Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/1043 E. 2018/496 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2017/1043
KARAR NO : 2018/496
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2017
NUMARASI : 2016/479- 2017/948 E.K
DAVANIN KONUSU : Tazminat
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLAR İDDİA VE SAVUNMA ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı … şirketin sigortalısı olan ….AŞ’yi tüm aktif ve pasifleri ile devraldığını, devralınan şirket ile davalı arasında 07.11.2014-07.11.2015 tarihleri arasındaki 1 yıllık dönemi kapsamak üzere abonman sigorta sözleşmesi akdedildiğini, bu poliçenin tanzimini takiben 14.11.2014 tarihli zeyilname ile poliçenin 5’inci sayfasındaki “istisnalar” kısmının “g” maddesi değiştirilerek “Yükün araçla birlikte çalınması hasarlarında ve emniyeti suistimal hasarlarında geçerli olmak üzere; bu sigorta %100 sigorta bedelinin %15’inin sigortalının üzerinde kalması ve meydana gelecek hasarlard sigortalının bu oranla hasara iştirak etmesi kaydıyla sigortalıya müşterek sigorta (koasürans) şeklinde yapılmıştır.” düzenlemesinin getirildiğini, devralınan sigortalı şirketin Gaziantep’ten İstanbul’a gıda maddesi taşıma işini üstlendiğini, taşıma işini kiraladığı …plakalı kamyon ve sürücüsü …’e yaptırdığını, taşınmak üzere 12.03.2015 tarihinde tam ve sağlam şekilde teslim alınan emtianın hırsızlığa konu olduğunu, durumun adli makamlarla ve eş zamanlı davalıya bildirildiğini, araç tescil belgesi ve taşımaya ilişkin faturanın sahte olarak düzenlenmiş olduğunun anlaşıldığını, çalıntı araçla taşınan emtiaya ulaşılamadığını, müvekkilinin mal bedelini göndericiye ödediğini, davalı tarafça hasar dosyası açıldığını, ekspertiz raporunun düzenlendiğini, buna rağmen davalının taşımanın kiralık araçla yapıldığının bildirilmediğini ve hasar bildiriminin zamanında yapılmadığını gerekçe göstererek zararın tazmininden kaçındığını ileri sürerek 10.985,47 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, taşımanın kiralık araçla yapılacağının müvekkiline bildirilmediğini, süresi içinde hasar ihbarında bulunulmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporu sonucunda, davacı taşıyıcı şirketin kiralık araç ile sevkiyat sağlaması halinde, üzerine düşen özen ve yükümlülüğü yerine getirdiğini ispat edemediği, piyasadan temin ettiği aracın şase numarası ile plaka ve ruhsat bilgilerinin uyumlu olup olmadığına bakmadığı, salt ruhsat ve ehliyetin fotokopisinin alınması ile yetinildiği, hasar ihbarının süresi içinde yapılmadığı, zararın davacının kendi ihmal ve kusuru ile oluştuğu, hasarın poliçe teminatının sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili tarafından bu karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf sebeplerinde özetle; Hükme esas alınan bilirkişi raporundaki tespitler ile gerekçeli kararda gösterilen tespitlerin çeliştiğini, kiralanan aracın şasi numarası ile dosyada bir tespit bulunmazken gerekçeli karardan aracın ruhsatındaki motor şasi numarasının üzerindeki şasi numarasından farklı olduğu sonucuna varıldığını, hasara ilişkin olarak davalının ekspertiz raporunu dosyaya ibraz etmediğini, araca ilişkin tüm kayıtların dosyaya sunulmasına rağmen değerlendirilmediğini belirterek ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; zararın poliçe teminat haricinde kaldığını, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararındaki tespit ve değerlendirmelerin yerinde olduğunu belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE
Dava, davacı sigortalı şirket tarafından taşımaya konu emtianın hırsızlığa konu olmasından dolayı ödediği zarar bedelinin sigorta poliçesi kapsamında sigorta şirketinden rücuen tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda uyuşmazlık, sigortalı şirketin zararının poliçe kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
Devralınan sigortalı şirket ile davalı arasında 10.11.2014 tarihinde akdedilen 07.11.2014 başlangıç 07.11.2015 bitiş tarihli abonman sigorta sözleşmesinde; “kiralık araçlar ile yapılacak sevkıyatlar şirket merkezine aylık olarak faks çekilecek olup, hasar durumunda önceki aylara ilişkin bildirimlerin yapılmadığı tespit edilir ise, kiralık araçlar ile olan taşımalar teminat harici olacaktır.” denilmiş olup, istisnalar başlıklı bendin (b) maddesinde; “Gerçek dışı beyan (sahte ehliyet, ruhsat, plaka, motor ve şasi numaralı araçlar) emtianın uygun olmayan araçlar ile taşınması, taşımayı yapan aracın yüke ve yola elverişsiz olması halinde doğacak hasar ve kayıplar”, (g) maddesinde ise; “ araç sürücüsünün malı çalması, emniyeti suistimal teminatı” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır. Aynı poliçenin “Hasar Tespiti ve Tazminatın Ödenmesi Esasları” başlıklı bendin (h) maddesinde; “Bütün hasarın sigortalı/sigorta ettiren tarafından öğrenilmesinden itibaren anında veya engeç 3 iş günü içinde sigorta şirketinin genel merkezine durumun bildirilmesi gerekmektedir.” denilmiştir.
14.11.2014 tanzim tarihli zeyilnamede poliçede (g) maddesi hükümsüz addedilerek yerine, “Yükün araçla birlikte çalınması hasarlarında ve emniyeti suistimal hasarlarında geçerli olmak üzere; bu sigorta %100 sigorta bedelinin %15’inin sigortalının üzerinde kalması ve meydana gelecek hasarlard sigortalının bu oranla hasara iştirak etmesi kaydıyla sigortalıya müşterek sigorta (koasürans) şeklinde yapılmıştır.” düzenlemesi getirilmiştir.
Poliçenin konusunun sigortalı şirketin kendisine ait ve /veya kiralık kullandığı araçlar ile T.C sınırları içerisindeki taşımaları kapsadığı, bir başka anlatımla kiralık araçla yapılan taşımanın poliçenin teminat kapsamında olduğu, ancak poliçede kiralık araçlarla yapılacak sevkiyatların aylık olarak şirket merkezine faksla bildirilmesinin aksi halde kiralık araçlarla yapılan taşımaların teminat harici olacağının hükme bağlandığı görülmüş ise de, bildirimin aylık olarak yapılacağı öngörüldüğünden taşıyıcının önceden hangi aracı kiralayarak taşıma yaptıracağını bilmesi durumunda sözkonusu olacağı gözetildiğinde günlük taşıma sirkülasyonu içinde araç temini halinde aylık olarak önceden bildirim imkanı bulunmamaktadır. Ne var ki, bildirim yapılmaması ile vuku bulan hasar arasında uygun illiyet bağının bulunması gerektiğinden bu bağlamda kiralık araçlarla yapılan taşımalarda sigortalının yüksek dikkat ve özen borcu kapsamında gerek kiralanan araç ve sürücü hakkında yeterli nitelikte araştırma yapması yükümlülüğü bulunmaktadır.
Diğer taraftan Gaziantep 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/437 E. sayılı ceza dosyasında, müştekinin sigortalı şirketinin müdürü…r, şüphelisi … olduğu, şüphelinin kendisini …n olarak tanıtarak bu kişi adına düzenlenmiş ve üzerinde kendi resminin olduğu sürücü belgesini sunarak aslında … plakalı ve babası … adına kayıtlı kamyona … plakayı taktığı ve bu şekilde müşteki ile taşıma anlaşması yaptığı ve teslim aldığı emtiayı alıcısına götürmediği iddiasıyla şüpheli hakkında dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasının derdest olduğu görülmüştür.
Hal böyle olunca davacının bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini dosya kapsamı itibariyle kanıtlayamamıştır (Emsal Yargıtay 11. HD, 09.06.2015 tarih, 2014/11369 -2015/7971 E.K sayılı ilamı).
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK 353/1.b.1.maddesi uyarınca, istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davacı tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye irad kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,
5-Gerekçeli kararın birer örneğinin Mahkememiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,
6-Dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK.353.maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, oybirliğiyle ve kesin olarak karar verildi. 10/05/2018
KANUN YOLU : HMK.362/1.a maddesi uyarınca, dava konusunun değerine göre karar kesindir.