Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi 2017/1035 E. 2018/136 K. 16.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
14. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2017/1035
KARAR NO : 2018/136
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/09/2017
NUMARASI : 2017/587 2017/650
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
Davacı vekili dava dilekçesi ile; ihyasını talep ettikleri “…LTD. ŞTİ.” aleyhine İst. Anadolu 20. İş Mahkemesi 2013/748 E. sayılı dosyasında hizmet tespit davası açtıklarını, 01/02/1998-01/10/2008 tarihleri arasında müvekkilinin kesintisiz çalışmasının tespit edildiğini, mahkemece verilen kararın temyizi üzerine ilk derece mahkemesi kararının Yargıtay 10. H.D’ince bozulduğunu, bozma sonrası davalı adına çıkartılan davetiyenin tebliğ edilememesi üzerine davalı şirketin sicilden tasfiye sonucu terkin edildiğini öğrendiklerini, bu sebeple İş Mahkemesince şirketin ihyasına dair dava açmak üzere taraflarına süre verildiğini belirterek, bu dosyada taraf teşkilinin sağlanması amacıyla şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tasfiye memuru … vekili cevap dilekçesinde; usulüne uygun yapılan tasfiyenin geçerli olduğunu, davacının tasfiyeye süresinde itiraz etmediğini, davanın haksız olduğunu, davanın zamanaşımı ve süre yönünden reddi gerektiğini, hiçbir faaliyeti olmayan şirketin tasfiyesinin zorunlu hale geldiğini, ihya davası diye bir davanın bulunmadığını belirterek davanın esastan reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
İlk Derece Mahkemesi; TTK 547/1.maddesinde ek tasfiye işlemlerinin düzenlendiği, uygulamada bu dava türünün ihya davası olarak nitelendirildiği, bu davanın açılmasına zaman aşımının öngörülmediği, davacı tarafından davalı aleyhine iş mahkemesinde dava açıldığı, davanın görülmesi ve davanın sonucunda verilecek karar sonrası infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasında zorunluluk bulunduğu, ihya davasının açıldığı tarihte davalının tasfiye memuru olarak görev ifa ettiği belirtilerek, davanın kabulü ile şirketin ihyasına ve davalının ek tasfiye işlemleri bitinceye kadar tasfiye memuru olarak atanmasına karar vermiştir.
Bu karara karşı davalı tasfiye memuru vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı tasfiye memuru vekili istinaf başvuru dilekçesinde;
Davacının ihya davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığını, zira iş mahkemesinde yürüyen davanın hizmet tespiti davası olup bu dosyadaki davacının davasını ispat etmiş olsa dahi infaz aşamasında bu durumu SGK’dan talep edileceğini ve sigortalılığını sağlayacağını, akabinde müvvekkili ile SGK arasında uyuşmazlık çıkacağını, bu sebeple iş mahkemesindeki dosya için şirketin ihyasının gerekli olmadığından davanın reddi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava, TTK 547. maddesi gereğince, tasfiyesine karar verilmiş bulunan şirketin ek tasfiye işlemlerinin yerine getirilmesi için sicil kaydının ihyası talebine ilişkindir.
Dosyamız davacısı …l tarafından davalının tasfiyesini yaptığı şirket ve SGK aleyhine, 01/02/1998-01/10/2008 tarihleri arasında davalı iş yerinde kesintisiz olarak çalıştığının tespitine yönelik dava açılmıştır. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine ilk derece mahkemesi kararı Yargıtay 10. H.D’since bozulmuştur. Bozma sonrası davalı şirketin ticaret sicilinden tasfiye edildiğinin anlaşılması üzerine 07/03/2017 tarihli duruşmanın 5. numaralı ara kararı ile davalı şirketin ihyasına yönelik dava açması ve iş davasında bu şekilde taraf teşkilini sağlanmak üzere davacı tarafa süre verilmiştir. İş mahkemesince oluşturulan ara kararı doğrultusunda davacı … vekili iş bu davayı açmıştır.
İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün yazı cevabına göre, ihyası talep edilen şirketin 10/11/2014 tarihinde tasfiyesine yönelik karar alınmış, 30/12/2015 tarihi itibariyle de iş mahkemesindeki dava halen derdest olmasına rağmen tasfiyesi sonlandırılarak tescil ve ilan edilmiş, şirketin kaydı ticaret sicilinden terkin edilmiştir.
TTK 547. Maddeye göre ” (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”.
Davalı şirket aleyhinde açılmış ve halen derdest olan bir dava bulunmasına rağmen tasfiye kararı alınarak tasfiye sonu ticaret sicilinden terkin edilmiştir. Dolayısıyla şirket aleyhinde açılmış ve yürüyen bir dava bulunduğuna göre, davacının bu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. İş mahkemesindeki derdest dosyada davanın davalı şirkete yönetilmesi zorunludur. İş mahkemesindeki davanın hükme bağlanabilmesi için taraf teşkili yönünden şirketin ihyasında hukuki zorunluluk bulunmaktadır.
Bu gerekçelerle davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 353/1.b.1.maddesi uyarınca istinaf başvurusunun esastan reddine,
2-Davalı tasfiye memuru tarafından yatırılan istinaf başvuru harçlarının Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tasfiye memuru tarafından yapılan istinaf başvuru giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Gerekçeli kararın bir örneğinin Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara tebliğine,
5-Dosyanın, karar kesinleştikten sonra, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine dair;
HMK 353/1.b.1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 15/02/2017 tarihinde oybirliğiyle ve temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
KANUN YOLU :HMK 361.maddesi uyarınca, iş bu gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğ tarihlerinden itibaren iki hafta içinde temyiz yolu açıktır.