Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/1077 E. 2018/126 K. 15.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1077
KARAR NO : 2018/126
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/10/2017
NUMARASI : 2017/349 -2017/885 E.K
DAVANIN KONUSU : Tespit
Taraflar arasındaki tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, davalı şirketin 11.06.2009 tarihinde tescil edilerek 2 ortaklı olarak kurulduğunu, müvekkili ortağın 10 yıl süre ile müdür olarak seçildiğini, 20.08.2009 tarihli noter hisse devir sözleşmesi ile müvekkilinin davalı şirkette mevcut hissesinin tamamını usulüne uygun şekilde 3. bir kişiye devrettiğini, davalı şirkette ortaklık sıfatının kalmadığını, davalı şirket ortaklarının yapılan hisse devirlerinden dolayı devamlı değiştiğini, nihayetinde davalı şirketin 26.06.2013 tarihinde tescil edilen ve ticaret sicil gazetesinin 02.07.2013 tarihli sayısında yayımlanan en son yapılan şirket hisse devirlerin onaylanmasına ilişkin 12.06.2013 ve 2013/11 numaralı ortaklar kurulu kararı ile davalı şirket hissesinin tamamının …’nin olduğunu, yine aynı kararda daha önceden münferiden müdürlük görevine atanan şirket ortaklarından . …r.I’nin müdürlük görevine son verildiğini ancak müvekkilinin müdürlük görevine son verilmediğini, halen davalı şirketin müdürü olarak gözüktüğünü, hisse devirleri sonucunda en azından bir ortağın şirketin yönetim ve temsil hakkına haiz olması gerektiğinden 3 yıllığına … ’nin şirket müdürü olarak atandığını, ancak bu müdürün 3 yıllık görev süresinin 26.06.2016 tarihinde dolduğunu, müvekkilinin sicil kayıtlarında davalı şirketin müdürü olarak yer aldığını tesadüf sonucu öğrendiğini, bunun üzerine davalı şirkete müdürlük görevinden istifasına yönelik 13.02.2017 tarihli noter ihtarnamesi keşide ettiğini, ancak ihtarın bilatebliğ döndüğünü, ticaret sicil müdürlüğüne yapılan müracaattan da sonuç alınamadığını, müvekkilinin şirketteki tüm hisselerini devretmiş olduğunu, ayrıca davalı şirketin 12.06.2013 tarihli ve 2013/11 numaralı ortaklar kurulu kararı ile davalı şirkette herhangi bir şekilde bağının kalmadığını ileri sürerek hisse devrine ilişkin 12.06.2013 tarihli ortaklar genel kurulunun karar tarihi itibari ile müvekkilinin müdürlük görevinden istifasının tespitine, bu kararın tescili ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, dava tarihinden sonra yapılan davalı şirketin 14.04.2017 tarihli ortaklar kurulu kararı ile davacının şirket müdürlüğünden 28.05.2013 tarihi itibari ile istifa ettiği, istifasının kabul edilerek ve müdürlük yetkisinin kaldırılmasına karar verildiği, aynı kararda şirket müdürlüğüne 10 yıl süreyle…’nin seçildiği, anılan kararın sicile tescil edildiği gerekçesiyle davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin şirketteki hisselerini devretmesine karşın kayıtlarda müdür olarak görünmeye devam ettiğini, müvekkilinin 12.06.2013 tarihi itibari ile istifa ettiğinin tespiti talep edildiğini, ancak mahkemece, müvekkilinin şirket müdürlüğünden 28.05.2013 tarihi itibari ile istifa ettiği ve bu tarih itibari ile istifanın kabul edilmesine ilişkin 14.04.2017 tarihli davalı şirketin ortaklar kurulu kararına dayalı karar verdiğini, taleple bağlı kalınmadığını, talep gibi tespite hükmedilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, şirket müdürlük görevinden istifa edildiğinin tespiti, bu kararın tescili ve ilanına ilişkindir.
Davacı, kurucu hissedarlarından ve aynı zamanda 10 yıl süre ile müdürü olduğu davalı şirketteki hissesinin tamamını devrettiğini, şirket ortaklığından ayrıldığını, 12.06.2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ile onaylanan hisse devirleri sonucunda şirketin hisselerinin tamamının dava dışı …’ye geçtiğini, müdürlük görevinden istifasına yönelik davalı şirkete keşide edilen 13.02.2017 tarihli ihtarnamenin tebliğ edilemediğini iddia ederek şirket müdürlüğünden 12.06.2013 tarihi itibari ile istifa ettiğinin tespitini istemiş, davalı davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince davadan sonra yapılan davalı şirketin 14.04.2017 tarihli ortaklar kurulu kararı ile davacının şirket müdürlüğünden 28.05.2013 tarihi itibari ile istifa ettiğinin ve bu tarih itibari ile istifasının kabul edildiğinin karara bağlandığından konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Somut olayda; davacının 2009 yılında kurulan davalı şirketin kurucu iki ortağından biri olup, ana sözleşmeyle 10 yıl süreliğine müdür olarak atandığı, şirketteki tüm hisselerini 2009 tarihinde devretmesine karşın müdürlük sıfatının devam ettiği, 31.01.2012 tarihli ortaklar kurulu kararı ile davacının müdürlük görevi devam etmek üzere, şirket ortakları dışından dava dışı…’in münferiden müdür olarak atandığı, 12.04.2013 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanan 27.03.2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ile ..l’in müdürlük görevinden istifası kabul edilerek şirket hissedarlarından..5 yıllığına müdür olarak seçildiği, 12.06.2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ile hisse devirlerin onaylanması sonucunda davalı şirketin hisselerinin tamamının …’ye ait olduğu, şirket müdürü …’in müdürlük görevinin sonaerdiği, yaptığı dönemle ile ilgili ibrasına ve …’nin 3 yıl süreliğine şirket müdürlüğüne seçimi karara bağlanmıştır.
Bu açıklamalar ışığında, dosya kapsamı itibariyle, davacının istifa iradesini bildirdiği ihtarnamesinin öncesine ilişkin müdürlük görevini sona erdirdiğine dair ortaklar kurulu kararı ya da herhangi bir irade açıklaması bulunmamaktadır. Başka bir ifadeyle, davacının şirketteki tüm hisselerini devretmesinden sonra da, müdürlük görevini devam ettirdiği, en son şirket ortağı ile birlikte müdürlük görevini yürüttüğü ve bundan sonra da müdürlük görevinden istifa ettiğine dair irade açıklaması veya bu hususta alınmış ortaklar kurulu kararı bulunmadığı gözetildiğinde istinaf edenin sıfatına ve aleyhe hüküm verme yasağı kapsamına göre, yerinde görülmeyen istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın Yazı İşleri Müdürlüğü tarafından taraflara tebliğine,
5-Dosyanın, karar kesinleştiktensonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.361.maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açık olmak üzere, HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KANUN YOLU :HMK 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde temyiz yolu açıktır.