz oyuna karşı 400.000 adet olumlu oyla, yönetim kurulu üyesi …’ın, davacının 160.000 adet olumsuz oyuna karşılık 472.000 adet olumlu oyla, yönetim kurulu üyesi … davacının 160.000 adet olumsuz oyuna karşı, 632.000 adet olumlu oyla oy çokluğuyla ibralarına karar verilmiştir.
Gündemin 7 nolu maddesi ile, 2014 yılı karının sadece %5’inin dağıtılmasına, davacının 160.000 adet olumsuz oyuna karşı 632.00 adet olumlu oyla oy çokluğuyla karar verilmiştir.
Her üç gündem maddesi ile alınan karara davacı olumsuz oy kullanmış ve ayrıca muhalefet şerhini tutanağa yazdırmıştır. Dava koşulunun bu yönden gerçekleştiği anlaşılmaktadır.
HMK.m.355 uyarınca istinaf incelemesi, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Finansal tablolarda yer alan bilgilerin gerçeği yansıtmadığına dair dosyaya ibraz edilen bir tespit raporu bulunmadığı, dosyaya sunulan bağımsız denetim raporunda da bir eleştiriye rastlanılmadığı, davalı şirketin 6552 sayılı Yasa’dan yararlanması nedeniyle şirketin 22.605.819,85 TL olağan karının bulunduğu, şirketin varlık ve kaynak yapısının bilirkişilerce etraflıca değerlendirildiği, onaya sunulan bilanço ve kar zarar tablolarında, finansal tabloların gerçeğe uygun olmadığına dair somut veriye rastlanılmadığı anlaşıldığından, gündemn 5 nolu maddesi ile alınan kararın iptaline dair ilk derece mahkemesince verilen red kararı isabetli bulunmuş olup bu konudaki davacı istinafı yerinde değildir.
Gündemin 6 nolu maddesi ile, yönetim kurulu üyesi … 160.000 olumsuz oya karşılık 400.000 olumlu oyla ibra edilmiştir. … kendi ibrasında oy kullanmasa da yönetim kurulu üyesi … diğer yönetim kurulu üyesi … lehine kendi hissesi oranında ayrıca vasisi olduğu … adına olumlu oy kullanmıştır. Yönetim kurulu üyesi … ise davacının 160.000 olumsuz oyuna karşı diğer yönetim kurulu üyesi …’ın olumlu oyu ile yönetim kurulu üyesi olmayan …ın vasi aracılığıyla kullandığı olumlu oyla ibra edilmiştir. … .’ın vasisi olduğunndan … kendi ibrasında, kendisi lehine vasi sıfatıyla oy kullanmıştır.
TTK 436/2.maddesi gereğnce, şirket yönetim kurulu üyeleri ile yönetimde görevli imza yetkisine haiz kişiler yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamazlar. Bu hüküm emredici nitelikte olması nedeniyle bu madde hükmüne aykırı hareket edilmesi halinde kullanılan oylar geçersizdir. Bu durumda … ile … yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy kullanamayacaklardır. Yönetim kurulu üyelerinin olumlu oyları düşüldüğünde yönetim kurulu üyeleri … ve … 240.000 adet kısıtlı …’ın oyu ile ibra edilmişlerdir.
Şirket ortaklarından … İstanbul 13.Sulh Hukuk Mahkemesinin 18/11/2014 tarih, 2014/591 E. 2014/1072 K. sayılı ilamı ile kısıtlanmasına ve kızı …’ın vasi olarak atanmasına, hükmün 9. bendi ile de şirket toplantıları ile diğer tüm işlemlerde kısıtlının vasi tarafından temsil edilmesine karar verilmiştir. Ancak mahkeme vesayet makamı, 21/01/2016 tarihli ara karar ile, kısıtlının hissedar olduğu şirketlerde genel kurul toplantılarında vasinin kısıtlı adına oy kullanamayacağına ve kısıtlının bu toplantılarda kayyumla temsili gerektiğine dair karar almış, bu konuda vasiye ve davalı şirkete tebligat yapmıştır. Ara karar tarihi 21/01/2016 olup iptali talep edilen genel kurul ise 30/09/2015 tarihlidir.
Yukarıda da ifade edildiği gibi, … davalı şirketin yönetim kurulu üyesi ve …’ın vasisidir. Yönetim kurulu üyesi, diğer yönetim kurulu üyesinin ibrasında oy kullanması mümkün olmamasına rağmen, kendi ibrasında vasi sıfatıyla kendi lehine veya vasi sıfatıya diğer yönetim kurulu üyesinin ibrasında oy kullanıp kullanamayacağının tartışılması gerekir.
TMK’nin 426/2. maddesi gereğince, bir işte yasal temsilcinin menfaati ile kısıtlının menfaati çatışıyorsa, istek üzerine veya resen o işle sınırlı olmak üzere kısıtlıya temsil kayyumu atanabilir.
TMK 418.madesi gereğince de vasi atanacak kişinin menfaati ile kısıtlının menfaatinin çatışmaması zorunludur.
TMK 448. maddesi gereğince, vasi vesayet altındaki kişiyi bütün hukuki işlemlerde temsil eder. TMK 462 ve 463.maddelerindeki izin gerektiren haller saklıdır.
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1072 karar sayılı ilamında da, vasiye şirket toplantılarında kısıtlıyı temsil etmesi konusunda yetki verilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında şirket ortaklarından herhangi birisinin kısıtlanması halinde, vasi şirket ortağı değilse genel kurul toplantılarına katılarak oy kullanmasına engel bir durum yoktur.
TTK 436/2.bendinde, yönetim kurulu üyeleri kendi ibralarında ve diğer yönetim kurulu üyelerinin ibralarında oy kullanamayacakları düzenlenmiştir.Bu bent emredici nitelikte olduğuna göre yönetim kurulu üyesi ve vasi olan ortağın da yönetim kurulu üyesi olarak kendisinin ibrasında vasi adına oy kullanamayacağı gibi yine diğer yönetim kurulu üyesinin de ibrasında vasi olarak oy kullanamayacaktır. Bu olayda yönetim kurulu üyesi olan vasi ile kısıtlı arasında menfaat çatışması bulunmaktadır. Şirket ortağı kısıtlı …’ın, yönetim kurulu üyelerinin ibrasında ancak TMK 426/2.maddesi gereğince atanacak kayyum aracılığıyla oy kullanabilir.
Yönetim kurulunun üyelerinin ibrasında kısıtlının kayyumla temsil edilmesi gerekir. Bu sebeple yönetim kurulu üyesi olan … ‘ın vasisinin yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy kullanamayacağı göz önüne alındığında, gündemin 6.maddesi ile alınan kararda, davacının oyu dikkate alındığında, ibra kararı alındığından söz edilemez. Bu nedenle, yönetim kurulu üyelerinin ibrasına dair 6 nolu kararın iptali gerekir. Bu sebeplerle gündemin 6.maddesi ile alınan kararın iptaline karar verilmesi gerekirken reddine dair ilk derece mahkemesi kararı yerinde olmadığından, davacının bu konudaki istinaf başvurusu haklı bulunmuştur.
Gündemin 7 nolu maddesinde %5 kar dağıtılmasına karar alındığı, gerekçe olarak da artan risklerin gösterildiği, şirketin 22.605.819,85 TL düzeyinde kar elde ettiği, bu karın tamamı olmasa da yedek kanuni akçeler ayrıldıktan sonra 1/2’sine kadar dağıtılmasının makul olacağına dair bilirkişi değerlendirmesi bulunduğu, dosya kapsamına göre şirketin mali yapısının %5’den daha fazla oranda kar dağıtmaya elverişli olduğndan gündemin 7 nolu maddesi ile alınan kararın iptaline dair ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik yoktur. Bu nedenle, davalı vekilinin bu konudaki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davalının istinaf başvurusu HMK.m.353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddedilmiştir.
Davacı vekilinin istinafı yönünden ise; ilk derece mahkemesince yapılan tahkikatın yeterli olduğu ancak, gündemin 6.maddesiyle alınan genel kurul kararı yönünden, karar verilirken kanunun olaya uygulanmasında hata edildiği, bu hatanın istinaf mahkemesince HMK.m.352/1.b.2.maddesi uyarınca düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)HMK.m.353/1.b.1. maddasi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,
B)HMK.m.353/1.b.2.maddesi uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılarak esas hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;
1- Davanın kısmen kabulü ile davalı şirketin 30/09/2015 tarihli olağan genel kurul toplantısında 6 nolu gündem maddesi ile alınan yönetim kurulu üyelerinin ibrası ile ilgili kararın ve 7 nolu gündem maddesi ile alınan geçmiş yıllara ait karın dağıtılmasına dair kararın iptallerine,
2- Gündemin 5 nolu maddesi ile alınan genel kurul kararının iptali talebinin reddine,
3- Alınması gerekli 35,90 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 8,20 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4- a)Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvuru harcı ve 27,70 TL peşin harç 4,10 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 59,90 TL harç giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b)Davacı tarafından harcanan bilirkişi ücreti, tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 3.135,00 TL yargılama giderinin, tarafların davadaki haklılık durumuna göre 2/3 oranında belirlenen 2.090,00 TL’lik bölümünün davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmı davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT.’ne göre hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6- Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT.’ne göre hesaplanan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,6-
8- Artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
9- Kararın mahiyetine göre taraflarca yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
10- Kararın mahiyetine göre, taraflarca yapılan istinaf kanun yolu masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
11- Gerekçeli kararın birer örneğinin Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraf vekillerine tebliğine,
14- Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353.1.b.1-2. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 24/05/2018 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU: HMK 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.