Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/1051 E. 2018/106 K. 08.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2017/1051
KARAR NO : 2018/106
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/04/2017
NUMARASI : 2015/1189- 2017/263 E.K
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalıya taşıma hizmeti verildiğini, karşılığında düzenlenen faturalardan kaynaklı bakiye alacağın ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine girişilen icra takibinin itiraz sonucu durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkilinin ponza taşı nakliye işini yaptığını, ton başı 48-50 TL olmak üzere taşımayı kabul ederek işe başladığını, davacının ilk 4-5 fatura haricinde düzenlediği faturalarda ton başının 55 TL üzerinden hesaplandığını, bunun üzerine müvekili tarafından davacıya iade faturası düzenlendiğini, davacıya yapılan ödemeler ve iade faturası dikkate alındığında davacının alacağının olmadığını belirterek davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, taraflar arasındaki ticari ilişki uyarınca davacı tarafça davalıya nakliye hizmeti verildiği ve hizmetin bedeli olarak davalıdan icra takip tarihi itibarı ile tahsili gerekir 8.527,77-TL tutarında alacağının bulunduğu, bu alacak miktarına yönelik takibe davalının yaptığı itirazın haksız ve kötü niyetli olduğu, ancak takip tarihinden sonra dava tarihine kadar olan süreç içerisinde davalının yapmış olduğu ödemeler düşüldükten sonra davacının davalıdan 4.348,51-TL alacağının bulunduğu, taleple bağlı kalındığı gerekçesiyle davanın kabulüne itirazın iptali ile takibin 4.000,00-TL asıl alacak yönünden devamına ve davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından ton başı 55 TL üzerinden düzenlenen 7 adet faturayla fazladan müvekkilinden talepte bulunduğunu, bu nedenle davacıya iade faturasının düzenlendiğini, ancak bu iade faturasının mahkemece itibar görmediğini, salt davacı kayıtlarına göre karar verildiğini, 26.02.2014 tarihli 1.547,40 TL ödeme kaydının muhasebeci hatasına dayalı olarak davacı kayıtlarından silindiğini, bu ödemenin borçtan mahsubu gerektiğini, ayrıca 25.03.2016 tarihli 1.990,27 TL ödemenin hesaba dahil edilmediğini, koşulları oluşmadığı halde müvekkili aleyhine icra inkar tazminatına hükmedildiğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, nakliye faturalardan kaynaklı bakiye alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatının tahsili isteğine ilişkindir.
Davacının davalıya taşıma hizmeti verdiği ve karşılığında 11 adet faturanın düzenlendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, bu faturalardan 2014 Mart ve Eylül aylarında düzenlenen 7 adet faturanın 48-50 TL ton/başı üzerinden fiyatlandırılması gerekirken anlaşmaya aykırı olarak 55 TL ton/başı üzerinden fiyatlandırıldığı iddiasından ve davalı ödemelerinden kaynaklanmaktadır.
Taraflar arasında yazılı bir taşıma sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacının düzenlediği sözkonusu bir kısım faturaların anlaşmaya aykırı olarak fazladan fiyatlandırıldığı gerekçesiyle davalı tarafça davacıya 31.03.2015 tarihli fiyat farkı faturası düzenlenmiş ise de bu faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı gibi davacı tarafça bu fatura kabul edilmemiştir. Dolayısıyla davacının düzenlediği faturalara süresinde itiraz etmeyen ve kayıtlarına geçiren davalının fatura bedellerine yönelik itirazı yerinde değildir. Ayrıca davalı, ton başına fiyatın kararlaştırıldığına dair yazılı bir sözleşme veya başkaca bir kanıt sunmamıştır.
Davacının ticari defterlerinde yer alan 26.02.2014 tarihli 1.547,40 TL ödemenin sehven kaydedildiğinden bahisle bu ödemenin kabul edilmemiş olması doğru değildir. Tacir, kendi defterine yazdığı ödeme kaydıyla bağlıdır. Bu tutarın davalının borcundan düşülmesi gerekir. Bu durumda bu ödeme de dikkate alındığında icra takip tarihi itibariyle davacı alacağının 6.980,37 TL olduğunun kabulü gerekir.
Kural olarak; itirazın iptali davalarında takip tarihindeki borçluluk durumu saptanarak, takipten sonra ve ancak davadan önce bu takip sebebiyle yapılan ödemeler yönünden dava açılmasında hukukî yarar bulunmadığı gözetilerek uyuşmazlık çözülmelidir. Somut olayda; icra takip tarihinden sonra ve fakat davadan önce yapılan davalı tarafça yapılan 24.04.2015 tarihli 2.000 TL, 22.05.2015 tarihli 1.000 TL ve 19.06.2015 tarihli 1.500 TL olmak üzere toplam 3 adet ödeme bulunmaktadır. Yapılan bu ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsubu gerekir (TBK.nın 84. md). Bu durumda davacının icra takip tarihi itibari ile 6.980,37 TL alacağına kısmi ödemelerin yapıldığı tarihte geçerli olan %10,50 avans faiz oranı dikkate alınarak toplam 105,13 TL faiz alacağı hesaplanmıştır. Davalının kısmi ödemelerin mahsubu sonucunda dava tarihinden önceki en son ödeme tarihi olan 19.06.2015 tarihi itibari ile davacının alacağının 2.585,50 TL olduğu belirlenmiştir. Davalının dava tarihinden sonra yapmış olduğu 25.03.2016 tarihli 1.990,27 TL ödemenin icra müdürlüğünce infazda dikkate alınması gerekir.
Davadan önce, borçlu tarafından yapılan ödemeler yönünden itirazın iptali davası açılmasında davacının hukuki bir yararı olmadığının kabulü gerekir. 18.4.2007 gün, 19-159/220 Sayılı Hukuk Genel Kurulu Kararında da vurgulandığı üzere davadan önce ödenen miktar yönünden icra inkar tazminatına hükmedilemez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının istinaf başvurusu yerinde görüldüğünden HMK 353/1.b.2.maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, yargılama konusundaki hüküm fıkrasının düzeltilmesi gerektiği kanaatine varıldığından, ilk derece mahkemesi kararının düzeltilerek esas hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine dair aşağıdaki hüküm krulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile HMK 353/1.b.2. maddesi uyarınca, İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu 21/04/2017 tarihli, 2015/1189E- 2017/263 K. sayılı kararının düzeltilerek esas hakkında Dairemizce yeniden hüküm verilmesine, bu doğrultuda;
1-Davanın kısmen KABULÜNE , bu doğrultuda;
a-Davalının Kocaeli . İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibine vaki itirazının İİK’nın 67/1.maddesi uyarınca kısmen iptali ile 2.585,50 TL asıl alacağın, 19.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili için takibin devamına; dava tarihinden sonra yapılan 25.03.2016 tarihli 1.990,27 TL ödemenin icra müdürlüğünce infaz aşamasında dikkate alınmasına,
b-Faturaya konu alacak likit-bilinebilir olduğundan asıl alacak üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 517,10 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE ;
c-Davacının fazlaya ilişkin istemiyle, davalının kötü niyetli tazminat talebinin REDDİNE,
d-Alınması gerekli 176,61 TL harçtan peşin alınan 27,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 148,91-TL harcın davalıdan tahsiline, Hazineye irad kaydına,
e-Davacı tarafından harcanan 55,40 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
f-Davacı tarafça harcanan 800,00-TL bilirkişi ücreti ve 114,25-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 914,25-TL yargılama giderinin, davanın kabul ve red oranlarına göre hesaplanan 585,12 TL’lik bölümünün davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA ,
g-AAÜT’ne göre, kabul edilen kısım için belirlenen 2.180,00 TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
h-Reddedilen kısım üzerinden hesap edilen 1.414,50 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE ,
ı-Davalı tarafından yatırılan kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde istem halinde davalıya İADESİNE ,
i-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan yargılama gider avansından MAHSUBU ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
3-a)Davalı tarafından yatırılan istinaf kanun yolu harçlarının, istinaf talebinin kısmen reddi sebebiyle Hazineye gelir kaydına,
b)Bakiye 106,61 TL nispi istinaf harcının davalıdan tahsiline, Hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından istinaf yargılaması sırasında yapılan 25.00 TL posta giderinin, talebin kabul ve red oranına göre hesaplanan 8,80 TL’lik bölümünün davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
6-Gerekçeli kararın birer örneğinin İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğine,
7-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.2. maddesi uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 08/02/2018 tarihinde oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi.
KANUN YOLU : HMK. 362/1.a maddeleri uyarınca, dava değeri itibariyle karar her iki taraf yönünden kesindir.